Sayın Adnan Oktar'ın 3 Kasım 2010 tarihli röportajından Meryem Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, “Kaf, Ha, Ayn, Sad” şimdi burada, bu harfler tabii bir şey ifade ediyor. Hurufu mukatta, inşaAllah Hz. İsa Mesih’ten ve Hz. Mehdi (a.s.)’dan bunları öğreneceğiz Allah’ın izniyle. Yani bu, “Kaf, He, Ye, Ayn, Sad” ne anlama geliyor öğreneceğiz. Neden Meryem Suresi’nde bunlar onu da öğreneceğiz, inşaAllah. Şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, “(Bu,) Rabbinin, kulu Zekeriya'ya rahmetinin zikridir. Hani o, Rabbine gizlice seslendiği zaman; demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi”” yaşlandıkça kalsiyum kemiklerden alınır. İnsan küçülmeye başlar ve işte erir yani kemikleri. “Ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu” yani saçlarda da beyazlama oluyor. Onu diyor o şekilde yani müteşabih bu ayet. Şimdi Cübbeli’ye baksan, “Açık anlamı, yaşlılık alevi ile tutuştu” sanki alev gibi düşünür onu, insanın başındaki bir yangın gibi. Değil, müteşabihtir. Müteşabihten anlamıyor Cübbeli. Saçları beyazladı anlamına gelir. “Ben Sana dua etmekle mutsuz olmadım" Allah’a çok dua etmek lazım. Her şeyi Allah’tan istemek lazım. "Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et". Gelecek nesilller ki, Hz. Mehdi (a.s.)’da bu neslin içindedir. “"Bana mirasçı olsun. Yakup oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu (kendisinden) razı olunan(lardan) kıl." (Allah buyurdu:) "Ey Zekeriya, şüphesiz Biz seni, adı Yahya olan bir çocukla müjdelemekteyiz; Biz bundan önce ona hiçbir adaş kılmadık" diyor. O’nun adının benzeri yoktur diyor Cenab-ı Allah.
"Dedi ki: "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım" demek ki cinsel kapasitenin yaşla alakası yok. Cenab-ı Allah isterse çok ileriki yaşlarda bile çok güçlü kılar. Yani Allah’ın kanunları öyle insanların zannettiği gibi, bir kısım insanların zannettiği gibi Allah’ın kuralları kanunların dışına çıkamaz. Allah’ın dediği olur, inşaAllah. Allah bir kural koyuyor. İnsanlar zannediyorlar ki, mesela yaşlılık da bir adetullahtır, adam biter. Öyle değil. O kuralın içinde Allah’ın bir kuralı daha var. Tam aksi de oluyor. Bilakis, son derece sağlıklı, daha zinde olabiliyor, kadın için de erkek için de. Allah buna dikkat çekiyor. "(Ona gelen melek:) "İşte böyle" dedi. " "İşte böyle" dedi. "Rabbin dedi ki: Bu Benim için kolaydır, daha önce sen hiçbir şey değil iken, seni yaratmıştım.’’ “Hiçbir şey değilken, yoktan yarattım” diyor. Hiçbir şey değildi insan. Dünya hiçbir şey değildi ama tabii çamurdan yaratıyor. Yani “Hiçbir şey değildi” derken görünürde bir şey yoktu. Ot da, yemek de, yiyecek de orada burada oluyor. Ondan sonra bir sperm oluyor, ondan anne yumurtasıyla birleşiyor, çocuk oluyor. Ama görünürde bir şey yok. Ama tabii Cenab-ı Allah mineralleri vs vesile ediyor. “Dedi ki: "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver."
Dedi ki: "Senin alametin, sapasağlam iken, üç tam gece insanlarla konuşmamandır." Bunun mutlaka bir hikmeti vardır. Bu karşılaşılacak bir olaydır. Bak, ‘’Üç tam gece insanlarla konuşmamandır" üç tam gece. ‘’Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: "Sabah akşam Allah’ı tesbih edin."” Bir sabah, bir akşam olduğu gibi yahut sabahtan akşama kadar tesbih edin anlamında da geliyor. “Çocuğun doğup büyümesinden sonra ona dedik ki: "Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut." İslam ahlakının dünya hâkimiyetinin tarihini veriyor. Ama tam hâkimiyet, 2067, Hz. İsa Mesih’in de vakti, Altınçağ’ın tam oturduğu yer. "Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut. Daha çocuk iken ona hikmet verdik.” Güzel konuşma, İlahi kelamı güzel şerh etme, güzel açıklama, güzel hitabet. “Katımız'dan ona bir sevgi duyarlılığı’’ coşkun bir sevgi var Hz. Yahya (a.s.)’da acayip bir sevgi. Kelebekleri, kuşları, çocukları, kadınları, her şeyi çok fazla seviyor. Allah’ın tecellilerine karşı içinde müthiş bir sevgi var, bir aşk var, tutku var. Onu kim veriyormuş? Allah veriyor. “Ben verdim” diyor. Bak, “Katımız'dan ona bir sevgi duyarlılığı’’, sevgi duyarlılığı ne demek? Sevgiye karşı vücudu müthiş hassas, acayip sevme gücü var. Sevgi dedin mi, o orada. Hz. Yahya (a.s.)’a Allah öyle bir özellik vermiş, “ve temizlik”. Müthiş titizdi Hz. Yahya (a.s.), acayip temizdi, pırıl pırıl. “O, çok takva sahibi biriydi.’’ Takva ne demek? Dine çok titiz, Kuran hükümlerine çok titiz.
Sayın Adnan Oktar'ın 17 Mart 2012 tarihli röportajından Meryem Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Meryem Suresi. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Şeytandan Allah’a sığınırım. Bakın, şifreye dikkat edin.
1-“Kaf, He, Ye, Ayn, Sad.” Çok kapsamlı bir şifre.
2-“(Bu,) Rabbinin, kulu Zekeriya'ya rahmetinin zikridir.” Hz. Zekeriya (a.s.) şehit edilmiştir, biliyorsunuz.
3-“Hani o, Rabbine gizlice seslendiği zaman” Dua nasıl yapılır? Gizli yapılır.
4-“Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi” yaşlandıkça biliyorsunuz kalsiyum, fosfor oranı düşer. İnsanlarda küçülme başlar. “Ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu,” beyazlandı saçlarım diyor. Ama yaşlılık aleviyle tutuştu diyor. “Ben Sana dua etmekle mutsuz olmadım." Sürekli mutlu oldum Sana dua ettiğimde diyor. Hep iyi oldu bereket, güzellik geldi diyor.
5-"Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et.
6-Bana mirasçı olsun.” Yakup oğullarına da mirasçı olsun. İsrail oğullarına mirasçı olsun. “Rabbim, onu (kendisinden) razı olunan(lardan) kıl.
7-(Allah buyurdu:) ‘Ey Zekeriya, şüphesiz Biz seni, adı Yahya olan bir çocukla müjdelemekteyiz; Biz bundan önce ona hiçbir adaş kılmamışız’" diyor Cenab-ı Allah.
8-“Dedi ki: ‘Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım.’
9-(Ona gelen melek:) ‘İşte böyle’ dedi. ‘Rabbin dedi ki: Bu Benim için kolaydır, daha önce sen hiçbir şey değil iken, seni yaratmıştım.’” Hiç bir şey değilken yoktan yarattım seni diyor. Çok manidar buradaki ifade. Tabii Allah vesileler yaratıyor da, fakat hiçbir şey değildi daha önce. Allah insanı insandan yaratarak vesile kılıyor.
10-“Dedi ki: ‘Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver.’ Dedi ki: ‘Senin alametin, sapasağlam iken, üç tam gece insanlarla konuşmamandır.’” Dilinde herhangi bir bozukluk olmadığı halde, bedeninde herhangi bir rahatsızlık olmadığı halde, baygın olmadığı halde, ”üç tam gece insanlarla konuşmamandır.” Biz de geceleri konuşuyoruz insanlarla.
11-“Böylelikle (Zekeriya) mescitten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: ‘Sabah akşam tesbih edin.’” Bir sabah, bir akşam tesbih edin. Tabii bunun çok anlamı var.
12-“(Çocuğun doğup büyümesinden sonra ona dedik ki:) ‘Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut.’" Kitaba sarıl, Allah’ın kitabına sarıl. “Daha çocuk iken ona hikmet verdik.” Genç yaşta ona çok güzel konuşma, hikmet ve derinlik verdik.
13-“Katımız'dan ona bir sevgi duyarlılığı” Sevme gücü, bütün insanları, bitkileri, hayvanları, kadınları hepsini coşkuyla sevme ruhu verdik, diyor Allah. Özel bir yetenek, özel bir güzellik. “Ve temizlik (de verdik).” Çok titiz Hz. Yahya (a.s.). Titiz üstü titiz. “O, takva sahibi biriydi.” Dine, Kitap’a, o devirdeki Allah’ın kitabına çok titiz.
14-“Ana ve babasına itaatkardı ve isyan eden bir zorba değildi.” Anarşist, terörist ruhlu bir insan değildi. Büyüklerine karşı saygılı, hepsini çok seviyor.
15-“Ona selam olsun” diyor Cenab-ı Allah. 15. ayet, Hicri 1400 bittiğinde, 15. Hicri asra girmiş oluyoruz, inşaAllah. “Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gün de.
16-Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.” Şimdi Mehdiyet’e bakan yönlerine bakalım, işari anlamlarına bakalım; 15 ve 16. Beş ve altısını alırsak; 56 eder. 1956, Risale-i Nur’un serbest bırakıldığı bir tarih. “Doğduğu gün” Biz onu Risale-i Nur’un doğduğu gün olarak alıyoruz, inşaAllah. “Öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün de. Kitapta Meryem’i de zikret. Hani o ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.” Hz. Mehdi (a.s.) da kendi şehrinden ayrılıp, başka bir şehre geliyor. Denizi geçecek diyor hadislerde. İstanbul’a gelecek, inşaAllah.
17-“Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti.” Hz. Mehdi (a.s.), Allah tarafından gizlenecek. Zaten gizlenen özelliği çok önemlidir, Hz. Mehdi (a.s.)’ın. Lakabı; gaip’tir zaten (perdeyle gizlenen). Hz. Mehdi (a.s.)’da, Cenab-ı Allah tarafından bir perdeyle gizlenecektir, inşaAllah. Ama asıl manalarından sonra işari anlamlarını okuyorum. Yoksa asıl anlamı aşikar zaten görülüyor. “Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik.” Hz. Mehdi (a.s.)’a kim yardımcı olacak? Cebrail (a.s.). “O da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.” Demek ki Hz. Mehdi (a.s.) yanına insan olarak da gelse Cibril (a.s.), sadece onu düzgün bir beşer zannedecek, tanıyamayacak.
18-“Demişti ki: ‘Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma).’” Bana yaklaşma diyor Hz. Meryem. Ama bakın takva sahibiysen. Takva sahibi değilsen zaten helale harama dikkat etmezsin. Demek ki mümin bir erkeksen, takvaya dikkat ediyorsan zaten güvenilirsindir. Uyarılması yeterli olur. Uyarılmasa da zaten dikkat eder Müslüman erkek.
19-“Demişti ki: ‘Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım).’
20-O: ‘Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken.’” Cinsel ilişkiye girmemişken, nasıl çocuğum olur diyor. “Ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken’ dedi.” Herkesle ilişkiye giren bir kadın değilim ben diyor. İffetli bir kadınım diyor.
Adnan Oktar'ın 18 Mart 2011 Kaçkar Tv'deki Canlı Sohbetinden
ADNAN OKTAR: Meryem Suresi 12. ayet, “(Çocuğun doğup büyümesinden sonra ona dedik ki:) ‘Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut.’ Daha çocuk iken ona hikmet verdik.” Mehdi (as)’a yönelik yorumlarsak; “Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut." Kuran’a kuvvetle sarıl, “daha çocuk iken ona hikmet verdik.” Demek ki, inşaAllah çocukken hikmet verilmesi çok makbul, demek ke güzel konuşmak hikmetli konuşmak özlü konuşmak çok makbul. “Katımız'dan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik).” Ahir zamana bakan yönüyle, Hz. Mehdi (a.s) çok sevgi duyarlılığı olan bir insan olacak. Sevgiden çok zevk alan, sevmekten sevilmekten çok zevk alan bir insan olacaktır ve çok temiz olacaktır. Bütün Müslümanlar gibi çok temiz olacaktır. “O, çok takva sahibi biriydi.” Hz. Mehdi (a.s) da çok takva sahibi bir insan olacak, inşaAllah. “Ona selam olsun; doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gün de.” Aynı şekilde Hz. İsa (a.s)’a da buna benzer Cenab-ı Allah’ın bir hitabı var. Sonra Hz. İsa (a.s)’ın doğumuna dikkat çekiliyor.
“Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.” Yirmi iki, iki ve iki Hz. İsa (a.s) doğumuna işaret eden bir ayet, inşaAllah. “Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: ‘Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim.’" Şiddetli sancı ve acıdan dolayı, bir de iftiralar var, üstüne çok fazla gelinmiş, ağır hakaretlere uğramış, o bunaltı içerisinde böyle bir ifadesi oluyor, tabii bu bir zelledir, inşaAllah. “Altından (bir ses) ona seslendi: ‘Hüzne kapılma, Rabbin senin alt (yan)ında bir ark kılmıştır.’" Allah ona vahyediyor. “Hurma dalını kendine doğru salla, üzerine henüz oluşmuş-taze hurma dökülsün." Taze hurma çok lezzetli, güzel bir yiyecektir. Çok faydası var, Cenab-ı Allah ona dikkat çekmiştir. "Hüzne kapılma,” bakın üzülmeyi haram kılıyor Allah, yasaklıyor hüzne kapılmayı. “Rabbin senin alt (yan)ında bir ark kılmıştır." Şimdi bu ark neye hitap ediyor neyi anlatıyor, hurma ağacı neyi anlatıyor, bunları zamanla daha çok göreceğiz, inşaAllah. Mesela “Kaf” şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla.
“Kaf, He, Ye, Ayn, Sad.” Bunların da anlamlarını inşaAllah Allah bizlere açıklattırır. Hz. İsa (a.s) ayette 33. ayette; 33 yaşında göğe alınmıştır biliyorsunuz. 33 yaşında yere inecek, yeniden yeryüzüne inecek; şu an dünyada, inşaAllah. "Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de." Ayetin birinci ebcedi 1987, ikinci ebcedi 2007, üçüncü ebcedi 2057 tarihini veriyor. “(İsa) Dedi ki: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. (Allah) Bana kitabı verdi ve beni Peygamber kıldı." 1410 – 1412 -1462 tarihlerini veriyor, hicri 1410 – 1412 – 1462. Meryem Suresi 40; “Elbette, yeryüzüne ve onun üzerindekilere Biz varis olacağız” Allah dünya hakimiyeti meydana getireceğim, diyor. Bakın, “Elbette, yeryüzüne,” “elbette” mutlaka “yeryüzüne”; yeryüzü ne demek? Bütün dünya, “ve üzerindekilere” yani ne varsa, insanlar, eşyalar, devletler hepsine “üzerindekilere Biz varis olacağız.” Hakim olacağız, diyor Allah. “Ve onlar bize döndürülecekler”, diyor. Bu ayetin ebcedi de 1992 tarihini veriyor miladi, tam 1992.
Sayın Adnan Oktar'ın 11 Ekim 2010 tarihli röportajından Meryem Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Kitap’ta Meryem’i de zikret. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.” Bak, ailesinden ayrılıp tek başına, ailesinden ayrılıyor Meryem (a.s.), ailesinden ayrılıyor, bir genç kız olarak ayrılıyor. “Doğu tarafında bir yere çekilmişti.” Ayrı, hicret ediyor.“Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti.” Yani ailesiyle kendi arasına bir perde çekiyor. Bağlantısını kesiyor. “Böylece ona ruhumuzdan (Cibril’i) göndermiştik, ona düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.” Bir insan şeklinde, öyle kanatlı bir Melek olarak görünmüyor. Hatta ayırdedemiyor Hz. Meryem (a.s.). “Senden Allah’a sığınırım.” diyor. Farkedemiyor onun Melek olduğunu. Cibril (a.s.)’in. Cübbeli ne diyor? Kanatlı, başının üzerinde bulutlar olacak, öyle bir şey olmuyor. “Demişti ki Hz. Meryem (a.s.): “Gerçekten ben senden Rahman (olan Allah)’a sığınırım. Eğer takva sahibiysen,...” yani Allah’tan korkuyorsan. Bak mümin kadın olduğu için normal bir insanın kabul etmeyeceğini biliyor. Sağlam bir insanın kabul etmeyeceğini biliyor. Nasıl bir insan kabul eder bunu? Ancak takva sahibiyse. Takva sahibiysen dokunma diyor. Yoksa öbür türlü adam dinlemez.