(Adnan Oktar'ın 19 Şubat 2011 Kahramanmaraş Aksu ve Gaziantep Olay Tv'deki Canlı Sohbetinden)
ADNAN OKTAR: Nahl Suresi, şeytandan Allah’a sığınırım. 26. ayet; “Onlardan öncekiler, hileli-düzenler kurmuşlardı da”, “daha önceki deccaller de hileli düzen kurmuşlardı” diyor Allah, “Allah(ın azab emri) onların kurdukları yapıların temellerine geldi” biz de ne yapıyoruz Darwinizm’in temellerine vuruyoruz, köküne vuruyoruz. “Böylece üstlerindeki tavan tepelerine çöktü;” Darwinizm’i tepelerine çökerttik mi? Çökerttik. “Azap onlara şuurunda olmadıkları yerden gelmişti.” hiç tahmin etmedikleri bir ülkeden, hiç tahmin etmedikleri bir şehirden, hiç tahmin etmedikleri bir insandan, Darwinizm’e en büyük darbe geldi. Onlar da şaşırdılar, biz de şaşırdık maşaAllah. Ve Darwinizm çöktü. “Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir.” Altından ırmaklar akar, çünkü ırmak sevgisi var içimizde. Bak “içinde onların her diledikleri şey vardır.” Kaç tane şey dileyebilir bir insan? Sonsuz dileme imkanı var değil mi? “Sonsuz dilediğinizi, ne istiyorsanız yapacağım” diyor Allah. “Dileyin cennette ne istiyorsanız yapacağım” diyor Allah. “Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir” diyor Allah. “Sonsuza kadar sonsuz istediğinizi yerine getireceğim” diyor Allah. Bakın “sonsuza kadar, sonsuz isteklerinizi yerine getireceğim.” MaşaAllah. “Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: 'Selam size' derler. Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin.” Daha ilk canını alırken müjdeyi veriyor “Cennete gireceksiniz” diyorlar. Ve güzellikle canlarını alıyorlar Müslümanların. Müslümanın hiç bir yerde canı yanmıyor. “Ve selam size derler” bir kere, selam ve Aleyna Aleykum Selam” diyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 19 Şubat 2011 tarihli röportajından Nahl Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Nahl Suresi, şeytandan Allah’a sığınırım. 26. ayet; “Onlardan öncekiler, hileli-düzenler kurmuşlardı da”, “daha önceki deccaller de hileli düzen kurmuşlardı” diyor Allah, “Allah(ın azab emri) onların kurdukları yapıların temellerine geldi” biz de ne yapıyoruz Darwinizm’in temellerine vuruyoruz, köküne vuruyoruz. “Böylece üstlerindeki tavan tepelerine çöktü;” Darwinizm’i tepelerine çökerttik mi? Çökerttik. “Azap onlara şuurunda olmadıkları yerden gelmişti.” Hiç tahmin etmedikleri bir ülkeden, hiç tahmin etmedikleri bir şehirden, hiç tahmin etmedikleri bir insandan, Darwinizm’e en büyük darbe geldi. Onlar da şaşırdılar, biz de şaşırdık maşaAllah. Ve Darwinizm çöktü. “Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir.” Altından ırmaklar akar, çünkü ırmak sevgisi var içimizde. Bak “içinde onların her diledikleri şey vardır.” Kaç tane şey dileyebilir bir insan? Sonsuz dileme imkanı var değil mi? “Sonsuz dilediğinizi, ne istiyorsanız yapacağım” diyor Allah. “Dileyin cennette ne istiyorsanız yapacağım” diyor Allah. “Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir” diyor Allah. “Sonsuza kadar sonsuz istediğinizi yerine getireceğim” diyor Allah. Bakın “sonsuza kadar, sonsuz isteklerinizi yerine getireceğim.” MaşaAllah. “Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: 'Selam size' derler. Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin.” Daha ilk canını alırken müjdeyi veriyor “Cennete gireceksiniz” diyorlar. Ve güzellikle canlarını alıyorlar Müslümanların. Müslümanın hiç bir yerde canı yanmıyor. “Ve selam size derler” bir kere, selam ve Aleyna Aleykum Selam” diyor. Atatürk’ün vefat ederken son sözü nedir biliyor musunuz? “Selamdır.” Kime cevap veriyor? Karşısındaki meleğe cevap veriyor, son sözü selam olmuştur, ondan sonra canını teslim etmiştir, tabii. “Selam” deyince, o da “selam” diyor işte. Ayette ne diyor? “Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: 'Selam size' derler. 'Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin.” Tabii biz Atatürk’ün, o da bir kul Allah ona nasıl bir hüküm vermiştir bilemeyiz ama inşaAllah cennete gitmiştir. Fakat selam size dendiğinde, selam denir. O da “selam” demiştir, son canının alınmasından önce.
SAYIN ADNAN OKTAR’IN A9 TV’DEKİ CANLI SOHBETİ (14 ARALIK 2011; 01:00)
ADNAN OKTAR: “Adn cennetleri; oraya girerler, altlarından ırmaklar akar.” Yani evlerin aralarından küçük küçük böyle şırıl şırıl ırmaklar akıyor.
“içinde onların her diledikleri şey vardır.” Bak dikkat edin, her diledikleri diyor; ne istiyorsa, aklından ne geçiyorsa. Araba, ev, uçmak istiyorsa uçmayla ilgili herhangi bir vasıta, dünyada aklına taktığı herhangi bir şey, beğendiği herhangi bir şey. Ne istiyorsa aklından geçer geçmez oluşuyor.
“İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir. Ki melekler güzellikle canlarını aldıklarında: Selam size derler.” (Nahl Suresi, 31-32) Müslüman’ın canını almaya geldiklerinde; Selamun Aleyküm, Aleyküm Selam diyorlar. Bakıyor, yüzü nurlu, birbirinden güzel insanlar. Vefat eden sevdikleri kişiler de var. Çok hürmetli bir şekilde; “Seni almaya geldik” diyorlar, inşaAllah, Allah’ın izniyle. “Hazır mısın” diyorlar? “Elhamdülillah” diyor. Haydi Bismillah ondan sonra gidiyorlar Cenab-ı Allah’ın izniyle.
Ki melekler güzellikle canlarını aldıklarında: Selam size derler.” ‘Ve Aleyna Aleyküm Selam’ diyorlar onlar da, inşaAllah. Ama bunu, yani canı alındığında insanlar göremez, yani bazen konuşurken de canı alınabilir, bazen de gözünü kapattıktan sonra canı alınır. Canı alındığında, bir uykudan uyanır gibi aniden bir netlik, keskinlik şeklinde birden uyanır, ama şu dünya hayatının, şu anki şeyi net olarak flu ve bulanık gelecek insanlara. Yani müthiş bir rüya aleminde yaşadığını anlayacak, düşünecek. Yani, kalktığında asıl kalkmanın o olduğuna inanacak, yani bunun rüya olduğuna net emin olacak. Halbuki kalktığı yer de yine rüya alemi gibi bir alemdir, yani o alem de yine öyle bir alemdir. Ama o kadar net ki, çok daha net olduğu için; hah, bu sefer uyandım diyecektir. Halbuki yine uyanmış değil, o da bir rüya alemidir yani, inşaAllah. O hiç bitmez inşaAllah.
Ölümle ilgili pek çok insanın bilmediği bir sırrı Allah Kuran'da haber verir. Bu sır, insanın gerçek ölüm şeklinin, yani ölüm anında gördüklerinin, dışarıdan diğer insanların gördükleri ile aynı olmadığıdır. Allah, ölüm anındaki insanın çevresindekilerin şahit olduklarından farklı olayları yaşadığını ayetlerde şöyle bildirir:
Hele can boğaza gelip dayandığında, ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz. Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz. (Vakıa Suresi, 83-85)
Allah'ın ölüm anıyla ilgili bildirdiği bir başka sır ise insanların göremedikleri bu anlarda inkarcıların çok büyük bir korku ve ızdırap yaşadıklarıdır. Allah bunu ayetlerinde şöyle bildirir:
Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken “Bana da vahy geldi” diyen ve “Allah'ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim” diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli sarsıntıları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: “Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah'a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksiniz” (dediklerinde) bir görsen... (Enam Suresi, 93)
Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onları dünyada azaplandırmak ve canlarının onlar inkar içindeyken zorluk içinde çıkmasını istiyor. (Tevbe Suresi, 85)
Allah'ın Kuran'da bildirdiği bu sırra göre, inkar eden bir insan yatağında huzur içinde ölmüş gibi görünebilir. Ölümü sırasında hiçbir acı çekmediği, zorluk yaşamadığı, yavaşça gözlerini kapattığı zannedilebilir. Oysa Allah inkarcının ölümünün büyük ızdıraplar ve zorluklar içinde olduğunu bildirmektedir. Ölüm meleklerinin inkarcıların canlarını alış şekilleri ise ayetlerde şöyle bildirilir:
Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak? İşte böyle; çünkü gerçekten onlar, Allah'ı gazablandıran şeye uydular ve O'nu razı edecek şeyleri çirkin karşıladılar; bundan dolayı (Allah,) amellerini boşa çıkardı. (Muhammed Suresi, 27-28)
Melekleri, onların yüzlerine ve arkalarına vurarak: “Yakıcı azabı tadın” diye o inkar edenlerin canlarını alırken görmelisin. Bu, ellerinizin önceden takdim ettiği işler yüzündendir. Yoksa şüphesiz Allah kullara zulmedici değildir. (Enfal Suresi, 50-51)
İnkarcıların bu zorlu ölümlerinin aksine müminlerin ölümleri çok kolaydır. Örneğin inkarcıların tam aksine, peygamberle birlikte savaşa çıkan ve savaşta hançerlenerek öldürülen bir mümin, aslında çok huzurlu ve korku duymadığı bir ölüm anı yaşar. Allah'ın ayetinde bildirdiği gibi, onların canları yumuşakça çekilip alınacaktır ve onlar melekler tarafından selam ve müjde ile karşılanacaklardır. Allah müminlerin ölümlerinin nasıl olacağını ayetlerinde şöyle bildirmiştir:
Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: “Selam size” derler. “Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin.” (Nahl Suresi, 32)