Sayın Adnan Oktar’ın 25 Kasım 2013 tarihli sohbetinden Kehf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “İki seddin arasına kadar ulaştı” diyor Hz. Zülkarneyn (a.s) için, Cenab-ı Allah. Set ne demek? Suyu durduran herhangi bir engel. Suyu durdurmak için yapılan engel, set. Zaten sözlük anlamına da baktığınızda bunu görürsünüz. Marmaray’ın görüntüsü var mı? Görüyor musunuz? Denizin altında iki tane set var. Ayette ne diyor: “İki seddin arasına kadar ulaştı.” Set bir, set iki, iki tane yanyanalar. İki tane set, tam iki tane. Ve bu seddin özelliği ne? Suyu durduruyor, suyun gelişini engelleyen set. “İki seddin arasına kadar ulaştı.” Yani o setlerin birleşme yeri neresi oluyor? Mesela bu Marmaray’ın giriş kapısı, bu iki seddin arasıdır, iki seddin birleşme noktası. Cağaloğlu. Ne diyor ayette: “İki seddin arasına kadar ulaştı” diyor. “Onların (sedlerin) önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu.” (Kehf Suresi / 93)
Bazı Darwinistler hakikaten hiçbir sözü kavramıyor. Bazı Marksistler de kavramıyor, anlatsan da anlamıyorlar. Bak, yayıncıların en çok da yaygın olduğu yer orasıdır, Cağaloğlu’dur. Kültürün en yoğun olduğu, orada hakikaten bazı kişilere bir şeyler anlatmak çok zordur. Anlatsan da anlamaz, kavrayamaz. Tartışmaların en yoğun olduğu yerdir, kültür faaliyetlerinin en yoğun olduğu yer. Ki ebcedi de 2013, 2015 tarihlerini veriyor “iki seddin arasına kadar ulaştı.” Marmaray 2013’te vazifeye başladı. Kullanılır hale gelmesi 2013. İki tarih veriyor, 2013 ve 2015 tarihlerini veriyor. 93. ayet zaten, 3 burada da var ebcedinde de var.
“Dediler ki: Ey Zülkarneyn” Zülkarneyn; iki zamanlı yani iki asra, iki zaman hitap eden. Yani 2000’lere ve 3000’lere hitap eden. 2001 yılında 3. bin yıla girdik, 2. bin bitti. Mehdiyet hem 2. binin hem 3 binin faaliyetidir, çalışmasıdır. Hz. Mehdi (a.s) da hem 2. binin hem 3. binin insanıdır. Dolayısıyla iki çağın, iki karnın, karn; iki çağın adamıdır. İki çağa hitap eden insandır. “Dediler ki: Ey Zülkarneyn, gerçekten ye’cüc ve me’cüc” yani anarşist-terörist takımı, kan dökenler, fitne çıkaranlar, polise saldıranlar, “yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar.” Şu an dünyanın her tarafında komünist devletlerde olsun, teröristler olsun şiddetli bir kan dökme faaliyeti içerisindeler. Suriye’de de var, dünyanın her tarafında var. Türkiye’de de görüyorsunuz, Güneydoğu’da da var. “Ye’cüc ve me’cüc yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar.” Sırf bir bölge değil bak, yeryüzünde bütün dünyada bozgunculuk çıkarıyorlar, terör çıkarıyorlar diyor. “Bizimle onlar arasında bir set inşa etmen için sana bir vergi verelim mi?” (Kehf Suresi / 94)
Yalnız bak, Hz. Zülkarneyn (a.s) geldiğinde iki set var. İki seddin arasına geliyor. Önce hazır yapılmış set var, iki set. Ama şimdi ondan bir daha set istiyorlar. Yeni bir set talebi var. “Bizimle onlar arsına bir set inşa etmen için sana vergi verelim mi?” Para verelim mi, imkan verelim mi? “Dedi ki: Rabbim beni kendisi sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı güç ve nimet-imkan daha hayırlıdır.” Benim paraya ihtiyacım yok diyor. Benim sizin vereceğiniz herhangi bir lûtfa da ihtiyacım yok diyor. “Madem öyle bana insani güçle yardım edin de sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım.” (Kehf Suresi / 95)
Yani terörü anarşiyi durdurayım diyor. Bu da bir manevi set aynı zamanda. Bu küfrün saldırısının durması. “Bana demir kütleleri getirin. İki dağın arası eşit düzeye gelince ‘körükleyin’ dedi. Onu ateş haline getirinceye kadar bu işi yaptı. Sonra dedi ki: ‘Bana eritilmiş bakır getirin üzerine dökeyim.” (Kehf Suresi / 96). Katran. Mesela bu Marmaray’da binlerce ton demir kullanıldı yapımında. Demirlerin birbirine monte edilmesinde de ateş kullanıldı. Kaynak olsun, ateş kullanıldı. Ve demirin de oksitlenmemesi için yer yer katran kullanılıyor. Yani izolasyon çalışımı, izole etmek için katranlı bantlar kullanılıyor. Suyun geçişini engellemek için geniş çapta. Ahir zamanda kullanılacak teknolojiye de dikkat çekmiş oluyor ayet. Hem inşaat teknolojisine de dikkat çekmiş oluyor. Mesela inşaatlarda demirin kullanılması o devirde düşünülemez bile. Peygamberimiz zamanında yok. Hiçbir şekilde yok.
Ama Ahir zaman inşaatlarına dikkat çekilmiş oluyor. Demir kullanılması, demirin kaynakla birbirine tutturulması ve demirin oksitlenmesine engellenmesi için geniş çapta katran kullanılması. Su izolasyonu. Televizyonda da gösteriyor. Görüyorsunuz. Katranı döküyor. Üstüne yine katranlı bant yapıştırılıyor. Değil mi? İyice yediriliyor. Hatta ısıtılıyor. Üzerinde sıcak ateş tutuluyor. Ve bunu eritirken de kullanılan teknoloji Kur'an'da aynısından geçiyor burada da. Ateşten bahsediliyor. 2013'te insanlar geçiyor, bakın. Ebcedi bir de 2015 veriyor. 2015'de de arabalar geçecek. Marmaray'dan. Araba geçecek 2015'te. İki tarihe birden işaret var. 93. ayet. İki tane sed yapılmış. Suya karşı çok mukavim sed. Tonlarca basıncı kaldıracak şekilde baraj teknolojisi kullanılarak yapılmış iki tane sed. Bak iki sed diyor. Ve boydan boy uzun. Kilometrelerce uzun bir sed diyor. Yani boydan boya. Maddi ve manevi sedlere Kur'an dikkat çekiyor. Manevi sed küfre karşı yapılan manevi sed. Darwinizm’e, materyalizme karşı bir sed oluşturuyoruz. Bu manevi sebze. Ama aynı zamanda bu Zülkarneyn kısasında Ahir zaman teknolojisi, betonun kullanılışı, demirin kullanılışı çok detaylı anlatılmış. Katranın kullanılışı çok detaylı anlatılmış.
“Böylelikle onu ne aşabilir ne de onu delmeye güç getirebilir”. Yani son derece sağlam, son derece güçlü yapılıyor. Depreme dayanıklı değil mi? Son derece bak. Çok güçlü olduğuna dikkat çekiyor Cenab-ı Allah. “Dedi ki; “bu benim Rabbimden bir rahmettir”. Allah rahmetiyle böyle bir imkan veriyor diyor. “Rabbimin vaadi geldiği zaman o bunu dümdüz eder. Rabbimin vaadi haktır”. Ne zaman? Kıyamet. Şimdi direkt kıyamete geçmesi neyi göstertiyor? Demek ki kıyamete yakın bir zamanda Marmaray yapılacak. Demek ki, bu tip çalışmalar kıyamete yakın yapılacak. Yani doğrudan kıyamete geçiş varsa ondan önceki olaylar hep kıyamete işaret eden ayetler olmuş oluyor. Kıyametin vaktini işaret eden ayetler olmuş oluyor.
“Rabbimin vaadi geldiği zaman o bunu dümdüz eder. Rabbimin vaadi haktır”. O zaman Marmaray ne olacak? Paramparça parçalanacak alttan depremle Marmaray kırılacak oraya su dolacak su ne yapacak? Var gücüyle her iki taraftan fışkırmaya başlayacak. Hem Çağaoğlu'ndan hem başka yerden. Balıklar, insanları da içine alacak şekilde delicesine bir fışkırmayla fışkıracak. Ama ondan sonra zaten binalar yıkacak, her yer kaynayacak, her yer birbirine girecek. Boğaz birbirine yapışacak, sonra birbirinden ayrılacak ve dünya darmadağın olacak. “Biz o gün bir kısmını bir kısmı içinde bak dalgalanırcasına bırakmışız” diyor Allah. İnsan neyin içinde dalgalanır? Suyun içinde dalgalanır. İnsanların feci ölümünü Allah hatırlatıyor. Kıyamet zamanında. O suyun içerisinde dalgalanacaklarını, suyun içinde nasıl yayılacaklarını insanların suyun insanları nasıl kaplayacağını ve denizlerin de yanacağını belirtiyor Allah. Magmanın denizleri aşacağını, patlayacağını ve denizlerin üzerinde de ateş görüleceğini ama denizlerin insanları yutup insanların dalgalanırcasına, dalgalanma şeklinde denizlerin suyun içerisinde çalkalanacaklarını belirtiyor Allah. Dalgalanma şeklinde.
“Sura da üfürülmüştür artık” diyor Allah. Yani kıyamet başlamış. “Artık onların tümünü bir araya getirmişiz” diyor Allah. Yani bütün insanları bir araya getirdim diyor onlar. Bir anda bak peş peşe. “Ve o gün” diyor Allah “cehennemi inkar edenlere tam bir sunuşla sunmuşuz”. İnkar etmişlerdi. Cehennem hemen gösterdi diyor. Kabul etmeyenlere. “Ki onlar beni zikretme konusunda” yani Allah'ı anma, Allah'tan bahsetme konusunda “gözleri perde içindeydi”. Okumak istemiyorlardı. Seyretmek istemiyorlar. Mesela televizyondaki görüntüyü görmek istemiyor. Kitaptaki yazıyı okumak istemiyor. Gözleri perde içindeydi. “Kur'an'ı dinlemeye katlanamazlardı”. Kur'an'ı dinlemeye başlayan hemen kapattırıyor. Aman aman aman dinlemeyi katlanamadı. Tahammül edemiyor Onun yerine ne istiyor? Hurafe istiyor. Ama bak Kur'an'a katlanamıyor. Hurafeyi heyecanla dinliyor. İftiharla dinliyor.
“İnkar edenler beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerimi sandılar”. Bakın kullarımı veliler. Mesela şeyhini veli ediniyor. Bir mürşidi veli ediniyor. Allah'ı bırakıyor ama. “Beni bırakıp diyor kullarımı veliler edindiklerimi sandılar”. Onu put haline getirmiş. Hocasını, şeyhini. Mesela sen Kur'an'a davet ediyorsun diyor ki sen öyle diyorsun ama benim 300 yıl önceki hocam da böyle diyor diyor. Put edilmiş. Kur'an'da mesela bazı put isimleri geçiyor onlar insandır. Yani insan putlar. İnsanı put edilmiş. Yani taş put değil onlar. Kur'an'da geçen bazı put isimleri var onlar normal yaşayan insan onlar put edinmişler.
“Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerimi sandılar. Gerçekten biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız” yani son durak olarak hazırlamışız. Yani son durak orası. “De ki; “davranış ameller bakımından en çok hüsrana uğrayacak olanları olan size haber vereyim mi?” Cenabı Allah önce dikkat çekiyor. En çok hüsrana uğrayacak olanları size haber vereyim mi? İnsanlar merak ediyor. Nedir? Vahiy bekliyorlar. “Onların dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken”, namaz kılıyor, sakalı göbeğine kadar, şal var üstünde, cübbesi var, her şeyi var. Bak “onların dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken” kendini evliya zannediyor. Hurafeleri anlatıyor. Akşama kadar hurafe peşinde. Bir gidip ona hurafe anlatıyor, öbürüne gidip hurafe anlatıyor. “Kendilerini gerçekten güzel iş yapmakta sanıyorlar”. Mesela gidiyor hakikaten Kur'an kursu da açtırıyor. Cami yaptırıyor. Ama sürekli hurafenin peşinde. Kur'an'a yaklaşmıyor. Kur'an'a yaklaşanları, Kur'an'ı sevenleri de karşısına alıyor. Onlarla uğraşıyor.
Allah diyor ki bak, “kendilerini gerçekten güzel iş yapmakta olduklarını sanıyorlar” diyor. Gerçekten mümin, muttaki, takva, halis olduğunu zannediyor. İnanıyor kendisine. “İşte onlar Rablerinin ayetlerini ve ona kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp ettikleri boşa çıkmıştır”. Gerçeğinde onlar dinsiz olur” diyor Allah. “Ve onların yapıp ettikleri boşa çıkmıştır”. Yani bütün yaptıkları gayretler boşa çıkmıştır. Kıyamet günü de onlar için bir tartı tutmayacağız. Yani doğrudan kıyamet zamanında onları sorgulamadan doğrudan cehenneme koyacağım diyor Allah. Çünkü zırvalayacak belli. Hurafelerle falan. Konuşacak da konuşacak. Allah sorgulamayacağım diyor. Doğrudan cehenneme koyacağım diyor.
“İşte inkar etmeleri ayetlerimi ve elçilerimi alay konusu edinmelerinin dolayı” Kur'an ayetlerini kabul etmiyor. Hurafe demiyor bak Allah. Ayet diyor. Ayeti kabul etmiyor. Hurafeyi kabul ediyor. Putu kabul ediyor. “Ve elçilerimi”. Mesela İsa Mesih'in inişini, “alay konusu edinmeleri” mesela. İsa Mesih'ten alay konusu ediniyor. Mesela Mehdi de bir nevi elçidir. Onu da alay konusu ediniyor. “Elçilerimi alay konusu edinmelerinden dolayı onların cezası cehennemdir”, diyor Allah. “İman edip salih amelde bulunanlar”, iman etmiş ve samimi, salih demek samimi amellerde bulunanlar. “Firdevs cennetleri onlar için bir konaklama yeridir”. Cennet isimlerinden bir isimdir. Adin cenneti, Adnen cenneti, Firdevs cenneti, cenneti Naim, Naim cenneti.
“Onda ebedi olarak kalıcıdırlar, ondan ayrılmak istemezler”. Cennetten ayrılmak istemiyorlar. Yani sorusunda biz burada çok iyiyiz. Burada ebedi diyor Allah. Ebedi ne demek? Sonsuz. “De ki; “Rabbimin sözlerini yazmak için deniz mürekkep olsa”. Bak yine denize dikkat çekiyor Allah. “Ve yardım için bir benzerini de dahi getirsek”. İkinci bir deniz daha getirilse. “Rabbimin sözlerini tüketmeden önce Rabbimin sözleri tükenmeden önce elbette deniz tükenirdi” diyor Allah. Yani mürekkep olarak o kadar çoktur diyor Rabbimizin sözleri diyor. “De ki; “şüphesiz ben ancak sizin benzeriniz olan beşerim. Yalnızca bana sizin ilahınızın Tek bir ilah olduğu vahyolunuyor.” Yani bana vahyolunuyor. Müslümanda ne diyor bize Kur'an bildirilmiştir. Biz Kur'an'a uyuyoruz. Allah birdir. Bildirilen Kur'an'da size bildiriyorum diyoruz bizde. Aynısını. Yani peygamber ne diyor bana vahyolunuyor. Bizde vahyolunmuş hazır bilgiyi vahyedilmiş kitap haline gelmiş Kur'an'ı insanlara bildiriyoruz.
“Bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa artık salih bir amelde bulunsun”. Samimi davransın diyor Allah. Samimi davransın. “Ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın”. Şirk oluşma. Hiç kimse insanları şirk koşmayın diyor. İşte hocaları, alimleri, geçmiş bazı alimleri. Kur'an'dan bahsedildiğinde işte falanca alimde böyle diyor diye ortaya çıkmayın diyor Cenab-ı Allah. Kur'an ne diyorsa ona uyun diyor. Çünkü belanın sebebi bu şu ana kadar ki.
Sayın Adnan Oktar'ın 19 Şubat 2011 tarihli röportajından Kehf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: 110’uncu ayet Kehf Suresi. “De ki: "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin İlahınızın tek bir İlah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun” “samimi olarak davransın” diyor bak, “samimi olarak davransın” diyor Allah “ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."” Yani “şirk koşmasın” diyor Allah.