Taha Suresi, 8-10 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 9 Aralık 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Allah; O'ndan başka İlah yoktur. En güzel isimler O'nundur. Sana Musa'nın haberi geldi mi? Hani o bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: "Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum." Kuran’da başka yerde de geçiyor. Bir kere demek ki dikkat eden insan ateşi görebiliyor, bir olayı görebiliyor. Dikkat etmeyen göremiyor. Bak, diğerleri göremiyor. İmanın nuru keskin olduğu için Hz. Musa (a.s.) görüyor. İlk ateşi gören o. Demek ki Mehdiyet’le ilgili ateşi görmek de imanın nuruyla oluyor. Mehdiyetin alametlerini, Ahir zamanın alametlerini de görmek de imanın nuruyla oluyor, sırf Mehdi (a.s.)’yi değil. Mehdi (a.s.)’nin çıkış alametlerini görmek de imanın nuruyla olur. Mesela Kabe’de kan akıtılmasını milyonlarca insan göremedi. Ama Mehdiyet ve Mehdi (a.s.) talebeleri görüyorlar. İmanın nuruyla görüyorlar. Mesela 15 gün arayla Ay ve Güneş tutulmalarını insanlar göremedi. Ama Mehdi (a.s.), Mehdiyet ve Mehdi (a.s.) talebeleri görüyor imanın nuruyla. Fırat’ın suyunun kesilmesini milyonlarca insan göremedi. Ama Mehdi (a.s.), Mehdiyet ve Mehdi (a.s.) talebeleri gördüler. Onun için bütün Mehdiyet alametleri yine imanın nuruyla görülür.

Mehdi (a.s.) neyle görülür? O da imanın nuruyla görülür. İsa (a.s.) neyle görülür? İmanın nuruyla görülür. Deccal neyle görülür? O da imanın nuruyla görülür. Deccalin alametleri neyle görülüyor?  İmanın nuruyla. Deccalin alametleri içine girmiş adam, kaynıyor deccaliyet, gevrek gevrek böyle kahvehane sohbeti yapıyor; “Deccal de çıkmamıştır” diyor, “Ahir zaman da gelmemiştir” diyor. Halbuki kendi kitapları, kendi yazdıkları kitaplar da bütün alametleri saymış, tamamı olmuş. Bakın şimdi işin daha da vahimi o alemetleri bizzat kendileri oluşturuyorlar şu an. Bizzat kendileri oluşturuyor Ahir zaman alametlerini. Mesela kendi şeyhleri cinsi sapıkla beraber resim çektirmiş. Cinsi sapıklarla resim çektiriyor. Bu ahir zaman alameti, kendin yapmışsın sen, kendin yapmışsın. Fakat kör gözün görmüyor. Manen kör. Gerçek körler Ahiret’te çok makbuldür makamları. Yani velayet makamı gibidir körlük. Sen namazda mesela bir sevap alırsan, kör olan yedi yüz sevap alır. Çok daha fazladır sevabı inşaAllah.

“Ateşi görmüştü de, ailesine şöyle demişti” hemen bak ailesini, sevdiklerini. Bizim ailemiz ne? İslam. Hemen biz de İslam alemine almeti haber vereceğiz. Hz. Musa (a.s.) ne yapıyor? Görür görmez ateşi hemen alameti haber veriyor, susmuyor. Bizim ailemiz nedir? İslam’dır. İslam ailesine biz de hemen haber veriyoruz. “Şöyle demişti: "Durun” durmak; teyakkuz, dikkatli olun, Müslümanlar şu an deccaliyete karşı dikkatli olmak durumunda. Kuran’da da Allah dikkate bizi teşvik ediyor. Durma nedir, durma ne için yaptırılır? Teyakkuz ve dikkat için yapılır. Demek ki fevkaladelik olduğunda teyakkuz ve dikkat gerekiyor. “Bir ateş gördüm; umulur ki” bak, büyük konuşmuyor, “umulur ki, Allah’tan umuyor “umulur ki, size ondan bir kor getiririm” o ateşten size bir parça getiririm. Faydalanacağınız, istifade edeceğiniz bir parça getiririm. “Veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum.” O ateşin yanındaki yok gösterecek kimdir? İşaret edilen Mehdi (a.s.)’dir, yol gösterici. Mehdi (a.s.)’nin vasfıdır zaten. Mehdi (a.s.)’ye işaret var. Mehdi (a.s.)’nin çıkışı büyük bir ateşin zuhuruyladır. Oradaki ateş, buradaki ateştir aynı zamanda, ona işaret ediyor inşaAllah.

 


Taha Suresi, 9-15, 25-40 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 18 Mart 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Sana Musa'nın haberi geldi mi?” 9. ayet. “Hani bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: "Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum”. Biz de ateşin yanında kimi bulduk Ahir zamanda, bulacağız? Mehdi (a.s.)’ı değil mi? Ateş, büyük bir ateş Mehdi (a.s.)’ın çıkış alametidir. Yol göstericidir Mehdi (a.s.) da.

“Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: Ey Musa. Gerçekten Ben” yine “Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva'dasın”. Kutsal vadi Tuva. Ayakkabılarını çıkarıyor orada. "Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle. Gerçekten Ben, Ben Allah'ım, Benden başka İlah yoktur”. Bakın bu çok manidardır buradaki ifade. “Ben, ben” iki kere tekrarlıyor Allah. “Ben Allah’ım”. “Benden başka İlah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl. Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir”. Madem sen bu kapıyı açtın ben sana söyleyeyim mesela, 15. ayet, Hicri 1545’tir değil mi Kıyametin kopuş tarihi. Hicri 1500’e dikkat çekiyor.

ALTUĞ BERKER: Bir üstteki de Hocam “seçilen” 14. ayet.

ADNAN OKTAR: “Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir”. Bak Kıyamet’e dikkat çekiliyor. “Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim". Kıyametin haberini gizleyeceğim. Kime açıklar Allah gaybı? Peygamberlere açıklıyor. Tabii ki gayb gizli. Ama Peygamberlerine açıklıyor Allah. “Dedi ki: Rabbim, benim göğsümü aç” diyor Hz. Musa (a.s.). Heyecanlı, Allah-u alem hem tansiyonu yükseliyor hem de kalbinde çarpıntı var. Yani taşikardi var Allah-u alem, hem de tansiyonu da yükseliyor olabilir.

“İşimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz”. Çok heyecanlı olduğu için o güzeller güzeli, o aslanlar aslanı, ki çok yapılıydı Hz. Musa (a.s.), acayip yapılı, müthiş kuvvetliydi. “Dilimden düğümü çöz”. Heyecanlandığı için, çok heyecanlı olduğu için konuşamıyor. Dili çözülüyor zaman zaman. Mehdi (a.s.)’ın da özelliği. Çok heyecanlandığında konuşamaz Mehdi (a.s.) de. “Ki söyleyeceklerimi kavrasınlar. Ailemden bana bir yardımcı kıl, Kardeşim Harun'u. Onunla beni kuvvetlendir. Onu işimde ortak kıl. Böylece Seni çok tesbih edelim”. Tek başına gitmiyor bak. Bak; “Böylece Seni çok tesbih edelim”. Berker’im madem bu kapıyı açtın dedim sana değil mi?

ALTUĞ BERKER: İnşaAllah.

ADNAN OKTAR: 33. ayet ne geliyor aklına?

ALTUĞ BERKER: Hz. İsa (a.s.) geliyor inşaAllah.

ADNAN OKTAR: İkinci olarak düşün. Tesbihte kaç defa elhamdülillah diyoruz?

ALTUĞ BERKER: 33 defa.

ADNAN OKTAR: 33 kere sübhanAllah, Allah-u Ekber değil mi? 33. ayettir. “Böylece seni çok tesbih edelim”. 33 kere tesbih edliyor değil mi? Her Allah’ın ismi 33 kere tesbih ediliyor. Toplamda 99. “Ve Seni çok zikredelim. Şüphesiz Sen bizi görüyorsun". Yani şu anda bizi görüyorsun diyor Allah’a. Allah’a öyle sesleniyor. “Dedi ki: Ey Musa istediğin şey sana ihsan edilmiştir. Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk”. Daha öncekini de hatırlatıyor Allah. İlk defa değildi lütfun.

“Hani annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik. Şöyle ki, “onu sandığın içine koy, suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın”. Mehdi nereye girecek? Sahile girecek değil mi? Bir kenara girecek. Su kenarındadır Mehdi'nin faaliyet yeri de. “Onu benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır”. Yani Firavun sistemin Deccali sistemin düşüncenin içinde mücadele edecek diyor. Cenab-ı Allah ona işaret ediyor. “Gözümün önünde yetiştirilmen için kendimle sana bir sevgi yönelttim”. Sevilecek bir insan olacak Hazreti Musa.

“Seni annene geri çevirmiş olduk ki gözü aydın olsun ve üzülmesin.” Demek ki, annesi üzülecek. Bakın Hazreti Musa'nın annesi üzülecek demek ki. Bunu durduk yere söylemez Allah. Bir şey vardır. Bir şey anlatılıyordur. Yani annesi üzülecek birisi vardır. Bir şey anlatılmıştır. “Sonra bir kader üzerine buraya geldin”, diyor Cenab-ı Allah. “Ey Musa”, diyor.

 


Taha Suresi, 10. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 1 Mart 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Taha Suresi’nde; “hani bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: “Durun, bir ateş gördüm, umulur ki size ondan bir kor getiririm veya”, şeytandan Allah’a sığınırım, “ateşin yanında bir yol gösterici bulurum”. 20. surenin 10. ayeti. 2010 mu ediyor? Efendim?

OKTAR BABUNA: 2010 ediyor.

ADNAN OKTAR: 2010’da bir şey var demek ki. 20. surenin 10. ayeti, 2010. Evet ikisi yan yana olunca 2010 oluyor değil mi? “Hani bir ateş görmüştü de ailesine şöyle demişti: “Durun, bir ateş gördüm, umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.” Acaba o ateşin, parlamanın olduğu şehirde birileri mi var Oktar, ona bakıyor olabilir mi?

OKTAR BABUNA: MaşaAllah Hocam, olabilir inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Olabilir mi? Mümkün yani, evet. Çünkü bak diyor ki: “Ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.” diyor. Evet biz yer tayini hiç yapmıyoruz ama, olur olur. Allah bilir doğrusunu, inşaAllah. Çünkü Hz. İsa (a.s.)’a çok titiziz. Ağzımız sıkı, çok ketumuz inşaAllah. Zuhur edinceye kadar söz yok, inşaAllah. Ama Mehdi (a.s.)’dan bahsederiz. Mehdi (a.s.) kalender, evvelAllah, oradan bir sorun çıkmaz Allah’ın izni ile.

 


Taha Suresi, 10. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 1 Mayıs 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

CİHAT GÜNDOĞDU: Hocam Taha Suresi’nin 10. ayetinin Mehdi (a. s)’ye işaret ettiğine dair bir yorum vardı daha önceden. Sizi başka şehirden takip eden bir arkadaşımız söylemişti.

ADNAN OKTAR: Taha Suresi 10?

CİHAT GÜNDOĞDU: Evet inşaAllah. Burada yol gösterici kelimesi geçtiği için özellikle. Okuyayım mı inşaAllah?

ADNAN OKTAR: Evet. Taha Suresi 10. “Hani bir ateş görmüştü de,” şeytandan Allah’a sığınırım, “ailesine şöyle demişti: "Durun,"” bir kere durun diyor, “bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum.” Şimdi bu kardeşimiz doğru söylüyor. Bir kere bir ateşin yanında bulacağız onu, Mehdi (a. s)’yi biz. Alameti budur. Yani yoğun bir ateş. Hatta gökyüzünü kaplayan, insanların gündüz mü oldu diyecekleri bir ateş. Gök gürültüsü gibi hadis-i şerifte belirtildiği gibi ve büyük patlamalarla devam eden bir ateş bu ateş. Dumanı dağlar gibi ve kilometrelerce uzayan bir dumanı var. Hadisler bunu anlatıyor.

O ateşin olduğu günlerde mukaddes beldeye diyor bilin ki Mehdi (a.s) zuhur etmiştir diyor hadiste. Bakın o ateşi gördüğünüzde, o patlamayı, o sesi duyduğunuzda ki gök gürültüsü gibidir diyor sesi diyor, uyuyan kişi uyanacak gürültüden diyor. Kalktığında da gündüz mü oldu diyecek diyor yani sabah oldu zannedecek, Kıyamet koptu zannedecekler. Bunu gazete küpürlerinden bakıyoruz aynısı. Yani hadislerle gazete küpürleri birebir örtüşüyor. Gündüz mü oldu, hadiste var aynısı var. Gök gürültüsü gibi ses, hadiste aynısıyla var. Dağlar gibi duman kitlesi meydana geleceği, hadiste aynısı var.

Malları yakıp bitireceği ve insanların bir kısmının vefat edeceği hadislerde belirtilmiş aynısı ile var. 3 veya 7 gün sürer diyor yani uzun süreli süreceği belirtiliyor. Hadiste aynısıyla var. İşte bu olduğunda bakın mukaddes beldeye diyor, İstanbul’a o kişinin zuhur ettiğini bilin diyor Peygamberimiz (sav). Yani o günlerde. O yönüyle ayet tabii ki bunu açıklıyor. Bakın “veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum”. Yol gösterici yani bir mürşit, bir Mehdi değil mi? Bakın “ateşin yanında” ateş varsa böyle bir olayda var anlamına geliyor. Bir yol gösterici bulurum, ki doğru yol, “İhdinas sırâtel mustakîm” değil mi? Allah’ın doğru yolu. Kuran’ı insanlara gösteren kişidir Mehdi (a. s). “Bulurum” diyor. O yönüyle tabii ki doğru. O yönüyle işaret ediyor.

CİHAT GÜNDOĞDU: O hadisleri okuyayım mı Hocam? İki tane hadis vardı.

ALTUĞ BERKER: 1979’daki Boğaz’daki tanker patlaması.

ADNAN OKTAR: Evet Boğaz’daki tanker patlamasında, ki dünyanın en büyük tankerlerinden bir tanesiydi.

CİHAT GÜNDOĞDU: 15 Kasım 1979’da Independenta patlamıştı evet inşaAllah.

ADNAN OKTAR: 15 Kasım’da değil mi?

CİHAT GÜNDOĞDU: Evet. Hadis şu şekilde Hocam. Hüseyin b. Ali (r. a) dan şöyle rivayet olunmuştur: "Gökyüzünde doğu cihetinden, geceyi aydınlatan büyük bir ateş gördüğünüz vakit, işte o an, Hz. Mehdi (a. s)’nin geliş vaktidir.” Diğer hadis ise şu şekilde, “…doğudan bir ateşi gördüğünüz zaman Al-i Muhammed'in (Hz. Mehdi (a.s) ’ın) çıkmasını bekleyiniz".

ADNAN OKTAR: An meselesi yani o günlerde çıkacak diyor peygamberimiz. İnşaAllah.

CİHAT GÜNDOĞDU: Burada özellikle hadiste “geceyi aydınlatan büyük bir ateş gördüğünüz vakit, işte o an ifadesi” açık bir şekilde Mehdi'nin.

ADNAN OKTAR: Bakın işte o an. O an diyor.

CİHAT GÜNDOĞDU: Patlamanın olduğu güne dikkat çekilir.

ADNAN OKTAR: O ateş şu an Berehut denilen vadide yerin altındadır diyor. Petrol halindedir diyor. Sönmüş bir şekilde duruyor diyor. 1400 yıl sonra Onu Birileri alıp getirecek diyor. Mehdi'nin olduğu yere gelecek. Ve Allah onu yakacak, patlatacak. Ve büyük bir duman ve ateş meydana gelecek. Bilin ki diyor o günlerde Mehdi gelmiştir. Tam anlamıyla bu olayın olduğunu görüyoruz. Yani 1979 yılında ve İstanbul'da. İstanbul'un tarihinde ilktir bu. İstanbul'da başka hiçbir olay olmadı böyle. Tektir yani.

CİHAT GÜNDOĞDU: Hatta yer sarsılmıştı. Deprem Tahkik Enstitüsü de yine tespit etmişti. Yeri sarsıntısını varıncaya kadar.

ADNAN OKTAR: Tabii yani muazzam bir patlama oldu. Bu şiddette, bu büyüklükte bir patlama hiç olmadı İstanbul'da. Böyle bir yangın, böyle bir ateş hiç olmadı.

TARKAN YAVAŞ: Herkes sokaklara çıkmıştı. Gündüz gibi olmuştu.

ADNAN OKTAR: Gündüz oldu zannettiler.