Sayın Adnan Oktar'ın 26 Ocak 2011 tarihli röportajından Nahl Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Nahl Suresi 120. Ayet “Gerçek şu ki İbrahim bir ümmetti.” Tek başına bir ümmetti diyor. “Allah'a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi. “O’nun nimetlerine şükrediciydi ve Allah onu seçti, doğru yola iletti.” 2002 tarihini veriyor. “Sonra sana vahyettik: "Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in dinine uy. O, müşriklerden değildi.” Hz. İbrahim (a.s)’ın dinine uy. Bu ne demek? Yine bütün Müslümanların birlik olmasını isteyen bir Kuran ayeti. Hz. İbrahim (a.s) gibi olun diyor. Bütün dünyaya sesleniyor Cenab-ı Allah. Hepsinin Hz. İbrahim (a.s) gibi olmasını söylüyor. “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır.” Nedir bu? Mehdiyet’tir. “ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et.”Şefkate, sevgiyle, akılla, bilimle mücadele et. “Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir" (deccallik yapanı bilendir) "ve hidayete ereni de bilendir.” Mehdi (a.s) olanı da bilendir. “Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir. Onlar için hüzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme.”Burada da Mehdiyet ile deccaliyetin mücadelesi anlatılıyor işte. “Şüphesiz Allah korkup-sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir.” Hangi korkup sakınanlar? Bütün dünyadaki korkup sakınanlar. Belirli bir grubu mu kastediyor Allah? Hepsini kastediyor. “Şüphesiz Allah korkup-sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir.”Yani Mehdi (a.s) topluluğuyla beraberdir anlamına gelir bu inşaAllah. “Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti.”Demek ki, Müslümanların, Allah ümmet olarak, toplu olarak birlikte olmasını istiyor. Ve bütün dünya tek bir ümmet olacak. Türk İslam Birliği’nin anlamı budur. “Nerede diyorsun” İşte al, bak. Ama hikmet gözüyle, akıl gözüyle bakarsan görürsün.
Sayın Adnan Oktar'ın 18 Ağustos 211 tarihli röportajından Nahl Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah'a gönülden yönelip itaat eden,” Allah’a gönülden yönelip, kalpten isteyerek yönelip itaat eden, Allah ne diyorsa ona uyan, “bir muvahhiddi,” tevhidi savunan, Allah’ın birliğini savunan bir muvahhiddi, “ve o müşriklerden değildi.” Şirk koşmuyordu. Allah ne diyorsa onu yapıyordu. Allah’ın dediğini alıyor ama put olan inançlardan, şu dedi bu dedi diye almıyordu. “O'nun nimetlerine şükrediciydi.” Allah’ın nimetlerine şükredici; nasıl şükrediyor? Hamd ediyor, elhamdülillah diyor ve Allah’ın emirlerine uyuyor. Şükretmek Allah’ın emirlerine uymakla olur. “(Allah) Onu seçti ve doğru yola iletti.” 2002 yılını veriyor ebcedi, maşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 9 Mart 2011 tarihli röportajından Nahl Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bakın Nahl suresi, 125. Ayette, Cenab-ı Allah ne diyor, şeytandan Allah’a sığınırım; “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır.” Nasıl yapılıyormuş tebliğ? Nasıl oluyormuş cihat? Nasıl oluyormuş Allah’a çağırmak insanları? Bakın ne diyor; “Rabbinin yoluna,” Kuran’a “hikmetle” kısa, özlü, güzel sözle “ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et.” Kafa, göz yararak, olay çıkararak değil. “Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir, hidayete ereni de bilendir. Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir. Onlar için hüzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme.” Hüzne kapılmayı da Allah yasaklıyor. “Sıkıntıya da düşme” diyor. “Şüphesiz Allah korkup-sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir.” Bakın, “şüphesiz Allah, Allah’tan korkup-sakınanla, helale, harama dikkat edenle ve iyilik edenlerle beraberdir.” Hayatı sürekli iyilikle geçenlerle beraberdir.” Bu Kuran’ın bir mucizesidir. Allah onlara hep güç, imkan, başarı sağlıyor. Yol açıyor Cenab-ı Allah. “Allah, Onu seçti ve doğru yola iletti.” Ebcedi; 2002 yapıyor. 121. Ayet, Bakın, “Allah, Onu seçti ve doğru yola iletti.” Hz. Mehdi (a.s)’a işaret var burada, inşaAllah. Çünkü tam 2002 tarihini veriyor. Aynı zamanda Hz. İsa (a.s)’ın da dünyaya sunulduğu tarih Allahualem 2002.
Sayın Adnan Oktar’ın 7 Ağustos 2013 tarihli sohbetinden Nahl Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Nahl Suresi, 121, Hz. İbrahim (a.s) için Cenab- ı Allah diyor ki; “O'nun nimetlerine şükrediciydi.” Elhamdülillah. Mümin, sürekli nimeti görüp, sürekli şükreden oluyor. Mesela kromozomların yapısına bakıyor “elhamdülillah” diyor, kalemi görüyor “elhamdülillah” diyor, arabayı görüyor “elhamdülillah” diyor, sürekli o sevinç içinde oluyor, yani onları alelade görmüyor, basit, sıradan bir şey görmüyor. “Allah onu seçti ve doğru yola iletti.” (Nahl Suresi, 121) Ebcedi; 2002 tarihini veriyor. Hz. İbrahim (a.s)’ın neslinden biliyorsunuz Hz. Mehdi (a.s)’da. 125. ayette, şeytandan Allah’a sığınırım. “Rabbinin yoluna hikmetle” hikmet nasıl? Düşünerek, kısa ve özlü, derli toplu konuşmak. Boş böyle uzun uzun konuşmalar, samimiyetsiz konuşmalar; bunlar olmaz. Peygamberimiz (s.a.v) düz ve samimi olarak anlatıyordu Allah’tan korkarak, akılcı anlatıyordu. “ve güzel öğütle” yani böyle rahatsız edici, saldırgan öğüt değil, güzel öğüt. Güzel öğüt ne demek? Duyanın hoşuna gideceği tarzda bir öğüt, “hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et.” Kafa göz yararak değil. Aşağılayarak, böyle onlar ıstırap vererek değil. “En güzel biçimde mücadele et.” diyor Allah. Mücadele et ama en güzel biçimde.
“Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir.” (Nahl Suresi, 125) “Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir. Onlar için hüzne kapılma.” (Nahl Suresi, 127) Hüzün insanı bitkinleştirir. Yapma deyince, hüzün konusunda Müslüman böyle bir şeye yanaşmaz. Hüzne adam kapılmaz. Ağlıyor, zarıl zarıl ağlıyor. Allah “hüzne kapılma” diyor, “kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme” (Nahl Suresi, 127) Şimdi hileli düzende, ahlaksızlıkta, terslikte, münasebetsizlikte insanlarda sıkıntı olur. Hatta böyle ağrı olur, kalbinde ağrı olur, kalbinde ağrı duyar. Der ya “Kalbimde ince bir sızı” der. Yahut üfler püfler, rahatsız olur sıkıntı. Hileli düzen, hileli düzen nasıldır? Birisi ahlaksızlık yaptığında, hileli düzendir. Bir taktik uyguluyorsa, adamlık dini tarzında münasebetsiz bir şey yapıyorsa, bu da bir hileli düzendir. Aldatmaya çalışıyorsa, yalan söylüyorsa hileli düzendir. Bunlarda Müslüman rahatsız olur. Hileli düzen, yani küçük veya büyük kurulduğunda bir Müslüman’a karşı ondan sıkıntı duyar. Ama diyor ki Allah “sıkıntıya düşme” onu haram etmiş. Böyle şeylerde insanlar sıkıntıyı kendine hak biliyor. Ama Allah haram kılmış. Yapmamak lazım. “Şüphesiz Allah korkup-sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir” (Nahl Suresi, 128) Allah’tan korkan insan, çok kaliteli olur. Allah’tan korkmayan insan çok fazla oluyor. İnanıyor ama korkmuyor. Ben rastlıyorum. Yani korkmuyor. Konuşmalarından anlaşılıyor. Korkanda, Allah’a karşı çok ciddi bir saygı oluyor. Üslubunda çok ciddi bir saygı oluyor. Korkmayan alay ediyor. Dinle alay ediyor, ahiretle alay ediyor, cennetle, meleklerle. Mesela âlim hoca ama Allah’tan korkmadığı anlaşılıyor. Alaycı ve saygıya uygun olmayan bir üslupla konuşuyor. Bak, şüphesiz korkuyor. Allah’tan korkuyor. Bir de sakınıyor. Yani helale harama dikkat ediyor, Kuran’a tam uyuyor. “Ve iyilik edenlerle beraberdir.” Herkese iyilik etmek, Müslüman’ın vasfı olacak.
Sayın Adnan Oktar’ın 19 Mayıs 2014 tarihli sohbetinden Nahl Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: İnşaAllah. Şeytandan Allah’a sığınırım. Nahl Suresi, 125. “Rabbinin yoluna…” Rabbin yolu nedir? Kuran. Kuran nedir? Sevgi, şefkat, merhamet, doğruluk, dürüstlük, iyilik, güzellik… Güzel olan her şey. “Rabbinin yoluna hikmetle…” Hikmet ne demek? Kısa ve özlü konuşmak. Kısa, özlü, anlamlı konuşmak. “…hikmetle ve güzel öğütle…” Güzel olan öğüt nasıl olur? Kırıcı olmayan, rencide etmeyen, sarsmayan, rahatsız etmeyen. “…güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et.” Onda da nedir? Yine sertlik olmayacak. Mücadele edeceksin ama en güzel bir biçimde sertlik olmadan. “Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir” Ben zaten bilirim diyor Cenab-ı Allah sapanı. “…ve hidayete ereni de bilendir.” Çünkü hidayeti kendi veriyor zaten. İnşaAllah.
“Eğer ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin…” size yapılanın aynısıyla karşılık verin. “…ve eğer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır.” [Nahl Suresi, 126] Sabretmek mesela karşılık vermeyip sabredersen bu daha hayırlı diyor Cenab-ı Allah. Mümin de daha hayırlısını tercih ediyor. Halim olmak, halim.
“Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir.” Müslüman sabırlı olacak, ani öfkeye kapılmayacak, sinirlenmeyecek. “Onlar için hüzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme.” Gerginliğe, öfkeye, kalbinde meydana gelecek her türlü rahatsızlığa müsaade etme böyle bir duruma gelme. “…hüzne kapılma…” korkma, üzülme, tedirgin olma, psikolojik sana zarar verecek hiçbir tavrın içine girme. “…kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme.” (Nahl Suresi, 127) Hileli düzeni Müslüman görecek sıkıntıya düşmeyecek çünkü onu yaratan da Allah. Sakin olacak.
“Şüphesiz Allah korkup-sakınanlarla…” Allah’tan korkup, helale-harama dikkat eden “…sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir.” (Nahl Suresi, 128) Kim iyilik ediyorsa Allah onunla beraber, iyilik eden zannediyor ki Allah yardım etmeyecek. Halbuki yardım ediyor, Allah.
“(Allah) Onu seçti ve doğru yola iletti.” Nahl Suresi, 121. 2002 tarihini veriyor. “(Allah) Onu seçti ve doğru yola yöneltti.” Evet.