İsra Suresi, 1-15 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 6 Ocak 2011 tarihli röportajından İsra Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla, Şeytan’dan Allah’a sığınırım. “Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya (Kudüs’e) götüren O (Allah) Yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir”. Bu Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’ın mucizesi, bu net olan mucizelerinden bir tanesidir. Peygamberimiz (s.a.v.) akşam alındı. Kısa sürede Kudüs’e gitti. Hatta hanımı “kalktığımda yatağı boştu” diyor. Bir süre sonra Peygamberimiz (s.a.v.)’ın yatağında olduğu görülüyor. Bu, Peygamberimiz (s.a.v)’ın net mucizelerinden bir tanesidir. “Musa'ya kitap verdik ve ‘Benden başka vekil edinmeyin’ diye, onu İsrailoğulları'na kılavuz kıldık”. O zaman sadece Cenab-ı Allah İsrailoğlulları’na peygamber göndermiş o devirde. Ama bizim Peygamberimiz (s.a.v.) bütün alemlere gelmiştir, peygamber olarak. “Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın çocukları!” Bizlere sesleniyor, bütün dünyaya sesleniyor, Cenab-ı Allah. “Şüphesiz o, şükreden bir kuldu”. Sürekli Allah’a şükretmek, mesela çocuklarınla yemek yiyorsun hemen şükür, hemen şükür, değil mi?

PINAR ELİÇE: Tabii ki, evet.

ADNAN OKTAR: “Şükreden bir kuldu.” İsrailoğulları’nın karşılaşacağı olayları da belirtiyor Allah. “Kitap’ta İsrailoğulları’na şu hükmü verdik. Muhakkak siz yer(yüzün) de iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız”, bu onların kaderi, kaderlerinde var. “Ve muhakkak büyük bir azgınlıkla kibirlenip- yükseleceksiniz”, yani enaniyet ve kibir yapacaksınız diyor Allah. “Nitekim ikiden ilk-vaid geldiği zaman, güç ve şiddet sahibi kullarımızı üzerinize gönderdik ve (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar”. Allah kulunu kuluna da musallat ediyor eğer doğru yolda olmazsa. “Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü”, Allah; “bu benim kaderimdi, bunu yerine getirdim” diyor. “Sonra onlara karşı size tekrar güç ve kuvvet verdik”, “yeniden bereket, bolluk verdik” diyor, Allah. “size mallar ve çocuklarla yardım ettik ve topluluk olarak sizi sayıca çok kıldık”, “sayınızı da arttırdık” diyor, Allah. “Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz”, yani ahiretiniz için, dünyanız için, o sizi pozitif hale getirir. Çünkü kötülük yapan kendi kavruluyor, kendi yanıyor. Mesela birisine kin duyduğunda bir insan, hasta oluyor, dengesi bozulur. Affettiğinde insanın beyni rahatlıyor. “Eğer kötülük ederseniz o da sizin aleyhinizedir. İşte Kuran’ın kastettiği bu, tabii birçok anlamı var bir anlamı da bu.

“Sonunda vaat geldiği zaman (Allah’ın vaat ettiği olduğu zaman)” bu ayetin ebcedi 2019 tarihini veriyor. Aynı şekilde Mehdiyet’in devridir. Şimdi biz 2011’deyiz az bir şey var 2019’a da, inşaAllah. “Eğer zulmederseniz yüzlerinizi kötü duruma sokacak, (insanların yüzlerini kötü duruma sokacak)”, olayların olacağını belirtiyor, Allah. “Birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini darmadağın edip mahvetsinler”. Demek ki savaşları da Allah meydana getiriyor. Mutlaka bir sebebi oluyor, durduk yere kendiliğinden olmaz. “Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder”, eğer güzel huylu olursanız size merhamet eder. “Fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz Biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz” diyor, Allah. “Biz, cehennemi kafirler için bir kuşatma yeri kıldık”. Cehennemle de Allah tehdit ediyor. “Şüphesiz, bu Kur'an, en doğru yola getirir”. Bakın bir tek Kuran’dan bahsediyor. “Bu Kur'an, en doğru yol”, doğru yol demiyor, Allah. “En doğrusu neyse onu yaparım. Yalnız sadece Kuran’la yaparım” diyor. “En doğru yola getirir ve salih amellerde bulunan mü'minlere (samimi olan insanlara, samimi müminlere) onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir”. Ama samimi candan olan, kendini kasmayan, sıkmayan, vicdanına tam uyan. “Ve şüphesiz, ahirete inanmayanlar için de acı bir azap hazırlamışızdır”. Dünyada da acı çekiyorlar zaten ahirete inanmayanlar. Bu dünya da azap çekiyorlar. “İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir”, “güzellik arar ama belasını da arar” diyor, Allah inşaAllah. “İnsan, pek acelecidir” diyor, Allah.

PINAR ELİÇE: Burada da sabır önemli, zamana bırakmak, yaymak.

ADNAN OKTAR: Evet maşaAllah. “Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık; gece ayetini sildik de Rabbinizden bir fazl aramanız, yılların sayısını ve hesabı öğrenmeniz için gündüzün ayetini aydınlatıcı kıldık”, “geceyi ve gündüzü ben yaratıyorum. Durduk yere olmuyor” diyor, Allah. Çünkü alem bir simsiyah oluyor bir süre sonra bembeyaz oluyor, yine simsiyah oluyor, yine aydınlık oluyor. “Biz, her şeyi yeterince açıkladık” diyor, Allah. Kuran da her şey açıklanmış. “Biz, her insanın (işlediklerini, yaptıklarını) kendi boynuna doladık” diyor, Allah. Onu bir kuş olarak belirtiyor, Allah. “Kaderi belli” diyor, Allah. “Kıyamet gününde onun için açılmış olarak önüne konan bir kitap çıkarırız”. “Bütün hayatını kaset gibi içine almış bir bilgi ona sunulacak” diyor, Allah. “Kendi kitabını oku; bugün nefsin hesap sorucu olarak sana yeter”. Kendi zaten o bilgiden kaset gibi ona sunulan o cisimden akan bilgi ile kendi vicdanen zaten olayları anlıyor. Yaptığı hataları, anormallikleri zaten görüyor, kendi kendini inkar edemiyor. “Kim hidayete ererse”, Allah’ın hadi ismi ile iman bulursa, samimi olursa “kendi nefsi için hidayete erer”, “kendine faydası olur” diyor. “Kim de saparsa kendi aleyhine sapar. Hiçbir günahkar, bir başkasının günah yükünü yüklenmez”. Hani diyorlar; “günahını ben alayım, sen yap” diyorlar. “Öyle bir şey olmaz” diyor, Allah. “Biz, bir elçi gönderinceye kadar (hiçbir topluma) azap edecek değiliz”, “mutlaka bir uyarıcı gelir” diyor. Onun için ahir zamanda da çok uzun süre geçtiği için Peygamber Efendimiz (s.a.v)’den sonra, 1400 yıl geçtiği için hem Mehdi (a.s), hem Hz. İsa (a.s) Mesih geliyorlar aynı devirde gelecekler, inşaAllah.

 


İsra Suresi, 8, 11, 14-16 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 3 Ocak 2010 tarihli röportajından İsra Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Bakın diyor ki Cenab-ı Allah. Ahirette Allah insanlara diyor ki, “kendi kitabını oku bugün nefsin hesap sorucu olarak sana yeter” diyor , şeytandan Allah’a sığınırım. “Kendi kitabını oku.” İnsanların eline kendi hayatını anlatan bir şey verilecek, bir kutu gibi bir şey. Bütün bilgiler onun içinde kodlu olacak. Hatta şaşırıyor diyor ki bu nasıl bir şey ki diyor, hiçbir şeyi bırakmamış diyor, her şeyi yazıp dökmüş diyor. Çocukluğundan itibaren bütün bilgiler var. İnşaAllah. Bak “Kendi kitabını oku” diyor. Yani kendisi bizzat kendini izleyebiliyor “bugün nefsin hesap sorucu olarak sana yeter”. “Kim hidayete ererse” 15. ayet, “kendi nefsi için hidayete erer” yani kim Mehdilik yaparsa ki Hadi, Mehdi aynı. Kelime kökleri. Yani hidayete ererse ve ya hidayete erdirirse insanları vesile olursa, “kim de saparsa kendi aleyhine sapar, hiçbir günahkar bir başkasının günah yükünü yüklenmez.” Var ya bazı tipler oluyor ben senin günahını yüklenirim sen şunu yap bunu yap. Bilmiyorum duyuyor musunuzdur?

SUNUCU: Günahın benim boynuma derler.

ADNAN OKTAR: Günahın benim boynuma, evet. Bak diyor ki Allah diyor ki; “Hiçbir günahkar bir başkasının günah yükünü yüklenmez.” “Biz bir elçi gönderinceye kadar hiçbir topluluğa azab edecek değiliz.” Yani Mehdi (a.s) mutlaka gelecek anlamına geliyor aynı zamanda ahir zamanda evet, değil mi? İnşaAllah. “Biz bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun varlık ve güç sahibi önde gelenlerine emrederiz böylelikle onda bozgunculuk çıkarırlar.” Masonları iti kopuğu yani şımarma, maldan şımarma olur, keyiften şımarma olur bak burada Kuran çok açık izah ediyor. “Varlık ve güç sahibi önde gelenlerine emrederiz.” Yani Allah ben onlara o sapma emrini de ben veriririm diyor. Yani diyorlar ya insanlar kendi kendimize karar veriyoruz. Öyle değil. “Böylelikle onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da onu kökünden darmadağın ederiz.” 16. ayet. 1400 ile 1500 arasında. 16’yı daha bitmeden 1545 inşaAllah. Bakın 45 çok manidar bir rakamdır. 45. 46 olsa 50’ye artık sarkmış demektir o sayı. Yani mesela 45 tam orta. 50’ye sarkmış demektir bir nevi 50 olmuş. Onun için Cenab-ı Allah 1545’de Allahu alem Kıyameti koparıyor, 46’ya varmadan. Başka hangi rakamlar vardır öyle? Bir düşün bakalım bulabilecek misin?

OKTAR BABUNA: Sıfırlı rakamlar.

ADNAN OKTAR: Onu sana sonra söyleyeceğim. İnşaAllah. ”Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder fakat siz bozgunculuğa dönerseniz Biz de sizi cezalandırmaya döneriz. Biz Cehennemi kafirler için bir kuşatma yeri kıldık.” Yani siz iyi olursunuz diyor Allah ben size iyilik yaparım. Ama kötülüğe dönerseniz ben de size karşılığını veririm diyor Allah. “İnsan hayra dua ettiği gibi şerre de dua eder” belasını da arar Allah diyor. Yani iyiliğini de ister ama belasını da arar. İnsan pek acelecidir diyor Allah. Bir de ayette var, “insan aceleden yaratıldı” diyor değil mi? Yani bir şeyi hemen olup bitsin isterler.

 


Nefs İle İlgili Ayetlerin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 31 Mayıs 2014 tarihli röportajından İsra Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Maide Suresi, 80, şeytandan Allah’a sığınırım. “Onlardan çoğunun inkara sapanlarla dostluklar kurduklarını görürsün.” Yani Allah’ı inkâr edenlerle “Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne kötüdür.” Ne takdir ediyor? Nefis. Nefse insanlar önem vermiyorlar. Hâlbuki nefis, insanın içine koyulmuş özel bir güç, negatif bir güç. Allah vermesin insanı delirtir. Cinayete sevk edebilir. İntihara sevk edebilir. Bütün bu felaketler, belalar nefsin etkisiyle oluyor. Hiçbir şey olmayacak zannediyor. Olur kardeşim, seni alır sürükler, boğar yani nefis. Bak diyor ki Cenab-ı Allah "(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam.” Nefis hakkında olumlu çalışma yapılamaz. Temize çıkarılmaz nefis. “Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir.” Yani kesintisiz, kötülüğü emreden bir güç, insanın ruhunda, aktif olarak hareket halinde. (Yusuf Suresi, 53)

“Nefse” nefsi yaratıyor Allah “ve ona 'bir düzen içinde biçim verene',” Allah nefse bir biçim veriyor, düzen veriyor. Şimdi de düzeni açıklıyor Cenab-ı Allah “Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).” (Şems Suresi, 7-8) Bak önce nefse saldırgan, anormal, yanlış duyguları Allah veriyor. Ama ondan korunacak yolları da gösteriyor, Kuran’ın çizgisiyle. İmtihanın sistemi bunun üzerine oturuyor zaten. Nefsi son derece tehlikeli görüp, son derece uyanık ve dikkatli olmak gerekir, Allah’ın rızasının en çoğunu arayarak sürekli, Allah’ın rızasının en çoğunu arayarak. Her şeyde Allah’ın en çok rızası nedir? Onu arayacağız. Bak diyor ki Cenab-ı Allah.

“Nefisler ise 'kıskançlığa” şeytandan Allah’a sığınırım “ve bencil tutkulara' hazır (elverişli) kılınmıştır.” (Nisa Suresi, 128) “Özel olarak yarattım” diyor Allah. Bak “kıskançlık ve bencilliğe” bu kıskançlık ve bencillik sonucunda nefis, anormal eylemler yaptırıyor vücuda. Hiçbir şey olmaz zannediyor. Olur. Oluyor. Çökertir adamı. Bu intihar edenlerin itici gücü nefistir. Onları delirtip intihara çekiyor. Cinayette de mesela, nefsine uyduğu için cinayet işliyor.

CEYLAN ÖZBUDAK: Ayette şeytandan Allah’a sığınırım, şu şekilde bildiriliyor. "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi,” (Mü’minun Suresi, 106)

ADNAN OKTAR: İşte nefis onu mutsuz ediyor. Nefsi mesela onu karamsar olmaya, üzülmeye, işte bütün insanları kötü görmeye, kendini kötü görmeye itiyor. Sonra da intihar ediyor. Sevgisizliğe, şefkatsizliğe itiyor.

İmanın ona direnmek olduğunu söylemiştiniz Hocam.

ADNAN OKTAR: Tabii, iman Allah’ın verdiği bilgiyle ona direniyor, imanlı bir insan. Çünkü Allah zaten vahyediyor sürekli, doğrusunu vahyediyor. Bak “bir düzenle yarattım” diyor nefsi. “Hem doğruyu, hem eğriyi bilme gücüyle yarattım” diyor “siz doğruya, vicdanınıza uyacaksınız” diyor Allah “Kuran’a uyarak inşaAllah, samimiyetle uyacaksınız”.

ENDER DABAN: Hocam, bir ayette Allah şöyle buyuruyor. “Hayır; insan, kendi nefsine karşı bir basirettir. Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile.” (Kıyamet Suresi, 14-15)

ADNAN OKTAR: İşte mazereti de ikinci, o negatif kısmı ona sunuyor. Genellikle de o mazeretlere insanlar inanıyor. Hatta cinayet işliyor diyor ki “pişman değilim” diyor. O nefsinin negatif olan kısmı, ona o bilgiyi veriyor. O da haberi bile yok, içinde öyle bir güç olduğundan. Kendi yapıyor zannediyor. Kendi kafasına göre hareket ediyor. Hâlbuki nefsini kontrolü altına alsa paşa gibi yaşayacak, kral gibi yaşayacak. Çok rahat eder.

GÖKALP BARLAN: Hz. Yusuf (a.s.) için de Hocam, kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım “Andolsun kadın onu arzulamıştı, -eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıt (burhan)ını görmeseydi- o da (Yusuf da) onu arzulamıştı”. (Yusuf Suresi, 24) buyuruyor Allah.

ADNAN OKTAR: Tabii vicdanen kanaat getirip yapmıyor.

Bakın “Kitap Ehlinden çoğu,” şeytandan Allah’a sığınırım “kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkara döndürmek arzusunu duydular.” (Bakara Suresi, 109) bakıyor ki İslam Din’i, Hıristiyanlık da mükemmel, cennet, cehennem her şey mükemmel, ibadetler mükemmel, Allah’ı anlatım mükemmel. Ağırına gidiyor. Bu sefer Müslüman’ı Müslümanlıktan çıkarmak için uğraşıyor. Neden? “nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı,” diyor. Musevi oluyor, bakıyor Müslümanlık mükemmel. Tevrat’ta bulamadığı her türlü mükemmelliği bulmuş. Kusursuz bir anlatım var. Kalbinde hiçbir sıkıntı meydana getirmiyor. Her şey mükemmel, doğru ağırına gidiyor. Hepsi için demiyor tabii Kuran. Bir kısım Hıristiyanlar, bir kısmım Museviler. Haset ve kıskançlık duygusu içinde bunu yapıyorlar.

Bak “Hayır;” diyor Cenab-ı Allah “insan, kendi nefsine karşı bir basirettir.” (Kıyamet Suresi, 14) Yani kendi nefsine karşı bir bilgisi var. “Ona karşı ne yapacağını bilir” diyor Allah, “onlara nefislerine ilişkin açık ve etkileyici söz söyle.” (Nisa Suresi, 63) nefse hemen ikna olmuyor. Onun için ‘açık ve etkileyici’ söylemesi gerekiyor, hem Kuran’a dayalı, hem samimi, hem tam kavrayacağı gibi bir bilgi vermek lazım. Düşmanı fark edemiyor, içindeki düşmanı. Hâlbuki her türlü negatif bilgiyle donatılmış nefis. Bilmediği için ona kapılıyor. Yani bütün bu rezaletlerin kökeninde bu vardır.

“Her nefis, kazandıklarına karşılık bir rehinedir.” (Müddesir Suresi, 38) insanlara rehine olarak veriliyor nefis. Geçici bir süre.

Bak diyor ki ahrette, Cenab-ı Allah. “bugün nefsin hesap sorucu olarak sana yeter." (İsra Suresi, 14) çünkü nefse iki türlü bilgi de verilmiş. Hem negatif, hem pozitif bilgi verilmiş. O pozitif bilgi devreye giriyor ahrette. “Her şeyin doğrusunu ben sana söyledim” diyor “anlattım.” O günü hatırlatıyor ona. Doğru bilgi gelmiş “ama uymadın” diyor. “Yanlış olan bilgiye uydun. Yanlış olduğunu bildiğin halde”

CEYLAN ÖZBUDAK: Hocam, Allah bir ayette şöyle buyuruyor, şeytandan Allah’a sığınırım “İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: "Doğrusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın.” (İbrahim Suresi, 22)

ADNAN OKTAR: “İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak” (Yunus Suresi, 30)

“Her bir nefsin hayırdan yaptıklarını hazır bulduğu ve her ne kötülük işlediyse onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını istediği o günü (düşünün).” Mesela hayır olarak yaptıkları da yanında ama nefsine uyup, negatif kısma uyup yaptıkları da görülüyor, ondan da uzak kalmak istiyor, onu görmek istemiyor. Ama lehine yaptıklarını, iyi yaptıklarını görmek istiyor. Hâlbuki istese yapılmaz.

Mesela bak bazı dangalaklar pis pis yazılar yazıyorlar, suratı da berbat. Bunlar it gibi sokakta sürtüyorlar. Orada ne buluyorsa bir yerde bir yiyor. Bulamazsa bir şeyi hırsızlık çalıyor. Nerede bulursa uyuyor. Her türlü suça yatkın böyle it kopuk takımı. Elinde bir bilgisayar; o bilgisayar da çalıntı oluyor bunların. Akşama kadar pislik peşinde mikrop gibi yaşıyor bu nasıl bir durumdur ben anlamıyorum. Bedeni bunu nasıl kaldırıyor ben buna da şaşıyorum.