(Adnan Oktar'ın 29 Ekim 2009 Tarihli Çay Tv Ve Maraş Aksu Tv Röportajından)
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Ey Nuh dediler…” diyor Cenab-ı Allah, “bizimle çekişip durdun” yani tartıştın, sürekli anlattın. “bu çekişmede ileri gittin. “Yani o anlatımından çok rahatsız olmuşlar, hakkı anlattığı için. “Eğer doğru söylüyorsan bize vaadettiğini getir (görelim.)” Yani o zaman bir bela gelsin de anlayalım diyorlar. Hâşâ. “Dedi ki: “Eğer dilerse, onu size Allah getirir ve siz (O'nu) aciz bırakacak değilsiniz”. “Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin Rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz”. Diyor. O devirde de biliyorsunuz Hz. Nuh’u çok uzun süre uğraştırdı o devrin insanları, bir türlü ikna olmadılar.
Nuh onlara diyor ki; “gizli gizli, açık açık da yaklaştım Ya Rabbi” diyor. “Hiçbir şekilde dinlemiyorlar beni” diyor. Cenab-ı Allah o zaman sen gemiyi hazırlamaya başla dedi ona Cenab-ı Allah. Ahşaptan çok büyük bir gemi yaptı biliyorsunuz. Tabii, 950 yıl yaşamıştır. Ömürler yavaş yavaş kısaldı sonradan. Çok uzundu insanların ömrü. Yaptığı gemiye ihtiyaç olan hayvanlardan da birer çift, bir dişi bir erkek, bir dişi bir erkek; onları da al dedi. İnsan zannediyor ki bütün hayvan çeşitlerinden, öyle değil. İhtiyaç olan hayvan çeşitlerinden almıştır. İnşaAllah. Ve bütün dünya çapında olmamıştır Nuh tufanı, belirli bir bölgede olmuştur. Cenab-ı Allah onları geminin içerisine koydu, tufan başlayınca yüzmeye başladı gemi. Ne kadar şahane! Bütün kapakları kapattılar, Müslümanlar onun içerisinde. Belli bir süre sonra tufan durdu, bir dağın üstünde biliyorsunuz gemi karaya oturdu. Yiyecekleri de pek kalmamış o dönemde, işte biraz üzüm, biraz nohut, bulgur, hepsini getirin demiş Hz. Nuh, bir tencereye hepsini doldurdular.
SUNUCU: Aşure oradan çıkmış değil mi Hocam?
ADNAN OKTAR: Evet… Aşureyi kaynatıyorlar, orada son yemekleri o işte, onu beraber güzelce yiyorlar. Ondan sonra yeniden dünyaya oradan dağıldılar. Hz. Nuh’tan itibaren…
(Adnan Oktar'ın 16 Ocak 2011 Kanal Avrupa ve Çay Tv'deki Canlı Sohbetinden)
Bismillah açıyorum; Hud Suresi, 38; “Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyorlardı. ‘Eğer bizimle alay ederseniz, alay ettiğiniz gibi biz de sizinle alay edeceğiz’ dedi. ‘Artık ileride bileceksiniz, aşağılayıcı azap kime gelecek, sürekli azap kimin üstüne çökecek.’” Müslümanların hakimiyeti, deccaliyetin yok oluşundan bahsetmiyor mu burada? O devrin Mehdi (a.s)’ı kim? Hz. Nuh (a.s). Mehdi (a.s)’ın talebeleri kim? Gemi ehli. O devrin deccaliyeti kim? Bütün dünya. Bütün dünyayı şu an deccaliyet kaplamadı mı? Kapladı. Bir avuç Mehdi grubu, Mehdi topluluğu bunlara mücadele veriyor mu, vermiyor mu? Aynısı işte. Mesela 42. ayette diyor ki; “(Gemi) Onlarla dağlar gibi dalga(lar) içinde yüzüyorken Nuh, bir kenara çekilmiş olan oğluna seslendi: “Ey oğlum, bizimle birlikte bin ve kâfirlerle birlikte olma.” “Mehdi cemaatine katıl, küfrün tarafında, deccalin tarafında olma” diyor oğluna. “(Oğlu) Dedi ki: “Ben bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur.”. Materyalist düşünüyor, Kuran’a göre düşünmüyor. Yani o devrin hak olan kitabına göre düşünmüyor.
“Bugün Allah'ın emrinden, esirgeyen olan (Allah)dan başka bir koruyucu yoktur.” Ve ikisinin arasına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.” Deccal taraftarları boğuluyorlar, yok oluyorlar. 32. ayet “Ey Nuh, bizimle çekişip-durdun, bu çekişmede ileri de gittin.” Nuh (a.s) ne diyor? Yaratılışı savunuyor. Onlar neyi savunuyorlar? Tesadüfü savunuyorlar. Yaratılış inancı ile evrim inancının bir mücadelesi var. Bak, “bizimle çekişip durdun,” “tartıştın” diyor. Tartışmaya giriyor, ilmi tartışma. “Bu çekişmede ileri gittin” diyor. Rahatsız oluyorlar onun tebliğ yapmasından. Şu an bizden rahatsız olmaları gibi. Bizden de rahatsız olmuyorlar mı? “İleri gittin, sen ne yapıyorsun?” diyorlar. “Seni olmadık işkencelere uğratırız. Öldürürüz, asarız, keseriz” diyorlar. Biz Mehdi (a.s) öncüsü olarak bu tehditleri alıyorsak, Mehdi (a.s) da alıyordur. “Eğer doğru söylüyorsan, bize vaadettiğini getir (görelim.)” Biz de vadetmiyor muyuz, Müslümanlık hakim olacak, küfür yok olacak diye? Vadediyoruz. Vahye dayalı olarak, Peygamberimiz (s.a.v)’in vahyini naklediyoruz. “Dedi ki: “Eğer dilerse, onu size Allah getirir ve siz (O'nu) aciz bırakacak değilsiniz.” Biz de ne diyoruz? Cenab-ı Allah dilerse Mehdi (a.s)’ı sizin karşınıza çıkarır, İsa Mesih (a.s)’ı da karşınıza çıkartacak diyoruz. Allah’ı aciz bırakamazsınız diyoruz.
“Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz.” Darwinistlere, materyalistlere anlatıyoruz, Allah azdırmayı dilemiş, dinlemiyor adamlar, değil mi? “O sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz.” ““Bunu kendisi uydurdu” mu diyorlar?” Bize de öyle diyor adamlar, “kendisi uyduruyor” diyorlar bize. Evrimle ilgili açıklamalarımız. Yaratılışı anlatıyoruz, “uyduruyor” diyorlar. “De ki: “Eğer onu ben uydurduysam, günahım bana aittir. Ama ben, sizlerin suç olarak işlemekte olduklarınızdan uzağım.” Nuh'a vahyedildi: “Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme.”“ Mehdi (a.s) devrinde de sadece Mehdi cemaati Mehdi (a.s)’a tabi olacaktır. Ne diyor ayette? “Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak” diyor Allah. Belirli kimlerin inanacağı.
“Şu halde onların yaptıklarından dolayı üzülme.” Haramdır üzülmek. “Bizim gözetimimiz altında ve vahyimizle gemiyi imal et. Zulmedenler konusunda Bana hitapta bulunma. Çünkü onlar suda- boğulacaklardır.” Mehdi (a.s)’ın gemisine binenler kurtulacaklar, Mehdiyet gemisine binenler kurtulacaklar. Deccalin taraftarları da ahir zamanda boğulacaklar, manen boğulacaklar. Ahir zamanın Nuh (a.s)’ı gibidir Mehdi (a.s), inşaAllah. Onun için diyor; “karda sürünerek dahi olsa, onun yanına gelin (onun gemisine gelin, onun topluluğuna gelin. Anadolu şu an Nuh’un gemisi gibi, Türkiye. Bütün dünyayı kurtaracak gemidir. Hakikaten görünüşü de gemi gibidir. Etrafı denizlerle dolu, her tarafı denizlerle dolu. Ortada bir gemi gibi, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 5 Şubat 2010 tarihli röportajından Hud Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Hud Suresi, 32. “Dediler ki: ‘Ey Nuh, bizimle çekişip-durdun, bu çekişmede ileri de gittin. Eğer doğru söylüyorsan, bize vaadettiğini getir” diyorlar. Şimdi bize de diyorlar değil mi, bayağı ileri gittin diyorlar. Yani susmamızı istiyorlar. Müslümanlara da aynı şekilde olur yani sırf Peygamberlere değil. “Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz” diyor Nuh. “O sizin Rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz. Onlar: ‘Bunu kendisi uydurdu’ mu diyorlar? De ki: ‘Eğer onu ben uydurduysam, günahım bana aittir. Ama ben, sizlerin suç olarak işlemekte olduklarınızdan uzağım.’” Sürekli Peygamberleri de yalancılıkla itham ediyorlar. Müslümanları da değil mi ahir zamanda, yalancılıkla itham ediyorlar. Bu son derece normal bir durum. Yani Müslüman bundan gocunmayacak, şaşırmayacak. İmtihan olarak bununla karşılaşır Müslüman. İnşaAllah.
OKTAR BABUNA: inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar’ın 16 Ocak 2011 tarihli röportajından Hud Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyorlardı. ‘Eğer bizimle alay ederseniz, alay ettiğiniz gibi biz de sizinle alay edeceğiz’ dedi. ‘Artık ileride bileceksiniz, aşağılayıcı azap kime gelecek, sürekli azap kimin üstüne çökecek.’” Müslümanların hakimiyeti, deccaliyetin yok oluşundan bahsetmiyor mu burada? O devrin Mehdi (a.s)’ı kim? Hz. Nuh (a.s). Mehdi (a.s)’ın talebeleri kim? Gemi ehli. O devrin deccaliyeti kim? Bütün dünya. Bütün dünyayı şu an deccaliyet kaplamadı mı? Kapladı. Bir avuç Mehdi grubu, Mehdi topluluğu bunlara mücadele veriyor mu, vermiyor mu? Aynısı işte.
Mesela 42. ayette diyor ki; “(Gemi) Onlarla dağlar gibi dalga(lar) içinde yüzüyorken Nuh, bir kenara çekilmiş olan oğluna seslendi: “Ey oğlum, bizimle birlikte bin ve kâfirlerle birlikte olma.” “Mehdi cemaatine katıl, küfrün tarafında, deccalin tarafında olma” diyor oğluna. “(Oğlu) Dedi ki: “Ben bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur.” Materyalist düşünüyor, Kuran’a göre düşünmüyor. Yani o devrin hak olan kitabına göre düşünmüyor. “Bugün Allah'ın emrinden, esirgeyen olan (Allah)dan başka bir koruyucu yoktur. Ve ikisinin arasına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.” Deccal taraftarları boğuluyorlar, yok oluyorlar. “Ey Nuh, bizimle çekişip-durdun, bu çekişmede ileri de gittin.” Nuh (a.s) ne diyor? Yaratılışı savunuyor. Onlar neyi savunuyorlar? Tesadüfü savunuyorlar. Yaratılış inancı ile evrim inancının bir mücadelesi var.
Bak, “bizimle çekişip durdun,” “tartıştın” diyor. Tartışmaya giriyor, ilmi tartışma. “Bu çekişmede ileri gittin” diyor. Rahatsız oluyorlar onun tebliğ yapmasından. Şu an bizden rahatsız olmaları gibi. Bizden de rahatsız olmuyorlar mı? “İleri gittin, sen ne yapıyorsun?” diyorlar. “Seni olmadık işkencelere uğratırız. Öldürürüz, asarız, keseriz” diyorlar. Biz Mehdi (a.s) öncüsü olarak bu tehditleri alıyorsak, Mehdi (a.s) da alıyordur. “Eğer doğru söylüyorsan, bize vaadettiğini getir (görelim.)” Biz de vaaadetmiyor muyuz, Müslümanlık hakim olacak, küfür yok olacak diye? Vaadediyoruz. Vahye dayalı olarak, Peygamberimiz (s.a.v)’in vahyini naklediyoruz. “Dedi ki: “Eğer dilerse, onu size Allah getirir ve siz (O'nu) aciz bırakacak değilsiniz.” Biz de ne diyoruz? Cenab-ı Allah dilerse Mehdi (a.s)’ı sizin karşınıza çıkarır, İsa Mesih (a.s)’ı da karşınıza çıkartacak diyoruz. Allah’ı aciz bırakamazsınız diyoruz. “Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz.” Darwinistlere, materyalistlere anlatıyoruz, Allah azdırmayı dilemiş, dinlemiyor adamlar, değil mi?
“O sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz.” “Bunu kendisi uydurdu” mu diyorlar?” Bize de öyle diyor adamlar, “kendisi uyduruyor” diyorlar bize. Evrimle ilgili açıklamalarımız. Yaratılışı anlatıyoruz, “uyduruyor” diyorlar. “? De ki: “Eğer onu ben uydurduysam, günahım bana aittir. Ama ben, sizlerin suç olarak işlemekte olduklarınızdan uzağım.” Nuh'a vahyedildi: “Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme.” Mehdi (a.s) devrinde de sadece Mehdi cemaati Mehdi (a.s)’a tabi olacaktır. Ne diyor ayette? “Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak” diyor Allah. Belirli kimlerin inanacağı.
“Şu halde onların yaptıklarından dolayı üzülme.” Haramdır üzülmek. “Bizim gözetimimiz altında ve vahyimizle gemiyi imal et. Zulmedenler konusunda bana hitapta bulunma. Çünkü onlar suda- boğulacaklardır.” Mehdi (a.s)’ın gemisine binenler kurtulacaklar, Mehdiyet gemisine binenler kurtulacaklar. Deccalin taraftarları da ahir zamanda boğulacaklar, manen boğulacaklar. Ahir zamanın Nuh (a.s)’ı gibidir Mehdi (a.s), inşaAllah. Onun için diyor; “karda sürünerek dahi olsa, onun yanına gelin (onun gemisine gelin, onun topluluğuna gelin. Anadolu şu an Nuh’un gemisi gibi, Türkiye. Bütün dünyayı kurtaracak gemidir. Hakikaten görünüşü de gemi gibidir. Etrafı denizlerle dolu, her tarafı denizlerle dolu. Ortada bir gemi gibi, inşaAllah.