Taha Suresi, 130-135 Ayetlerinin Tefsiri

 

ADNAN OKTAR'IN A9 TV, KAHRAMANMARAŞ AKSU TV VE GAZİANTEP OLAY TV'DEKİ CANLI YAYIN SOHBETİ 
(30 NİSAN 2011; 01:30)

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Taha Suresi, 130. ayet; Cenab-ı Allah diyor ki; “Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol.” Demek ki ipsiz-sapsız adamlar, dangalağı, iti kopuğu abuk sabuk konuşacaklar. Münafıklar abuk sabuk konuşacak; müşrikler, cahil cühela, yobaz takımı abuk sabuk konuşacak. Nerede konuşacak? Facebook'ta konuşur, internette konuşur, telefonda konuşur, televizyonda konuşur, zırvalar. Ayette ne diyor Cenab-ı Allah? “Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol.”“Sakin ol, sabırlı ol” diyor Allah. “Güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt).” Elhamdülillah. Yani “gün içinde Allah’ı hamd ile tesbih et” diyor. “Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.” Aynı zamanda beş vakit namaza da bakan bir ayet. Yani “sürekli Allah’ı tesbih edin” diyor. “Onlardan bazı gruplara, kendilerini denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme.” Adamın arabaları var, evi var, fabrikası var, tesisleri var; Allah “ona gözünü dikme” diyor, “oturup hayıflanma” diyor.

“Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.” Allah rızık veriyor, adam diyor ki; “bu adam ne kadar zengin, havyar alıp yiyor, tereyağlı omlet yapıp yiyor, ben yiyemiyorum” diyor, değil mi? “Ne güzel, üzerine manda kaymağını da ayrıca yiyor, ekmeğin üzerine sürüyor” diyor. Ama diyor ki Allah; “Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.” Şimdi, Allah onu ona nasip etmediyse onda bir hayır var. Çünkü rızkın sağlık vermesi önemlidir. Yersin, öldürür seni; komaya girersin, kalp enfarktüsü geçirirsin, beyin kanaması geçirirsin. Aslında hep gıdadandır ölümler. Ölümlerin büyük bir nedeni yiyeceklerden kaynaklanır; kolesterol, kolesterole bağlı yüksek tansiyon, hipertansiyon. Onun için, “Senin Rabbinin rızkı daha hayırlıdır” diyor Allah. “Ve daha süreklidir.” Yani “dünyada da, ahirette de sürekli devam ettiririm” diyor Allah ve “rızkı veren benim” diyor. Mühim olan rızkın hayırlı olması; rızık hayırlı oldu mu, o insana şifa verir. Gençlik, dinçlik ve sağlık verir. Amam öyle değilse... “Ehline (ümmetine) namazı emret ve onda kararlı davran.” Yani “beş vakit namazı ehline emret” diyor. “Ve onda kararlı davran.”Yani “kılıyım mı, kılmayayım mı,” “yetişemiyorum,” “sabah erken uyanamadım,” “yorgundum,” “işim var” veyahut “çekleri, senetleri yazmam gerekiyordu, sıkışık durumdayız,” “imtihanım var,” öyle değil. Bak, Allah ne diyor? “Onda kararlı davran.” Bir hayır var kararlı davranmasında. “Biz senden rızık istemiyoruz” diyor Allah. Diyorlar ya, “ben rızık kazanmak için namaz kılmak istemiyorum” diyor.

Allah da diyor ki; “Biz senden rızık istemiyoruz, Biz sana rızık veriyoruz” diyor. “Ben zaten vereceğim sana rızkını. Namaz kılamama gerekçesi olarak para kazanmayı gösterme” diyor Allah. Yani “işi, gücü gösterme, bu bahane değil” anlamında söylüyor Allah. Bir işareti odur. “Güzel sonuç takvanındır.” “Eğer takva olursanız, ruhen de bedenen de çok sağlıklı olursunuz” diyor Allah. Dolayısıyla “Allah’ın dinine sıkı sıkıya sarılın” diyor Allah. “Dediler ki: ‘Bize kendi Rabbinden bir ayet (mucize) getirmesi gerekmez miydi?’ Onlara önceki kitaplarda açık belgeler gelmedi mi?” diyor Allah. “Daha önce de öyle mucizeler gördüler” diyor. Yani, inanmayacak adam, inanmaz. “De ki: "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz."” 2023 tarihini veriyor. Bak, ne diyor Cenab-ı Allah? “De ki: "Herkes gözetlemektedir."” Biz de gözetliyoruz, değil mi? İslam hakimiyetini, İttihad-ı İslam’ı herkes gözetliyor. “Siz de gözleyip durun” diyor Cenab-ı Allah, yani “siz de bekleyin; olacak mı, olmayacak mı bekleyin” diyor.“Sonunda, dosdoğru yolun sahipleri kimlermiş,” çünkü diyor ki komünistler; “dosdoğru yolun sahibi biziz.” Darwinistler; “en akıllı biziz” diyor. Allah da diyor ki;“dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş,”yani “doğru yola ulaşan, doğru hareket eden, doğru düşünen, doğru deliller veren, isabetli hareket eden kimlermiş pek yakında öğreneceksiniz” diyor Allah ve ebcedi de tam 2023.

 


Taha Suresi, 131, 135 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 27 Ocak 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “De ki; “herkes gözetlemektedir, siz de gözleyip durun. Sonunda dümdüz, dosdoğru yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş pek yakında öğreneceksiniz”. Ebcedi 2023 tarihini veriyor ayetin. “Dümdüz, doğru yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş pek yakında öğreneceksiniz”. Bu 2023. Yani Mehdiyet'in en güzel yıllarını gösteriyor. İnşaAllah. “Onlardan bazı gruplara kendilerini denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme”. Mesela diyor ki kızım diyor yahut oğlum sen şimdi istikbal seni bekliyor diyor. Ne olacak diyor. Şimdi okuyorsun sen diyor. Okulu bitireceksin diyor. Eee okulu bitirdin. Adam olacaksın diyor. İşe yerleşeceksin. Tamam yerleşeceksin. Bol maaş alacaksın diyor. Sonra ne olacak diyor. Sonra evleneceksin diyor. Sonra çocukların olacak diyor. Peki sonra ne olacak diyorsun. Sonra öleceksin diyor. Sonra çocukların olacak diyor. Peki sonra ne olacak diyorsun? Sonra öleceksin diyor. Yani bu çok anormal bir şey. Yani buna kilitlenmesi bir insanın. Değil mi? Çünkü doğurduğu çocuklar da ölüyor. Kendisi de ölüyor.

Demek ki insanın hedefi bu değil. İnsanın hedefi Allah'ın rızası, rahmetidir. Her şeyin üstünde Allah'ın rızasını kazanmaktır. Her Müslüman sadece okuluna, işine gidebilir. Evlenmenin peşinde olur. Riskten çekinebilir. Mesela ben de öyle istesem kendi evimde otururdum. Ne beni tutuklardılar ne hapse girerdim. Ne aleyhimde basında bir yazı çıkardı. Değil mi? Ne akıl hastanesine konurdum. Ne böyle yargılanırdım. Hiçbir şey de olmazdı yani. Kendi halimde yaşardım. Ama sonunda da herhalde cehenneme giderdik Allah'a esirgesin. Değil mi?

Onun için onu bir uyanıklık bilmek anormal bir harekettir. Yani kendini feda eden Allah rızası için gayret eden Müslümanları böyle zayıf, akıllı görüp bu gibi dünyevi hedeflerde de kendini akıllı görmek bilakis tam tersi harekettir. Yani bunun böyle olduğunu ahirette görmüş olacaklar. Dünya hayatı çok kısadır. Biz buraya doğup, büyüyüp, üreyip ölmeye gelmedik. Bu hayvanların vasfıdır. Yani doğar, büyür, ürer ve ölür. Hayvanın tarifinde bu vardır. İnsanın amacı bu değildir. İnsan doğar, Allah'a kul olur, Allah'ın rızasını kazanmak için gayret eder, Kur'an ahlakını yaşamaya gayret eder, Allah rızası için kendini feda eder ve cennete hedefler.

Bediüzzaman Said Nuri Hazretleri saflığından veyahut az düşünmesinden dolayı 30 yıl hapiste yatmadı. 30 yıl hapiste yatarken, o çileleri çekerken birçok aile namazını kılıp, orucunu tutup kendi evlerinde hem ticaretlerini yaptılar, hem yemeleri, içmeleri yerinde oldu, hem evlendiler. Fakat kendilerini aynı eşit kategoride görüyorlar. Bu böyle değil. Allah onlara tek-tek bunları sorar yani Bediüzzaman'ın yaptığı doğru olandır. Yani kendisini uyanık zannetmek binekis tam uyanık olmadığını gösteriyor. Uyanık olan Allah'a tam teslim olan insandır.

Mesela bazı öyle aileler oluyor aman aman çocuğum böyle bir şeye girmesin. Aman kızım böyle bir şeye girmesin. Babası da böyle bir şeylere girmesin. Kendi de böyle bir şey. Eee? Ama gitsin Müslümanlar onlar mücadele etsinler. Hapse de girsin. Olaylarına iftira atasınlar. Hatta iftira atılınca da vay ya diyor. Allah Allah diyor. İnanıyor ona yani televizyona. Bir de mücahit olan Müslüman insan bir de onu ikna etmekle uğraşıyor. Yani diyor ki böyle bir şey yok sakın inanmayın. Bir de bundan uğraşıyor. Halbuki Müslümanın buna uğraşmasına bile gerek yok. “Bu zaten apaçık bir iftiradır demeleri gerekmez miydi” diyor Allah'a ayette. Nur suresinde. Değil mi?

Bir de onları evlerinde ikna etmek de gerekiyor. Onların dedikodusundan da Müslümanları korumak gerekiyor. Bundan ulaşmak gerekiyor. İşin aksini de kendilerini çok takva ve doğru yolda zannediyorlar. Diyor ki, “ben akşama kadar tespih çekerim”. Başörtüm de diyor mükemmel diyor. Çok iyi başörtüsünü sardım diyor. Namazlarımı da muntazam kılıyorum diyor. E tamam da. Yani bunu herkes yapar. Sıcak evinin içerisinde bir metre bir kumaşı bir kadın başına sarabilir. Sıcak evin içerisinde namazını da kılabilir. Bir genç de hem okuluna gider. İstediği gibi okulunu bitirir. Evlenir. İşine gücüne bakar. Böyle bir Müslümanlık Kur'an'da yok.

Müslüman Allah'a kendisinin tam anlamıyla teslim edecek. Hayatın bütün sosyal yönlerinden çekerek mesela peygamber bütün yönlerinden çekerek Allah için hizmet etti. Gayret etti. Mesela peygamber bilmiyor muydu sıcak evinde oturmayı? Hicret etti. Değil mi? Hira mağarasına saklandı. Gitti yıllarca değil mi? Ta Habeşistan'a hicret etti. Yollar çok tehlikeli Afrika'nın kenarlarından geçtiler. En zor yollardan gittiler. Oradaki gençler 16-15 yaşında gençler Peygamberle beraber hicret etti onlarda. Ailesini bıraktılar. Orada öbür çocuklar dedi ki; “Siz çok akıllısınız. Aferin dediler. Bak siz ailenize çok sadıksınız. Siz Muhammed'in peşinden gitmediniz dediler (sav). Aile dediğin böyle olur. Sen evcimen namusunda, niyazında, aklı başında kızsın”. Değil mi? “Tahsilin var, işin gücün var. Ne işin var onların arkasında”, dediler.

Ve bir kısmı gitmedi. Kendini uyanık zannettiler. Ama sahabeler olan bu insanlar peygamberin ashabı olan kimseler peygamberle beraber gittiler. Onlar dünya ahiret saadetini kazandılar. Şu an onların toprakta izini bile bulamayız. Değil mi? Ahirette karşılıkları sonsuza kadardır. Ahirete inanıyorsa. İnanmıyorsa iki tarafı da dengede tutacağını zannetmek çok büyük bir hatadır. Yani hem dünyayı hem ahireti dengede tutacağını zannetmek. Böyle bir şey olmaz. Bir insan ya dünyayı tercih eder ya ahireti tercih eder. İkisini dengede tutma diye bir olay yoktur. Burada kendini kandırıyorlar. O yüzden İslam hakim olamadı şu ana kadar. İkisini dengede tutma diye bir olay yoktur. Burada kendini kandırıyorlar.

O yüzden İslam hakim olamadı şu ana kadar. Yani böyle kendini uyanık zannedenlerin yüzünden olamadı. Çünkü bir korkaklık var. Çekingenlik var. Kendini uyanık ve akıllı olduğunu zannetmek var. Her türlü riskten kaçınmak var. Öyle bir şey olunca da tabi ki İslam dünyaya hakim olmuyor. Hatta bir insanın sözüne bile tahammül edilmiyor. Diyor ki; “ben tebliğ yapacağım ama beni tersliyorlar diyor”. “Veyahut beni mimleyebilirler diyor iş yerinde”, diyor. E kardeşim herkes yaptığında zaten İslam yayılmaz. Nasıl yayılır? Herkesin canı tatlı olur o zaman.

Mesela diyor ki; “benim kızımın canı tatlıdır”. E öbürünün kızı da canı tatlı. Öbürü nedir yani? Öbür insanünün kızı da canı tatlı. Öbür nedir yani? İnsan değil mi? O da canlı tatlı. O zaman hiç hareket etmemiz lazım. “Benim oğlumun canı tatlıdır. Ve tahsil yapıyor”, diyor. Öbürü bilmiyor mu tahsil yapmayı? Öbürünün canı tatlı değil mi? “Ha aslanlarım”, diyorlar mesela öyle olanlarda. “Görüyorum sizi”, diyor. “Canı gönülden sizi tebrik ediyorum takdir ediyorum ya ama biz de bak çoluk çocuğa karıştık. Tabii ki biz yapamayız böyle bir şey diyor”.

Peygamber zamanındaki münafıklar öyle diyorlar, “bizim evimiz açıkta” diyorlar, “evimiz, çoluğumuz çocuğumuz var onlara bakacağız, onların geleceği var istikbali var. Biz şimdi sizle savaşırsak ya öldürürler bizi bir şey olur”. Bir kısmı da diyor ki, “sıcak diyor bu hava diyor. Çok bunaltıcı bir sıcak var diyor. Bu sıcakta diyor mücadeleye çıkılır mı?” diyor. Bir kısmı da peygamberin son derece tehlikeli görüyor. Riskli görüyor. Aman aman diyor ona yanaşmayın diyor. Çünkü ya şehit edilirse hatta o peygamberle beraber olmayan münafıklar diyorlar ki; “ya Allah bizi korudu diyorlar. İyi ki onlarla beraber değildik diyorlar. Eğer beraber olsaydık biz de ölecektik orada” diyorlar.

“Onlar” diyorlar “böyle boş yere öldüler diyorlar orada. Ama biz de az kalsın onlarla gidip biz de ölecektik diyorlar. Allah bizi korudu” diyor. Adam kendini uyanık zannediyor. Biz de namaz kılıyoruz diyor. Biz de Müslümanız. Ama bak gitmedim ben uyanıklık yaptım diyor. Ve ailemi korudum diyor. Hatta ayette diyor “onlar diyor ailelerine hiç dönmeyeceklerini zannederler onların” diyor. Değil mi? Hatta diyor “sizin felaket haberlerini dışarıdan izlerler” diyor. Yani televizyondan mesela radyolardan. “Allah Allah diyor ne oluyor bunlar” diyor. Evet. “Kötü felaket onları sarsın” diyor Allah. Ayette.

Onun için korkak Müslümanlar yüzünden İslam dünyaya hakim olmadı şu ana kadar. Olmamasının sebebi de bu. Müslümanların zillet içinde perişan olmasının sebebi de budur. Osmanlı'nın yıkılmasının sebebi de budur. Korkaklıktır. Ve kendi çıkarlarını düşünmektir. Keyfini düşünmektir. Ailesini düşünmektir. Çocuğunu düşünmektir. Halbuki ahirette bunlar sıkıştırıldıklarında ahirette Cenab-ı Allah bunları sorguluyor. Diyor ki Allah'a, “Ya Rabbi ben çocuklarımı fidye olarak vermek istiyorum” diyor. “Eşimi de fidye olarak vermek istiyorum” diyor. “Hepsini cehenneme at” diyor. “Ama benim canımı kurtar” diyor. Beni kurtar diyor. “Hatta dünyayı fidye olarak veriyorum” diyor. “Hatta bir o kadarını daha vereyim” diyor. “Ama yeter ki beni kurtar” diyor.

Orada işte egoistlikleri, asıl çıkarcılıkları ahirette ortaya çıkıyor. Ahirette sahip çıkmıyor çocuğuna. Bu dünyada sahip çıkıyor ama onu mal gibi görüyor. Çünkü kız çocuğu demek onun için üretim makinesi gibi. Yani ona torunlar çıkaracak yeni yeni. Üretim. Çünkü o torunları bir daha evlendirecek. Bir de onlardan gelir getirecek. Yani sanki haşa koyun gibi görüyor. Yani ne kadar sürü çok olursa o kadar çok onlardan gelir kafasında.

Mesela oğlu oluyor. Oğlunu da bir an önce evlendirilmeye çalışıyor. Evlendirdiği kızın da zengin olmasına dikkat ediyor ki ondan da para gelsin. Ve dolayısıyla Allah diyor ki “mallarda ve oğullarda bir övünme ve çokluk hissidir” diyor. Ayet, Kur'an ayeti. Değil mi? Cenab-ı Allah diyor ki buna karşılık şeytandan Allah'a sığınırım. “Eğer diyor çocuklarınız, eşleriniz”, yani evlenme merakınız, “yarım kalmasından korktuğunuz ticaret, içinde oturduğunuz evler, aşiretiniz”, yani çevreniz, arkadaş çevreniz, Facebook'taki falan kimleri varsa arkadaşlar çevresinde, “Allah'tan, Resulünden ve Allah yolunda mücadele etmekten”, bunu ahiret zamana uygularsak, Mehdi'den, Allah yolunda mücadele eden, cihattan, İslam'ın dünya hakimiyeti için yapılan mücadeleden, yani Türk-İslam Birliği için yapılan mücadeleden, “daha hayırlıysa”, daha iyi, “Allah bekleye durun” diyor.

“Bekleye durun” ne demek biliyor musunuz? Sizin canınızı alacağım, o zaman karşılığını göreceksiniz. Budur. Mezarda insanlar, değil mi? Mesela kadınlar rahmi dışarıya çıkıyor mezarda. Yani gaz basıncının etkisinden. Yediği bağırsak mesamatı, bağırsaktaki olan atıklar, gaz basıncıyla ağzından çıkıyor mezarda. Yani her insanda oluyor bu. İstisnasız. Her ölümde olur. Yani mezarın klasik özelliğidir bu. Yani bağırsaktaki atıklar hepsi ağızdan çıkar. Basıncın şiddetinden dolayı. Kadınlarda da rahim dışarı çıkar. Yani vücut her yerden şey yapıyor. Şişti içi vücut. Çünkü kimyasal reaksiyon meydana geliyor. Gaz basıncının vücut şişiyor.

Böyle bir netice için gayret etmiş oluyor o zaman. Ve bu kadar kısa, mesela onar yıllık zaman dilimleri içerisinde bu bitiyor. Allah'ı haşa böyle kendince yandan idare edeceğini düşünüyor. Haşa. Anlamanız için söylüyorum. Böyle bir söz olmaz tabi. Allah affetsin. Böyle demeyeyim de. Yani anlaşılması için. Buna benzer başka bir söz bu da bulabiliriz. Allah diyor ki “bir kısmını putlarına ayırdılar” diyor. Putlaştırdıkları. “Bir kısmını da Allah'a ayırdılar” diyor. “Hepsi” diyor tamamı “putlarına gider” diyor Allah. Hepsinin putlarına gider diyor. Ben onu almam diyor Allah. Benim için yaptıkları namaz, oruç hiçbir şey almam diyor. Almamamın sebebi putlarına da ayırdılar çünkü diyor. Yani Allah'la nefsini birlikte götürdüğünü zannediyor. Yani dünyevi çıkarlarını. Böyle bir şey yok.

Allah sırf benim için yaparsa ben kabul ederim diyor. İşte buna ihlas deniyor. Yani samimiyet. İhlas. İhlas olmadığı için Allah İslam'ı dünyaya hakim etmedi şu ana kadar. Mehdi'nin görevi işte bu ihlası insanlara öğretmektir. İhlasın yayılmasıyla İslam dünyaya hakim olacaktır. Hatta Tevrat'ta Hz. İbrahim'in Cenab-ı Allah'la bir konuşması var. “Ya Rabbi” diyor “elli kişi olsa” diyor elli tane diyor insan Ya Rabbi diyor, 50 kişi olsa diyor, 50 tane insan. Yani özetle şöyle söyleyeyim. En sonunda “10 tane iyi insan varsa o bölgeyi helak eder misin?” diyor. “Ben etmem” diyor Cenab-ı Allah. İnşaAllah. 10 kişi. Yani 10 kişi bile yetiyor inşaAllah.

Onun için o 313 kişi dünyaya İslam'ın hakim olmasına vesile olacak insanlardır. Allah onların yüzü suyu hürmetine İslam'ı dünyaya hakim ediyor. Yoksa dünyada şu an genel olarak mesela Filistin'de akıl almaz bir acı var, ızdırap var. İstese insanlar, herkes bir yüzer milyon, iki yüzer milyon verip gönderebilir. Yani milyon derken bin lira işte, yüz bin lira, iki yüz bin lira yahut on bin lira, beş bin lira neyse verebilirler. Oralı dahi olmuyorlar. Yani varsa yoksa oğlu, kızı, arabası, evi, yemesi, içmesi. Ama gönlünü rahatlatmak için bir hacca gidiyor arada sırada. O Hacc'da da bir güzel bir geziniyor oralarda. Ayağına, terliklerine. Alışveriş yapıyor. Ona bir değişiklik oluyor. Ondan sonra işte hacı oldu diyorlar. Böyle büyük bir havayla geliyor.

O çok kolay bir şey. O zor bir şey. Uçağa bineceksin. Gideceksin hacca. Yine geleceksin. E namazımı da kılıyorum diyor. Zekat diyor hanımın altınlarının işte kırkta birini verdim diyor. Zaten donatmış böyle. Ve gönlü çok rahat oluyor. Halbuki İslam'ın şartı beş ama İslam'ın dünyaya beş ama İslam'ın dünyaya hakimiyeti var. Bu da bir şarttır. İslam'ın dünya hakimiyeti için uğraşmak. Cesur olmak da bir farzdır. Allah'ın emridir. Allah için şehit olmayı istemek de bir ibadettir. Mesela şehit olmayı isteyen insan nerede? Çok nadir olur. Aman aman aman diyor. Ne başına bir iftira gelsin, ne şehit edilmesi ihtimali olsun, ne çoluğuna çocuğuna bir şey olsun.

Bu kadar dikkatli olunca herkes dikkatli olduğunda, herkes korkuyu yaşadığında işte ortaya iddia edilen Ergenekon örgütü çıkıyor. Madem bunlar böyle çekiniyorlar diyor, mesela İslam ülkelerinde birçok ülkelerde böyle iddia edilen Ergenekon örgütü sırf burada faaliyet yapmıyor ki, Irak'ta da faaliyet yapıyor. Gidiyorlar orada cami bombalıyorlar Irak'ta. Şii camilerini bombalıyorlar. Gidiyorlar ondan sonra Sünni camilerini bombalıyorlar. Yani onların yaptığı mesela gidip Pakistan'da bombalama yapıyorlar. Cami bombalıyorlar Pakistan'da. İddia edilen Ergenekon örgütü. Yani iddia edilen Ergenekon örgütü öyle dar planda faaliyet yapan bir örgüt değil.

SUNUCU: Sadece Türkiye ile sınırlı değil yani.

ADNAN OKTAR: Değil tabii. Çok geniş çapla yapıyorlar. O millet de şaşırıyor. Diyorlar ki ya Pakistan'da ya biz diyor Sünniler Şiiler kavga etmiyoruz bu bombayı kim attı diyor. İşte adresi veriyorum. Ama muazzam bir haf damar bir korku damarı var mesela Said Nursi zamanında Bediüzzaman'ın o aslan talebeleri korkusuzdurlar. Üstatlarını yalnız bırakmadılar. Ama bir kısmı da acayip korkaktı. Bıraktılar üstadı. Ne yapıyorsan yap dediler. Kendilerini çok akıllı zannettiler.

Halbuki Sungur abi gibi efendim, Fırıncı abi gibi diğerleri gibi değil mi? Abdullah Yeğen abi gibi böyle, Seyit Salih Özcan gibi böyle yiğitçe delikanlıca gayret etselerdi üstatlar beraber her türlü meşakkatin içine girmiş olsalardı bambaşka bir ortam olurdu. Ama kendilerini uyanık zannettiler. Onları da az düşünüyor zannettiler. Yanlış yolda zannettiler. Ve bu her dönemde olmuştur bu. Yine aynı hatayı Müslümanlar şu an yapıyorlar. Kendilerine değil mi orada takva da gösteriyor ayrıca. Sorsan evliya. Ben diyor günde diyor 20 bin zikir çekerim bir gecede diyor. Ama riske geldi mi aman diyor o fitne diyor. Ben öyle bir şeye girmem diyor. Allah esirgesin. Sen ne diyorsun ya? Olur mu öyle şey? O fitne.

Ama sıcak odanın içerisinde 20 bin zikir o tabii çok kolay. Bir de diyor kitap okuduk diyor üstüne de bir çaylarımız içelim o sonra gidip uykuları geliyorlar tabii mayışıyorlar devrilmeye başlıyorlar. Sohbetin eriyen saatlerinde. Böyle samimiyetsiz bir mantık Müslümanları boğuyor. Mesela bak Mehdi'nin geleceğini Said Nursi açık-açık ve alenen söylediği halde, sarahaten yüzlerce sayfa açıkladığı halde keyiflerini kaçırır diye Mehdiyet'i külliyen, reddeden bir üslup içerisindeler.

“Üstat onu demek istemedi” diyor. “Neyi demek istedi” diyor. Mesela badem bıyıklı birisi çıkıyor. “Üstadın kastettiği” diyor, “şahsı manevidir” diyor. Ya kardeşim her yerde zat diyor, o şahıs diyor, tarih veriyor. İslam dünyaya hakim olacak diyor, İttihat-ı İslam olacak diyor. İttihat-ı İslam, İslam Birliği olacak diyor. Milyonları bulan İslam orduları olacak o dönemde diyor. Değil mi? İslam bütün dünyaya hakim olacak diyor. Ve Mehdi hakim olacak diyor. “Yok” diyor “öyle demiş olmasa önemli değil” diyor. Öyle demiş olabilir diyor.

“Bir de üstadın zaman zaman öyle söyler de” diyor. “Şart-ı muallakla söyler” diyor. Yani şart-ı muallak oluşmadığında zaten olmaz diyor. Kardeşim peygamber efendimiz şart-ı muallakla mı söylemiş Mehdi' çıkışını? Açık alenen Sahih-i Buhari, Müslüm, Tırımızı, İbn-i Mace, Sünen-i Nesil, Sünen-i Davut'u açık açık söyledi. Nerenin şartı muallakı? Said Nursi de şartı muallaktan bahsetmiyor ki, net olarak söylüyor. İttihadı İslam olacak diyor. Ama keyiflerini kaçıracağı için şartı muallak iddiası ortaya. Daha da olmazsa şahsı manevidir diyor.

Böyle dinde kendilerince kurnazlıklar yaparak keyiflerini kaçıracak şeylerden kaçınan bir politika izliyorlar. Ve bu insanlara saygı duyuluyor. Onun sonucunda işte bu tarz zorluklarla Müslümanlar karşılaşıyorlar. Kökeninde bu vardır. Bu konuda dürüst olacaklar. Üstat orada hata yapmadı. Doğru yaptı. 30 yıl hapiste yapmakta hata yapmadı. Doğru yaptı. Değil mi? Onun gibi davranmayanlar hata yaptılar. Sungur abi hata yapmadı. Doğru yaptı. Gitti üstadıyla aslan gibi nerede böyle beraber oldular. En riskli yerlerde de birlikte asla da bırakmadılar.

Zübeyir Gündüz Alp de maşallah o Kafkas aslanı. Yiğit delikanlı ağabeyimiz. Üstadı asla yalnız bırakmamıştır. Mesela dediler ki millet aman aman aman Bediüzzaman çok tehlikeli adam. Deli misin siz? Yani istikbaliniz yanar dediler. Git okulunda oku. İşine gücüne bak çocuğun diyor. Olur mu öyle bir şey? Sen dinini öğreneceksin. Git hoca efendiden camide öğrenirsin diyor. Mesela aç kitabı okuyacaksan oku diyor ama üstada niye ihtiyaç olsun Bediüzzaman'a senin? Neye ihtiyacın var diyor.

O da diyor ki çok doğru söyledin, haklı bu diyor. Hakikaten biz evimizde oturalım, namazımızı kılalım, işimize, gücümüze bakalım diyor. Yani Bediüzzaman ne alakası var dediler. Ve birçok insan yalnız bıraktı o zaman Bediüzzaman'ı. Ve kendilerini çok akıllı zannettiler. Halbuki tarihi büyük bir fırsatı kaçırdılar. Yani ahir zamanın o büyük müceddinin, müştehidinin talebesi olma şerefini kaçırdılar. Mesela bak çok az bir talebesi var şu an. Halbuki çok fazla talebesi olması gerekirdi. Değil mi? Geriye kalan talebeler. Ama onda bir hayır var tabii.

Bu samimiyetsiz ruhun mutlaka ortadan kalkması gerekiyor. Herkesin canı tatlı olduğunda İslam dünyaya hakim olması zorlaşıyor. Yani Osmanlı'daki yıkılışın sebebi bu oldu. Bir de bunun oturup Osmanlı yıkıldı diye konuşuyor bu tip insanlar. Kardeşim senin kafandan dolayı Osmanlı yıkıldı zaten. Senin mantığından dolayı. Senin kafanı yıktı onun zaten. Yani senin malına, mülküne, çoluğuna, çocuğuna, ailene önem vermen, değil mi? Millet menfaatini önemli görmemen, İslam'ın menfaatlerini önemli görmemenden bu hale geldi.

Hadi arkadaşlar, mutlu evimizde yaşayalım. Ben de gideyim eve, oturayım, herkes evde otursun. Olur mu öyle şey? Tehlikeye giren Müslümanı anormal görüyorlar. Riske giren Müslümanı anormal görüyorlar. Ama riskten kaçınan, zorluktan kaçınan keyfine düşkün olanı da işte mutaassıp adam diyor bak derli toplu tutarlı bir insan diyor. Mazbut bir hayatı var. Mazbut yaşıyor adam. Sakin bir insan diyor. Mazbut işte o yanlış o.

Resulullah'ın öyle bir hayatı yoktu. Her gün cihattaydı. Sahabelerin her gün ağzının yüzünü doğuruyorlardı. Kollarını doğuruyorlardı. Sahabeler hata mı yaptı orada onu yapmaktan? En doğru olanı yaptı. Ama birçok aile onları kınıyordu. Çoluğuna çocuğuna zarar gelmesin diye. Ve kendilerini hala Müslüman olduklarını iddia ediyorlardı. Onun için temel sorun bunun altında yatıyor, burada yatıyor. Yani bu haf damar, bu korku ruhunun kalkması gerekiyor.

 


Taha Suresi, 123, 135 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 9 Ocak 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Taha Suresi 123: “Kim benim hidayetime uyarsa” diyor Cenab- Allah, Hadi ismini tecelli ettirirse yani Mehdilik yaparsa, İslam’ı dünyaya yayarsa inşaAllah hidayetime uyarsa, “artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz.” Şaşırıp sapmamak Mehdi(a.s)’in bir özelliğidir inşaAllah. Mutsuz olmaz ebcedi kaç? 1982. Bu kadar tevafuk olur mu?

OKTAR BABUNA: Olmaz Hocam inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Bir harikuladelik yok mu bunda? Bakın diyor ki Taha Suresi 135: “Sonunda dümdüz dosdoğru yolun sahipleri kimlermiş?” Yani Kuran’ın sahipleri, İslam’ın sahipleri kimlermiş? “Ve doğru yola ulaşan kimlermiş?” Doğru yolu tam oluşturan, güzel ahlakı, sevgiyi, barışı oluşturan kimlermiş? “Pek yakında öğreneceksiniz?” 2023 ebcedi hesaplasınlar.

 


Taha Suresi, 130, 135 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 15 Temmuz 2011 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Taha Suresi. “Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol,” yani sinirlenme, üzülme, rahatsız olma. Müslüman buna çok dikkat edecek inşaAllah. “Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz." 2023 yapıyor ebcedi inşaAllah.


Taha Suresi, 135. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 25 Ocak 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

OKTAR BABUNA: “Şeytandan Allah’a sığınırım. “De ki: ‘Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz.’” (Taha suresi,135). Hz. Mehdi (a.s) konusunda birçok kişi, birçok değişik fikir öne sürüyor. Hemen herkes bu konuyu gözetliyor. Sonunda vakit geldiğinde sahib-ül zaman kimmiş, doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında görüp bilecekler. Allah'ın kaderini hiçkimse değiştiremez. İstemekle, çalışmakla, gayretle Hz. Mehdi (a.s) olunmaz. Kaderde Hz. Mehdi (a.s) olmak gerekir. Reddedenler olmasına rağmen, "bir kaç yüzyıl sonra gelecek" diyenler olmasına rağmen, "şahıs değildir, şahsı manevidir" diyenler olmasına rağmen, "daha önce geldi geçti" diyenler olmasına rağmen kaderdeki gerçek Hz. Mehdi (a.s)'yi bütün insanlık yakında bilip tanıyacaktır”. Herkes gözetliyor, bekliyor. Hocam Hz.Mehdi (a.s) bir ispat makamıdır, iddia makamı değildir siz daha önce de söylemiştiniz inşaAllah. Kaderdeki Mehdi (a.s) kimse mutlaka O’dur. Eze eze Hz. Mehdi (a.s) görevini yapacaktır ve görevini tamamlayacaktır. İslam’ı dünyaya hakim kılacaktır inşaAllah. Vesile olacaktır.

 


Taha Suresi, 135. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 6 Nisan 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım, Taha Suresi: “De ki: ‘Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda –en sonunda-, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş –bu dünyanın sahibi kimlermiş- ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz.’" diyor. Ebcedi de 2023, dünya hakimiyeti, değil mi? Bakın bir daha ayeti söylüyorum, şeytandan Allah’a sığınırım, “De ki: ‘Herkes gözetlemektedir", yani bütün dünya gözetlemektedir, 7 milyar siz de gözleyip durun muhalifler, Müslümanlarla mücadele edenler, Mehdi düşmanları, anti-Mehdi hareket "sonunda" en sonunda, mücadelenin sonunda "dümdüz, dosdoğru yolun sahipleri" İslam’ın, Kuran’ın sahipleri, sahib-i zaman kimlermiş Mehdi cemaati kimmiş, bu topluluk kimlermiş "ve doğru yola ulaşan kimlermiş” çünkü Müslümanları doğru yolda olmamakla suçlayacaklar, doğru yolun sahibinin Müslümanlar olduğunu, hakkın ve doğrunun Müslümanlar olduğunu sonunda öğrenecekler. Allah bak söz veriyor; “doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında” diyor Allah, uzakta demiyor “pek yakında öğreneceksiniz.” Ayete bir bakıyoruz ebcedine, 2023 tarihini veriyor.

 


Taha Suresi, 135. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 15 Haziran 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “De ki: ‘Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun’” Biz mesela hepimiz Mehdi (a.s.)’ın çıkışını gözetliyoruz. İsa Mesih (a.s.)’ın gelişini gözetliyoruz, “siz de gözetleyip durun.” Biz de diyoruz ki onlara ehli dalalete, üçkağıtçı takımına da, siz de gözetleyip durun.  “Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz.”  Tam 2023 tarihini veriyor. Cumhuriyet’in yüzüncü yılı, kuruluşunun yüzüncü yılı. Gürül gürül İttihad-ı İslam’ın, Türk-İslam Birliği’nin kurulduğu yıl olacak, inşaAllah. Ülkücü kardeşimizin de bak, onun da kanaati gelmiş maşaAllah.

 


Taha Suresi, 135. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 15 Aralık 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “De ki: ‘Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun’” Biz mesela hepimiz Mehdi (a.s.)’ın çıkışını gözetliyoruz. İsa Mesih (a.s.)’ın gelişini gözetliyoruz, “siz de gözetleyip durun.” Biz de diyoruz ki onlara ehli dalalete, üçkağıtçı takımına da, siz de gözetleyip durun.  “Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz.”  Tam 2023 tarihini veriyor. Cumhuriyet’in yüzüncü yılı, kuruluşunun yüzüncü yılı. Gürül gürül İttihad-ı İslam’ın, Türk-İslam Birliği’nin kurulduğu yıl olacak, inşaAllah.

 


Taha Suresi, 135. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 1 Mayıs 2013 tarihli sohbetinden Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Taha Suresi, 135. Şeytandan Allah’a sığınırım. “De ki: "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun.” Şimdi bak, İttihad-ı İslam olacak mı? Hz. Mehdi (a.s) çıkacak mı? Hz. İsa Mesih (a.s) zahir olacak mı diye herkes gözetliyor değil mi şu an? Allah ne diyor; “Herkes gözetlemektedir.” Çünkü dinsizler de, dindarlar da herkes gözetliyor şu an. “Siz de gözleyip durun” diyor Allah, ateistlere.  “Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri” yani Hz. Mehdi (a.s) ve şakirtleri, Hz. İsa Mesih (a.s) ve talebeleri, “kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz." Ebcedi kaç biliyor musunuz? 2023. “Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz" diyor, Allah. Biraz bekleyin diyor. 2023. Herkes gözetliyor diyor bak Allah. Hakikaten herkes gözetliyor. CIA de gözetliyor, Rusya da gözetliyor, Türkiye de, İslam alemi de, George Bush da, hepsi.