Sayın Adnan Oktar'ın 2 Ocak 2013 tarihli sohbetinden Taha Suresi ile ilgili açıklamaları.
ADNAN OKTAR: 25:“Dedi ki: "Rabbim, benim göğsümü aç."” Heyecanlı, Hz. Musa (a.s). 26-27: “Bana işimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz.” Hz. Mehdi (a.s)’da da vardır o. Zaman zaman Hz. Mehdi (a.s)’ın dilinin tutulacağı rivayetlerde var. Dil tutulması demek; konuşmakta zorlanma. Pepelik, kekemelik anlamında değil. Nutkunda, konuşmasında zorluk meydana gelmesi. 28-29: “Ki söyleyeceklerimi kavrasınlar. Ailemden bana bir yardımcı kıl.” Hz. Mehdi (a.s)’a ailesinden yardımcı kim? Hz. İsa Mesih (a.s). O güzelliğe işaret ediyor. 30: “Kardeşim Harun'u.” Orada da Harun’a işaret var, inşaAllah. Hz. Musa (a.s)’ın kardeşi Hz. Harun (a.s)’da Hz. Musa (a.s)’a yardımcıydı, biliyorsunuz.
31-33: “Onunla arkamı kuvvetlendir. Onu işimde ortak kıl, böylece Seni çok tesbih edelim.” Cemaatte bereket var işte, bak ona işaret ediyor. “Seni çok tesbih edelim. Çünkü tek kişi oldu mu Allah’ı tesbih daha az olabilir. İki kişi oldu mu tesbih en az iki misline çıkar. O Allah’tan bahseder, sen bahsedersin. O Allah’ı hatırlatır, sen hatırlatırsın, o tesbihi hatırlatır, sen hatırlatırsın, kat kat tesbih artar. Onun için Müslüman yalnız olmayacak. En az hiç olmazsa yanında bir arkadaşı olacak. “Böylece seni çok tesbih edelim” diyor. Cemaatin önemine Kuran dikkat çekmiş oluyor. 34: “Ve seni çok zikredelim.” Yine cemaatin önemine dikkat çekilmiş oluyor.
35: “Şüphesiz sen bizi görüyorsun.” Müslüman sürekli Allah tarafından izlenildiğini bilecek. “Eyvah ben ne yapacağım” diyor. Seni o anda Allah izlemiyor mu? İzliyor. Eyvah dediği şeyi kim yarattı? Allah yarattı. Eyvah sözünü sana kim söyletti? Allah söyletti. Seni kim kurtaracak? Yine Allah kurtaracak. Ne eyvahı o? İnşaAllah.
36-37: “(Allah) Dedi ki: "Ey Musa istediğin sana verilmiştir. Andolsun, biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.” Allah’ın verdiği nimetleri anmanın önemine Kuran dikkat çekiyor. Unutmamak lazım nimetleri.
38: “Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:)” Kutsal sadığa Kuran çok dikkat çekiyor. Kutsal sandık bulunacak ahir zamanda. Yakın bir zamanda kutsal sandık bulunacak. Bu, dünyada çok büyük bir etki yapacak. Basında, televizyonda, radyoda yer alacak. Yer yerinden oynayacak. Hz. Musa (a.s)’ın kutsal sandığı bulunacak. İçinde kutsal emanetler bulunacak. Birçok Hıristiyan Müslüman olacak bunun sebebiyle, birçok Musevi Müslüman olacak. Çok büyük etkisi olacak. Müslümanların kalbine ferahlık gelecek, inşirah gelecek, imanları çok güçlü hale gelecek. Çünkü Kuran demiş, aynısıyla çıkmış. Çok etkilenecek Müslümanlar.
39: "Onu sandığın içine koy, suya bırak.” O sandık ne çocuk için? Beşik. Hz. İsa (a.s) neyin içindeydi? Beşikteydi, beşiğin içindeydi. Beşiğin Arapça adı ne? Mehdi. Buradaki sandık ne? Mehdi. “Böylece su onu sahile bıraksın.” Demek ki Mehdiyet sahil kenarında bir yerde. Demek ki Mehdiyet sandıkla bağlantılı. “Onu Benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır.” Allah’ın düşmanı deccal, Hz. Mehdi (a.s)’ın da düşmanı deccal. Demek ki Hz. Mehdi (a.s)’a deccaliyet ehemmiyet vermediği için, önem vermediği için ortam hazırlayacak. Fark edemeyecek. Onların bütün sistemini, bütün yapısını yıkacağını bilemeyecekler. “Gözümün önünde yetiştirilmen için, kendimden sana bir sevgi yönelttim.” Demek ki Hz. Mehdi (a.s) hem sevecek hem sevilecek. Hem sevgiye teşvik edecek hem sevgiden hoşlanacak. Seven ve sevilen bir varlık olacak. Ne diyor Allah? “Sana bir sevgi yönelttim.” Hz. Mehdi (a.s)’a işarettir aynı zamanda bu.
40: “Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi.” Demek ki Hz. Mehdi (a.s)’ın etrafında da hanımlar olacak. Adeta Hz. Mehdi (a.s)’ı çocukları gibi koruyup kollayacaklar. Kuran’ın burada bir işareti var. Hz. İsa (a.s)’da da öyleydi. Hanımlar çoktu etrafında. Çok fazla hanım vardı Hz. İsa (a.s)’ın yanında. İncil’de bu açık açık geçer. “Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?” Annesi değil, inşaAllah. Demek ki Hz. Mehdi (a.s)’ın yanındaki hanımlar, kız kardeşleri gibi ona sevgi duyacak, akraba gibi birbirlerini sevecekler. Dost olacaklar, muhabbet olacak. Kuran ona işaret ediyor. “Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki.” Babana değil, annene. Çünkü Hz. Mehdi (a.s) da, Hz. İsa Mesih (a.s) da yetimdir. Fakat annelerinin olacağına işaret ediyor Kuran’da Cenab-ı Allah. “Gözü aydın olsun ve üzülmesin.” Demek ki Hz. Mehdi (a.s)’ın annesinin üzüleceği olaylar olacak ama Allah onun gözünü aydın edecek ve üzülmemesi için ona ilham edecek. Ama gözü karartacak, üzülmeyi sağlayacak şeyler olacak, fakat buna karşılık göz aydınlığı ve üzülmeme olacak, Allah’tan bir harika olarak. “Sen bir insan öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip-denemiştik.'” Demek ki Hz. Mehdi (a.s) da çok esaslı denemelerden geçirilecek. Çok şiddetli, sarsıntılı denemelerden, imtihanlardan geçecek. “Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın.” Medyen’i de Allah durduk yere söylemez. Orada bir isme atıf var. Bir isim hatırlatılmak isteniyor olabilir, bir işaret vardır Medyen’de. ‘Med’. “Yıllarca kalmıştın.” Demek ki önce bir şehirde olacak. Bak, diyor; “Medyen halkı arasında yıllarca kalmıştın.” Demek ki gençliği bir şehirde geçecek. Medyen’de, büyük bir şehirde. Hz. Mehdi (a.s)’da da aynısı, hadislerde öyle geçiyor. “Sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa.” Demek ki Allah, bir kader üzerine Hz. Mehdi (a.s)’ı başka bir şehre götürecek. Kuran’ın işaret ettiği nokta o.
41: “Seni kendim için seçtim.” Hz. Mehdi (a.s)’ı Allah seçecek, ona işaret ediyor.
42: “Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin.” Yani Hz. İsa (a.s) ve Hz. Mehdi (a.s), Kuran’la… “Ayetlerimle” diyor Allah çünkü. Kendi kafanıza göre, kendi mantığınıza göre demiyor. “Ayetlerimle.” “Ve Beni zikretmede gevşek davranmayın.” Demek ki çok sıkı davranacaklar, çok titiz olacaklar. Hiç gevşeklik olmayacak.
43: “İkiniz Firavun'a gidin,” demek ki Hz. Mehdi (a.s) ve Hz. İsa (a.s) deccali yok edecekler. “İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor.” Ahir zamanda terörist, anarşistler azacak. Kuduracaklar, saldıracaklar. Orayı burayı yakıp yıkacaklar. Gözü dönmüş bir yapı olacak.
44: “Ona yumuşak söz söyleyin,” şefkatli, sevgi dolu bir söz söyleyin, “umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar.” “Deccaliyete karşı sert davranmayın” diyor Cenab-ı Allah. Şefkatle, ilimle, irfanla, ikna ederek konuşun.
45: “Dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten, onun bize karşı 'taşkın bir tutum takınmasından' ya da 'azgın davranmasından' korkuyoruz."” Yani kırıp yıkması, dağıtması; mesela şimdi deccaliyet ne yapıyor? Kırıp yıkıyor, azıyor, deviriyor, öldürmeye kalkıyor, asıyor, kesiyor. Çok azgın deccaliyet.
46: “Dedi ki: "Korkmayın." Demek ki Hz. Mehdi (a.s) korkmayacak, talebeleri korkmayacak; delikanlı ve yiğit olacaklar. “Korkmayın” diyor Allah. Ona işaret var. Demek ki insanlar korkutmaya çalışacaklar ama onlar yiğit, delikanlı ve cesur olacaklar. Demek ki efe mizaçlı olacaklar. “Çünkü Ben sizinle birlikteyim.” “Zaten olayları yaratan Benim. Deccalin saldırısını yaratan da Benim. Her şeyi Ben yaratıyorum, onun için rahat olun” diyor. “İşitiyorum ve görüyorum” diyor Allah. Yani “sizin gazetelerden, oradan buradan gördüğünüzü Ben mükemmel görüyorum, çünkü Ben yaratıyorum” diyor Allah. “Gazetelerdeki haberi de Ben yaratıyorum, televizyondaki haberi de Ben yaratıyorum, saldırganı da Ben yaratıyorum, ağzını bozanı da Ben yaratıyorum. Hepsi Benim elimde” diyor Cenab-ı Allah.
47: “Haydi ona gidin de deyin ki: "Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğullarını bizimle birlikte gönder."” Demek ki Mehdiyet İsrailoğulları’nı da kurtaracak. “Ve onlara (artık) azap verme.” Demek ki artık İsrail halkı da azap çekmeyecek. Acı çekmeyecek Mehdiyet devrinde. “Sana Rabbinden bir ayetle geldik.” Yani Kuran’la, “Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun.” Demek ki Selam ne demek? Selamet, barış, kardeşlik, güven. “Hidayete tabi olanların üzerine olsun.” Hidayet ne demek? Hadi ismi, Mehdiyet. Çünkü hidayete tabi olan Hz. Mehdi (a.s)’dır. Hidayete vesile olan, o da Hz. Mehdi (a.s)’dır, inşaAllah.
48:“Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azap, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir.” Demek ki Allah bir bela verecek; Allah’sız, kitapsız, dinsiz, imansızlara. Onlara bir azap gelecek demek ki dünyada. Şu anda da görüyoruz zaten.
49:“(Firavuna) Dedi ki: "Sizin Rabbiniz kim ey Musa?"” Yine de araştırmacı, merak ediyor, soruyor. “Dedi ki: "Bizim Rabbimiz, her şeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir."” Önce yaratılıştan bahsediyor. Önce yaratılış, çünkü o zaman da Darwinizm var. O da ne diyor, “Sizin Rabbiniz kimdir ey Musa” dediğinde, ilk konuşması;
50: “Bizim Rabbimiz her şeye yaratışını verendir” diyor. Önce yaratılışı anlatıyor, ispat ediyor. “Sonra doğru yolunu gösterendir.” Doğru yol nedir? Kuran, Allah’ın kitabıdır. O devirde de Tevrat. Ama önce yaratılış.
51: “(Firavun) Dedi ki: "İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?"” İlk çağlarda; kaba taş, cilalı taş, yontma taş devri; o zamanlarda da inanıyordu insanlar öyle. İlk çağlardaki insanlar, maymun gibi adamlar var diye inanıyorlardı. O da o ilk çağlardaki iddiayı diyor. Kaba taş, yontma taş falan iddialarına ilk iddia diyor. O zamanda olan bu iddiaları Hz. Musa (a.s)’a soruyor. “İlk çağlardaki” diyor, ilk çağ da demiyor, bak; “İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?” “Onlar nasıl yaratıldı o zaman?” diyor.
52: “Dedi ki: "Bunun bilgisi Rabbimin Katında bir kitaptadır.” Yaratılış Atlası’na da burada çok ciddi bir gönderme, işaret var. Tabii Allah her türlü, her şeyi yaratandır. Dolayısıyla “kaderde olan bir yaratılıştır” anlamında diyor. “Bunun bilgisi Rabbimin katında bir kitaptadır” diyor. İkinci anlamında Yaratılış Atlası’na bir işaret var, güçlü bir şekilde. “Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz.” Yani şaşırarak bir varlık oluşmaz. Çünkü onlar ne diyor? “Genler şaşırdı, mutasyonlar şaşırdı, şaşkınlık sonucunda canlılar meydana geldi” diyor, değil mi? Şaşırma sonucunda. “Ve Allah unutmaz” diyor. “Geçmiş nesiller, gelecek nesiller, hepsi bilgisi dahilinde” diyor. “Şu anki nesli mükemmel yaratan, geçmişteki nesli unutmuş değil” diyor Allah. “Hepsini yaratan Allah’tır” diyor.
53: “Ki (Rabbim), yeryüzünü sizin için bir (mehdi) beşik kıldı.” Kuran Mehdi (a.s)’a dikkat çekiyor. Diyorlar ki; “Kuran’da nerede Mehdi geçiyor?” “Ki (Rabbim), yeryüzünü sizin için bir (mehdi) beşik kıldı.” Bütün yeryüzüne Hz. Mehdi (a.s)’ın hakim olacağına bir işaret eden bir ayet. Arapçası mehdi. “Dedi ki, Rabbim yeryüzünü” bütün yeryüzünü, bütün dünyayı sizin için bir beşik kıldı.” Her yer Mehdiyet anlamına geliyor aynı zamanda. Ama asıl anlamında “beşik kıldı.” Allah sizi o beşik içinde de koruyor anlamına geliyor. Yine her halükarda Mehdiyet’e bakıyor. “Onda sizin için yollar döşedi.” Asfaltlar, şunlar, bunlar… “Ben yapıyorum” diyor Allah. Yolları makineler yapıyor gibi görünmekle beraber, “yolları yapan Benim” diyor Allah. “Ve gökten su indirdi; böylelikle bununla her tür bitkiden çiftler çıkardık.” Biyolojideki, canlılardaki yaratılışı da anlatıyor. Hem insanların yaratılışı hem biyoloji. Biz de bitkilerin yaratılışının tesadüf olmadığını, kromozom yapılarını, hepsini anlatıyoruz.
54: “Yiyin ve hayvanlarınızı otlatın. Şüphesiz, bunda sağduyu sahipleri için elbette ayetler vardır.” Yiyecekleri yiyin” diyor. Hayvanlarınızı da otlatın ama hayvanlarda, yiyeceğiniz meyvelerde, portakallar, koyunlar, keçiler, tavşanlar, bütün hayvanlarda, “bunda sağduyu sahibi,” yani iyi, derin düşünenler için, “elbette ayetler vardır.” Yaratılış delilleri vardır. Kromozom yapılarını incelersen, bilimsel olarak incelersen, Allah’ın ayetlerini görürsünüz. Demek ki bizim kitaplarımızda yazdığımız Allah’ın mucizeleri, harikalar ne oluyor? Ayet olmuş oluyor. “Ayetler vardır” diyor Allah.
55: “Sizi ondan yarattık, ona geri vereceğiz.” Yine Allah yaratılıştan bahsediyor. “Ve sizi bir kere daha ondan çıkaracağız.” “Topraktan yine çıkaracağız” diyor Allah. İllaki toprak. Toprakla insan bağlantılı oluyor; yaratılışında, ölümünde ve tekrar dirilişinde. Tekrar dirildiği arazide de toprak oluyor kalktığında; asfalt, şu, bu değil. Bildiğimiz toprak oluyor.
56: “Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik;” bütün delilleri gösterdik. Biz de şu an deccaliyete bütün delilleri gösteriyoruz. “Fakat o, yalanladı ve ayak diretti.” (Şu anda da onlar yalanlayıp ayak diretiyorlar. Bir kısmı bilerek deccale uyuyor, bir kısmı bilenemeyerek deccale uyuyor. Bilmeden deccale uyanlar çok fazla. Rabbimiz, Cenab-ı Allah “Dedi ki” diyor; ayette, firavun Hz. Musa (a.s)’a söylüyor;
57: “Dedi ki: "Ey Musa, sen bizi sihrinle yurdumuzdan sürüp çıkarmaya mı gelmiş bulunuyorsun?"” O devrin komünistleri, o devrin dinsiz-imansızlıkları kendilerince ahlaksızca bir uyanıklık yapıyorlar ve diyorlar ki; “Sen bizi sihrinle,” “ sihir yapan büyücüsün” diyorlar bir kere, bunu kamuoyunu da etkilemek için söylüyorlar, “yurdumuzdan söküp çıkarmaya mı geldin?” “Vatanı batıracaksın, vatan hainisin” gibi büyük suçlamalar yaparak etkili olmaya çalışıyorlar. Hem büyücü hem yurttan sürüp çıkarmaya çalışan.
58: “Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz.” Durduk yere olay çıkartıyorlar. Dinsiz-ateistlerde, komünistlerin birçoğunda bu görülür; durduk yere kepazelik, iftira çıkarmak, ahlaksızlık yapmak, oyun oynamak görülür. Birçoğunda görülür. “Şimdi sen, bir 'buluşma zamanı ve yeri' tespit et, bizim de, senin de karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun’ dedi.” O devrin deccal taraftarları tartışmaktan kaçınmıyorlar. Ama asrımızın deccalleri tartışmaktan şiddetle kaçınıyorlar. Onlara bilmeden uyanlar da şiddetle kaçınıyorlar.
Sayın Adnan Oktar'ın 20 Mayıs 2015 tarihli sohbetinden Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Ki Rabbim diyor”, Musa Aleyhisselam, “Yeryüzünü sizin için bir beşik kıldı”, mehdi kıldı diyor. Bak yeryüzünü, sizin için bir mehdi kıldı. Özellikle seçerek söylüyor bunu. Yani yeryüzünü sizin için bir ev kıldı diyebilir bir muhafız, muhafaza edecek bir efendim bir kap kıldı diyebilir. Barınak diyebilir, çadır kıldı diyebilir yani yüzlerce, binlerce kelime var, değil mi? Ama bu kelimeler içerisinde “Mehdi” kelimesini seçiyor. Arapçasında, Kur'an'da o şekilde geçiyor. Mehdi diye geçiyor.
“Ki Rabbim yeryüzünü sizin için bir Mehdi kıldı. Sizin için onda sizin için yollar döşedi”. Yeryüzünde. Asfaltlar, otobanlar. Otobanı belediye yapmaz. Allah yapar. Diyor ki özellikle biz diyor bilmem kaç kilometre yol döşedik. Sen döşemedin, Allah döşedi. Kafanın içinde o yol. Kafanın içinde görüyorsun sen yolu. Arabaya bindin mi kafanın içinde görüyorsun yolu. Habire bir yol akıyor kafanın içinde. E onu Allah yaratıyor. E dışarıdaki yoldan bahsediyorsun. O nerede diyoruz? O da kafamın içinde diyorsun. E o zaman kim yaratmış? Allah yaratmış. Bilimsel bir gerçek. İman konusu değildir bu. Bilimsel gerçek yani.
“Gökten su indirdi”. Suyu da indirdi. İsa Mesih'i de indirir Cenab-ı Allah. “Böylelikle bununla her tür bitkiden çiftler çıkardık”. Hayatı canlandırdık. Her bitkinin çiftler halinde olduğunu da Kur'an söylüyor. Bir mucize bu. O devirde bilinmemesi lazım. Nereden bileceksin? Bir çiçek var ortasında bir şey var. Yani onun erkeklik organı olduğunu, onun onu döllediğini bilmek mümkün değil o zaman bilimiyle imkansız ama Kur'an hem erkek hem dişi olarak bitkileri yetiştirdik diyor. Bitkileri hem erkek, hem dişidir diyor ve çiftleşirler diyor bitkiler. 1400 yılın öncesinden. Bilim daha yeni bu yüzyılda buldu bunu. Bu gerçeği.
“Yiyin ve hayvanlarınızı otlatın.” Bitkilerden de, meyvelerden de, sebzelerden de Allah'ın yerlerine meydana getir her şey. İşte maydanoz, domates, biber, kabak, fasulye, aklına ne gelirse. Ve her türlü meyve. “Yiyin, hayvanlarınızı da otlatın”. Onlar da ne şekerler, gırt gırt, sürekli ha bire böyle yiyorlar. Ana konu bu oluyor, yatmak, uyumak ve yemek yemek. Baya kötü oluyor otlar. Otu da biçimli koparıyorlar. Otun lehine bir şey bu. Yani güneşi daha iyi görüyor. Öbür arkadaşların mesela öbür otlara da faydası oluyor. Yoksa otlar birbirine girer, kurur, murur falan bir şey olmaz. Orada bir faydaya dönüyor. Ete dönüşüyor, sütte dönüşüyor. Ot. Ot bir süre sonra et ve süt oluyor.
“Şüphesiz”. Bak hep şüphesiz demek ki şüphe etmeyin anlamındadır. Kur'an'da hep geçer. Gerçekten şüphesiz. Yani şüphe etmeyin diye. Çünkü insan şüpheye açık yaratılıyor. Öyle yaratıldığı için hep şüphesiz, şüphesiz, şüphesiz, gerçekten veyahut yemin eder Cenab-ı Allah. Şüphe etmesinler diye. “Bunda sağduyu sahipler için elbette ayetler vardır”. Yani makul kafada olan, makul düşünen, vicdanlı düşünen, dengeli olan insanlar için ayetler vardır. Ama kafası uçuksa, derin düşünemiyorsa, kalbi kararmışsa, vicdanı kararmışsa, ona etki etmez tabii.
“Sizi ondan yarattık”, topraktan, yerden. Yani insan daha önce yokken işte maydanoz, domates, biberden babası yiyor. Onun vücuduna sperm oluyor. Annesine de yiyor. Yumurta oluyor. İkisi birleşiyorlar. Sonra annesi yine besleniyor. Otlardan oluşan, yerden topraktan oluşan, nimetlerle besleniyor, koskoca bir insan oluyor. Sonra o insan oluyor, yine toprak oluyor. “Sizi ondan yarattık”, topraktan yarattık, “ona geri vereceğiz”. Toprağa geri vereceğim size diyor Cenab-ı Allah. Yani sizi topraktan aldım, toprağa geri vereceğim.
“Sizi bir kere daha ondan çıkaracağız”. Yine o topraktan yeniden çıkaracağız. Yani dünya toprağı kullanıyor. Yani bu Allah'ın hikmeti. Yani mesela tabii ki Allah başka yeni bir topraktan çıkarabilirdi insanları. Ama dünya toprağından çıkaracağım diyor Allah. Yani dünyayı dümdüz ediyor. Güneşi, ayı darmadağın ediyor. Benim anladığım hepsini birleştiriyor. Yani çok geniş bir alan meydana getiriyor. Ama düz bir alan. Bu tabii Allah hemen bunu soğutuyor. Çünkü zamanı olmadığı için. Yani Cenab-ı Allah istese bunu an içinde soğutur. Çünkü bunu soğutuyor. Çünkü zamanı olmadığı için. Yani Cenab-ı Allah istese bunu an içinde soğutur. Çünkü zaten soğutmuş an içinde. Yani milyonlarca seneye ihtiyaç yok. Ama istese de kullanır Allah. Milyonlarca seneyi de kullanır. Ama milyonlarca sene insanlar katında bir saniye olur. Yahut on dakika olur. Mesela yüz milyon senede soğur. Yaklaşık bir milyar senede soğur. Ama insana sorduğunda ne kadar süre geçti dersen, adam on dakika geçti der. Zaman yok çünkü. İzafi.
“Andolsun biz ona”, yani insana, “ayetlerimizin tümünü gösterdik”, yani atomdaki yapıyı gösterdik, hücredeki yapıyı, kromozomdaki, koful, mitokondri hepsinde ki yapıyı gösterdik. Görmeyen var mı? Görüyor herkes. Otlarda, çiçeklerde, hayvanlarda hepsini gösterttik. Fakat diyor Cenab-ı Allah, “O yalanladı ve ayak diretti iman etmemekte”. Allah'ın yarattığını kabul etmiyor ve bunu da diretti diyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 23 Ocak 2013 tarihli sohbetinden Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Taha Suresi, 68- “Korkma' dedik. 'Muhakkak sen üstün geleceksin.” Bir tane ebcedi var; 1956.
70-“Harun’un ve Musa'nın Rabbine iman ettik' dediler” diyor, büyücüler, maşaAllah,
53-“ Ki (Rabbim) sizin için yeryüzünü bir Mehdi kıldı-beşik kıldı.” 2016 tarihini veriyor ebcedi. “Rabbim sizin için yeryüzünü bir Mehdi kıldı-beşik kıldı.” Mehdi de geçiyor ayette. O zamanda firavun’un ekibi diyor ki, o devrin Mehdisi Hazreti Musa (a.s)’a; “Sizin dininizi yok etmek istiyorlardı” yolunuzu, dininizi. Hz. Mehdi (a.s)’a diyorlar, o devrin yobazları, bağnazları. Hz. Mehdi (a.s)’a da aynı şeyi söylenecek.