Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "BİZ SADECE ISLAH EDİCİLERİZ" DERLER. Bilin ki; gerçekten, ASIL FESATÇILAR BUNLARDIR, ama şuurunda değildirler. (Bakara Suresi, 11-12)
Niçin böyle ahlaksızlık yapıyorsun denildiğinde, "bozukluk var, yanlışlıklar var, onları düzeltmek istiyorum" diyor. Islah etmeye çalışıyorum diyor. Şeytanın etkisinde oldukları için şuurları tamamen kapalıdır.
(Adnan Oktar’ın 28 Ağustos 2010 tarihli röportajından açıklamalar)
Sn. Adnan Oktar'ın harunyahya.tv'deki canlı röportajı'ndan (4 Ağustos 2010)
“Kendilerine, yeryüzünde fesat çıkarmayın", münafıklık yapmayın, üçkağıtçılık, sahtekarlık yapmayın “denildiğinde; ‘Biz sadece ıslah edicileriz’ derler” diyor. “Islah etmek için yani iyilik için söylüyorum, benim başka bir amacım yok” diyor. Bilmiş kafada olurlar. “Bilin ki gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler” diyor. Şuurunda değil, ahmak ama fesatçı, “asıl fesatçı bunlardır” diyor Allah.
Sayın Adnan Oktar'ın 7 Şubat 2010 tarihli röportajından münafıklar ile ilgili açıklamalar.
CİHAT GÜNDOĞDU: İnşaAllah. Münafıklar kendilerinin iyi yolda olduklarına inanıyorlar. Bu şekilde tarif ediyorlar kendilerini de. Şeytandan Allah’a sığınırım: “Zarar vermek, inkarı (pekiştirmek), müminlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah'a ve elçisine karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler ve: ‘Biz iyilikten başka bir şey istemedik’ diye yemin edenler (var ya,) Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahidlik etmektedir.” İnşaAllah.
ADNAN OKTAR: Ayrı mescit bak. Bir de mescit ediniyor değil mi?
CİHAT GÜNDOĞDU: Mescit edinmişler.
ADNAN OKTAR: Namazlar tamam, ibadet tamam, kıyafet tamam. Sarık, cübbe hepsi var bunlarda, o devrin münafıklarında.
CİHAT GÜNDOĞDU: Müminlerin başına gelecek olan bir operasyonu gözlüyor olabilirler.
ADNAN OKTAR: Bir daha oku o ayeti baştan oku. Ayetleri sen bütün olarak okuyorsun. Öyle değil de bölüm bölüm okursan daha iyi vurgularsın.
CİHAT GÜNDOĞDU: İnşaAllah. “Zarar vermek, inkarı (pekiştirmek), mü'minlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah'a ve elçisine karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler...”
ADNAN OKTAR: Hatta kelime kelime açıklaman lazım. Yani orada birçok kelimeyi geçmiş oluyorsun.
CİHAT GÜNDOĞDU: İnşaAllah.
ADNAN OKTAR: Mesela zarar vermek. Müslümanlara zarar vermek; bir. İki:
CİHAT GÜNDOĞDU: “İnkarı pekiştirmek...”
ADNAN OKTAR: Mesela küfrü pekiştirmeye çalışıyor. Çünkü küfür yayılacak ki münafık rahat etsin. Müslümanlık olduğu müddetçe, din yayıldığı müddetçe münafığın keyfi kaçar, rahatı kaçar.
CİHAT GÜNDOĞDU: “Müminlerin arasını ayırmak...”
ADNAN OKTAR: Mesela müminleri cemaatlere bölmek, guruplara bölmek ve bir arada olmalarını istememek, yani birleşmelerini istememek. Savaşacak ki Müslümanlar kendi içinde, münafığın malzemesi çıksın. Ona iş çıksın, imkan çıksın. Onun için inkarın pekişmesi onlar için çok önemli oluyor. Küfrün güçlenmesi çok önemli oluyor. Müslümanların birbirine düşmesi çok önemli oluyor. Onun için münafık dinle sürekli alay eder. Kuran’la alay eder haşa. Yani öyle karikatürleri yayınlar. Müslüman, din aleyhinde, İslam aleyhinde, Cennet, Cehennem ile ilgili fıkralar anlatır. Yani İslam’ı haşa kendince küçük düşürmeye çalışır ki, kendi sistemi güçlensin. Ona ihtiyaç duyulsun. Evet.
CİHAT GÜNDOĞDU: “...ve daha önce Allah'a ve elçisine karşı savaşanı gözlemek için...”
ADNAN OKTAR: Yani Müslümanlara yapılan mesela operasyon yapılıyorsa, Müslümanlara bir saldırı varsa herhangi bir yerden, mesela ‘iddia edilen Ergenekon örgütü’ olabilir asrımızda, küfürden herhangi bir şey olabilir. Onu gözlüyor. Acaba ne zaman saldıracaklar? Ne gün bunlara karşı bir hareket yapılacak? Ne gün tutuklanacaklar? Ne gün ezilecekler? Bunun hesapları peşinde.
CİHAT GÜNDOĞDU: “...Gözlemek için mescid edinenler ve...”
ADNAN OKTAR: Bir de mescit, bak mescit ediniyor. Allah’ı anıyorlar, toplanıp Kuran okuyorlar. Evet.
CİHAT GÜNDOĞDU: “...ve: ‘Biz iyilikten başka bir şey istemedik’ diye yemin edenler...”
Sayın Adnan Oktar'ın 2 Eylül 2010 tarihli röportajından Bakara Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bak diyor ki ayette, Bakara Suresi, 14. Şeytandan Allah’a sığınırım. “İman edenlerle karşılaştıkları zaman: "İman ettik" derler.” Bunlar her yerde Müslüman olduklarını her zaman söylerler. Sormadan da söylerler daha. Niyeyse böyle bir suçluluk hissiyle sürekli Müslüman olduklarını hissettirmeye çalışırlar. Takva olduğunu, işte oruç tuttuğunu, namaz kıldığını sürekli vurgulamaya çalışır, hissettirmeye çalışır. Bak, “İman edenlerle karşılaştıkları zaman: "İman ettik" derler.” Daha sormadan. Yahut sorularak. “"İman ettik" derler” diyor. “Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: "Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz." Yani Kuran’dan, dinden bahsediyoruz, bir şeyler söylüyoruz yahut onları eleştiriyoruz ama bizim amacımız bu değil, diyor. Kime bunu söylüyor biliyor musun, kalbindeki şeytana söylüyor bunu. Ey İblis diyor, dost olduğunu söylüyor onunla. Onunla konuşuyor. Hep delidir münafıklar, tabi, manyaktırlar. Diyor ki, şüphesiz diyor yani hiç şüphe etme diyor, sizinle beraberiz. Bütün şeytan takımıyla beraberiz diyor. Biz diyor Müslümanlarla yalnızca alay ediyoruz diyor. Biz onları eleştiririz, iftira atarız, bir şeyler söyleriz ama amacımız bizim onların hakikaten iyi olması, hakikaten düzgün olması veyahut hakikaten onlar da bir eksklik gördüğümüzden değil. Bizim amacımız sadece alay etmek, yani uğraşmak. Yoksa benim zaten böyle bir niyetim olmaz, diyor. Doğrudan senden yanayım ey şeytan, diyor. Münafığın özelliğidir bu.
Bak, Nisa Suresi, 77. şeytandan Allah’a sığınırım. “Oysa savaş (mücahade, Allah’ın dinini yaymak) üzerlerine yazıldığında," (mesela Mehdi diyor ki, bak, Allah’ın emridir İslam ahlakını yayalım, dünyaya hakim edelim) "onlardan bir grup, insanlardan Allah'tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar "(münafığın ilahlaştırdığı şey insanlardır yani insanlar çok önemlidir münafıklar için. Her şeyi ona göre düşünür, onlara göre ayarlarlar. Bak diyorlar bir de Rabbimiz diyor. Sanki iman ediyormuş gibi. Bakın küstah bir üsluba geçiyor arkasından bak sapıklığının alametini görün, bakın) ve: "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, (yani haşa Allah’a söylenecek bir hitap mı bu. Tam münafık aklı. Büyüklük hissinden kaynaklanıyor, Allah’tan daha büyük olduğunu düşünüyor.) bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" dediler. (Bakın, ahmak aklıyla çok akıllı olduğunu zannettiği için, kendini Allah’tan da akıllı zannediyor. Onun için Peygamberden de akıllı, Mehdi’den de daha akıllı zannederler. Yalnız o ahmaklığını göremez o böyle at gözlüğü gibi bakar. Yani bir kısmını görür bir kısmını göremez. Bak,) bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" (Allah’a akıl veriyor haşa. Bu işte şeytanın ilkasıyla olan şeydir, münafıkta da aynısını görürsün.)
Bak, Allah diyor ki, Bakara Suresi, 11-12. “Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: (Münafıklara deniliyor, fesat çıkartmayın, değil mi, İslam’ı tebliğ edelim, yayalım. Gidip küfrün bağrına yapışıp onlarla yaşayacağınıza gelin Müslümanlarla beraber olun. Ben Müslümanlarda şu hataları gördüm o yüzden Müslümanların yanından gittim...