Kehf Suresi, 54, 56-57, 59, 61 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar’ın 4 Kasım 2013 tarihli sohbetinden Kehf Suresi ile ilgili açıklamalar. 

 

ADNAN OKTAR: “Andolsun” diyor Cenab-ı Allah, Kehf Suresi, 54 de, “Bu Kuran'da” bak hep Kuran’a dikkat çekiyor Allah, “Andolsun, bu Kuran'da insanlar için Biz her örnekten” ama bak her örnekten diyor Allah, akla gelen her örnekten “çeşitli” diyor bu seferde. Bak her örnekten “çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.” Yeni yeni hadisler ortaya çıkararak, yeni yeni hükümler ortaya çıkararak işte falanca alim şunu dedi, falanca alim bunu dedi diye tartışma ortamı meydana getiriyorlar. Diyorlar ki: “arkadan tartışmada da ümmetin ihtilafı rahmettir” diyor. Tartışma var ya bu rahmettir diyor. “Allah, felakettir” diyor ayette, “bela“ diyor, onlarda Allah’tan bize bir güzellik olarak geldi bu diyor. Ümmetin bölünmesi, parçalanması, birbiriyle uğraşması tartışmasını bir nimet olarak görüyor.

Şeytandan Allah’a sığınırım. Halbuki Kehf Suresi’nde 54’de Allah; “Andolsun, bu Kuran'da insanlar için, Biz her örnekten” her örnekten üstelik çeşitli. Bak her örnekten deyip bitirmiyor Allah. Her örnekten birde “çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.” Haz alıyorlar adam tartıştığında. İşte falanca alime göre böyle, falanca alime göre böyle. Alın fıkıh kitaplarını, 30 çeşit izah vardır. Aynı alimde hatta talebeleri ayrı düşünüyordur. Talebesinin talebesi ayrı düşünüyordur. Tartışma ortamı olmuş. Bakın, Allah ona dikkat çekiyor. “her şeyden çok tartışmacıdır” diyor.

“Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz.” Müjde veriyorlar. İttihad-ı İslam müjdesi veriyorlar. Hz. İsa Mesih (a.s)’ın müjdesini veriyorlar, cennet müjdesi veriyorlar ve uyarıyorlar ümmetleri. “İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar.” Batıl nedir? Geçersiz bilgiler. Darwinistler, materyalistler gece gündüz çalışma yapıyorlar. Nasıl yapıyorlar? “İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar.” Batıl geçersiz. Bilimsellikten uzak, mantıksız şeyler ile geçersiz kılmak için hak olanı bak hak olanı geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Ona para veriyorlar, imkan veriyorlar, salonlar tutuyorlar, üniversiteler açıyorlar, okullar açıyor uğraşıyor. Mücadele ediyorlar.

“Onlar Benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı)” uyarıldıkları her şeyi “alay konusu edindiler” diyor Allah açın bakın internette, alay konusu ediniyorlar. Bak diyor ki Allah onun nedeni için; “Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde kıldık” diyor. Yani niye anlayamıyor diyorlar, halbuki Ben öyle yarattım onları zaten diyor Allah bu da, ledün ilmi. “kulaklarına bir ağırlık koyduk” diyor Allah. “Sen onları hidayete çağırsan bile” anlatsan delillendirsen bile “onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.” Bak, sonsuza kadar. Sonsuz ne demek? Ben onları öyle yarattım diyor, sonsuzluğun anlamı bu. Böyle yaratıldılar onlar diyor Allah. Yani 1 trilyon, 2 trilyon geçse de değişmiyor. Sonsuza kadar böyledir diyor Allah. Bu çok manidar yani sonsuza kadar böyle olması. Ahir zamanın ne kadar acımasız olduğuna da Kuran işaret ediyor. Çünkü Kehf Suresi, ahir zamanı anlatır daha çok. Ağırlıklı olarak ahir zamanı anlatır.

“İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman onları yıkıma uğrattık;” Mesela bak şimdi Mısır yıkıldı, Afganistan yıkıldı, Irak yıkıldı, Libya yıkıldı. “İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman” çünkü idareciler zulmediyor, halk zulmediyor, halkın bir kısmı zulmediyor, “onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için bir buluşma zamanı tespit ettik.” Onun için işte Hızır'ın da katıldığı bir toplantı oluyor. Yıkılmadan önce. Ondan sonra yıkım geliyor arkasından. “Böylece ikisi iki denizin birleştiği yere ulaşınca”. İkisi iki. 2-2. “İki denizin birleştiği yere ulaşınca” 1984 ebcedi. İstanbul'da Mehdiyet'in İlk faaliyet yılları.

“Balıklarını unuttular. Denizde bir akıntıya doğru kendi yolunu tuttu”. Bak o denizde de bir akıntı var. Denizde normalde akıntı olmaz. Denizde dalgalanma olur. Akıntı olmaz. Yani göze gönül bir akıntı olmaz. Ama boğazın akıntısına dikkat çekmiş Kuran. “İki denizin birleştiği yer”, diyor. İstanbul boğazını öyle vurguluyor. Bir de akıntıya dikkat çekiyor, iki.

 


Kehf Suresi 56-57 Ayetlerinin Tefsiri

(Ahir zamana işaretler ve diri görünüp ölü olan insanlar)

 

Adnan Oktar'ın 21 Kasım 2009 Tarihli Kral Karadeniz ve Kanal Urfa Röportajından

ADNAN OKTAR: “Biz elçileri müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında göndermeyiz”. Ama hakikaten ebcedi de asrımıza bakıyor. Bu yüzyıla bakıyor ayet. Yani çok acayip o. Tabii ki Mehdi’ye de bakıyor ayet. Çünkü Kehf suresi, Mehdi ile bağlantılı bir suredir. Yani ahir zamanda Ashab-ı Kehf, Mehdi’nin yardımcılarıdır diyor Peygamber Efendimiz. Ne demek? Kehf suresi ve Mehdi içiçe. Yani açık. “İnkar edenler ise hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar”. Kim bu da? İddia edilen Ergenekon Örgütü yani Deccaliyet. “Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını alay konusu edindiler”. Güya kendi kafalarınca alay konusu ediniyorlar. “Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman...”. Mesela biz de öyle değil mi, ayetleri hatırlatıyoruz. “Sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri amellerini unutandan daha zalim kimdir?” Hem sırt çeviriyor mesela anlatıyorsun ama dinlemek istemiyor. Kendi işine bakmak istiyor. “Ellerinin önden gönderdikleri amellerini unutandan daha zalim kimdir?” Mesela iyilikler de yapmış ama onları da unutmuş, güzel ibadetleri olmuş, güzel hareketleri olmuş onlardan da vazgeçmiş. “Biz gerçekten kalpleri üzerinde onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde gerdik”. İşte bu insan anlayamıyor da niye iman etmiyor diyor. Bakın “Biz gerçekten kalpleri üzerinde onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde gerdik”. Bu müteşabih değil . Allah anlamayacak şekilde yaratıyor bunları. Yani “ölüdürler” diyor yani Allah doğru söylüyor yani normal ölü. Ama “siz onu diri zannedersiniz” diyor, Allah zaten açıklık getiriyor yani zombi ayakta yürüyen ölü bildiğin klasik ölü “kulaklarına bir ağırlık koyduk sen onları hidayete çağırsan bile onlar sonsuza kadar asla hidayet bulmazlar” bak sonsuza kadar diyor Allah. Bu ne demek? Böyle yaratılmış özel yaratılmış sonsuza kadar. “Kulağına ağırlık koyduk” diyor kulağı özel kapatılmış, dinlemiyor anlamıyor. “Senin Rabbin rahmet sahibi ve bağışlayıcıdır.” Evet Müslümanlar öyle olacaklar Allah’ın ahlakıyla ahlaklanacaklar, affedici olacaklar, güzel ahlaklı olacaklar.

 


Allah inkar edenlerin anlayışlarını kapatır

 

Bize Allah'ın Kuran'da bildirdiği sırların en önemlilerinden biri bazı insanların Kuran'ı anlayamamalarıdır. Bu aslında çok büyük bir sırdır. Çünkü Kuran çok açık, çok anlaşılır bir kitaptır. Dileyen her insan Kuran'ı okuyabilir, Allah'ın emirlerini, beğendiği ahlakı, cennet ve cehennemin özelliklerini ve elinizdeki bu kitabın konusu olan birçok sırrı Kuran'dan öğrenebilir. Ancak, Allah'ın yarattığı bir hikmet olarak insanların bir kısmı çok açık olmasına rağmen Kuran'ı anlayamamaktadır. Üstelik bu insanlar, atom mühendisi, biyoloji profesörü olabilmekte, fizik, kimya, matematik gibi en zor bilim dallarını çok iyi anlayabilmekte, dahası budizmi, hinduizmi, şintoizmi, materyalizmi, komünizmi kavramakta, ama Kuran'ı anlayamamaktadırlar. Kuran dışı sistemlerin karmaşık yapılarını hayatlarına geçiren insanlar, Allah'ın apaçık ve kolay dinini bir türlü kavrayamamakta, en açık konuları bile çözememektedirler.

Böylece en kolay olanı anlayamamalarıyla kendileri üzerinde önemli bir mucize tecelli etmektedir. Allah, onların bu kadar şiddetli bir anlayış ve kavrayış eksikliğine sahip olduklarını göstererek, bazı insanların farklı bir yaratılışta olduğunu açıklamaktadır. Öte yandan bu, bütün insanların kalplerinin, akıl ve anlayışlarının tamamıyla Allah'ın kontrolünde olduğunun bir delilidir. Çünkü Allah büyüklüğe kapılan, yani Allah'a boyun eğmeyen kişilerin kalplerini, kavrayışlarını kapatacağını söylemektedir. Kuran'ın dışında herşeyi anlayıp, sırf Kuran'ı anlayamamaları Allah'ın onları ayetlerinden engellediğini, samimiyetsizliklerinden ötürü onları Kuran'dan uzak tuttuğunu göstermektedir. Allah'ın Kuran'da bu konuyla ilgili olarak bildirdiği ayetlerden bazıları şöyledir:

Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık. Ve onların kalbleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kuran'da sadece Rabbini "bir ve tek" (ilah olarak) andığın zaman, 'nefretle kaçar vaziyette' gerisin geriye giderler." (İsra Suresi, 45-46)  

Onlardan seni dinleyenler vardır; oysa Biz, onu kavrayıp anlamalarına (bir engel olarak) kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık kıldık. Onlar, hangi 'apaçık-belgeyi' görseler, yine ona inanmazlar. Öyle ki, o inkar etmekte olanlar, sana geldiklerinde, seninle tartışmaya girerek: "Bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" derler. (Enam Suresi, 25)

Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar. (Kehf Suresi, 57)

Ayetlerde de görüldüğü gibi, inkar edenlerin ayetleri anlayamamalarının sırrı Allah'ın kavrayışlarını kapatmasıdır. Allah, inkar etmelerinden dolayı bu insanların kalplerini mühürlemiştir; böylece Kuran'ı anlayamazlar. Bu aynı zamanda Allah'ın büyüklüğünü, her insanın kalbinin, düşüncelerinin hakimi olduğunu gösteren büyük bir mucizedir de.