Hud Suresi, 6, 9-10 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 19 Kasım 2012 tarihli sohbetinden Hud Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Yeryüzünde hiç bir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın.” Hepsi benden diyor Cenab-ı Allah. (Hud Suresi, 6)

Allah yemin ediyor Hud Suresi 9. ayette, şeytandan Allah’a sığınırım; “Andolsun, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip-alsak” mesela canını alsa yahut malını alsa veya sağlığını alsa, “kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir nankördür.” Umudunu kesmiş bir de nankörlük yapıyor. Allah’a isyan ediyor.

10- “Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırsak, kuşkusuz; “Kötülükler benden gidiverdi” der. Çünkü o, şımarıktır, böbürlenendir.” Allah tarafından olduğuna inanmaz diyor Cenab-ı Allah.

 


Hud Suresi, 9-10 Ayetlerinin Tefsiri

(Tüm hastalıkları Allah iyileştirir, tüm nimetleri Allah verir)

 

(Adnan Oktar'ın 28 Aralık 2009 tarihli Kral Karadeniz, Adıyaman Asu ve Ekin TV röportajından)

ADNAN OKTAR: Cenab-ı Allah Hud Suresi’nde diyor ki; “Andolsun, Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip-alsak,” önce bir rahmet, mesela bolluk veriyor, zenginlik, sağlık, sıhhat, veriyor. Fakat “sonra bunu kendisinden çekip-alsak,” imtihan için, “kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir nankördür.” Allah’a isyan ediyor, niye böyle... Kim verdi onu sana? Allah verdi. Kim alıyor? Allah alıyor. E ne oluyorsun? İnşaAllah. “Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet taddırsak, bu sefer de kuşkusuz; “Kötülükler benden gitti” der. Çünkü o, şımarıktır, böbürlenendir.” Kendisi yaptığını düşünüyor. Mesela kanser oluyor. En iyi hastaneye gittim diyor. Muazzam tedavi uyguladım diyor. İşte bilmem ne otundan yedim diyor, falan ilaçları aldım diyor. İlaçların etkisiyle diyor şey gitti benden diyor, hastalık gitti diyor. Senden hastalığı Allah götürdü. Ve de şımarıyor, böbürleniyor bu sefer de televizyonlara çıkıp o şımarıklığını göstertiyor. Allah’a hamd edeceğine, tabii. Bu diyor bilimin başarısı diyor. Bilimi kim yaratıyor? O ilaçları kim yaratıyor, değil mi? İnşaAllah.

 


Hud Suresi, 9. Ayetinin Tefsiri

(İttihad-ı İslam için sabır ve istikrar gerekir)

 

(Adnan Oktar’ın 5 Şubat 2011 Kocaeli Tv Aba Tv’deki Sohbetinden)

ADNAN OKTAR: Hud Suresi, 9, şeytandan Allah’a sığınırım. “Andolsun, Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip-alsak” yani önce o zenginlik bereket, bolluk, rahatlık versek, sonra çekip alsak. “Kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir nankördür.” Hemen Allah’a karşı tavır alır” diyor ve nankörleşir diyor. Nimet verirken ama ses çıkarmaz diyor. Ama nimeti aldığında nankörleşir ve Allah’a tavır alır diyor. “Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet taddırsak” yani onu değiştirsek üstünden kaldırsak. “Kuşkusuz; “Kötülükler benden gidiverdi” der. Çünkü o, şımarıktır, böbürlenendir.” Onu da Allah’a vermez diyor. Yine kendi imkanlarıyla tesadüfler sonucu olduğunu olduğuna inandığı için, şımarıklığını ve böbürlenmesini yaparak kötülükler benden gitti der diyor.

“Sabredenler ve salih amellerde bulunanlar başka.” Sabretmek ne demek? Mesela biz buraya röportaja geliyoruz, iki yıldan beri yoğunlaştık, otuz yıldan beri devam ediyorum. Otuz yıldan beri hiç tatile çıkmadım, hiç. Geceli, gündüzlü faaliyet yapıyoruz. Fevkalade bir durum olmadıktan sonra geliyorum. Bu nedir? Sabırdır. Kitap dağıtmaya devam ediyoruz, kitap basmaya devam ediyoruz, kitap yazmaya devam ediyoruz, Mehdiyet’i anlatmaya devam ediyoruz, İttihad-ı İslam’ı anlatmaya devam ediyoruz. Bu nedir? Sabırdır. Ben mesela desem ki; “ben kitapları dağıttım, Darwinizm ile ilgi görevim bitti, İttihad-ı İslam’ı anlattım, o da bitti. Mehdiyet’i de anlattım, kaç defa anlatacağım, iki kere, beş kere, on kere anlattım, o da bitti. Ben çekileyim işime gücüme bakayım” diyebilirim, demem çünkü bu konuda sabır ve istikrar gerekir. Sürekli devam edilmesi lazım neticeleninceye kadar. “İşte, bağışlanma ve büyük ecir bunlarındır.” Allah’ın rızasını bu kişiler kazanır diyor Allah ve günahlarını da bağışlarım diyor Allah inşaAllah.

 


Hud Suresi, 9-10 Ayetlerinin Tefsiri

(Hayır ve şer Allah'tan gelir)

 

Sayın Adnan Oktar'ın 9 Şubat 2015 tarihli sohbetinden Hud Suresi ile ilgili ayet açıklamaları.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınıyorum: “Andolsun, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp” yani bir nimet, güzellik tattırıp, “sonra bunu kendisinden çekip-alsak,” yani birden fakir olsa veyahut ceketini kaybetse veyahut arabası çalınsa veyahut arabası kaza yapsa, evi yansa buna benzer, “kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir nankördür.” [Hud Suresi, 9] Allah’a isyan ediyor. Nankörlükten kasıt, Allah’a isyan ediyor, yerlere yatıyor. Daha önce onu sana veren O değil mi? Nerede alıyor? Kafanın içinde alıyor. Sen nerede yerlere yatıyorsun? Kafanın içinde yerlere yatıyorsun, arabanı senin kafanın içinde alıyor, görüntüsünü alıyor. Evini de kafanın içinde alıyor görüntüsünü alıyor kafanda. Dışarıdaki evini sen asla göremezsin, sonsuza kadar göremezsin. Dışarıdaki arabanı sonsuza kadar göremezsin, beynindeki görüntüsünü görebilirsin. Yerlere yattığında beynindeki görüntüsü gittiği için oluyor. Beynine yeniden görüntü veriyor Allah, o zaman da havalara sıçrıyor, acayip seviniyor. Ama nankörlüğünün çirkinliğini Allah vurguluyor. Allah “zaluma ve cehula” diyor, zalim ve cahildir diyor. Halbuki hepsini veren Allah. Allah aldığında, bir hayır olduğunu düşünüp, hemen hikmet nazarıyla bakmak lazım.

“Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra” hastalık olabilir, bela olabilir, dertler olabilir, korku olabilir, tedirginlikler olabilir, “ona bir nimet tattırsak,” iyilik veya zenginlik, bolluk, mesela hiç ummadığı yerden para gelebilir, “bir nimet tattırsak kuşkusuz; ‘Kötülükler benden gitti’ der. Çünkü o, şımarıktır, böbürlenendir.” [Hud Suresi, 10] Yani kendi imkanlarıyla yaptığını zanneder. “Şahane bir araba aldım ağabey” diyor. Onu senin beynini içinde Allah verdi sana. “Kendi emeğimle, su elimi görüyor musun bu elimin emeğiyle yaptım” diyor. Sen elinin emeğiyle yapmadın, Allah beyinin içinde yarattı. Saflığı bırak, kafanı çalıştır biraz. Nerede sen öyle elinin emeğiyle yapıyorsun? “Fabrikadan geldi” diyor. Fabrikadan gelmez araba, Allah yaratır. Beyninin içine araba nasıl girsin? Fabrikanın ne işi var senin beynini içinde. Sen beyninin içindeki arabayla ilgilenmiyor musun? Fabrikanın yapacağı bir şey yok ki orada. Fabrikayı da senin beynini içinde Allah yaratıyor.