Yusuf Suresi, 31-42 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 12 Nisan 2015 tarihli röportajından Yusuf Suresi ile ilgili açıklamalar.

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah'a sığınıyorum, Yusuf Suresi, 31. “Kadın onların düzenlerini işitince”, bak diğer kadınların, bak hep oyun peşindedir, onlar öyle ayrı bir oyun peşinde, diyor ya kadınların, düzen diyor, düzen. “Onlara bir davetçi yollardı. Oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline bıçak verdi. Yusuf'a da; “çık onlara görün”, dedi. Öyle ki onu olağanüstü güzellikle görünce onu gözlerinde büyüttüler. Şaşkınlıklarla ellerini kestiler”. Bak Hz. Yusuf'a bakıyorlar. Yusuf da onlara bakıyor. Hani bakılmıyordu? Peygamber. Değil mi? Kadınlar ona bakıyor. O da kadınlara bakıyor. Kadınlar üstelik de şehvetle bakıyorlar. Ellerini kesiyorlar. Yani bakamıyorlardı.

“Ellerini kestiler ve “Allah'ı tenzih ederiz. Bu bir beşer değildir. Ancak üstün bir melektir”, derler” Yani olağanüstü etkileyici diyorlar. “Kadın dedi ki; “Beni kendisinde dolayısıyla kınadığınız erkek işte bu. Andolsun onun nefsinden ben murad almak istedim. O ise kendini korudu. Andolsun eğer o kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa, mutlaka zindana atılacak. Ve elbette küçük düşürülenlerden olacak”. “Elbette küçük düşürülenlerden olacak. Yusuf dedi ki; “Rabbim zindan bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimli”. Bak bunların diğer kadınlar da cinsel ilişki istiyorlar. Bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Yani bir kadınken şu an topluca kadına cinsel ilişki istiyorlar. Ben diyor zindana razıyım ama cinsel ilişkiye girmem diyor. “Rabbim zindan bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir”. Daha bak sevimlidir diyor görüyor musun? İman gözüyle daha sevimlidir.

“Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan onlara korkarım eğilim gösterir böyleyse cahillerden olurum”. Yani beni eğer bu kadınlar topluca çünkü hakikaten bir eve korsalar orada kurtulmuş ama şimdi üç beş kadın birden saldırırsa kapılar da kapalı olursa gücü yetmeyebilir. Burada diyor ben yani bunlara gücüm yetmeyebilir beni koru ya Rabbi diyor. “Böylece Rabbi duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendinden uzaklaştırdı. Çünkü o işitendir, bilendir”. Ama nedir? Hapishane. Allah'ın verdiği hapishane mesela. Çok zor bir şey. Onu kabul ediyor. E niye kabul ediyor? İşte Hz. Yusuf oluyor kabul ettiği için. Yusuf deyince bu insanın aklına zindan gelir. O zindandan dolayı o kadar seviliyor. Çektiği çileden dolayı. Allah için.

“Sonra onlar da Yusuf'un iffetine ilişkin delilleri görmelerinin ardından mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak görüşü ağır bastı”. Yani suçsuz olduğunu bildikleri halde her hukuk yanlış uygulandığı devirde bu olmuştur. Mesela mazlum bir Müslüman suçu yok ama o zamanın devleti karar veriyor, uydurma delillerle yahut delilsiz alıp hapse atıyorlar. Yani 28 Şubat döneminde bol bol görünen bir özellikti bu. “Onunla birlikte iki genç de zindana girmişti. Biri; “ben rüyamda kendimi şarap sıkıyorken gördüm”. Yani üzüm sıkıyor işte onu da şarap haline getiriyorlar. “Öbürü de; “ben de kendimi başımın üstünde ekmek taşıyorken gördüm. Kuş da ondan yemekteydi dedi. Bunun yorumundan bize haber ver. Doğrusu biz seni iyilik yapanlardan görmekteyiz”. Yani ikisi de çok alakasız yani yorumların açıklamasının. Yani düz bir olay gibi görünüyor. Ne diyor?

“İşte ben kendimi başımın üstünde ekmek taşıyorken gördüm. Kuş da ondan yiyordu” diyor. Ekmekten yiyor. Gayet normal bir şey. “Dedi ki; “size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm”. Gaybı bir bak peygamberler biliyormuş demek. Allah'ın bildirmesiyle. Bu Rabbimin bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir toplumun dinini terk ettim”. Bak doğrusu ben Allah'a iman etmeyen. Allah'a iman etmeyen. Darwinist-materyalist. Ahireti de tanımayan. Ahireti tanımayan. “Tanımayanların ta kendi olan ve topluluğun dinini terk ettim.” Böyle bir tehlikeli dinsiz bir cereyan var o devirde. Baskıcı bir cereyan var. Bu kadın da bu cereyanın içerisinde bu cinsel ilişkiye girmek isteyen kadın. O anlaşılıyor.

“Atalarım İbrahim, İshak'ın ve Yakup'un dinine uydum”. İbrahim'e ve İshak'a ve Yakup diye geçiyor. Ben bunu mahkemede delil olarak okumuştum. İbrahim, milleti İbrahim'e diyor. İbrahim milleti. Ben dedim ki mahkemede Sayın Hakem dedim. Bakın Kur'an'da da İslam milleti İbrahim milleti olarak geçer. Ben sözümde bir yanlışlık yok dedim. Ama dinlemediler ayrı mesele. Fakat Kur'an'dan delil vermiştim. İbrahim milletinden. “Atalarım İbrahim, İshak'ın ve Yakup'un dinine uydum. Allah'ın hiçbir şeyle şirk koşmamız için olacak şey değildir”, müşrik değil. Yani gelenekçilerde şirk çok. Nasıl şirk koşuyor? Falanca alim diyor, bir hadis söyledi diyor, nereden? Uydurmuş. Allah adına bir hüküm. İşte bu bir şirk. “Bu bize ve insanlara Allah'ın lütufu ihsanındandır. Ancak insanlara çok şükretmezler”. Şirkten Allah koruduğu için ona şükrediyor. Allah'a şükrediyor.

“Ey zindan arkadaşlarım birbirinden ayrı bir sürü Rabler mi daha hayırlıdır yoksa kahredici olan bir tek Allah mı?” Bak orada da tebliğ yapıyor. Ama Allah'ın varlığı ve birliğini anlatıyor. Boş işlerle uğraşmıyor. “Sizin Allah'tan başka taptıklarınız Allah'ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği sizin ve atalarınız ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir”. Dinsiz bir inanç sistem var o hapishanede de adamlar da var oradaki adamlar da dinsiz olduğu için onlara imani, Kur'an'ı ders yapıyor. Yani Kur'an derken o devrin hak dinine göre. “Hüküm yalnızca Allah'ındır o kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru din işte budur ancak insanların çoğu bilmezler”. Onlara iman hakikatleri, Kur'an mucizeleri. Kur'an mucizeleri derken Allah'ın varlığının delilleri ama özellikle tövhid, Allah'ın varlığı ve birliği onun üstünde duruyor.

“Ey zindan arkadaşlarım, ikinizden biri kendisine, efendisine”, bak, “ey zindan arkadaşlarım ikinizden biri efendisine şarap içirecek. Diğeri ise asılacak. Kuş onu başından yiyecek”. Çok acayip bir şey, yorum. “İşte hakkında fetva istemekte olduğunuz iş artık olup bitmiştir. Kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki, efendinin katında beni hatırla. Fakat şeytan efendisini hatırlatmayı ona unutturdu. Böylece daha nice yıllar Yusuf zindanda kaldı”. Beni hatırlat diyor ama tabi adamların umurunda bile olmaz. Şeytan, şeytan etkisindedir.

 


Yusuf Suresi, 4-9, 19, 21-22, 24, 33-34, 41, 43, 47, 49, 56, 58, 82, 84-87, 90-91, 93-94, 107 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 10 Mart 2010 tarihli sohbetinden Yusuf Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: 12. suredir, Hz. Yusuf suresi. 111 ayet. MaşaAllah. “Hani Yusuf babasına babacığım”, diyor, şeytandan Allah'a sığınırım. “Gerçekten ben rüyamda 11 yıldız, güneş ve ayı gördüm. Bana secde etmektelerken gördüm”, diyor. Bir kere yıldız. Yıldızlar şu an mesela Halley kuyruklu yıldızı Mehdi'ye hizmet etti. Özel olarak değil mi? Diyor ki burada ne diyor? “Bana secde etmekteler derken gördüm” diyor. Yani Hz. Yusuf'un emrindeler. Yıldızlar. Şimdi Ahir zamanda da mesela Lulin kuyruklu yıldızı Hz. Mehdi'ye hizmet ediyor. Ona bir alamet olarak geliyor. Ben diyor Hz. Mehdi'yi müjdelemeye geldim diyor. Koskoca kuyruklu yıldız. İki taraftan ışık saçarak geliyor.

Niye geldin dediğimizde, ben diyor Hz. Mehdi'yi müjdelemek için Allah tarafından gönderildim diyor. Değil mi? Yani lisan-ı haliyle bunu söylüyor. Halley Kuyruklu Yıldızı ne yapıyor? Yine ben diyor ben de Mehdi'yi müjdelemek için geldim diyor. Beni gördüğünüzde bilin ki, Mehdi gelmiştir diyor. Lulin geldiğinde ne diyor? Beni gördüğünüzde bilin ki, Mehdi gelmiştir diyor. Ve ben geldiğinde gelmeden önce kuraklık olacak. Ben geldikten sonra yağmurlar yayacak diyor. Lisan-ı haliyle. Bin yılda bir geliyor. Bakın burada da Kur'an buna işaret ediyor. Yani yıldızlar nasıl Yusuf'un emrindeyse ona bir işaret ve ona bir müjde ise, onu tebşir ediyorsa aynı şekilde Hz. Mehdi'yi de tebşir ediyor ve müjdeliyor yıldızlar. Ona açıkça burada işaret var.

“Demişti ki; “oğlum”, diyor, şeytandan Allah'a sığınırım. “Rüyanı kardeşlerine anlatma yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan insanlar için apaçık bir düşmandır. Böylece Rabbin seni seçkin kılacak. Sözlerin yorumundan sana öğretecek ve daha önce ataların İbrahim, İshak'a tamamladığı gibi senin ve Yakup ailesinin üzerindeki nimetini tamamlayacaktır. Elbette Rabbin bilendir. Hüküm ve hikmet sahibidir”. Bakın “böyle Rabbin seni seçkin kılacak”. 2020 ebcedi. Mehdi'nin çıkış tarihi. Ortaya çıkışı. 2020 ebcedi. 5 ve 6. ayetlerde bu var. 5 ve 6. “Demişti ki; “oğlum Rüya'nın kardeşlerine anlatma. Yoksa sana tuzak kurarlar”. Mesela Mehdiyet'in de açıklanmasıyla beraber bütün anti-mehdi hareketlerde biliyorsunuz muazzam bir depreşme başladı. Bir kısmı derken mehdi çıkmıştır, bir kısmı mehdi çıkacaktır ama 570 yıl sonra çıkacaktır. Bir kısmı mehdi ruhtur, televizyon yayınları gibidir, görünmez, televizyon dalgaları gibidir dedi. Bir kısmı şahsı manevi bir fikir sistemidir, Mehdi diye bir şey yok dediler. Ve her yerde bir anti-Mehdi hareket başladı değil mi? Mehdi gelmeyecek demeye başladılar. Bakın Kur'an buna işe düşüyor.

“Demişti ki; “oğlum rüyanı kardeşlerine anlatma”. Biz mesela şimdi Mehdi'yi bir anlattık, dediler sen Mehdilik iddia ediyorsun o zaman. Sen nasıl anlatırsın böyle bir şeyi? Bu fitnedir ya diyorlar. Yani Mehdi konusunu biz eskiden beri hep gizlerdik. Hep gizlilik tuttuğumuz bir konuydu. Sen bunu niye ortaya çıkarttın? Niye anlatıyorsun diyorlar. Mesela bana bile bak Mehdi öncüsü olarak değil mi? Faaliyet yapan bir insan olarak bana bile kendi Müslüman kardeşlerin muazzam tavır aldılar. Yani Mehdi'yi nasıl anlatırsın diye. Değil mi? Bak o bizim bir rüyamız o. İslam'ın dünyaya hakimiyeti. Bak diyor ki; “oğlum rüyanın kardeşlerini anlatma”. E biz de bak bu rüyamızı kardeşlerimize anlattık. “Yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan insan için apaçık bir düşmandır”. Mesela bizde karşı yapılan iddia edilen Ergenekon örgütünün faaliyetlerinde de kendine Müslüman denilen kişiler de görev aldılar. Bize karşı yapılan o oyunda. Yani bize karşı sırf zannediyor ki millet dinsizler faaliyet yapıyor. Öyle bir şey yok. Bizzat Müslüman görünen kişiler de bu işin içinde yani bize karşı faaliyette görev alıyorlar. Bakın Mehdi öncüsü olarak bizde de bir benzerlik olduğunu görüyoruz. Kur'an her yere her olaya işaret ediyor.

Mesela İbrahim ve İshak'ın nesline nimetini tamamlamaktan bahsediyor Cenab-ı Allah. Hz. İbrahim'in neslinden kim var? Mehdi var. Hz. İsa (a.s) var. Bu nesle nimetini Allah tamamlayacak ahir zamanda dünya hakimiyetiyle. İslam'ın dünyaya hakim olmasıyla. MaşaAllah. “Andolsun, Yusuf ve kardeşlerinde soranlar için ayetler vardır”. Yedinci ayet. Bu da çok manidar. 12 ve 7 Yusuf suresinde kilit rakamlardır. İnşaAllah. “Onlar şöyle demişti; “Yusuf ve kardeşi babamıza bizden daha sevgilidir. Oysa biz birbirini pekiştiren bir topluluğuz”. Bakın mesela kıskançlık var Hz. Yusuf'a karşı. Mehdi'ye karşı da kıskançlık olacaktır. Ve bu kıskançlık ve hasetten dolayı da Mehdi'ye karşı birçok Müslüman bilinen kişi tavır alıp eylem yapacaktır. Kur'an buna da işaret ediyor. Bakın, “öldürün Yusuf'u veya onu bir yere atıp bırakın ki babanızın yüzü yalnızca size dönük kalsın”. Bak sırf haset görüyorsunuz. Ve haset yüzünden öldürmeyi dahi göze alıyorlar. Öldürün demişler. Tabii.

22. ayet, Yusuf suresinde, “ergenlik çağına erişince”. 22. Ayet. Yani ayetlerin rakamları da sırlıdır Kur'an'da. 22, iki tane ikiden meydana gelen rakamdır. Değil mi? Ergenlik çağına erişince kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Yani ledün ilmi, derinlik ilmi. Bakın mesela 19. sure. “Bir yolcu kafilesi geldi, sucularını gönderdiler”. Kur'an'da millet bunu bir kısmı insan hikaye gibi zannediyor olabilir. Ne güzel bir menkıbe bu dinliyorlar. Halbuki bunlardaki her kelime, her cümle önemli bir olayı açıklamış oluyor. Bakın. “Bir yolcu kafilesi geldi”. Bir. “Sucularını gönderdiler”. İki. “O da kovasını sarkıttı”. Üç. “Hey müjde bir çocuk”. Şimdi bak bir çocuktan bahsediliyor. Ve müjdeleniyor. Müjdeleniyor. “O da kovasını sarkıttı”. Mehdiyet çağı kova burcunun hakim olduğu bir çağdır. Mesela biz şimdi kova burcu çağına girdik. Biliyorsunuz. Bütün dünya biliyor kova burcu çağıdır. Kova burcu. Bakın Kur'an'da kova burcuna da işaret eden, “o da”, diyor “kovasını sarkıttı”. MaşaAllah. Değil mi? Ve bir çocuktan bahsediliyor. Bak, “hey müjde bir çocuk”. Kova, kova burcundan bahsediliyor. Ve bir çocuktan bahsediliyor. Bir çocuğun müjdeleniyor.

“Onu pek önemsemediler”, diyor. Mesela bu da çok önemli. Mehdiyet’in bir özelliğidir. Önemsemeyecekler Mehdi’yi. Bırak canım sen de falan diyecekler. Ne alaka falan diyecekler. Önemsenmemesi Mehdi'nin örtüsüdür. Perdesidir. Allah onu önemsenmediği için örtecektir, kapatacaktır. Önemsenmesi tehlikeli olurdu. Önemsenmediği için korunacak inşaAllah. “Yusuf'u yeryüzünde yerleşik kıldık”. Mehdi'yi de Allah yeryüzünde yerleşik kılacaktır. “Ona sözlerin yorumundan öğrettik”. Mehdi de mükemmel yorum yapacaktır. Kur'an yorumu ve hadis yorumunu mükemmel yapacaktır. MaşaAllah. “Allah emrinde galip olandır”. Ebcedi 2014, maşaAllah. Bakın Kuran görüyorsun çaka çaka dolu değil mi? Çaka çaka demeyim de, Allah affetsin yani her yeri dolu. Bir kere bakın kova çağında olmamız, kova burcu çağında olmamız çok önemli. Bütün dünyada bu önemli bir husustur. Ahir zamanda kova burcu çağında olmamız. Ve bir çocuktan bahsedilmesi ve müjdelenmesi çok önemli.

“Allah emrinde galip olandır”, ayetinin de 2014 tarihini, Mehdi'nin çıkış tarihini vermesi, Mehdiyet'in önemli bir tarihini vermesi önemlidir. Çıkış derken tabii onun dikkati çektiği devir, yani gücünün iyice ortaya çıktığı devir. Bakın Allah diyor ki, “kadın onu arzulamıştı”, ayette. Yani hakikaten çok çekici ve çok etkileyici, olağanüstü yakışıklıydı Yusuf. Çünkü o muhfiz kullarımızdandı”, samimiydi. Samimi insanını Allah çekici kılar. Yani samimiyetsiz insanda bir iticilik olur. İstediği kadar güzel olsun. Mesela kadın çok samimiyetsizse böyle löp et gibi gelir. Et kemik yığını gibi, itici gibi olur. Erkek de kadına sığır gibi gelir. İstediği kadar yakışıklı olsun. Mesela herif izbandut gibi. Eni boyu belli değil. Ama kadına o camış gibi gelir. Etkilenmez. Çünkü bir akıl yok, ruh yok. Samimiyet çok etkiler insanı. Doğru mu dediklerim?

SUNUCU: Tabii, tabii ki.

ADNAN OKTAR: Adam sığır gibi ama kadın bakıyor itici yani pis elektriği yok yani. Bir etkileyici olması için samimi ve akıllı olması lazım. Bunun gücü artınca kadınların dayanamayacağı derecede bir etkilenme meydana geliyor. İnşaAllah. Yani kadın mesela bu duruma neden düştüğünü onlara ispat etmeye çalışıyor kadınları. Yani o kadar şiddetli, çekici ki diyor, bunu siz de görün, benim haklılığımı anlayın diyor. Kadınlar dağılıyor Hz. Yusuf'u gördüklerinde. Sebebi ne? Samimi olması. Ve çok akıllı olması. Bundan dolayı etkiliyor. Yoksa Hz. Yusuf gibi yakışıklı çok insan vardır orada. Ama onun elektriğinin, onun etkileyiciliğinin sebebi aklı, samimiyeti, derinliği, tutkusu, Allah'a olan aşkıdır. Ve Allah aşkıyla ruhunun coşmuş olmasıdır. Ve onu meydana getirdiği bir elektriktir. İnşaAllah.

Kadınların da kendi arasında yani fitneci kadınların “doğrusu bu sizin düzeninizden biridir. Gerçekten sizin düzeniniz büyüktür” diyor. Kadınlar kendi aralarında yardımlaşarak çok büyük teşkilatlar kurarlar. Bu bilinir değil mi? Yani acayip oyunları yaparlar. Yani böyle saftirik erkekler özellikle inek düşerler o şeye.

SUNUCU: Şey derler zaten, “kadının bulunduğu ortamda şeytan bulunmaz”, derler. Hani kadının düşünceleri şeyi.

ADNAN OKTAR: Canım tabii o kastedilen şeytani kadınları kastediliyor. Yoksa temiz kadınlar kastedilmiyor. Aklı başında kadınlar için değil. Bakın “Rabbim zindan bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan onlara eğilim gösterir cahillerden olurum”, diyor. “İstemiyorum ya Rabbi”, diyor. “Beni kurtar”, diyor bakın. “Rabbim zindan bunların”, diyor kadınların tamamını bunların bir tek bir kişi demiyor bak bunların, “beni kendisine çağırdıkları şeyden”, hepsi sevişmek istiyorlar Hz. Yusuf'la. Hepsi beraber olmak istiyorlar. O da Allah'a sığınıyor yani hiçbir şekilde istemiyor. Çünkü gayrimeşru ilişki olacak. Helal bir ilişki olmayacak. “Çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir”, diyor. Zindan. Bak zindanı ben tercih ederim diyor. Yani bir kadından cinsel ilişkiye girmektense, bu kadından o kadından cinsel ilişkiye girmektense sarayda kalacak. Bak sarayda kalacak. Keyif, zevk içinde olacak. Kadınla ilişkiye girecek. Ben bunu istemiyorum. Beni zindana koy ya Rabbi diyor. Ben helal ile yaşamak istiyorum diyor.

TARKAN YAVAŞ: Beğenmesine rağmen siz daha iyi bir şey düşünüyorsunuz.

ADNAN OKTAR: İşte çekici ve güzel olmasının sebebi de bu işte. MaşaAllah. Eğer bir erkek fahişeyse Allah onu çok itici kılar. Yani çok tiksindiricidir, fahişe bir erkek. İnşaAllah. Yani nasıl fahişe kadın insana itici gelirse, fahişe erkek de kadına itici gelir. Önüne gelenle yatan, önüne gelenle bilmem bir şeyleri yapan, helala harama dikkat etmeyen, Allah'tan korkmayan, samimiyetsiz, düzenbaz, üçkağıtçı bir erkek. Değil mi? Böyle sürekli pozdan poza, oyundan oyuna geçen, işte üç numaralı bakış, iki numaralı bakış var ya böyle tipler sokakta piyasada. E kadınlara çok itici gelir onlar. Profesyonel erkek yani. Kadınlar doğal ve samimi olan erkekten hoşlanır. Allah'tan korkan çünkü onun kendine has bir asilliği, derinliği, temizliği ve bir soyluluğu vardır. Kadın adilikten tiksinir. Yani onun ruhunu felç eder. Yani bilemediği bir güç devreye girer ve ondan tiksinir. Diyorlar ki daha yeni evli ya nasıl oluyor boşanıyor diyor. E kardeşim sen etten mi evlendin? Kemikten mi evlendin? Ruhla evlendin. E ruhu yok. Adamın ruhu kopmuş. Samimiyetsiz. Allah'tan korkmuyor. Allah sevgisi yok. E içi boşalmış adamın, geriye cesedi kalmış. Kadın da cesetten tiksiniyor. Haklı. E cesetten zaten tiksinir bir kadın, bunda şaşacak ne var ya. İnşaAllah.

Bakın, “böylece Rabbi duasını kabul etti ve onların hilali düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı”. O fuhuşa girmesini engelledi diyor Allah. Çünkü Hz. Yusuf biter öyle bir şey olmuş olsaydı Allah esirgesin. Bütün güzelliğe gider. Onun güzel olmasının sebebi o temiz olması, iffeti. Bir erkek iffetini kaybetti mi o da fahişe olur. Bakın. “Yedi besili inek görüyorum. Onları yedi zayıf inek yiyor. Bir de yedi yeşil başak ve diğerleri ise kupkuru”, diyor. “İneği bir başka inek yiyor”. Bu bizim hiç tahmin edemeyeceğimiz bir olaydı yani. İnek ineği yer mi? Bakın 2010 yılındayız. Şimdi inekler inekleri yiyor. İneğin kemiğini yiyor, etini yiyor, kanını yiyor. Yem yapılıyor biliyorsunuz. Değil mi? Sığır etinden yapılıyor. İneklere sığır etinden yapılmış, sığırın kemiğinden, etinden kanından yapılmış yem veriliyor ve onu yiyor. Ve Kur'an'ın bu işareti ortaya çıkmış oldu. MaşaAllah. Mesela Kur'an'ın bir sırrı bu. Mesela, evet.

Bak, “dedi ki; “biri efendisine şarap içirecek”, diyor. Bunu on yıl sonra açıklayacağım. Allah emir versin. İnşaAllah. Bunu açıklayacağım. “Diğeri ise asılacak. Kuş onun başından yiyecek”. Kuş onun başından yiyecek bunu da açıklayacağım. On yıl sonra. İnşaAllah. Ama bir asılma var. Bu da Menderes dönemine bakıyor olabilir. İnşaAllah. Yani Adnan Menderes'in asılmasına bakıyor olabilir. Evet. “Dedi ki; “siz 7 yıl önceleri ektiğiniz gibi ekin ekin yediğinizin az bir kısmı dışında kalanını biçtiklerinizi başağında bırakın”. 47. ayet ve burada yine 7'ye dikkat çekiliyor. Bunun arkasından zorlu 7 yıl gelecektir. İşte şimdi şu başladı bu. Ekonomik kriz başladı. 2007'de başladı. 2014'e kadar devam edecek. Kur'an buna işaret ediyor. “Sonra bunun arkasından bir yıl gelecektir ki insanlar onda bol bol yağmurlara kavuşturulacaktır”, diyor. 2009'da nasıl yağmurlar başladı? MaşaAllah. Bakın. 49. Burada 9 rakamına işaret var. Değil mi? İnşaAllah. Yağmur yağmayacak diyorlardı, bol bol yağmaya başladı.

“Ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız”, diyor Allah. Yusuf suresinde 1998 Ebcedi. 56. ayet Yusuf suresinde 56. ayet ki Bediüzzaman 56'ya çok dikkat çekmişti 1956'ya. “Munafıkane sistemin ölümünün başladığı tarihtir”, diyor. “Munafıkane sistemin ölümünün başladığı tarihtir”. 1956. MaşaAllah. 56. ayette diyor ki, “işte böylece biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan ve iktidar verdik”. 2017 tarihini veriyor. MaşaAllah. Yani demek ki 1956'larda başlayan münafıkane sistemin, yani Darwinizm, materyalizmin çöküşü 2017'de tamamlanacak. Ve devrin Yusuf'u yani Mehdi (a.s) ortaya çıkacak inşaAllah. Bakın, “işte böylece biz yeryüzünde”, bakın belli bir alanda demiyor. Bütün dünyada, yeryüzünde “Yusuf'a” yani Hz. Mehdi'ye, inşaAllah. “Güç, imkan ve iktidar verdik”, diyor Allah. 2017 ve iktidar. Dünya çapında 2017. “Ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız”. Bu da 1998 tarihini veriyor. Ayetin devamı inşaAllah.

Ya aslında şöyle dilim benim bir çözülürse anlatacağım çok konu var da. Şöyle bir rahat rahat bir anlatabilsem. Ama 10 yıl sonra birçok şeyi rahat anlatabileceğim. Yoksa bu Yusuf suresinde yani en az 100 tane konu vardır anlatmadığım. En az. MaşaAllah. İnşaAllah. Mesela bak diyor ki 82'de, “içinde yaşamakta olduğunuz şehre sor. Hem kendisinde geldiğiniz kervana da biz gerçekten doğru söylüyoruz”. Şimdi ben bunu nasıl açıklayayım yani? Bir de burada tabi bilimsel bazı konulara da Kur'an dikkat çekiyor. Mesela diyor ki, “gözleri üzüntüsünden ağardıkça ağırdı”. Üzüntüde vücut organlarının bozulacağına Allah işaret ediyor. Mesela gözde bozukluklar olur, körlük gelişebilir. Şeker yükselir insanın, tansiyonu yükselir. Körlüğe sebep olabilir üzüntü. Ona dikkat çekmiş. Ve üzüntünün sonucunda diyor ki bak “hastalanacaksın ya da helaki uğrayanlardan”, olacaksın. Yani hastalanabilir de insan üzüntüden, ölebilirdi. Kur'an buna işaret ediyor.

“Dedi ki; “ben dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum”. 86. Daha önce de söylemiştim. Kehf suresinde de var 86'da. 86'da bir şey var. Bir sıkıntılı bir durum var, zor bir durum var. Burada da bak 86'ya dikkat çekiyor. Diyor ki, “dedi ki; “ben dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum. Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kafirliler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez”. Mesela İslam dünyaya hakim olacak diyoruz. Yok adam olur mu ya diyor. Bak Allah ne diyor. “Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin”. Haram. “Çünkü” diyor Allah bakın çok müthiş bir açıklama yapıyor Cenab-ı Allah, “Kafirliler topluluğundam”. Yani hepsi topluluk olarak hepsi diyor. “Başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez”. İnşaAllah.

90 da Yusuf belli olmaya başlıyor. “Sen gerçekten Yusuf musun? Sensin öyle mi dediler? O da diyor ki; “ben Yusuf'um”, diyor. İnşaAllah. MaşaAllah. “Dediler ki; “Allah adına hayret. Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip seçmiştir”. Şimdi Mehdi içinde her cemaat, her topluluk kendi şeyhinin Mehdi olmasını bekliyor. Kendi toplumundan bekliyorlar. Bakın Kur'an buna da işaret ediyor. “Dediler ki; “Allah adına hayret”. Müthiş bir hayret iddiası. “Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip seçmiştir”. Yani bizi seçecekken seni seçti diyorlar. Şaşırıyorlar. Yani Mehdi'de aynısından karşılaşacağız. Cemaatler, topluluklar kendi mürşitlerini, kendi ağabeylerini, kendi büyüklerini Mehdi olacaklarını beklerken hiç ummadıkları bir kişi Mehdi olunca ne diyecekler?

“Allah adına hayret. Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip seçmiştir. Biz de gerçekten hataya düşenler idik”. Sonunda Mehdi'ye karşı yaptıkları mücadelenden dolayı utanç duyacaklarına da Kur'an işaret etmiş oluyor. Mesela bu gömlekten bahsedilir. “Bu gömleğimle gidin babamın yüzüne sürün. Gözü görür hale gelir bütün ailenizi de bana getirin. İnanın Yusuf'un kokusunu burnumda tüter buluyorum”. Mesela bunları açıklayamıyoruz şu an. Ne gömleğini açıklayabiliyoruz ne kokusunu açıklayabiliyoruz. MaşaAllah.

SUNUCU: 10 sene sonra.

ADNAN OKTAR: Evet açıklayamayız. Mesela bak şimdi yine Yusuf Suresinde Allah'ın azabından bakın 107. ayet. 2007'ye işaret eden bir ayet. 2007'yi işaret ediyor. “Allah'ın azabından kapsamlı bir bürünmenin gelmesinden”, ekonomik kriz kapsamlı bir bürünme olarak toplumu sardı mı?

TARKAN YAVAŞ: Sardı. Çok geniş çapta sardı.

ADNAN OKTAR: Yine burada ayette 2007'ye bakıyor mu? Ekonomik krize bakan ayeti gördük mü? Gördük değil mi? Bak burada bir daha teyit edin bir daha açıklıyor. MaşaAllah.

TARKAN YAVAŞ: Bitiş süresinde siz 2014 diye söylemiştiniz. Biraz önce de açıkladığınız ayetin ebcedi 2014.

ADNAN OKTAR: Yusuf suresi doğrudan Mehdiyet’e bakan bir suredir. Kehf suresi de öyle. Süleyman, Hz. Süleyman'la ilgili olan açıklamalar hep Mehdiyet’ten bahseden surelerdir. Yani birinci dereceden oraya bakar, Mehdiyet’e bakar. MaşaAllah. Ama birçok işareti anlamı vardır. Bak mesela “kuraklık başlayınca Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler”. Bak “onu tanımadıkları halde kendisi hemen onları tanıdı”. Mesela Mehdi'nin özelliğidir o. “Halk onu tanımaz diyor Mehdi'yi ama Mehdi onları tanır”, diyor. Bakın ayet ne diyor? Onu tanımadıkları halde kendisi onları hemen tanıdı. Aynısıdır. Hadisin birebir aynısı. İnşaAllah.