Hud Suresi, 54-57, 61 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 18 Ocak 2011 tarihli röportajından Hud Suresi ile ilgili açıklamalar

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım.

54. ayet- “Biz: 'Bazı ilahlarımız seni çok kötü çarpmıştır' (demekten) başka bir şey söylemeyiz” diyorlar, bazı ilahlarımız seni çok kötü çarpmıştır”, yani “aklına zarar gelmiş senin, aklına bir şeyler etki etmiş” diyorlar. Hani var bazı tipler, benim şeyhim seni çarpar, çarptı, buna benzer. O zaman da başka türlü bir kafa var. “Dedi ki: “Allah'ı şahit tutarım, siz de şahitler olun ki, gerçekten ben, sizin şirk koştuklarınızdan uzağım.” Çünkü çarparsa Allah çarpar. İnsan çarpmaz. İnsanı şirk koşmak haramdır.

55. ayet- “O'nun dışındaki (tanrılardan). Artık siz bana, toplu olarak dilediğiniz tuzağı kurun, sonra bana süre tanımayın.” “İstediğinizi yapın” diyor. Elinizden geleni. İster iftira edin, ister hakaret edin, oyun oynayın, tuzak kurun, değil mi? İhbarda bulunun, ne yapıyorsanız, yapın.

56. ayet- “Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim.” “Allah’ın koruması altındayım” diyor. Ne yaparsanız. Çünkü siz bir şey yaptığınızda, onu da Allah yaratacak. Küfür bir atak yaptığında onu da Allah yaratacak. Dolayısıyla Müslüman hayatı garantili. “O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur.” Ne demek? Küfürle bir atak yaptığında, alnından Allah onu tutmuş durumda. O da bir kötülük yapmaya kalktığında, onu da Allah yaratır. Dolayısıyla herkes kontrol altında ve Müslüman güvencede.

“Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)” Hiçbir etkisi olmaz. Yoksa normalde küfür dünyayı allak bullak eder. Yani küfür o kadar güçlü ve kalabalık ki. Münafıklar o kadar güçlü ve kalabalık ki. Yani dünyada bir tane Müslüman bırakmaması lazım normalde küfrün. Ama anlından denetlendikleri için hiçbir şey yapamıyorlar. Allah’ın dediği kadarını yapabiliyorlar. Yoksa küfür yani bir günde bitirir bütün Müslümanları, istese. Bir günde. Çünkü münafıklarla ittifak halinde oldukları için de çok mebzul münafık var. Muazzam zülüm yapabilirler ama yapamıyorlar. Niye? Alınlarından denetlenmiş vaziyetteler. Her adımı, her hareketi, her konuşması kontrol altındadır. Allah’ın dediği kadarını yapabilir.

57. ayet- “Buna rağmen yüz çevirirseniz, artık size kendisiyle gönderildiğim şeyi tebliğ ettim.” Yani Kuran’ı tebliğ ettim. “Rabbim de sizden başka bir kavmi yerinize geçirir.” Siz yapmıyorsanız, başka bir kavim gelir. “Siz O'na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz.” Mesela Mehdi (a.s) cemaatine hiçbir şekilde zarar veremezler, inşaAllah. “Doğrusu benim Rabbim, her şeyi gözetleyip-koruyandır.”

61. ayet- “Semud (halkına da) kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: “Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka İlahınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin,” Allah’tan af dileyin. “sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, (duaları) kabul edendir.” Allah, “ben yakınım” diyor. Ve “duaları kabul edendir” diyor, Allah.

 


Hud Suresi, 49, 61 Ayetlerinin Tefsiri

(Tevbe etmek berekettir, kalbe ferahlık verir, aklı açar, Allah'ın rızasına uygun bir harekettir.)

 

(Adnan Oktar'ın 11 Mart 2011 Kocaeli TV'deki Canlı Sohbetinden)

ADNAN OKTAR: Hud Suresi, şeytandan Allah’a sığınırım. 49, Cenab-ı Allah diyor ki; “Şu halde sabret.” Müslüman iyilikte, güzellikte sürekli devamlı olursa buna sabır deniyor. “Sabret. Şüphesiz,” “şüphe etmeyin” diyor Allah. “Güzel olan sonuç takva sahiplerinindir.” Kim İslam’a, Kuran’a titizse, güzel sonuç dünyada da, ahirette de onların olacak diyor Allah, müjde veriyor Allah, inşaAllah.

61. ayet; “Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin.” Allah’a tevbe edin. “Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, (duaları) kabul edendir.” Tevbe etmek berekettir, kalbe ferahlık verir, insanın üzerindeki ağırlığı kaldırır Allah, ferahlıktır. Çok önemlidir sık sık tevbe etmek. Kalbi ferahlandıran, aklı açan bir güzelliktir. Allah açar kalbi ve Allah’ın rızasına uygun bir harekettir. “Allah’ın alnından yakalayıp-denetlemediği hiç bir canlı yoktur.” Böcekler dahil, virüsler dahil, bakteriler dahil, “hepsini Ben kontrol ederim” diyor Allah. “Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)”

 


Hud Suresi, 61-68 Ayetlerinin Tefsiri

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah'a sığınıyorum. 61’inci ayette Cenab-ı Allah diyor ki; “eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, dünyanın üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiçbir şey bırakmazdı.” Yani; “insanlar o kadar çok hata yapıyorlar, o kadar çok günaha giriyorlar ki” diyor Allah, “eğer böyle bir durumda ceza verilmesi gerekseydi, dünyayı yerle bir ederdim” diyor Allah. “Ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.” Yani; “kaderde neyse o olur” diyor Allah. “Onlar, Allah'a, hoşlarına gitmeyen şeyleri uygun görürler, dilleri de yalan olarak en güzel olanın 'kendilerinin olduğunu' düzmektedir.” Yani; “kendi hurafeci, kendi münasebetsiz düşüncelerinin en güzel olduğunu düşünürler” diyor. “Hiç şüphesiz ateş onlar içindir ve hiç şüphesiz onlar, (cehennemde) öncülerdir.” Yani cehennemde azap çekeceklerini belirtiyor Allah. “Andolsun Allah'a, senden önceki ümmetlere de (elçiler) gönderdik.” Her devirde Mehdiler var. Yani boş olan hiçbir devir yok.

“Fakat şeytan onlara yapıp ettiklerini süslü göstermiştir; bugün de onların velisi odur ve onlar için acı bir azap vardır.” Yani mesela Darwinizm'i ve materyalizmi onlara süslü gösteriyor. Anormal bir şey olduğunda süslü gösteriyor. Kumarı, zulmü, acıları süslü gösteriyor. “Bugün de onların velisi odur” yani şeytandır “ve onlar için acı bir azap vardır. Biz Kitabı ancak, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman” bak, “ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman”; gerek Tevrat'ta, gerek İncil'de, gerekse yobazların ortaya çıkardıkları düşüncelerde “ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman ve inanan bir kavme rahmet ve hidayet olması dışında (başka amaçla) indirmedik.” Yani; “sapkın olan inançları ortadan kaldırmak için indirdik” diyor Cenab-ı Allah. Mesela teslis inancı insanların çok canını yakan bir şey. Allah doğrusunu söylüyor. Ama hayrettir ya koskoca insanların, aklı başında insanların… Yani Hz. İsa (a.s.)’ın peygamber olduğu açıkça belli. İnsan; yiyor, içiyor, uyuyor. Adamlara bakıyoruz; “Hz. İsa (a.s.) kimdir?” diyoruz, “Allah'tır” diyor koskoca adam. Ve yüz milyonlarca adam bunu söylüyor. Kabus gibi. Gözlerime inanmıyorum. Uyuyor, yemek yiyor, Allah'a dua ediyor, Allah'ın birliğinden bahsediyor.

Adam diyor ki; “Allah'tır” diyor, “Hz. İsa (a.s.)” diyor. Yani böyle bir dünya var, böyle bir garip ortam var. Allah, bunları düzeltmek için işte Kitap'ın indirildiğini, aynı zamanda Kitap'ın bir yönünün de bu olduğunu söylüyor, bu anormalliği gidermek için olduğunu söylüyor. “Allah gökten su indirdi, ölümünden sonra yeri onunla diriltti; işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten bir ayet vardır.” Yani; “işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten bir ayet vardır.” “Ben bunda bir işaret koydum” diyor Allah, “bu açıklamada.” Bu ayetin zahir anlamı bu; yağmurla ölü toprak dirilir. Ama hadiste bu ayet için, Hz. Mehdi (a.s.)'ın nüzulü ile Allah, ölümünden sonra yeri Hz. Mehdi (a.s.) vesilesi ile dirilteceğine işaret ettiğini söylüyor.

ALTUĞ BERKER: Hocam Ebu Muhammed Bakır; “direkt Hz. Mehdi (a.s.) için nazil olmuştur” diyor, “bu ayet.” “Nüzul sebebi” diyor, “Hz. Mehdi (a.s.).”

ADNAN OKTAR: Evet, “nüzul sebebi” diyor, “Hz. Mehdi (a.s.). Esbab-ı nuzül odur” diyor. “Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır.” Mesela hayvanları gösteriyoruz; herkes kasılıyor sevemediği için. Acayip şekerler. Biri öbüründen şeker, öbürü öbüründen şeker. İnsanın ilk aklına gelen; “bir sarılsam şuna. Bir mıncıklasam şöyle bir sevsem, bir öpsem.” Yani insan ne yapacağını bilemiyor; acayip tatlılar. Saftirik saftirik de bakıyorlar insana. “Size karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru bir süt içirmekteyiz.” Yani “kan” diyor, “vücudundaki kandan” Allah “ve vücudundaki sindirilmekte olan gıdalardan bembeyaz, mis gibi süt oluşturuyorum” diyor Allah. Şimdi orada kullanılan malzemelerle süt çok zıt; vücudundaki sindirilen gıda ile kan; ve oluşan şey mis gibi süt.

Süte bakıyoruz; yüksek oranda kalsiyum, yüksek oranda magnezyum. Vücudun iskeletinde kullanılan ana mineraller. Yüksek oranda D vitamini, A vitamini, B vitamini komplekslerinin tamamı, C vitamini, içinde diğer vücuda faydalı yan maddeler, protein, en kaliteli protein, yani vücudun rahatça sindirebileceği protein ve nefis bir koku, karbonhidrat, şeker, süt şekeri; hepsi onun içerisinde ama vücudun ihtiyacı olan her şey, kükürde varıncaya kadar, yani saçlar için gereken, kaslar için gereken, tırnak için gereken, vücudun bütün organları için gereken her türlü malzeme en uygun miktarda ve en kaliteli şekilde sütün içerisinde var. Malzeme ne? Yarı sindirilmiş gıdalar ve kan. “Onun içerisinden” Allah, “çıkarıyorum” diyor, “sütü.” Ki zaten peynir, süt falan kahvaltılarda, yiyeceklerde, yoğurt temel gıdalardan. Mesela yoğurdun lezzeti çok güzel. Peynirler öyle, çeşit çeşit peynirler, yoğurtlar, ayranlar, hepsi birbirinden lezzetli.

“Hurmalıkların ve üzümlüklerin meyvelerinden kurdukları çardaklarda hem sarhoşluk verici içki, hem güzel bir rızık edinmektesiniz.”“Hurmalıkların ve üzümlüklerin meyvelerinden”. Hurmalarda, mesela hurmayı alıyoruz böyle özel baklava gibi, özel yapılmış gibi. Yani çok yoğun şeker var. Katılaşmış reçel gibi artık. Bayağı güzel. “Üzümlüklerin meyvelerinden”. Mesela kurutulmuş üzüm de çok lezzetli, yaş üzüm de çok lezzetli. “Çardaklarda hem sarhoşluk verici içki”. Kuran’da “sarhoşluk verici içki” diye geçiyor mu o ayet? Ona bir bakalım.

ALTUĞ BERKER: İnşaAllah Hocam.

ADNAN OKTAR: Evet o tam karşılığına bakalım. “Hem güzel bir rızık edinmektesiniz.” Pekmez yapılıyor, sirke yapılıyor, üzüm suyu yapılır, pestil yapılır, hepsi yapılıyor. “Şüphesiz aklını kullanabilen bir topluluk için, gerçekten bunda bir ayet vardır.” Yani; “eğer dikkatlice düşünür, tetkik eder, araştırırsanız çok fazla hikmet var” diyor Allah. “Hurmalıklar ve üzümler”. Yine şekerli tatlı yiyeceklerden, buradan da bala geçiyor Cenab-ı Allah. “Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin.” Balarısına vahyediyor. “Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin.”