Yusuf Suresi, 84-108 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 23 Mart 2010 tarihli röportajından Yusuf Suresi ile ilgili açıklamalar.

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah'ı sığınırım. “Ve onlardan yüzünü çevirdi ve Ey Yusuf'a karşı artan dayanılmaz kahrım dedi babası”. Müthiş seviyor Hz. Yusuf'u. “Ve gözleri üzüntüsünden ağardıkça ağırdı ki yutkundukça yutkunuyor”. Ne sevimli maşaAllah. Hani var ya insanlar üzüntüden böyle yutkunuyorlar. Acayip üzülmüş. Gözleri ağardıkça ağırdı. Demek ki gözleri de bak üzüntü gözleri de zarar veriyor. Görme gücünü kırar. Gözleri de rahatsızlık verir. Yani gözlerin canlılığını, berraklığını ortadan kaldırır. Sevgide göz güzelleşir. Ama üzüntüde göz çöker. Nitekim bak diyor ki ayette “gözleri üzüntüsünden ağardıkça ağırdı ve yutkundukça yutkunuyordu”. Bu mesela çok tehlikeli. Hastalık meydana getirebilir.

“Allah adına hayret dediler. Hala Yusuf'u anıp duruyorsun. Sonunda ya kahrından hastalanacaksın”. Kur'an buna dikkat çekiyor Cenab-ı Allah. Yani üzüntünün hastalığa sebep olabileceğini. “Ya da helake uğrayanlardan olacaksın”. Yani tamamen ölebilirsin diyorlar. “Dedi ki”, 86'da. 86'da. “Dedi ki; “ben dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum”. Demek ki, 86'da bir şey var. Bak, “ben dayanılmaz kahrımı”. Demek ki çok şiddete üzülmüş. “Dayanılmaz”, dediğine göre. “Ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum”. Müslüman yapacağı budur. Ya Rabbi diyecek. Allah'tan güç kuvvet isteyecek. İnsanlara olmaz. Kendisi de üzülmeyecek. Üzülmek haramdır. Müslüman bundan şiddetle kaçınacak, inşaAllah.

87’de. “Oğullarım gidin Yusuf ve kardeşinden bir haber getirin”. 87’de bir ferahlık var. 87. ayette. “Oğullarım gidin de Yusuf ile kardeşinden etraflı bir araştırma yapıp bir haber getirin”. Biz ne yapıyoruz? Hz. Mehdi'den ve Hz. İsa'dan araştırıp haber getiriyoruz. Burada ne diyor ayette? “Gidin de Yusuf ve kardeşinden etraflı bir araştırma yapıp bir haber getirin. Ve Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin”. Yani dünyaya İslam'ın hakimiyetinden, Mehdi'nin zuhurundan, Hz. İsa (a.s)'ın inişinden ona da işaret ediyor ayet. “Çünkü” diyor Allah ayette böyle belirtiyor.

“Kafirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez”. Bak, “kafirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez”. Demek ki, ancak kafirler topluluğu Allah'ın rahmetinden ümit kesiyor. Biz İslam'ın dünya hakim olacağından, Mehdi'nin çıkacağını, Hz İsa'nın ineceğinden, inşaAllah ümit var olacağız, inşaAllah inanacağız. İnanmasak da gelirler inansak da gelirler o ayrı mesela. Biz inansak da İslam'a hakim olacak inanmasak da hakim olacak ama ibadet olarak doğrusu budur.

“Böylece onun Yusuf'un huzuruna girdikleri zaman dediler ki; “ey vezir bize ve ailemize şiddetli bir darlık dokundu”. Bir ekonomik kriz. Değil mi? “Önemi olmayan bir sermaye ile geldik. Bize artık yine ölçeği tam olarak ver ve bize ilave bağışla”. Ve bize ilave bir bağışla, bağışta bulun. Böyle bol bol dağıtan, mal ihsan edilen, bağışta bulunan kimdir hadislere göre? Mehdi. Mehdi'dir değil mi? Kur'an buna işaret ediyor. “Şüphesiz Allah tasaddukta bulunanlara karşılığını verir”. Daha fazla sevap alır. Hatta dünyada da karşılığını alırlar.

“Yusuf dedi ki; “sizler cahiller iken Yusuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?” “Sizler cahiller iken Yusuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?” Şimdi mesela cahil Müslümanlar Mehdi hakkında, Hz. İsa (a.s) hakkında aleyhte birçok ifadeler oluyor. Kapatıcı, dağıtıcı, dikkati ortadan kaldırmaya yönelik, insanları ümitsizliğe sevk eden ifadeler oluyor. Kur'an buna da işaret ediyor. “Cahiller iken, Yusuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?”

90'da. “Sen gerçekten Yusuf musun? Sensin öyle mi?” Dediler. Ben Yusuf'um dedi. Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufta bulundu”. Allah lütuf ettiği için onlar o mertebeye giriyorlar. Kendi kabiliyetlerinden değil, kendi güçlerinden değil, Allah veriyor. “Gerçek şu ki kim sakınır ve sabrederse” yani helal-i hazama dikkat eder ve sabredecek. Niye sabredecek? Zorluklara, çileye, acıya, zamana, zamana karşı değil mi? İnsan iradesinin kullanılmasına sabır deniyor. Sabır eşittir, zaman. İnşaAllah. Tabii. “Şüphesiz Allah iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz”. İyilikte bulunanların karşılığı asla boşa çıkmaz.

“Dediler ki; “Allah adına hayret. Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip seçmiştir”. Mehdi'de de şaşacaklar. Allah seni niye seçti diyecekler insanlar. Yani falanca alim varken, falanca kişi varken hatta diyorlar ya Peygamberimize (sav)e “iki büyük şehrin ileri gelenlerinden biri varken, falanca kişi varken, seni niye Allah peygamber olarak seçti?” Şaşırıyorlar. Değil mi? Mehdi'de de şaşıracaklar. Hz. Yusuf’ta da şaşırıyorlar. “Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip seçmiştir. Ve biz de gerçekten hataya düşenler idik”. Demek ki sonradan hatalarını anlayacaklar. “Dedi ki; “bugün size karşı sorgulama, kırama yoktur”. Bak intikam yok. Sorgulama, kırama da yok. Müslümanlara karşı şefkatli, Hz. Yusuf.

“Sizi Allah bağışlasın”. Dua ediyor onlara. Allah bağışlasın. Çünkü kulun bağışlaması o kadar önemli değil. Yani kul bağışlar da Allah diyor “sen diyor yetmiş kere bağışlanma diletsen de Allah onları bağışlamaz” diyor. Onun için insanlardan af dilediğini kurtulduğunu zannetmeyecek insanlar. Allah'ın affetmesi çok önemlidir. “O merhametlerin en merhametlisidir”. Hiçbir insan, hiçbir varlıkta olmayacak şekilde merhametlidir Allah. Çünkü merhameti bize öğreten zaten Allah. Biz bilmiyorduk merhameti. Bize öğreten Allah. O'nun gösterdiği kadar bir merhameti biliyoruz inşaAllah. “Bu gömleğimle gidin de babamın yüzüne sürün. Gözü yine görür hale gelir. Bütün ailenizi de bana getirin”. Demek ki bütün İslam alemi bir araya gelecek, inşaAllah.

“Bütün ailenizi de bana getirin”, diyor. Bütün İslam aleminin toplanmasına işaret var burada, inşaAllah. Mehdi'nin gömleği, Peygamber Efendimiz'in gömleği, bunların hepsinde bir hikmet hayır vardır. “Babamın yüzüne sürün”, demek ki Peygamberimizin (sav) mübarek gömleğini Mehdi yüzüne sürecek, inşaAllah. Teberrüken. Buna da bir işaret var, inşaAllah. Ve bereket meydana getirecek o. Ve güzellik meydana getirecek. El sürecek, yüzüne sürecek, inşaAllah. “Gözü görür hale gelir. Bütün ailenizi de bana getirin”. Orada bir işaret var tabii. Gözü görür hale gelir. Onu Kur'an söylüyorsa mutlaka bir hikmeti vardır. Belki manevi gözü açılacak Mehdi'nin. Peygamber Efendimizin hırkasını yüzüne sürdüğünde. Belki bir halkülade hale girecek. Yani. Birçok hikmeti olabilir.

“Kafile Mısır'dan ayrılmaya başladığı zaman babaları dedi ki; “eğer beni bunamış saymıyorsanız”, ki peygamberler asla bunamazlar. Kur'an buna da işaret ediyor. Mesela peygamberler bunama, insanlarda böyle itici bulacakları bir şey oluşmaz. Yani hiçbir şekilde olmaz. Ne kadar yaşlı olursa olsun mesela Hz. Yusuf 110 yaşındaydı, aslan gibiydi. Pırıl pırıldı. Hiçbir peygamber böyle bir... Mesela Hz. Musa (a.s) 130 yaşında vefat etmiştir. Aslanların aslanıydı. Dağ gibiydi böyle. Gayet sağlıklıydı, inşaAllah. “Eğer beni bunamış saymıyorsanız inan ki Yusuf'un kokusunu burnumda tüter buluyorum.” Demek ki, bir işaretli Mehdi'nin güzel bir kokusu olacak. Hatta gömleğine, eşyasına sinecek. Hatta naklolacak bir yerden bir yere. Mesela onun eşyası ile gidecek. Onun el sürdüğü koku devam edecek. Yani peygamberimizde de vardı. O mesela elini sürerdi. Onun güzel kokusunu insanlar hissederdi. Gitti ayrılsa bile evinde yine hissederdi onun kokusunu. Duyardılar. Buna da işaret ediyor.

“Allah adına hayret dediler. Sen hala geçmişteki yanlışlığındasın”. Bir kere hüsnü zan olmadın mı? Adamın insanın kafası yan baktın mı? Bak gidiyor. Daha hala düzelmiş değiller. Bakın bunca gelişmeye rağmen daha hala ki peygamber babaları buna rağmen üsluba bak. “Allah adına hayır”, biri Allah'ı şahit tutarak konuşuyor. Görüyor musun? Hasta yani. “Sen hala geçmişteki yanlışlığındasın”. Değil mi? Nezaketli bir üslup değil üslupları. “Müjdeci gelip de onun gömleği onun yüzüne sürdüğü zaman gözü görür olarak dönüverdi. Yakup dedi ki; “ben size bilmediğinizi Allah'tan gerçekten biliyorum demedim mi?” Demek ki müjdeciler olacak. Mehdi'yi müjdeleyenler olacak. Ahir zamanı müjdeleyenler olacak. Müjdecilik demek ki güzel bir şey. Peygamber Efendimiz'in (sav)'in hırkayı şerifi değil mi? Mehdi'nin yüzüne sürülecek inşaAllah. Mehdi yüzüne sürecek teberrüken ve giyecektir. Üstüne de giyecektir. Yani Peygamberimizin hırkası üstüne giyecektir. Sancağını eline alacaktır. Kılıcını teberrüken beline takacaktır. Teberrüken. İnşaAllah.

“Gözü görür olarak dönüverdi” diyor. Demek ki bir şeyler olacak. Kur'an buna inşaat ediyor. İnşaAllah. “Çocuklar da; “ey babamız bizim için günahlarımızın bağışlanmasını dile. Biz gerçekten hataya düşenler idik” dediler”, diyor. Hele şükür. MaşaAllah. Bak şimdi burada düzelmişler. Üslup düzgün. “Ey babamız bizim için günahlarımızın bağışlanmasını dile”, peygamberlerden, velilerden böyle güzel insanlardan, sevdikleri insanlar günahlarının bağışlanması için dua istemeleri güzel olur. Kuran buna işaret ediyor. “Biz gerçekten hataya düşenler idik”. Bak güzel. İkrar da bulunuyor. İnsanın hatasını açıkça kabul edecek. Hata yapan insan düzeldiğinde bunu ayrıca diliyle söylemesi çok önemli bir ahlaktır. Güzelliktir. Mesela hep yalan söyleyen adamı okuyorsun. Hiç yalan söylememeye başlıyor. Ama diyecek ki “ben daha önce çok yalan söylüyordum. Allah beni kurtardı. Allah beni affetsin”, diyecek. İkrar güzeldir. Yani sessiz sedasız düzelmek de güzeldir ama ikrarla düzelmek daha ala güzeldir. Kur'an bura işaret ediyor.

Diyor ki, “biz gerçekten hataya düşenler idik”. Hata yaptık biz diyor. Bu nefsini kınamak işte. İkrar ediyor. Nefis kınamak nefsi ezer ve insanın beynini açar. Ruhunu açar. Aklına ferahlık verir. “İleride sizin için Rabbimden bağışlanma dilerim. Çünkü o bağışlayandır esirgeyendir”, diyor. Tabi peygamber olduğu için Hz. Yakup maşaAllah yaman. Bak ileride diyor hemen dua etmiyor. “Sizin için Rabbimden bağışlanma dilerim”. Çünkü biraz daha bakacak herhalde tavırlarına. Samimiler mi? Yani bir düzeldim demeyle hemen inanılmaz. İyice kanaatim gelsin diyor. O anlama geliyor. “Çünkü o bağışlayandır esirgeyendir dedi”.

“Böylece onlar gelip Yusuf'un yanına girdikleri zaman anne ve babasını bağrına bastı”. Muhabbet, insan sevgisi, Allah aşkıyla seviyor, Allah'ın tecellisi olarak seviyor annesini babasını. “Bağrına bastı”. Demek ki bir sevgi ifadesi. Alıp göğsüne bağrına bastırmak. “Ve dedi ki; “Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenlik içinde giriniz”. Güvenlik. Bütün İslam alemine güvenlik hakim olacak. Ne diyor hadislerde? “Bir kadın tek başına Şam'a gelebilecek”, diyor. Tek başına. Mehdi devrinin özelliğidir. Hz. Yusuf devrinde de bunu sağlamış Hz. Yusuf maşaAllah. Güvenliği de mükemmel hale getirmiş. Bak güvenlik içinde giriniz.

ALTUĞ BERKER: Nur 55'te de hocam. Evet. “Sizi güvenliğe kavuştursun”, diyor.

ADNAN OKTAR: Dünya hakimiyeti değil mi? Dünya hakimiyeti ayetinde en önemli alamettir güvenlik. Bütün İslam aleminde güvenlik sağlandın mı İslam hakim olmuştur. İnşaAllah. Olay budur yani. Konu bu. Olay demeyeyim. Konu. Allah affetsin. “Babasını ve annesini tahta çıkartıp oturttu”. Kendi iniyor tahttan. Annesini babasını oturtturuyor. Bu nedir? Nezaket. Efendilik. Güzellik. Bak peş peşe güzellikler yapıyor. Önce kardeşlerini affediyor. Onlara güzellikler yapıyor. Hep hayatı güzelliklere dolu. Dikkat ediyor musun Yusuf'un? Küçük kardeşi yanına getirttiriyor. Kardeşlerine bol bol yiyecek dağıtıyor. Mısır halkına faydalı oluyor. Dinsiz oldukları halde onlara da faydalı oluyor. İlk dönemde dinle alakalı yok adamların.

ALTUĞ BERKER: Hiç intikam hissi yok mesela. İntikam hissi yok tabi. Yeni ceza evinden çıkmış olmasına rağmen.

ADNAN OKTAR: Tabi dini başka olsa da adam onlara da faydalı oluyor. Onları da koruyup kolluyor. Onlara düşman olmuyor. “Babasını ve annesini tahta çıkartıp oturttu”. Onlar da bir nezaket ediyor. Onlar da secdeye kapanıyorlar. Müthiş bir sevgi gösterisinde bulunuyorlar. Yere kadar kapanıyorlar. Tabi Allah'a secde edilir de fakat o devirde sevgi ifadesi, saygı ifadesi o şekildeymiş. “Dedi ki; “ey babam bu daha önceki rüyamın yorumudur”. Demek ki Mehdi'nin dedikleri aynısıyla çıkacak. İnşaAllah. Peygamberimizin dedikleri aynısıyla çıkacak. Ona işaret ediyor, inşaAllah.

“Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı”. Değil mi? O hadislerin gerçek olduğunu bize gösterecek Cenabı Allah inşaAllah. “Bana iyilik etti. Çünkü beni zindandan çıkardı”. Mehdi'yi de Allah zindandan çıkaracak, hapse gidecek Mehdi. Zindandan çıkaracak. “Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra”, Mehdi'yle de Müslümanların arasını açacaktır şeytan. Müslümanların bir çubuğu Mehdi'ye düşman olacaktır. “Arasını açtıktan sonra o çölden sizi getirdi”. Mehdi'ye de çöllerden, oradan, buradan Müslümanlar gelecektir. Ta çöllerden, uzak yerlerden. İnşaAllah.

“Şüphesiz benim Rabbim dilediğinde, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendi”. Her şey diyor Allah böyle milimetrenin milyardı kadar bile olsa en ince şeye kadar hepsini Allah tedbir eder diyor. Bütün bu meydana gelen olayların hepsini Allah meydana getirdi ve ince ince düzenledi diyor Allah. “Tedbir edendi. Gerçekten bilen hüküm ve hikmet sahibi odur”. Yani ben bir şey bilmiyorum diyor. Bilenim ben diyor ama Allah biliyor bana bu bildiğini benim ağzımdan söyletiyor. Benim ağzımı kullanıyor. Allah benim ağzımda tecelli ediyor diyor, bilen Allah duruyor, değil mi? “Hüküm ve hikmet sahibi odur”. Ben hüküm vermiyorum Allah hüküm veriyor diyor. Mesela orada hükümdar değil mi orada? Ben hükümdar değilim diyor, Allah beni kullanıyor, vesile oluyorum ben diyor. Hüküm sahibi odur diyor. Hüküm benim ağzımdan çıktığında o Allah'ın hükmüdür diyor. Yani Allah tecelli ediyor diyor ağzımda.

“Ve hikmet sahibi odur”. Hikmeti de o yarattı diyor. Ben yapmadım diyor hikmeti. Tabi ağızdan her söz hak çıkmayabilir. Mesela bazı sözler şeytani çıkar. Fakat onu da Allah yaratır. Onda da bir hayır olur. O da bir imtihan vesilesidir. Mesela kafirin ağzından da küfür söz çıkarttırır Allah. Onun için cehennemi ihtiyar etmiştir Allah. Oraya gider. O onun sebebi olur. İnşaAllah. “Rabbim sen bana mülkten bir pay ve onu yönetme imkanını verdin”. Bana iktidar verdin, mülk verdin, mal mülk. Değil mi? O zaman en büyük mülki amiri artık devletin başına geçmiş. “Sözlerin yorumundan öğrettin”. Yani Kur'an'ı yorumlamayı yahut hadisleri yorumlamayı yahut o devirdeki Allah'ın indirdiği kitabı yorumlamayı öğrettin. Veyahut herhangi Allah'ın gösterdiği bir rüyayı yorumlamayı öğrettin. “Göklerin ve yaratıcısı, göklerin ve yerin yaratıcısı”, yani göklerin ve bak yaratılışı anlatıyor. “Göklerin ve yerin yaratıcısı. Dünyada ve ahirette benim veliyim sensin”. Dünyada beni sen koruyorsun diyor. Cezaevinde de sen beni korudun, hapiste de. Kuyuda da sen beni korudun. Her yerde benim koruyucumsun. Ahirette de benim velim sensin diyor. Her yerde benim velim sensin. Bakın istediğine bakın.

“Müslüman olarak benim hayatıma son ver”. Sadece bunu istiyor. Bak edilmiş bak her şeye hakim. Devletin başına geçmiş. Saltanatın başına geçmiş. Ne istiyor? “Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni sadece arasına sadece ben bunu istiyorum diyor. İnşaAllah. O kadar. Bak Mısır'a sultan olmuş. İstediğini görüyor musun Müslüman olarak? “Müslüman olarak benim hayatıma son ver”. Sadece Müslüman olarak vefat edeyim ben diyor. “Ve beni salihlerin arasına kat”. Müslüman salihlerin arasına kat. Cennet evine gönder beni diyor. Tek istediğim bu diyor. Ebedi saadet. Amacı bu işte o kadar. Mehdi'nin de amacı bu olacaktır. Ne diyecektir Mehdi? “Müslüman olarak benim hayatıma son ver ya Rabbi diyecektir. Ve beni salihlerin arasına kat diyecektir”. Tek istediğim bu diyecek. Mülk değildir Mehdi'nin amacı. Hz. İsa'nın amacı da mülk değildir. O da mesela Mehdi'den sonra bütün İslam aleminin başına Hz. İsa (a.s) geçecek. Mehdi onu halife tayin edecek. Ve bütün İslam aleminin başına geçecek. O güzeller güzeli dünyadan bir isteği yok onun. Onun da amacı ahiret. Allah'ın rızası. İnşaAllah.

“Bu sana ey Muhammed vahyettiğimiz gayb haberlerindendir”. Bak gaybı demek ki Allah peygamberine bildiriyormuş. Hani bildirmiyordu? Hani bilinemezdi gayb? Demek istediğinde Allah peygamberine bildiriyor. Gayb haberlerindendir. Hani diyorlar ya kıyamet vakti bilinmez. Peygambere bildirirse Allah peygamber bilir. Ama belki saatin bildirmemiştir Allah. Gününü bildirmemiştir. Yılını bildirmemiştir ama genel olarak o yüzyılı bildirmiş olduğunu anlıyoruz hadislerden. “Yoksa onlar Yusuf'un kardeşleri o hileli düzeni kurarken yapacakları işe birlikte karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin”. Kim yanlarında? Allah vardı. O hileli düzenin kurulmasını kim onlara o gücü verdi? Kim yarattı? Allah yarattı. Ve bütün bilgi bende diyor Allah. Ben de sana bildiriyorum diyor.

“Sen şiddetle arzu etsen bile” diyor Allah. “İnsanların çoğu iman edecek değildir”. Bu benim kararım diyor Allah. Çoğu iman edecek değildir diyor. Ben öyle yarattım diyor. “Oysa ki sen buna karşı onlardan bir ücret de istemiyorsun”. Para da istemiyorsun diyor. Allah rızası için yapıyorsun diyor. Mehdi'nin de bir özelliğidir bu. “O alemler için yalnızca bir öğüt ve hatırlatmadır”. Sadece öğüt ve hatırlatma. Yalnızca. “Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki”, bakın dikkat edin, “üzerinden geçerler de ona sırtlarını dönüp giderler”. Yerdeki fosillerin, yerdeki alametlerin değil mi? Bakın diyor ki “göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki”. Mesela göklere bakıyor adam, nefesi kesiyor diyor. Gökteki sistemi gördüğünde. “Yerde nice ayetler vardır ki”. Mesela atomun yapısına bakıyoruz, hücreye bakıyoruz değil mi? Ama diyor ki Allah, “üzerlerinden geçerler de ona sırtlarını dönüp giderler”. Haberleri bile yok diyor, ilgilenmezler diyor. Bakın işte bilimi farz kılan bir ayet bu. Allah kınıyor. Ne yapacağız? “Gökleri, yeri ve nice ayetler”, oradaki çok fazla sayıdaki ayetleri üzerinden geçmeden sırtımızı dönmeden araştırıp inceleyip ortaya koyacağız ve bilimin bütün imkanlarına bunu yapacağız. İnşaAllah.

“Onların çoğu Allah'a iman etmezler de ancak şirk katıp dururlar diyor”. Şirk içindedirler diyor Allah. “Şimdi onlar kendilerine Allah'ın azabından Kapsamlı bir bürümenin gelmesinden”, Mesela bir ekonomik krizden, 107. Ayet. MaşaAllah. 2007'de başladı değil mi kriz? Bakın, “Azabından kapsamlı bir bürüme”. Kapsamlı bir bürüme kapsamlı bir bürüme ekonomik kriz tam karşılığı aynı zamanda. Tabi diğer azaplarda ama ekonomik kriz de bunun içinde. “Veya onların hiç haberi yokken kıyametin onlara apansız gelmesinden kendilerini güvende mi buldular?” Her an kıyamet kopabilir diyor Allah. Her an. Mesela Üstat 1545 diyor ama aynı zamanda her anda kopabilir. Yani o konuda bir garanti yok. Ama 1545'te demiştir inşaAllah.

SUNUCU: İslam hakim olacaktır tabii ki hocam.

ADNAN OKTAR: Tabii. Önce İslam hakim olacak inşaAllah. Hz. Mesih inecek. İnşaAllah. İslam hakim olacak inşaAllah. “De ki; “bu benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim. Ben ve bana uyanlar da ve Allah'ı tenzih ederim. Ben müşriklerden değilim”. Müslüman şirkten kaçınacak. Ve basiret üzere Allah'a davet edecek. Ben ve bana uyanlar da Mehdi ve Mehdi'ye uyanlar da. İnşaAllah.

 


Yusuf Suresi, 99-105 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 16 Aralık 2013 tarihli sohbetinden Yusuf Suresi ile ilgili açıklamalar.

ADNAN OKTAR: Yusuf suresinde Mısır'a çok dikkat çekilmiş. Demek ki, İslam aleminin mühim bir ülkesi Mısır. Bak hiç o vasfını kaybetmedi. Yani Arap aleminin merkezi gibi bir şey. “Böylece onlar”, diyor şeytandan Allah'a sığınırım, 99'da. “Böylece onlar gelip Yusuf'un yanına girdikleri zaman anne, babasının bağrına bastı ve dedi ki; “Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenlik içinde giriniz”. Demek ki öyle bir zaman gelecek ki Mısır'a Müslümanlar güvenlik içinde girecekler. Kur'an bunu gösteriyor. Demek ki, daha önce güvenlik olmayacak. Mısır'da olacak olaylara da Kur'an işari manada dikkat çekiyor Cenab-ı Allah. “Allah'ın dilemesiyle”, demek ki, Allah'ın dilemesiyle oluyor her şey. “Mısır'a güvenlik içinde giriniz. Babasını ve annesini tahta çıkartıp oturttu ve onun için secdeye kapandılar”. Bu nezaketin güzelliğini belirten bir ayet. Annesini babasını tahta çıkartıp oturtuyor. Kendi makamına bir hoşnutluk bir sevgi belirtisi olarak bir nezaket belirtisi olarak böyle bir güzelliği yapıyor. Ve anneye ve babaya, büyüklere, yaşlılara şefkatin ve sevginin, saygının önemini Kur'an gösteriyor. Özellikle saygı. Saygı onları onore eder, mesela tahtta onları oturtması. Değil mi? Çok yüksek bir saygı olmuş oluyor.

“Onlar da onun için secdeye kapandılar”. Onlar da ona hürmet ve sevgi göstertiyorlar. Bak yaşlı olduğu halde onun ilmine hürmet ediyorlar onlarda. İlme hürmet. İlmine, makamına hürmet ediyorlar. Daha önce de işte sahtekarlık yapan, samimiyetsizlik yapan Müslümanlar var orada. Onlardan bahsediyor. Suikast yapıyorlar. Haksız iftira ediyorlar. Yani bir ahlak bozukluğu var Mısır'da. Yakup'un oğullarında de var. Hz. Yakup'un oğullarında da var. Mısır yönetiminde de var. Yani Müslümanlar da bozulmuş. Oradaki halk da bozulmuş. Herkes bozulmuş yani. Genel olarak bir bozukluk var.

“Beni zindandan çıkardı”, diyor. Demek ki, Müslümanlar o dönemde hapislerde olacaklar. Ve zaman gelecek hapisten çıkacaklar. “Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra”, şu an Müslümanların arasını açtı şeytan. Birbirine düşürdü. Elliye elli. Bayağı düşmanlar. Şu an birbirleriyle uğraşıyorlar. “Çölden sizi getirdi”. Çölde yaşayan Müslümanların da şehre geleceği, çöl ortamının, o bedevi ortamın zorluklarından kurtulup şehir yaşamına dönüşecek bunların anlaşılıyor. Buradaki insanların. “Şüphesiz benim Rabbim dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendi”. Cenab-ı Allah çok ince bir planla her şeyi hazırlıyor diyor. Çok ince detaylarla. Mesela Mısır'da önce Müslüman kardeşleri iktidar ediyor Cenab-ı Allah. Sonra darbe getiriyor. Darbeyle onları görevden alıyor. Sonra Müslümanları birbirine düşürüyor Cenab-ı Allah. Sonra darbe getiriyor. Darbeyle onları görevden alıyor. Sonra Müslümanları birbirine düşürüyor Cenab-ı Allah. Sonra Mehdi'yle aralarını bulup uzlaştırıyor. Sonra Mısır'a sevgi, saygı ve hürmeti hakim oluyor. Demek ki, Yusuf olmadan Mısır düzelmeyecek. Buna işaret var. MaşaAllah. Yusuf’suz Mısır'ın düzelmesi mevzubahis değil. Yusuf'tan kasıt Mehdi'dir. İnşaAllah.

“Rabbim sen bana mülkten bir pay ve onu yönetme imkanı verdin”. Demek ki, Mısır zenginleşecek. Şu an fakir. Mehdi'nin gelişiyle Mısır zenginleşecek. Buna işaret var. “Sözlerin yorumundan bir bilgi öğrettin”. Kur'an'daki ince sırları, ince detayları Mehdi insanlara anlatacak, göstertecek. Gizli şifreleri, gizli işaretleri göstertecek. Ona işaret var. “Göklerin ve yerin yaratıcısı dünyada, ahirette benim velim sensin”. Allah'a teslimiyetin mükemmel bir ifadesi. Bak “göklerin ve yerin yaratıcısı”, tesadüf değil diyor. Darwinizm değil. “Sensin ya Rabbi”, diyor. Bir kere yaratılışı vurguluyor. “Dünyada ve ahirette benim velim sensin”. Dünyada da benim bütün yaptığım hayırlı faaliyetlerin ve bütün güzel çalışmaların tek yaratıcısı sensin diyor.

“Ahirette de benim koruyucum sensin”, diyor. “Müslüman olarak benim hayatıma son ver”. Bak hemen ölümü düşünüyor. Dünyayla ilgili bir konuşması yok dikkat ederseniz. Yani zenginliğe dalma, dünya yaşamayla ilgili bir şey yok. “Müslüman olarak benim hayatıma son ver”. Yani benim imanım hep böyle güçlü kalsın ya Rabbi diyor. Nimet içinde, güzellik içinde kalayım diyor. İman nimetiyle yaşayayım diyor. “Ve beni salihlerin arasına kat”, beni samimi insanların arasına kat. Ben samimi olayım ya Rabbi diyor. Beni samimiyetten uzaklaştırma diyor.

102. ayette, “bu sana ey Muhammed vahyettiğimiz gayb haberlerindendir”. Hani gayb bilinmezdi? Demek ki gaybı Allah peygamberlerine bildiriyor. Gayb haberi diyor Allah. Bak diyor ki, Cenab-ı Allah, “yoksa onlar Yusuf'un kardeşleri o hileli düzenlerini kurarken”, bak Müslüman oldukları halde hileciler. Şu an Mısır çok hileci bir sistem içerisinde. “Yapacakları işe birlikte karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin”. Yani onlar oyun oynamaya kalktıklarında, komplo hazırladıkları halde sen yanlarında değildin. O zaman bu bilgi nereden gelecek? Gayb haber olmuş oluyor. Geçmiş de gaybdır, gelecek de gaybdır. Adamlar geçmişin gayb olduğuna inanmıyor.

Geçmiş de, gelecek de aynıdır. Bilinmiyorsa gaybdır. Yanında değil, yanında olmayınca kim bilecek? Yani bir olay olmuş. Yanında kimse şahidi yok. Bin sene geçmiş, üç bin sene geçmiş. Kim bilecek? Allah biliyor bir tek. O zaman gayb haberi oluyor. Mesela gelecekte olacak bir olay da gayb haberidir. Ama bak gayb haberini ben sana bildiriyorum diyor Cenab-ı Allah. Ve benim bildirmemle sen gaybı biliyorsun diyor. Onun için alimler, hocalar çıkıp televizyonlarda ikide bir “gayb bilinmez, gayb bilinmez”, demesinler. Allah gaybı bildiriyor. Ve diyor ayette ben diyor “seçtiğim peygamberlerime gaybı bildiririm”, diyor. Anlaşılmayacak gibi değil. Çok açık. Ve gaybı nasıl bildirdiğini de gösteriyor Allah. Örnek de veriyor. Ki zaten olacak bir savaşı önceden bildiriyor. Kur'an'da biliyorsunuz. Bizans'ın galip geleceğini önceden söylüyor Cenab-ı Allah. Gayb bilgisidir. Peygamberi biliyor. 9 yıl öncesinden bildiriyor.

“Ve dünyanın en alçak yerinde”, diyor. Coğrafi bölgeyi de söylüyor. Bizans galip olacak diyor Cenab-ı Allah. “Rum mağlup oldu”, diyor ayette değil mi? Ama sonra galip olacak diyor Cenab-ı Allah. Dediği gibi çıkıyor. E bu gayb haberi. Gaybı bildiriyor işte Allah. Bilmeyen halkı çok rahat ikna edeceklerini zannediyor televizyonlara çıkıp. Gayb bilinmez, gayb bilinmez. Ya kardeşim Allah bildirirse bildiriliyor. Allah diyor “ben bildireceğim” diyor “peygamberlerime ve bileceksiniz”, diyor. Peygamberler çıkıyor, halk da öğrenmiş oluyor gaybı. Ve dediği gayb bilgisi oluşuyor sonra.

“Sen şiddetle arzu etsen bile insanların çoğu iman edecek değildir”. Demek ki, mümin şiddetle insanların iman etmesini arzulayacak. Peygamber ahlakı. Bütün Müslümanlar böyle şiddetle herkesin iman etmesini isteyeceğiz. Ama böyle bile olsa diyor Allah “insanların çoğu iman edecek değildir”. Yani tarihin %99’da insanlar iman etmemişler. Ancak Zülkarneyn zamanında kısa bir süre iman etmeleri var. Süleyman zamanında kısa bir süre iman etmeleri var. Bir de ahir zamanda son olarak Mehdi devrinde. Bütün dünya iman ediyor. Ama çok kısa sürüyor.

“Oysa ki sen”, diyor Cenab-ı Allah 104. ayette Yusuf suresi, “buna karşı onlardan bir ücret istemiyorsun”. Demek ki, tebliğci Allah yolunda mücadele yapan insan para istemeyecek. Bir menfaat istemeyecek. Sadece Allah için faaliyet yapacak. Hatta gerekirse üste para verecek “O alemler için yalnızca bir öğüt ve hatırlatmadır”. Yani Kur'an alemler için bir öğüt ve bir hatırlatma. “Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de ona sırtlarını dönüp giderler”. Kromozomların yapısında, kofulların yapısında, gökte, yerde, toprağın altında, paleontolojik delillerde, paleontolojiye ait her türlü delaili katrağı da o kadar açık deliller, o kadar ispat edici açıklamalar var ki, bunlara diyor Cenab-ı Allah, “sırtını dönüp giderler” diyor, anlamazdan gelirler. Göremezler, dikkatlerini veremezler. Basiret ve ferasetle bakmazlar diyor Allah. Baksalar görecekler diyor Allah.

 


Yusuf Suresi, 4-9, 21-22, 34, 56, 69, 86-87, 89-90, 93, 96, 102, 105, 107-108, 111 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın Yusuf Suresi ile ilgili açıklamaları.

 

ADNAN OKTAR: “Hani Yusuf babasına; “babacığım, gerçekten ben rüyamda on bir yıldız, güneş ve ayı gördüm”“. Hepsi mason sembolüdür. On bir yıldız, güneş ve ay. “Bana secde etmek derlerken gördüm”, diyor. Masonlukta böyle bir ritüel de var. Meşriki azama Secde diyorlar Önünde eğiliyorlar. Yani 33 derece üstatların önünde. Yere kapanıyorlar. Ne alakası var diyorsunuz belki. İşari anlamını söylüyorum. “Babası demişti ki”. Yakup Hz. İsrail. “Demişti ki; “oğlum rüyanı kardeşlerine anlatma yoksa sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan insan için apaçık bir düşmandır”, yani deccal. “Böylece Rabbin seni seçkin kılacak”. Ebcedi kaç? 2018. Kime bakıyor? Mehdi'ye bakıyor. Ya kardeşim bir tane tarih veriyor. Yani mesela ikinci bir kişiye bakması için ikinci bir tarih olması lazım. Bir tane 2018. Ve bu tip ayetlerin tamamı bak mesela diyor ki “Andolsun Yusuf ve kardeşinde soranlar için ayetler, ibretler vardır”. Bu da 2019. Ya kardeşim 4688, 3911. Her şey çıkar. Net tarih çıkıyor. Ve tam Mehdiyet'in tarihleri. Bak biri 2018 biri 2019. Anlaşılmayacak gibi bütün Kur'an'a bu hakim.

“Kardeşleri şöyle demişti; “Yusuf ve kardeşi babamıza bizden daha sevgilidir”. Bakın Yusuf'un özelliği sevgi dolu olması ve çok sevilmesi. O devrin münafıklarının ve muhaliflerin gıcık oldukları konu ne? Yusuf'un çok sevilmesi. Yusuf'un da etrafındakileri çok sevmesi. Ve öldürmeye karar veriyor o devrin yobazları. Kıskandıkları konu sevgi. Temelinde sevgi. Ah benim aşkım bir tanem ne kadar güzel gözleri, maşaAllah. Baya da canlı maşaAllah. Bak, “öldürün Yusuf'u”. Müşriklerin ilk istediği budur. Müşriklerin ilk istediği budur. Yobazların ilk istediği budur. Cahil cühelanın bazı tiplerin ilk istediği budur. Mesela, “Allah emrinde galip olandır”. Yusuf suresinde. “Allah emrinde galip”. Allah'ın emri ne? İttihat-ı İslâm'ın oluşması. İslâm Birliği. Mehdi'nin zuhuru. İsa Mesih'in çıkışı, değil mi? “Allah emrinde galip olandır”. 2014. Bir tane tarih veriyor, 2014. “Erginlik çağına erişince”, 22. Ayet. 2-2. 12 zaten 12. Ayet. 12. sure.

“Böylece Rabbi duasını kabul etti”, Hz. Yusuf'un 2031. E kardeşim ne bu bunlar yani? Niye başlıyor? Mesela bak bu surede böyle yoğun. Öbür surelerde böyle bir şey yok. Çünkü Yusuf suresi direkt Mehdiyet’e bakan bir sure. Hz. Yusuf'un zindana girmesi, Mehdi'nin de zindana gireceğini gösteriyor. Yusuf'un kadınlarca sevilmesi, Mehdi'nin de kadınlarca sevileceğini gösteriyor. Yusuf'un güzel olması Mehdinde güzel olacağını gösteriyor. İnşaAllah. Yusuf ismiyle Mehdiyet arasında bir bağlantı olduğu anlaşılıyor. Hz. Mehdi'ye büyük evliyanın destek olacağı anlaşılıyor. Babası nasıl Hz. İsrail destekliyorsa, değil mi Yusuf'u? Aynı şekilde İsrail'inde. Şu anki İsrail'inde. Beni İsrail'in de. Mehdi'yi destekleyeceği anlaşılıyor. Çünkü o devirde bak İsrail destekliyor Yusuf'u. Demek ki, ahir zamanda da İsrail Yusuf'u destekleyecek. Yani ahir zamanı Yusuf'unu destekleyecek, Mehdi'yi destekleyecek.

Nasıl destekleyecek? Müslüman olarak destekleyecek. Çünkü Ahit sandığını alıp Musevilerin önüne koyacak. Tabletleri çıkaracak. Bunu kim yapar? Moşiyah yapar, Mehdi yapar. Moşiyah Müslüman. O zaman diyor ki, Peygamberimiz “Musevilerden çok küçük bir grup dışında bütün Müslüman Museviler Müslüman olacak”, diyor. MaşaAllah. Demek ki, Musevilerle iç içe olacak Mehdi. Bunu anlıyoruz. Açık ifade. Kur'an ifadesi ve hadisin ifadesi çok açık. Musevilerin Mehdi'ye iltihak edeceğini Peygamberimiz söylüyor. Mehdi'nin bir duasında da Allah'ın adını Allah'ı anarken duasında İbranice de dua edeceği söylüyor. Hadiste. Demek ki Musevilerin gönlünü alacak şekilde de bir üslubu olacak. İnşaAllah. Onların da dilinde konuşacak. Gerekirse. İnşaAllah. 11 yıldız ve ay, yıldız ve ay. Türk bayrağında ay ve yıldız vardır. İnşaAllah. Demek ki, Mehdiyet bütün İslam ülkelerinin bayraklarında da ay yıldız. Bakın Libya'nın da ay yıldızı kondu. Evet. Mehdiyet’in işaretidir ay yıldız. Demek ki, Mehdi İslam ülkelerinde hakim olacak. 11 yıldız ve güneş. Avrupa Birliği'nde kaç tane var yıldız? 12. Efendim? 11 yıldız ve güneş bir araya girince kaç yapar? 12 yapar. Demek ki Avrupa Birliği de Mehdi'ye tabi olacak.

Mehdi'nin hapiste de tebliğ yapacağını anlıyoruz. Hz. Yusuf hapiste de tebliğ yapıyor çünkü. Allah'tan bahsediyor. Mehdi'nin hukuku güzel kullanacağını anlıyoruz. Hz. Yusuf hukuku güzel kullanıyor çünkü. Hukukun inceliklerini iyi biliyor. Mehdi de kendini korumak için hukuku iyi kullanacağını Kur'an'ın işaretini anlıyoruz. “Biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan verdik”. Bak “biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan iktidar verdik”. 2017 ebcedi. Kardeşim bu kadar mutabakat normal mi? Kur'an'da Yusuf suresinde iktidarı anlatan, hakimiyet alan ne kadar ayet varsa hepsi Mehdiyet'in tarihinden bir tane olarak, tek olarak mutabık. Demek ki, Allah Mehdi'ye de yeryüzünde güç ve imkan verecek. Zülkarneyn'e de aynısını diyor Cenab-ı Hak.

“Yeryüzünde güç ve imkan verdik”, Zülkarneyn'de. Süleyman'da da aynısını söylüyor. Hz. Yusuf devletle barışık. Demek ki, Mehdi de devlette barışık. Hz. Yusuf o devrin hükümetiyle barışık. Mehdi de demek ki hükümette barışık olacak. Bizzat o devrin hükümeti Mehdi Hz. Yusuf'u görevlendiriyor. Demek ki asrın hükümeti de Mehdi'den yardım isteyecek. Bunu alıyoruz. “Yusuf yanına girdikleri zaman kardeşini bağrına bastı. Ben dedi senin gerçekten kardeşinim”. Demek ki, Mehdi sevgiyi coşkulu yaşayan bir insan olacak. Burada anlatılan Mehdi'dir. “Sucular geldiler” diyor. “Kovayı sarkıttılar” diyor. Ya Allah niye durduk yere kova desin? Ya niye kovadan bahsetsin? Kova burcundan olacak Mehdi. Özel bir işaret. Bir anlatım. Gereksiz hiçbir detaya girmez Kur'an. Mutlaka bir işaret bir şey vardır. Mutlaka bir gerekçesi vardır. Başka işaretler var da onların hepsini söyleyemiyorum.

“Dedi ki; “ben dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum”. Bunu kim söylüyor? Hz. İsrail. Yakup söylüyor. Yakup (a.s) söylüyor. “Ben dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum”. Ve hep oğlunu bekliyor. Museviler de bak binlerce seneden beri Moşiyah'ı bekliyor. Hz. İsrail de oğlunu bekliyor. Sabırla. Öldü diyorlar. Gelmez diyorlar. Yok diyor ben Allah'a güveniyorum. İlla ki gelecek o diyor. Mehdi de diyor. Gelmeyecek diyorlar. Ama illa ki gelecek. İlla ki görecekler. “Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin”, diyor bak yine Yusuf suresinde. “Çünkü kafirler topluluğundan başkası”, şeytandan Allah'a sığınırım. “Allah'ın rahmetinden ümit kesmez”. Mehdi'nin zuhuru, İsa Mesih'in zuhuru ve İttihat-ı İslam birçok insan değil mi? Ümit kesiyor rahmetinden. Özellikle Yusuf suresinde bu konuya dikkat çekiliyor. Mehdiyet’ten ümit kesmeyin diyor Cenab-ı Allah.

“Sizler cahiller iken Yusuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?” Demek ki Mehdi'ye çok eziyet edecek bağnazlar. Cahil insanlar çok iftaralarda bulunacaklar. Yalnız bırakacaklar. Sonunda bak diyor ki, “sen gerçekten Yusuf musun? Sensin öyle mi?” Demek ki en sonunda herkes tanıyacak. Mehdi'nin tanınacağı anlaşılıyor. Yusuf süresinden. “Bu gömleğimle gidin ve babamın yüzüne sürün. Gözü yine görür hale gelir, bütün ailenizi bana getirin”. Mehdi'nin gömleğinde de bir şey var demek ki. Hz. Yusuf'un gömleğinde bir şey var. Mehdi'nin de gömleğinde bir işaret olacağı anlaşılıyor. Yusuf'un güzel bir kokusu var Demek ki Mehdi'nin güzel bir kokusu olacak. Yani tanıtıcı bir vasfı. “Bu sana Muhammed”, Peygamberimize hitap ediyor Cenab-ı Allah. “Vahyettiğimiz gayb haberlerindendir”. Gayb ne demek? Bilinmeyen bilgiler. Mehdiyet nedir? Gayb haberidir. Değil mi?

“Müjdeci gelip de onu gömleği onun yüzüne sürdüğü zaman gözü görür olarak sağlığına döndü”, demek ki Mehdi zuhur ettiğinde insanların gözü görür hale gelecek, canlanacaklar. Hastalık, bitkinlik. Çünkü Hz. Yakup da meydana gelen rahatsızlık nedeni üzüntü ve acıdan meydana gelen rahatsızlık. Ama Mehdi'yi gördüğünde, Yusuf'u gördüğünde acayip canlanıyor. Hastalığı da gidiyor, derdi de gidiyor. Mehdi zamanında hastalıklar kalkacak diyor rivayette. Ömürler uzayacak diyor. Ona işaret ediyor, inşaAllah. “Andolsun onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır”. Yusuf kıssasında. Ebcedi kaç? 2015.

Bak, “Andolsun onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır”. Şimdi biz temiz akılla baktığımızda bak ibretleri buluyoruz. Bunları hiç kimse anlatmaz. Birisinden duymazsınız. Duyursanız haber verin. Temiz akılla incelendiğinde bu görülür. Bunu tabii ki anlatanlar olur ama çok nadir. Bak Yusuf Suresi diyor ki, Cenab-ı Allah, “göklerde ve yerden ince ayetler vardır ki üzerinden geçerler de ondan sırttan dönüp geçerler”. Bilimin delillerini görmezden gelecekler diyor Allah. “Üzerlerinden geçerler”, fosillerin üstünden geçiyorlar, değil mi? Fosillerde biz çıkarıyoruz adamların burnunun dibine getiriyoruz ve onunla dini dünyaya hakim ediyoruz Allah'ın dilemesiyle. Yer altında demek ki, deliller olacak. İnsanların görmek istemediği delilleri Mehdi ortaya çıkartıp insanların gözünün önüne getirecek. Yusuf suresinde olması buna işaret.

“Şimdi onlar kendilerine Allah'ın gazabından, azabından, belasından, kapsamlı bir bürümenin, büyük bir belanın gelmesinden veya onların hiç haberi yokken, kıyametin onlara apansız gelmesinden kendilerini güvende mi buldular”, diyor. Demek ki, Mehdi devrinde kapsamlı azap ve belalar olacak. Ve çok büyük olaylar olacak. Ve kıyamet de tehdit olarak hemen hazırda bekleyecek. “Veya onların hiç haberi yokken kıyametin onlara apansız gelmesinden kendilerini güvende mi buldular”. Demek ki, Mehdiyet devri kıyamete çok yakın bir devir olacak. Kıyamet bir tehdit unsuru olarak her an hazırda bekleyecek. Ama bak büyük bürüme ve büyük azap ve belalarında Mehdi devrinde olacağını işaret ediyor. “De ki”, de ki diyor, “bu benim yolumdur”, yani Kur'an, İslam. “Bir basiret üzere Allah'a davet ederim, tebliğ yaparım”. Ebcedi kaç? 2004, şeddeli olduğunda 2032. 2004 ile 2032 arasında muazzam olaylar olacağını anlıyoruz. Bakın. “De ki; “bu benim yolumdur. Bir basiret üzere” bak. Basiretle. “Allah'a davet ederim”. Tebliğ yapıyorum. Peki bu ebced mesela bak, şeddesiz 2004, şeddeli 2032. Sadece Mehdiyet devrini işaret ediyor. Başka yok.