Sayın Adnan Oktar'ın 20 Ocak 2011 tarihli röportajından Meryem Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Ona, Tur'un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.” “Ona, Tur'un sağ yanından seslendik.” Bak, sağ yan. Burada özel bir detay var. “Sağ yanından seslendik.” “Onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.” Şeytandan Allah’a sığınırım, “Ona Rahmetimiz'den kardeşi Harun'u da bir peygamber olarak armağan ettik. Kitap'ta İsmail'i de zikret. Çünkü o, va'dinde doğruydu ve gönderilmiş (Resul) bir peygamberdi. Halkına, namazı ve zekatı emrediyordu ve o, Rabbi Katında kendisinden razı olunan (bir insan)dı. Kitap'ta İdris'i de zikret. Çünkü o, doğru olan bir peygamberdi. Biz onu yüce bir mekan (makam)a yükseltmiştik. İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah')ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar” diyor. O kadar dindarlar ki coşup, aşka gelip, ağlayarak secdeye kapanıyorlar. “Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler.” Ahir zaman işte. Deccaliyetin devri. Bak; “Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp-uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.” Şehvet, sırf cinsellik değildir. Her türlü nefsani istek ve eylem, hepsi. Yani Kuran’a zıt olarak yapılan Kuran dışı her türlü eylem. Kuran’ın, Allah’ın yasakladığı, istemediği tavırlar.
“Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve hiçbir şeyle zulme uğratılmayacaklar. Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) Kendi kullarına gaybtan vadetmiştir.” Görünmez olarak vadetmiştir. “Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir. Onda ‘boş bir söz’ işitmezler; sadece selam (ı işitirler).” Demek ki boş söz insanı sıkıyor. Dünyada biz nereye gitsek boş söz duyarız. Kahvehaneye gidersin, sokağa gidiyorsun, televizyonu açıyorsun boş. Çoğu boştur. Boş sözden de insanlar sıkılır. “Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır.” Sürekli yiyecekleri var. “O cennet; Biz, kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız. Biz (elçiler) ancak Rabbiniz emriyle ineriz.” Cebrail (a.s)’dan bahsediyor bu ayette. “Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan her şey O'nundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.” Allah’ın bir şeyi unutması mümkün değildir. Hepsi sonsuz kısa zaman olan tek bir an içerisinde, bütün olaylar Allah Katı’nda olup bitmiştir ve hepsi Allah’ın hıfzındadır. İnsanda unutkanlık vardır. İnsan nisyan ile malüldür. Yani unutkandır. İnsana verilmiş bir aczdir. Acizliktir.
Adnan Oktar'ın 20 Mart 2011 A9 Tv ve Tv Kayseri'deki Canlı Sohbetinden
ADNAN OKTAR: Meryem Suresi. Şeytandan Allah’a sığınırım, 52. ayet; “Ona, Tur'un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.” Bakın, Hz. Musa (a.s)’a “Tur’un sağ yanından seslendik.” Dağın sağ yanından, Tur’un sağ yanı, o ayrı bir konu, onu zamanı gelince konuşacağız, inşaAllah. “Onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.” Bu da çok derin anlamı olan Kuran’daki bir ifadedir. Bakın, “Onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık. Ona Rahmetimiz'den kardeşi Harun'u da bir peygamber olarak armağan ettik.” Allah ona bir nimet olarak Hz. Harun (a.s)’ı ona sunuyor. “Kitap'ta İsmail'i de zikret. Çünkü o, va'dinde doğruydu.” Müslüman vaad ettiğinde vaadinde doğru olacak. Allah ona dikkat çekiyor, vaadinde doğru olmak. “Ve gönderilmiş (Resul) bir peygamberdi. Halkına, namazı ve zekatı emrediyordu.” Kim? Hz. İsmail (a.s). Zannediyorlar ki sadece Peygamberimiz (s.a.v) getirmiş namazı. Bütün Peygamberler de, Hz. Adem (a.s) da dahil, aynı bizim bu kıldığımız namazı kılıyordu. Bütün Peygamberler bizim kıldığımız namazı istemiştir. Allah’ın emri olarak. “Namazı ve zekatı emrediyordu.” Bütün Peygamberler de zekatı emretmişler. “Ve o, Rabbi Katında kendisinden razı olunan (bir insan)dı.” Allah’ın razı olması çok önemlidir bir insandan. “O da razı olunan bir insandı” diyor.
“Kitap'ta İdris'i de zikret. Çünkü o, doğru olan bir peygamberdi.” Allah tek tek Peygamberleri anlatıyor. Bakın, “Kitap’ta İdris’i de zikret.” Biz de şu an Hz. İdris (a.s)’ı zikrediyoruz. “Çünkü o, doğru olan bir peygamberdi.” Yalan söylemiyor, dürüst. Allah doğruluğun, dürüstlüğün, samimiyetin sürekli üzerinde duruyor. “Biz onu yüce bir mekana (makama) yükseltmiştik.” Hz. İdris (a.s)’ı. Onun özel bir makamı var. Hz. İsa (a.s) gibi, özel bir makam, özel bir boyut. “Biz onu yüce bir mekan (makama) yükseltmiştik.” “İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in soyundan.” Demek ki bütün insanlar Hz. Adem (a.s) soyundan, hepsi kardeş. “Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler.” İbrahim ve İsrail (Yakup)’in soyundan. Hz. Mehdi (a.s) da bu soydandır. “Doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler” Doğru yola eriştiren kim? Allah. Bakın, “seçtiklerimizden” diyor. Demek ki “ben Hz. Mehdi (a.s) olacağım” demekle Hz. Mehdi (a.s) olunmuyormuş. Nasıl oluyormuş? Allah’ın seçmesi gerekiyor; “seçtiklerimizdendir.” Peygamberler de Allah tarafından seçiliyor. İstemekle Peygamber olunmaz, Allah’ın seçmesi lazım.
“Onlara Rahman (olan Allah')ın ayetleri okunduğunda (Allah’ın ayetleri okunduğunda) ağlayarak secdeye kapanırlar.” Peygamberlerin özelliği, çok derin imana sahipler, ağlayarak secdeye kapanıyorlar. Nasıl bu? Aşktan, coşkudan, Allah sevgisinden. O kadar derin imanları var ki, o kadar kalpleri coşuyor ki secdeye kapanıyorlar ağlayarak, sevinç ağlaması. “Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler.” Asrımız işte, deccaliyetin hakim olduğu bu asır. İnsanların büyük bir bölümü, dünyanın yüzde 99’u namaz kılmıyor, yüzde 99’u. Bir tek Türkiye’de dindarlık canlı ve güçlü. “Ve şehvetlerine kapılıp-uydular.” Şehvet demek, dünyevi her türlü çıkar, her şey demektir. Sırf cinsellik değil. “Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.” Allah, “azgınlıklarının karşılığıyla cezalandıracağım” diyor. “Ancak tevbe eden, iman eden,” bakın, “tevbe eden,” tevbe etmek çok önemli. Estağfirullah deyip tevbe edecek Müslüman. “Ya Rabbi beni affet diyecek, Allah bizleri affetsin” diyecek. “İman eden,” son derece imanlı olacak, samimi Allah’a iman edecek, “ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve hiçbir şeyle zulme uğratılmayacaklar.”
Dinin özüne bakmak lazım. Dinin özünde cennet, cehennem vardır; doğru olmak vardır, insanlara zulmetmemek; iyi ahlaklı, güzel ahlaklı olmak vardır. Güzel ahlaklı olanlar Allah’ın rızasını kazanıp, cennete giriyorlar ve sonsuz yaşıyorlar. Peygamberlerine iman edeceğiz, meleklerine iman edeceğiz, kadere iman edeceğiz, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine iman edeceğiz; bu kadar, karmaşık değil. Var tabii detaylar da, aşağı yukarı bu kadar. Din çok sadedir, Allah’ın bizden istediği de çok sadedir. Sadece çok iyi insan olacağız, Allah’ı çok seveceğiz, sonunda da Allah’ın rızasını kazanıp inşaAllah cennete gideceğiz. “Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) Kendi kullarına gaybtan vadetmiştir.” Görünmez olarak vadetmiştir. Adn cennetleri görünmüyor, başka bir boyuttadır ama Allah; “size vaat ettim” diyor. “Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir.” “Mutlaka bu vaadimi yerine getireceğim” diyor Allah. “Cennette boş bir söz işitmezler; sadece selam işitirler” güvenlik işitirler, her yerde güvenlik var. Dünyada hep korkular vardır. Bir yere gidiyor adam, öldürülme korkusu vardır, yaralanma korkusu var, iftira korkusu var, alay edilme korkusu var, hata yapma korkusu var, hastalık korkusu var. Var, var, var, var. Hiçbiri cennette yok. Sadece güven var, güvenlik var; yani bir yön olarak, hayatın bir yönü olarak güvenlik hakim. “Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır.” Yiyecek kazanmak için sabahtan akşama kadar çalışmıyorlar. Bakın, bütün insanlar küçük küçük dükkanlarda, küçük küçük iş yerlerinde, beton yığınları içinde bütün dünya çalışıyor. 2 metrekarelik, 3 metrekarelik, 5 metrekarelik beton yığınları içinde bütün ömürleri geçiyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 22 Mart 2011 tarihli röportajından Meryem Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeyhim, Rum Suresi 58 ve 59.ayetler, şeytandan Allah’a sığınıyoruz.
ALTUĞ BERKER: Şeytandan Allah’a sığınıyorum,“Andolsun, Biz bu Kur'an'da insanlar için her örneği gösterdik.”
ADNAN OKTAR: Her örneği. Elhamdülillah.
ALTUĞ BERKER: “Şüphesiz, sen onlara bir ayetle geldiğin zaman, o inkar edenler, mutlaka: "Siz ancak muptil olanlardan başkası değilsiniz" derler.
ADNAN OKTAR: İptal eden yani “mürtedsiniz” diyorlar, “dinsizsiniz” diyorlar. O devrin yobazları.
ALTUĞ BERKER: “İşte Allah, bilmeyenlerin kalplerini böyle mühürler. Öyleyse sen sabret; şüphesiz Allah'ın va'di haktır; kesin bilgiyle inanmayanlar sakın seni telaşa kaptırıp-hafifliğe (veya gevşekliğe) sürüklemesinler.”
ADNAN OKTAR: Allah’ın vaadi haktır, neyi vaad ediyor Cenab-ı Allah? Hz. Mehdi (a.s)’ı. Neyi vaad ediyor? Hz. İsa Mesih (a.s)’ı, İslam’ın dünya hakimiyetini. Ebcedi 2077 maşaAllah. Sen de şu 56. ayeti oku. Bismillah.
SUNUCU: “Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: Andolsun siz Allah’ın Kitap’ında ( yazılı süre boyunca ) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz.”
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Beril Hocam, 30. ayeti oku.
BERİL KONCAGÜL: Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Meryem Suresi, 30. Ayet ”(İsa) dedi ki; Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum, Allah bana Kitap’ı verdi ve beni Peygamber kıldı.”
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Nitekim, ebcedi; 1410, 1412, 1462 tarihlerini veriyor, maşaAllah.
Şeytandan Allah’a sığınırım; Meryem suresi, 33. ayet "Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de." Ebcedi; 1987, 2007, 2057 tarihlerini veriyor. Üç ayrı tarihi veriyor ayet.“İşte Meryem oğlu İsa; hakkında kuşkuya düştükleri "Hak Söz"” diyor Allah. Diyorlar ya, “inmeyecek, gelmeyecek”, Kuşkuya düşmüşler. Allah ne diyor; “İşte Meryem oğlu İsa; hakkında kuşkuya düştükleri "Hak Söz.”