Rad Suresi, 29, 32, 35-36 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 19 Mart 2011 tarihli röportajından Ra'd Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Rad Suresi, 32 “Andolsun,” diyor Allah, yemin ediyor,  “senden önceki elçilerle de alay edildi, bunun üzerine Ben de o inkara sapanlara bir süre tanıdım,” yani “belirli bir vakit verdim” diyor Allah. “Sonra onları (kıskıvrak) yakalayıverdim. İşte nasıldı sonuçlandırma?” diyor Allah, soruyor. Yani müthiş bir sonuçlandırma oluyor diyor Allah. “İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara.” Bakın önce Allah’a iman ediyor, samimi tavırlarda bulunuyor. Bütün hayatı samimi oluyor, her şeyi samimi oluyor, “ne mutlu onlara” diyor Allah. “Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır).” Yani cenneti kastediyor Cenab-ı Allah. Bakın 36. ayet geçenlerde de okumuştum; “Kendilerine kitap verdiklerimiz,” yani Museviler ve Hristiyanlar, “sana indirilen dolayısıyla sevinirler.” Yani onlar, Kuran’ın inmesinden dolayı mutluluk duyarlar diyor Cenab-ı Allah. “Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup-sakınanların (mutlu) sonudur, inkar edenlerin sonu ise ateştir” diyor Allah, sürekli uyarıyor.

 


Rad Suresi, 29-30, 35-36, 38, 42 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 12 Şubat 2010 tarihli röportajından Ra'd Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

OKTAR BABUNA: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup-sakınanların (mutlu) sonudur, inkar edenlerin sonu ise ateştir.” Allah takva sahiplerine vaadettiği cennetin ırmaklarının ve yemişlerinin, gölgelerinin sürekli olduğunu yani sonsuz olduğunu bildiriyor bu ayette ve sırf takva sahiplerine, iman edenlere mahsus olarak.

“Kendilerine kitap verdiklerimiz, sana indirilen dolayısıyla sevinirler;” iman edenler, kendilerine kitap verilenler Peygambere (sav) indirilen dolayısıyla seviniyorlar, bundan bir sevinç duyuyorlar “fakat (Müslümanların aleyhinde birleşen) gruplardan, onun bazısını inkar edenler vardır. De ki: “Ben, yalnızca Allah'a kulluk etmek ve O'na ortak koşmamakla emrolundum. Ben ancak O'na davet ederim ve son dönüşüm O'nadır.” Fakat bunun yanında Müslümanların aleyhinde birleşen grupların olduğunu Allah ve onların inkar edeceklerini bildiriyor. Dolayısıyla hem inananları, hem de inanmayanları Allah ben yarattım diyor.

SUNUCU: “Andolsun, senden önce de elçiler gönderdik, onlara eşler ve çocuklar verdik. Allah'ın izni olmaksızın (hiç)bir elçiye herhangi bir ayeti (mucizeyi) getirmek olacak iş değildi. Her ecel (tespit edilmiş süre) için bir kitap (yazı, hüküm, son) vardır.”

OKTAR BABUNA: Allah Peygamberler gönderdiğini, senden önce de Peygamberler gönderildi diyor. Allah’ın emrinin dışında hiçbiri için herhangi bir ayet, bir mucize getirmek mümkün değil. Sadece Allah’ın emriyle olduğunu bildiriyor Allah.

ADNAN OKTAR: Değil mi, şahsi gücü yok Peygamberlerin, Allah’ın yaratmasıyla oluyor.

SUNUCU: Bismillahirrahmanirrahim. “İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır).”

OKTAR BABUNA: Açıklamıştınız Hocam salih ameli, samimi yapılan işlerin hepsi salih amel oluyor inşaAllah. Samimiyet burada vurgulanıyor.

“Onlardan öncekiler de hileli-düzenler kurmuşlardı; fakat düzen kuruculuğun (tedbirlerin, karşılık vermelerin) tümü Allah'a aittir. Her bir nefsin ne kazandığını O bilir. Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir.” Allah hileli düzenler kuranların olduğunu bildiriyor. Fakat diyor Allah, asıl düzen kuracak olan, tuzakların asıl sahibi olan Allah’tır, başka ayetlerde de Allah bunu belirtiyor. Allah’ın tuzağı galip gelecektir. Her iki tuzağı da yaratan Allah’tır ama öbür tuzak eksik olarak yaratılmıştır, eksik olarak kurulmuştur, asıl galip olan da Allah’ın tuzağıdır inşaAllah.

“İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır).” İşte iman edip sürekli olarak samimi amellerde bulunanlar, samimi olanlar, onlar inşaAllah Cennet’i hakkedecekler Ahirette.

“Böylece Biz seni, kendisinden önce nice ümmetler gelip-geçmiş olan bir ümmete (elçi olarak) gönderdik; sana vahyettiklerimizi onlara okuyasın diye. Oysa onlar Rahman'a nankörlük ediyorlar. De ki: “O, benim Rabbimdir, O'ndan başka İlah yoktur. Ben O'na tevekkül ettim ve son dönüş O'nadır.”Daha önce de Allah ümmetlerin gelip geçtiğini bildiriyor bu ümmetten önce. Allah Peygamberimizi (sav) elçi olarak gönderdiğini bildiriyor ve sana vahyettiklerimizi okuyasın diye. Vahyeden Allah onları okuması için gönderdiğini bildiriyor. Fakat onlar da Allah'a nankörlük ediyorlar. Yani bir insan iman etmemekle, inkar etmekle Allah'a karşı çok büyük nankörlük ediyorlar. Çünkü Allah'ın nimetlerini Allah genelleme yaparak bile sayamazsınız. Allah bizim için hayatı, ölümü yaratan, bütün dünyadaki nimetleri yaratan Allah'ı inkar etmek en büyük nankörlük, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Evet, maşaAllah.

 


Rad Suresi, 35. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 6 Ocak 2010 tarihli röportajından Ra'd Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Evet.. “Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup-sakınanların (mutlu) sonudur, inkâr edenlerin sonu ise ateştir.” “Onun altından ırmaklar akar” bütün cennet evleri yüksektedir, altından mutlaka su akar cennet evlerinde. Ama bizim bildiğimiz o klasik dünya çamuru, dünya taşı, toprağı değil. İnsan ruhunda suya bir eğilimle yaratılmıştır içgüdü olarak. İllaki evi ya bir göl kenarında ister, en azından evin önünde bir havuz ister, su. Su sesine bayılır insan, illaki suyu görecek. Hatta daha da olmuyor, denizin içine dalıyorlar yani. Cennette de su çok fazladır. Küçük ırmaklar, küçük arklar tarzında vardır. Orada biz cennet balıklarını, cennet ördeklerini de göreceğiz. Böyle onlarda da oraları kirletme diye bir şey yok. Pırıl, pırıldır, cennette de hiçbir zaman kir olmaz. Kir bu dünya için özel yaratılmıştır, dünyaya bağlanmasınlar diye. Dünyadan soğusunlar, ahireti istesinler diye Allah baştan sona insanı acz içinde yaratır. Mesela bir insan saçını yıkamadığında ne hale geldiğini biliyorsunuz, gözünü yıkamadığında gözünün ne hale geldiğini biliyorsunuz. Kulağı aynı şekilde, ağzı aynı şekilde, burnu aynı şekilde, vücudunun diğer azaları da öyle. Hep özellikle insanları dünyadan soğutacak acz salgılarıyla yaratılmıştır ki dünyaya hırsla bağlanmasınlar diye. Mesela uyku ve yorgunluk da özel olarak verilir, dünyaya hırs yapmasınlar diye, yani bitaplık, yorgunluk. Hastalıklar da özel verilir.

Bütün hastalık çeşitleri teker teker verilir. Mesela grip, nezle, kanser, ülser, baş ağrısı, migren… Mesela bak televizyon programları oluyor, sağlık programları, bitmiyor sağlık programları. Şimdi diyor migrenle ilgili konuşacağız diyor, kaç çeşit migren var, efendim bilmem 21 çeşit migren çeşidi vardır diyor, sayıyor sayıyor bitmiyor. Göz ağrıları, göz hastalıkları.. ucu sonu yoktur. Kulak hastalıkları, ucu sonu yoktur. Özel yaratılır ki dünyada, insanlar bıraksınlar dünyayı. Mesela eklem hastalıkları, mesela boyun fıtığı oluyor. İnsanların çok büyük bir bölümü, yüzde sekseninde boyun fıtığı var, değil mi? Omurga fıtıkları oluyor, çok yaygındır. Aman bayanlar falan belleri ağrır falan, işte kolu ağırır, omzunda mesela eklem romatizmaları. Binlerce hastalık çeşidi yaratmıştır Allah ki, bu dünyaya hırs yapmayalım diye, ama insanlar daha da delice bağlanıyorlar, daha da. Mesela hastanede kanser adam daha hala orada fabrikanın hisselerinin ne olacağını, artık  yani diyorlar, 15 günü kalmış bunun diyorlar yani falan. Orada bile, oraya gelip kavga yapıyorlar, değil mi. Hatta ölüyor adam, ölüsünde bile nereye gömüleceği ile ilgili kavga yapıyorlar. Yani mermer kaplama yaptıralım diyorlar, lahitini diyorlar. Şöyle denize baksın diyor. Öbürü diyor ki, denize ne gerek diyor, göl manzaralı olsun diyor. Memnun oluyorlar yani. İnşaAllah. Yani aile mezarlıkları mesela, çok süslü-püslü falan, adam övünüyor, bak diyor gösteriyor aile mezarlığını. Kardeşim sen toprağın altına kalıyorsun, zaten sen direkt ahirete intikal edeceksin, sen yani mezarın altında gidip, oradan çıkıp ara ara boğazın denizlerini seyredecek halin yok ki. Yani ne yapacaksın manzaralı şeyi sen? Ölü nereden bilsin senin üsteki mermer lahitini, şununu-bununu falanı feşmekanı, değil mi.

 


Rad Suresi, 35. Ayetinin Tefsiri

(Cennet meyvesi şuurludur, ağaçları dans ederler)

 

SAYIN ADNAN OKTAR’IN A9 TV’DEKİ CANLI SOHBETİ (14 ARALIK 2011; 01:00)

ADNAN OKTAR: “Takva sahiplerine vaat edilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir.” (Ra’d Suresi, 35) Yemişler, mesela incir koparıyor cennette yiyor ve yerine yine olur. Meyve şuurludur, dal oraya doğru uzar, demin anlattığım gibi. Mesela o çok gariptir. Ve ağaçlar istediğinde hareket eder ve dans ederler. Cennet müziği vardır, o müziğe uyarak; çok nefis bir müzik, dünya müziği gibi değildir. O arada diyor, Cenab-ı Allah bir koku dalgası gönderir diyor, nefis hiç görülmemiş bir kokudur diyor. Acaba daha güzeli var mı derken bir koku dalgası daha gelir diyor. Acaba daha güzeli var mı derken, bir koku dalgası daha gelir diyor cennette, maşaAllah.