İsra Suresi, 71, 81-83 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 2 Şubat 2010 tarihli röportajından İsra Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. İsra Suresi. “De ki: ‘Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur.’” 81. ayet net olarak Mehdi (a.s)’ye bakıyor. Bak "Hak geldi, batıl yok oldu”. Bütün batıl dünyada yok olacaktır, tamamı. “Hiç şüphesiz batıl yok olucudur” yani Peygamberimiz (s.a.v) dönemine ve Kuran’a işaret etmekle beraber, ikinci sarih anlamı Mehdi (a.s)’dir. “Kuran'dan mü'minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz”. Kuran’a tam uyan çok sağlıklı oluyor, şifadır “ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz”. Yani ruhen ve bedenen çok sağlıklı olur Kuran’a uyan. “Oysa o, zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz.” Onları da manen çökertir yani böyle psikolojik buhranlar, hastalıklar, vesveseler, acılar ve fiziki rahatsızlıklarla Allah çökertirim onları diyor. “İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer” diyor Allah. Bak nimet veriyor mesela üniversite imtihanlarını kazanıyor, para veriyor, imkan veriyor falan o kuduruyor azıyor, yapan için tabii. “Ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır”. Bir anda çöküyor bu seferde yani ikisi de karaktersizlik olduğu için Allah onu vurguluyor. “Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün,” Mehdi (a.s)’de ahir zamanda kendi talebeleri ile Ahiret’te yerini alacaktır. Peygamberimizin (s.a.v) sancağının yanında inşaAllah. “Artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar”, Müslümanların sağ eline küçük bir şey veriliyor. Bütün hayatını içinde bulundurulan bir şey zaten o sağ eline aldı mı, bitti. Sağlam demektir, Kuran bilgisi olan Müslümanlar onu anlayacaklar yani doğrudan ona Cennetliksin denmiyor fakat güzel karşılanmaktan anlıyorlar. Mesela ölürken çok güzel canları alınıyor, sevgiyle canları alınıyor. Sağ ellerine veriliyor. Bakıyor ki sağ elinde tamam, bilgisi olduğu için Kuran’dan bilgisi olduğu için, sol eline verilirse felaket ama sağ elinden aldıysa tamam.

“Sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve onlar, bir 'hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar' bile haksızlığa uğratılmazlar.”. Hiçbir şekilde Allah üzmem diyor. Ne tedirgin ederim. Ne korkuturum, ne huzursuz olurlar, ne keyifleri kaçar, hiçbir şey olmaz diyor Allah. Hurmanın üzerinde böyle incecik iplikçik var ya, Allah bak detay veriyor o kadar bile biz rahatsızlık vermeyeceğim diyor Allah. Yani Müslümanlar son derece rahat olsunlar diyor çünkü Allah sürekli Cehennem’le korkuttuğu için küfrü, Müslümanlara da bir şey olacak diyorlar. Hiçbir şey olmayacak diyor Allah. Yani Kıyamet anında da siz diyor, rahat, neşeli, huzurlu olacaksınız diyor, ölümünüzde de çok neşeli, rahat, huzurlu olacaksınız. Her safhada size güzel davranacağım diyor Allah. Müminlere güzel davranılacak. O Müslümanın iman etmesi gerekir buna yani bunu bilecek çünkü zaten görecek bunun olduğunu görecek. Öldüğü anda da görür, dirildiği anda da görecek. Yani gereksiz bir korku yaşamaması için Allah önceden bunu bildiriyor inşaAllah. İyi Kuran bilgisi olan zaten hiç rahatsız olmaz. Yani mesela Ahiret’e gidince ben ne yapacağım demez, ona zaten mihmandan verilecek o onu bilir. Yani onun yanına sürücü veriliyor, onu götürecek kişi veriliyor mesela önünde bir ışık karanlık ortam fakat önünde ışık var, önünde ve sağında ışık var. Onun korkacağı bir şey yok. Küfür dehşetli ızdırap çekiyor çok rahatsızlar. Önce anlamıyorlar ne olduğunu yani öldüğünü anlamıyor. Kalkıyorlar, komadan kalktılar bir şey oldu zannediyorlar bir deprem veyahut ona benzer kaçırılma olayı tam olayı kavrayamıyorlar. Arazi de dümdüz olduğu için. Bizi diyorlar yattığımız yerden kim kaldırdı diyorlar, birbirlerine soruyorlar, çıkaramıyorlar olayı.

Sonra çağırıcı, çok uzaktan birisi onları çağırıyor. Oraya topluca koşmaya başlıyorlar hepsi. Oraya gidince, orada açıklanıyor eyvah diyorlar bu din günü diyorlar, öldük hepimiz diyorlar. Orada anlaşılıyor öldükleri. Allah hepsini diz üstü çöktürüyor, artık diyor sesler kesilmiştir, bir hırıltıdan başka bir şey duymazsın diyor. Dizüstü çöküyorlar, müminler de aslında Cehennem’in arazisine giriyorlar, onlar da görecekler yani Cehennem herkese gösteriliyor. Sonra müminlere Cenab-ı Allah diyor hepiniz geçin diyor, gelin diyor. Onlar 7 kapıdan Cennet’e giriyorlar ama şimdi kapı deyince insanın aklına hemen metal bir kapı geliyor, öyle değil. Bizim hiç tahmin etmediğimiz çok şaşırdığımız kanallardan gireceğiz. Kanal. Onu orada görecek insanlar yani hiç kafada tasavvur ettiği gibi olmuyor çoğu. Mesela ışık denince her halükarda lamba olacak zannediyor, değil, yani bambaşka bir şeydir. Mesela terazi, Ahiret terazisi var. İnsanlar normal terazi... Alakası yok bunun yani ikisinin değerlendirilmesi, durum değerlendirilmesi yapılıyor. Mümini onore etmek için Allah sorguluyor. Sen diyor mesela “tebliğ yaptın mı şu gün” diyor. “Yaptım Ya Rabbi” diyor, mesela “şu fakire para verdin mi o gün” diyor.

“Verdim Ya Rabbi” diyor. Sırf onore etme amaçlıdır, mümine uzun böyle bir sorgulama var. Ama en son sorgulaması olan ilk yapıldığını zannediyor. Burada amaç onun kendini sevmesi ve onore edilmesi, hatırlamadıkları da var, onları da hatırlatıyor Allah. Mesela çocukluğundan itibaren hatırlatılıyor, sen şuraya güzel bir şey yapmıştın diyor, “bunu yaptın mı?” diyor, “yaptım” diyor hatırlıyor, tek tek. Küfrünki çok dehşet yani yıllarca sürüyor, bitip tükenmek yani acayip ızdırap çekecekler. Terler akar diyor aşağıya doğru böyle. Her şey tek tek soruluyor mesela Kuran ayetleri soruluyor, böcekler soruluyor, hayvanlar, bitkiler bütün nimetler; oksijen, dünyanın yapısı, aldığı kültürle orantılı olarak hepsi soruluyor tek tek. “Sana bilgi geldi mi?” deniyor, diyor Cenab- ı Allah; “geldi” diyor. Niye kabul etmedin deniyor, en sonunda diyor ki “ben hak ettim ya Rabbi” diyor. “Ben” diyor “tam zalimim” diyor. “Yani tam hakkım bu” diyor, “gerçekten hakkım benim” diyor. Ama diyor ki bu sefer de “beni bir dünyaya gönder Ya Rabbi” diyor, “çok iyi şeyler yapacağım” diyor. “Yaparım” diyor. Allah diyor ki; “gitse yine aynısını yapar” diyor. Ama bak o zannediyor ki o şartlarda oraya gidecek zannediyor, halbuki unutturulup gidecek. Gitsin mesela hatta hatırlasa bile kabus gördüğünü zanneder o, rüya gördüğünü zanneder.

Daha beter azgınlaşır yani daha da azar. O bilmiyor onu öyle olacağını. Ama tabii ki dönüşü yoktur tabii öyle bir konu yoktur, gitti mi kalır o. Müminlere yardım müminlere destek berekettir. Müslümanlarla uğraşmak uğursuzluk getirir. Bak diyor Müslüman’la uğraşmak uğursuzluk getirir, çok büyük uğursuzluk getirir, Müslüman’la uğraşılmaz. Bela kanalları açılır. Yani tahmin edemeyeceği belalara uğrar insanlar, tahmin tahayyül edemeyeceği, Allah insanın içini yakar. İman ehli ile uğraşılmaz. Hal ehli ile uğraşılmaz. Hiç ummadığı insan veli çıkar, hiç tahmin etmediğin bir insan veli çıkar, Allah’ın gücüne gider çok büyük intikam alır. Onun için dünyanın çıkarına göz dikip, dünya hırsına göz dikip, bir şey olmayacak zannedip Müslümanlar’la uğraşmaya kalkmak manevi çok büyük azaba ve belaya sebep olabilir. Bak altını çizerek söylüyorum. Tabii bu konuda çok titiz oluruz, durduk yere birçok insan kendi zevkini, mutluluğunu, huzurunu kaçırabilir inşaAllah. Bereketi gider, bolluğu gider, Allah ayaklarına dolandırır. Malını mülkünü kaybeder. Huzurunu kaybeder. Aklını kaybeder. Sağlığını kaybeder. Yani tahmin tahayyül edemeyeceği yerden bela akar. Yani iman ehli ile uğraşılmaz inşaAllah.

 


İsra Suresi, 71, 81-83 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 16 Nisan 2011 tarihli röportajından İsra Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: 71, İsra Suresi, şeytandan Allah’a sığınırım; “Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve onlar, bir 'hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar' bile haksızlığa uğratılmazlar” diyor Cenab-ı Allah.

ALTUĞ BERKER: “Her ümmetin bir başı vardır” diye de daha önce söylemiştiniz Hocam.

ADNAN OKTAR: Evet. “81. Ayet: De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur." İnşaAllah, Hz. Mehdi (a.s) ve Hz. İsa (a.s) devrinde batıl tamamen yeryüzünden kalkacak. “İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır.” Umutsuzluğa kapılmak haram, Kuran ayetleriyle açıkça gösteriliyor. “Hak geldi, batıl yok oldu.” Kuran’ın inişi, Peygamberimiz (s.a.v)’in gelişiyle batıl yok olmuştur. Ama batılın fizik anlamda yok oluşu Hz. Mehdi (a.s) devrindedir, Hz. İsa Mesih (a.s) devrindedir. Manen yok oluşu Peygamberimiz (s.a.v) zamanındadır. Fizik olarak yok oluşu Hz. Mehdi (a.s) devrinde; tamamen yok olacak, inşaAllah. “Hiç şüphesiz batıl yok olucudur” diyor Allah. Tamamı yok olacak, inşaAllah. Batıl dünyanın hiçbir yerinde kalmayacak. Kuran’ın bu ayeti, tam tahakkuk etmiş olacak. Çünkü batıl bir yerde bile kalmış olsa, batıl yok olmuş olmuyor, fizik anlamda. Hiçbir yerde kalmıyor diyor Allah. “Kur'an'dan mü'minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz.” Hem topluma şifa hem insanlara şifa. “Oysa o, zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz.” Zalimlere de Kuran kayıp getirir. Onları psikolojik olarak çökertir, mahveder. Sistemlerini de mahveder, kendilerini de mahveder. Deccaller, Kuran ile yok ediliyor. Deccaller manen ve maddeden çökmüş oluyorlar, inşaAllah.