Sayın Adnan Oktar'ın 2 Haziran 2015 tarihli sohbetinden İsra Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: İsra Suresi, 17. Sure, 101. Ayet. “Andolsun,” diyor Cenab-ı Allah. “biz Musa'ya apaçık dokuz ayet (mucize) vermiştik” (İsra Suresi, 17) Dokuz sayısı Kuran’da kutsal bir sayıdır. Bediüzzaman diyor ki Hz. Mehdi (a.s) için, “Dokuz düşman taifesinin, dokuz cephesine göndermiş. İnşaAllah onları yarım asır sonra darmadağın edecek” diyor. İlimle, fenle mücehhez olan bir insandan bahsediyor. “Zamanın onda oluşturduğu olgunluk ve tecrübeyle” diyor. “İlmin ve fennin de gelişmesiyle” diyor. “İlmin ve fennin bütün imkânlarını kullanarak bu dokuz engeli, dokuz düşman taifesini Allah’ın izniyle yarım asır sonra darmadağın edecek” diyor.
BÜLENT SEZGİN: Kuran’da Allah dokuzlu çeteden bahsediyor Müslümanlar’la uğraşan.
ADNAN OKTAR: Evet. On dokuz sayısına yine dikkat çekiyor Cenab-ı Allah Kuran’da. Meleklerin sayısı on dokuz.
Sayın Adnan Oktar'ın 10 Temmuz 2016 tarihli sohbetinden Hazreti Musa'nın güzel ahlakı ile ilgili ayet açıklamaları.
ADNAN OKTAR: Bir de titizdi Hz. Musa (a.s), çok titiz, yani çok çok titiz. Temizlikte de çok titiz. O Tevrat’ta geçiyor. Var ya titiz derler böyle şeye. Mesela yumurtada kırmızılık görüyor yemiyor onu. Mesela meyvenin üstünde leke görüyor yemiyor. Sarayda öyle yetişmiş çok titiz. Tut deyince Allah, tabi mecburen tutuyor. Cesaretini artırmak istiyor Allah onun. Sürekli Allah onu telkin ediyor. “Ben seni görüyorum, izliyorum, Ben seni koruyacağım” diyor, “rahat ol” diyor. O zaman kardeşimi ver hiç olmazsa yanıma diyor. Tamam, sana kardeşini veriyorum diyor. Çünkü dayanamıyor yani zorlandığı belli. Allah çok zorlamıyor. O zaman kardeşinle git diyor. O zaman rahatlıyor kardeşiyle gidince. Mesela bak orada adamlar atınca ipleri, hipnoz oluşturuyorlar oynamaya başlıyor asadan oluşan yılanlar. Ama göze öyle görünüyor. Kitle hipnozu meydana getiriyorlar. O devirde acayip gelişmiş demek ki. Nasıl yapıyorlar bilmiyorum. Gözlerine öyle görünüyor, alenen oynuyor. “Yine korktu Musa” diyor. Yani asayı attığında acaba yutar mı, yutmaz mı tarzında herhalde bir korku geçirdi tahmin ediyorum. Ama asayı atınca tabii hepsini teker teker yutuyor. Bu çok büyük bir mucize. Çünkü gerçek yılan oluyor ve hakikaten hayvan yutuyor yani. Bildiğin yılan; hücresi olan, midesi olan normal yılan. Hani evrimle oluyordu? Bak saniyesinde oluyor. Mesela bir anda kuru ağaca dönüşüyor yeniden. Şak diye ağaç oluyor anında herkesin gözü önünde. Ama aklın ihtiyarını kaldırmıyor. Çünkü adamlar hipnoz mu, değil mi karar veremiyorlar. Diyorlar ki; “Bunun büyüsü hepsini geçti” diyorlar. Yani “O büyücülerin ustası bu zaten” diyor Firavun, “Asıl bu onlara öğreten” diyor. “O yüzden böyle katladı geçti” diyor. Bir türlü inanmıyor. Defalarca iman ettim diyor, azılı münafık. Müslüman olup elhamdülillah diyor. Hz. Musa (a.s) da; iyi o zaman diyor, tebrik ediyor. Yeniden sapıtıyor, iman ettim diyor yine sapıtıyor, iman ettim diyor yine sapıtıyor. En sonunda boğulurken diyor ki; “Hz. Musa (a.s)’ın, Harun (a.s)’ın Allah’ına iman ettim” diyor. Allah; “Şimdi mi iman ediyorsun?” diyor. Artık olmaz diyor Allah. Seni kurtaracağım, bedenini kurtaracağım diyor. Çünkü ruha inanmıyor.
Canım benim, bütün ömrü hep böyle Allah onu hep korkuyla imtihan etti. Bak diyor ki Kasas Suresi 18; “Böylece şehirde korku içinde çevreyi gözetleyerek sabahladı” ve 8 yıl sürüyor bu. Sürekli korku içinde yaşıyor. Çünkü adam psikopat. Her an birini gönderir vurdurur Allah esirgesin. Sürekli çölde saklanmak durumunda. Bak gözetleyerek ve ölüm korkusu içerisinde sürekli. “Dedi ki Rabbim gerçekten onlardan bir kişi öldürdüm. Beni öldürmelerinden korkuyorum.” (Kasas Suresi 33) Mesela o da ayrı bir ızdırap. Bu kadar hassas, nezaketli bir insanın bir insanı kaza ile öldürmesi dehşet verici. Yani gece gündüz aklında, ömrü boyunca onun acısını çekti. Tevekkül ediyor ama onun şeyi hep onu rahatsız etti. İmtihan gereği Cenab-ı Allah öyle imtihan etti. Allah’ın en sevdiği Peygamberlerden Hz. Musa (a.s).
Üslubu da çok şeker, diyor ki mesela İsra Suresi 16’da, Firavun ona diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım. “… Gerçekten ben seni büyülenmiş sanıyorum.” Mesela çok dangalak ve psikopat, çok zırvalıyor. Hep böyle küfür ahlaksız ve alçaktır. Hep iğneleyici, kendince de böyle esprili böyle aptalca bir üslubu olur, bazılarının. “O da: Andolsun” diyor bak, Allah adına yemin ediyor. “bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin;” diyor. “Bu delillerin, bu ihtişamın, bu güzelliğin; kim yapar ki başka?” diyor. “Sen de biliyorsun Allah’ın yarattığını” diyor. “Gerçekten ben de seni yıkılmış-harab olmuş sanıyorum” demişti.” (İsra Suresi 102) Bak akıbetini Allah ona söyletiyor. Normalde iman etmesi umulabilir ama bak akıbeti ona bildirilmiş oluyor. “Yıkılmış-harap olmuş.” Suyun içinde yıkıldı ve harap oldu, öldü değil mi? Tam aksi de olabilir, Allah esirgesin kendisi vefat edebilir o yaşayabilir. Öyle demiyor bak, “yıkılmış-harap olmuş görüyorum” diyor. Vahiyle bildirildiği anlaşılıyor.