ADNAN OKTAR'IN A9 TV VE KAHRAMANMARAŞAKSU TV'DEKİCANLI SOHBETİ (16 MAYIS 2011; 00:30)
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Bak diyor ki Cenab-ı Allah Kuran’da, İsra Suresi, 107. Ayet. Şeytandan Allah’a sığınırım. Dinleyen kardeşlerimizin de şeytandan Allah’a sığınması gerekiyor, onu hatırlatıyorum. “De ki: ‘İster ona inanın,” Kuran’a ister inanın, “...ister inanmayın: O, daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman,”daha önce kendilerine ilim verilenler kimler? Hıristiyanlar ve Museviler. Ne yapıyorlarmış? “...çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler.”diyor Allah. Hakikaten de Museviler de, Hıristiyanlar da yüzükoyun yatıyorlar secdeye. Bizim secdemiz gibi değildir onların yaptığı secde. Yüzükoyun uzanıp, çenesi yere gelecek şekilde, böyle uzanıyorlar. Bakın “...çeneleri üstüne kapanarak” yüzü yerde bu şekilde, tam uzanıyorlar yani, ellerini de açarak. “Ve derler ki: ‘Rabbimiz Yücedir, Rabbimiz'in va'di elbette gerçekleşmiş bulunuyor.’” Kuran’a bakış açıları böyledir Ehl-i Kitap’ın, diyor Allah. “Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kur'an) onların huşu (saygıdolu korku)larını arttırıyor.”Kuran’a karşı duyarsız olmuyorlar. Ne yapıyorlar? Bak; “çenelerinin üstüne kapanıp ağlıyorlar”o kadar coşuyorlar, Kuran’ın gerçekleri karşısında”...ve (Kur'an) onların huşu (saygıdolu korku)larını arttırıyor.” Ne diyor bazı adamlar? Hıristiyanlara, Musevilere Kuran hitap etmez. Müslümana mı hitap ediyor sadece? Tabii ki onlara da hitap eder, herkese hitap ediyor. Olur mu öyle şey? Budist’e de, müşrike de, hepsine hitap eder. Bütün dünyaya geldi Kuran.
ALTUĞ BERKER: Resim gösterebilirim Hocam, uygun görürseniz.
ADNAN OKTAR: Evet.
ALTUĞ BERKER: Hıristiyanların yere kapanmaları.
ADNAN OKTAR: Evet, bakın ayette belirtilen bu.
ALTUĞ BERKER: Musevilerin de bu şekilde Hocam.
ADNAN OKTAR: Tam boylu boyunca uzanıyorlar. “De ki: ‘Allah, diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur.’Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse.” Bazen namaz kılanlar kendi sesini duymuyor, ben görüyorum camide, başka yerlerde; nasıl oluyor, yanına geliyoruz, hiçmümkün değil, böyle şey olur mu? Yanındaki kişinin duyacağıkadar olmasılazım, bakın ayette ne diyor Cenab-ıAllah: “Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma,”hiçduyulmuyor ve birçok kişi de bunu yanlışbiliyor. Kendi dediğini duymuyor, kendi dediğini duyacak, böyle olmaz. Kendi dediğini duyunca, yanındaki insan da onu duyar. Bitişiğinde olan insanın duyacağıgibi olmasılazım. “...bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse. Ve de ki: ‘Övgü(hamd), çocuk edinmeyen,’”Hz. İsa (a.s.) Allah’ın çocuğu değildir. “...çocuk edinmeyen, mülkte ortağıolmayan ve düşkünlükten dolayıyardımcıya da (ihtiyacı) bulunmayan Allah'adır.” İnsanlar düşkünleşebiliyorlar. Allah hiçbir zaman için düşkün olmaz, hiçbir şekilde uyumaz, hiçbir şekilde acze düşmez, sonsuzdur, sonsuz güce sahiptir. “Ve O'nu tekbir edebildikçe tekbir et.”Allahuekber, inşaAllah. “O'nu tekbir edebildikçe tekbir et.” Ezanda Allah tekbir ediliyor, namazda tekbir ediliyor, inşaAllah. Yüceliğini, büyüklüğünüsöylemişoluyoruz, inşaAllah. Manen büyük Allah, manen. Büyük deyince hacim anlamında değil. Manen büyüktür, çünküAllah zaman ve mekandan münezzehtir. Zaman ve mekan bizim için, inşaAllah. Cenab-ıAllah hem zamanın içindedir, hem dışındadır. Hem mekanın içindedir, hem dışındadır. Her yeri kuşatmıştır, tecellisi olarak, Zatıdeğil. Zatı’nıbiz hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Ne cennette; sonsuza kadar bilemeyeceğiz. Zat’ınıancak Kendisi bilir Allah. Allah’ın Kendini bildiği gibi bilemeyiz. Allah’ın bizim bilmemizi istediği kadar bilgiyi alacağız biz. Allah’ın Kendini bildiği gibi bilmek için, haşa Allah olmak lazım. Ancak Allah Kendini bilir ama bize istediği kadar bilgi veriyor, bizim anlayacağımız kadar bilgi verir, inşaAllah.
Bakın, o konuyu anlamazdan gelen Hocaefendiler Kuran’ın bu hükmünüçok iyi bilmeleri lazım. Demek ki Ehl-i Kitap, Hıristiyanlar ve Museviler Kuran okunduğunda, duyduklarında boylu boyunca secdeye kapanıyorlar. Ve “gözlerinden yaşgelir, o kadar sevinirler”diyor Allah. Samimi bir insanın Kuran’ıanlamamasımümkün mü? Ne kadar büyük bir nimet, saf vahiyden oluşan bir Kitap’a tabi olmak ne kadar büyük kolaylık. Öbüründe nakletmişşahıs. “Sen ne diyorsun?”“Ben böyle diyorum”. Markos’a göre böyle, Luka’ya göre böyle, dört ayrıkitap. Dördüde birbiriyle çelişkili. Diyorlar ki; ortak noktada ittifak ediyorlar, öyle şey olur mu? Kuran’daki ayetler nasıl? Saf vahiy. Çelişki var mı? 6666 ayette hiçbir çelişki yok. Bilimle çelişen bir yer var mı? Hiçyok, mükemmel, inşaAllah. Cennet, cehennem açıklamalarınasıl Allah’ın? Mükemmel. Kader mükemmel anlatılıyor, her şey mükemmel anlatılmış. Yazık günah değil mi? Sen insanlara tahrif olmuşkitap veriyorsun. Bir gencin eline öyle bir kitap veriyorsun, nasıl anlayacak onu, nasıl kavrasın?
Sayın Adnan Oktar'ın 16 Mayıs 2011 tarihli röportajından İsra Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Tam boylu boyunca uzanıyorlar. “De ki: ‘Allah, diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur.’ Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse." Bazen namaz kılanlar kendi sesini duymuyor, ben görüyorum camide, başka yerlerde; nasıl oluyor, yanına geliyoruz, hiç mümkün değil, böyle şey olur mu? Yanındaki kişinin duyacağı kadar olması lazım, bakın ayette ne diyor Cenab-ı Allah: “Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma,” hiç duyulmuyor ve birçok kişi de bunu yanlış biliyor. Kendi dediğini duymuyor, kendi dediğini duyacak, böyle olmaz. Kendi dediğini duyunca, yanındaki insan da onu duyar. Bitişiğinde olan insanın duyacağı gibi olması lazım. “...bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse. Ve de ki: ‘Övgü (hamd), çocuk edinmeyen,’” Hz. İsa (a.s.) Allah’ın çocuğu değildir. “...çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan ve düşkünlükten dolayı yardımcıya da (ihtiyacı) bulunmayan Allah'adır." İnsanlar düşkünleşebiliyorlar. Allah hiçbir zaman için düşkün olmaz, hiçbir şekilde uyumaz, hiçbir şekilde acze düşmez, sonsuzdur, sonsuz güce sahiptir. “Ve O'nu tekbir edebildikçe tekbir et.” Allahuekber, inşaAllah. “O'nu tekbir edebildikçe tekbir et.” Ezanda Allah tekbir ediliyor, namazda tekbir ediliyor, inşaAllah. Yüceliğini, büyüklüğünü söylemiş oluyoruz, inşaAllah. Manen büyük Allah, manen. Büyük deyince hacim anlamında değil. Manen büyüktür, çünkü Allah zaman ve mekandan münezzehtir. Zaman ve mekan bizim için, inşaAllah. Cenab-ı Allah hem zamanın içindedir, hem dışındadır. Hem mekanın içindedir, hem dışındadır. Her yeri kuşatmıştır, tecellisi olarak, Zatı değil. Zatı’nı biz hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Ne cennette; sonsuza kadar bilemeyeceğiz. Zat’ını ancak Kendisi bilir Allah. Allah’ın Kendini bildiği gibi bilemeyiz. Allah’ın bizim bilmemizi istediği kadar bilgiyi alacağız biz. Allah’ın Kendini bildiği gibi bilmek için, haşa Allah olmak lazım. Ancak Allah Kendini bilir ama bize istediği kadar bilgi veriyor, bizim anlayacağımız kadar bilgi verir, inşaAllah.
Bakın, o konuyu anlamazdan gelen Hocaefendiler Kuran’ın bu hükmünü çok iyi bilmeleri lazım. Demek ki Ehl-i Kitap, Hıristiyanlar ve Museviler Kuran okunduğunda, duyduklarında boylu boyunca secdeye kapanıyorlar. Ve “gözlerinden yaş gelir, o kadar sevinirler” diyor Allah. Samimi bir insanın Kuran’ı anlamaması mümkün mü? Ne kadar büyük bir nimet, saf vahiyden oluşan bir Kitap’a tabi olmak ne kadar büyük kolaylık. Öbüründe nakletmiş şahıs. “Sen ne diyorsun?” “Ben böyle diyorum”. Markos’a göre böyle, Luka’ya göre böyle, dört ayrı kitap. Dördü de birbiriyle çelişkili. Diyorlar ki; ortak noktada ittifak ediyorlar, öyle şey olur mu? Kuran’daki ayetler nasıl? Saf vahiy. Çelişki var mı? 6666 ayette hiçbir çelişki yok. Bilimle çelişen bir yer var mı? Hiç yok, mükemmel, inşaAllah. Cennet, cehennem açıklamaları nasıl Allah’ın? Mükemmel. Kader mükemmel anlatılıyor, her şey mükemmel anlatılmış. Yazık günah değil mi? Sen insanlara tahrif olmuş kitap veriyorsun. Bir gencin eline öyle bir kitap veriyorsun, nasıl anlayacak onu, nasıl kavrasın?
ALTUĞ BERKER: Kuran için şöyle söylemiştiniz: “İnsan aklını ve zekasını olağan üstü geliştiren bir kitaptır Kuran. Muhakeme ve yargıyı olağan üstü geliştirir. Çok güçlü bir mantığın gelişmesine sebep olur. Beyni çok sağlıklı hale getirir ve insanın çok akıllı olmasını sağlar Kuran. Fakat Kuran ayetlerini çok dikkatlice okuyup, dikkatlice tefekkür edip, onun içindeki sırları bulmaya çalışmak lazım. O zaman akıl olağanüstü derinlik kazanır, insan ruhunda olağanüstü bir gelişme olur.” dediniz, inşaAllah Hocam.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Evet, Kuran çok büyük bir nimettir, bütün dünya için büyük bir nimettir. Kuran’dan uzak olmak çok büyük bir elemdir, çok büyük bir acıdır, insanlara zulmetmektir. Onun için insanların dikkatini Kuran’dan dağıtmak büyük zulüm olur. Doğruyu, gerçeği kavramak için Kuran’ın dışında bir yol yoktur ve hiçbir eksiklik yok, elhamdülillah. Hiçbir ayet çıkarılmamıştır, hiçbir ayet ilave edilmemiştir. Sahte bir ayet yoktur, hepsi saf vahiydir, maşaAllah.