Sayın Adnan Oktar'ın 20 Mayıs 2015 tarihli sohbetinden Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Madem böyle diyor, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz”. Sihir olduğundan emin. “Şimdi bir buluşma zamanı ve yeri tespit et”. Ama yine de bak demokrat yani Firavun. Yani başkası olsa darmadağın eder yani şu an dünyada Firavundan bin beter adamlar. Birçoğu yani. Güney PKK'nın olduğu bölgede sen Allah'ı anabiliyor musun? Anlatabiliyor musun? Anlatamazsın yani. “Bizim de seninle karşı olamayacağımız açık ve geniş bir yer olsun”. Açık ve geniş. Geniş bir alan tespit et diyor. Ondan sonra buluşma zamanı da tespit et. Yeri de tespit et diyor. Yani onu Musa'ya bırakıyor. Özellikle. Tabi biraz da puan kazanmak istiyor dinleyenlerden. Yani hani meydan okumuş oluyor ya. Kendine güvenini göstertiyor. Ama mesela kendi yer ve zamanı hepsini tespit etse onda şüphe olur diye düşünüyor. Ama ona bıraktığında şüphe olmayacağını düşünüyor.
“Musa dedi ki: “Buluşma zamanımız ülkenin bayram günü ve insanların toplanacağı kuşluk vakti olsun”. Bayram günü. Yani Mısır'da bir bayram günü var. Çok eski. “Ve insanların toplanma vakti”, o bayramda kuşluk vaktinde toplanıyorlar. Bayram günü o zaman toplanalım diyor. “Böylelikle Firavun arkasını dönüp gitti”, cevap vermeden çekip gidiyor. “Hileli düzenini bir araya getirdi”, büyücüleri. “Sonra geldi. Musa onlara dedi ki size yazıklar olsun. Allah'a karşı yalan düzüp uydurmayın, sonra bir azap bile kökünüzü kurutur yalan düzüp uyduran gerçekten yok olup gitmiştir”. Çünkü yapacağınız bir gerçek değil diyor göz bayma yani hipnoz yapacaksınız diyor sihir yapacaksınız diyor.
“Bunun üzerine kendi aralarında durumlarını tartışmaya ve gizli konuşmalarla başlarlar”. Firavun adamları. Yani böyle mırıl-mırıl konuşuyor kendi aralarında dedikodu yapıyorlar. Sonra diyorlar ki, “dediler ki: “Bunlar herhalde iki sihirbazdır”. Çünkü kendileri sihirbaz ya. Kişiyi nasıl bilirsin? Kendin gibi derler ya. O da öyle kendi gibi biliyor yani. “Sizi sihirlere yurdunuzda sürüp çıkarmak ve örnek olarak tutturduğunuz yolunuzu, dininizi yok etmek istiyorlar”. Mehdi'ye de aynı şey söylüyorlar ya. Çünkü Mehdi tek bir dünya devleti meydana getiriyor. Tek bir yapı meydana getiriyor. Açabiliriz pencereyi.
“Bundan ötürü tuzaklarınızı bir araya getirin”. Yani bir tane iki tane hepiniz bir araya getirin. “Sonra gruplar haline gelin”. Bak meydana okumayı görüyor musunuz? Gruplar halinde gelin, bak meydan okumayı görüyor musunuz? Gruplar halinde gelin, “bugün üstünlük zaten gerçekten kurtulmuştur. “Ey Musa”, dediler; “ya sen asanı at veya önce biz atalım”. Yani hep böyle demokrat bir tavır gösteriyor dikkat ederseniz yani kuşkuya mahal vermemek için yapıyor bunu.
“Dedi ki; “hayır siz atın”, sonra hemen ne görsün sihirlerinden dolayı ipleri ve asaları kendisine gerçekten koşuyorlarmış gibi göründü”, diyor. Yani baya oynuyor yılanlar falan. Musa bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı diyor. Ne yapacağım? Ne yapacağım? Bu adamın oranın gibisinden. Allah diyor ki “korkma dedik”. Bir daha. “Muhakkak sen üstün geleceksin”. 1956 tane veriyor Ebced. Bu 68. ayet.
Taha suresi 68. “Korkma dedik. Muhakkak sen”, bu muhakkak sen, kelimesi 1956 tarihini veriyor. “Muhakkak sen üstün geleceksin”. Yani açık açık Mehdi'ye bakıyor yani. Çünkü Bediüzzaman Mehdiyet'in başlangıcı olarak söylüyor 1956 tarihini. Diyor ki, “bir yeni nuru Kur'an mu zuhur edecek”, diyor. Yani Risale-i Nur'un dışında. Bak “yeni, yepyeni bir nuru Kur'an mu zuhur edecek bu tarihte”, diyor 1956'da. “Tam da bilemiyorum”, diyor. Hep uslu bu odur. Bediüzzaman’ın. Ya söylüyorsun işte tamam. Bak yepyeni bir nuru Kur'an ile zuhur edecek. Alenen Mehdiyet. 1956. “Ama tam bilemiyorum”, diyor, çıkaramıyorum. O nezaketidir şeyin, Bediüzzaman’ın üslubu, nezaketidir. Bütün konuşmalarında vardır.
Eğer diyor, “bu adamların bu fitnesi zail olmazsa, 20 sene sonra tokatları dehşetli olacak”, diyor. “Bu iki tarih birleştirirse”, diyor. “Miladi 1971 tarihini verir”, diyor. “O tarihte dehşetli bir şerden haber verir diyor”, 1971. 12 Mart komünistlerden ayaklandığı dönem. Ondan sonra Türkiye'nin dengesi bozuldu zaten 1971'den sonra. Açık açık söylüyor 20 sene sonra diyor. “Tokatları dehşetli olacak”, diyor. “Şu anki tohumların mahsul ıslah olmazsa”, diyor. Yani o komünist hareket o zaman tohum olarak görüyor. Onların mahsulü diyor bak. Mahsulü. “Islah olmazsa, düzeltilmezse, eğitilmezse tokatları dehşetli olacak”, diyor.
Kabataş, Yontmataş filan iddialar Firavun devrinde de var. Olmayan bir şey. Hep bunlara inanmışlar. Böyle ilkel adamlar vardı, Hz. Musa da böyle bir şey yok diyor. Hepsi Allah'ın katında diyor. Kapatabilirsin.
“Korkma dedik muhakkak sen üstün geleceksin. Sağ elindekini at”, diyor Cenabı Allah'ın. “Onların yaptıklarını yutacaktır. Çünkü onların yaptıkları yalnızca bir büyücü hilesidir. Büyücü ise nereye varsa kurtulamaz”. Büyünün haram olduğuna dair de ayettir bu. Genç kızlar bayağı meraklı büyücülere. Büyü haramdır. Bak “büyücü ise nereye varsa kurtulamaz”, diyor Cenab-ı Allah açık. Kur'an hükmü yani.
“Bunun üzerine büyücüler secdeye kapandılar. “Harun'un ve Musa'nın Rabbine iman ettik” dediler””. Ama Harun'u öncelikle söylüyorlar. Bu da tabi manidar. “Harun'un ve Musa'nın Rabbine iman ettik dediler”. “Firavun dedi ki; “ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi” diyor. Adam psikopatlığı başlıyor. Daha önce demokrat takılıyordu değil mi? Şimdi psikopat da ele alıyor. “Şüphesiz o size büyüyü öğreten büyüğünüzdür”. Lan daha önce sen demiyor muydun güvenin işte ben büyücülerim falan diyordun. Değil mi, Musa’yı da ezecekler diyordun.
“Şüphesiz o size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde ben de elleriniz ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim”. Bak sapıtıyor şimdi. Azmış diyor ya. Azması burada çıkıyor. Önce demokrat havasında şu an azıyor. Delili olmadığı için. “Ve sizi hurma dallarında sallandıracağım”, asacağım diyor. “Siz de elbette hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenilmiş olacaksınız”, diyor. Yani Allah'ın azabının şiddetli, benim mi diye göreceksiniz Allahlık iddia ettiği için.
“Dediler ki; “bize gelen apaçık delilleri ve bizi Yaratana seni asla tercih edip seçmeyiz”. Helal olsun. Bak onlarda delikanlıymış. “Neyse hükmünü yürütebileceksen durmaksızın hükmünü yürüt”. Yapacağını yap diyorlar. “Sen yalnızca bu dünya hayatının hükmünü yürütebilirsin. Gerçekten biz Rabbimize iman ettik. Günahlarımızı ve sihir dolayısıyla bizi kendisine karşına zorlayarak sürüklediğin suçumuzu bağışlasın”. Bak sihir dolayısıyla ve bizi, bak bir sihir için tövbe ediyorlar. Bir de “bizi kendisine karşı zorlayarak sürüklediğin”, Hz. Musa'ya karşı ayaklanmasını istiyorlar ya, “suçumuzu bağışlasın. Allah daha hayırlıdır, daha sürektedir.”
“Gerçek şu ki, kim Rabbine suçlu, günahkar olarak gelirse hiç şüphe yok. Onun için cehennem vardır, Onun için de ne ölebilir, ne de dirilebilir. Kim ona iman edip salih amellerde bulunarak”, yani samimi amellerde bulunarak ama önce iman edecek. Samimi amellerde bulunarak Allah'a gelirse, ona gelirse “işte onlar için de yüksek dereceler vardır. İçlerinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan Adnen cennetleri de onlarındır. Ve işte bu arınmış olanların karşılığıdır”. Arınmış. Yani kirlerinden yanlışlıklarına arınmış.
SAYIN ADNAN OKTAR'IN A9 TV'DEKİ CANLI SOHBETİ (15 ARALIK 2011; 01:00)
ADNAN OKTAR: Taha Suresi. Şeytandan Allah’a sığınırım. 65-70. ayetler:
"Ey Musa" dediler. Ya sen (asanı) at veya önce biz atalım." Bize de ne diyorlar Darwinistler? “Önce ya siz konuşun, sonra istiyorsanız biz konuşalım”. Biz de diyoruz “atın önce atacaklarınızı”.
“Dedi ki: "Hayır, siz atın." Sonra hemen (ne görsün), sihirlerinden dolayı, onların ipleri ve asaları kendisine gerçekten koşuyormuş gibi göründü.” Bir kısım insanlara Darwinistlerin delilleri sanki gerçekmiş gibi görünüyor değil mi?
“Musa, bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı.” Bir kısım Müslümanlar da hakikaten Darwinizm’in gerçek olabileceğini düşünüp korku duyuyorlar.
"Korkma" dedik. "Muhakkak sen üstün geleceksin."
"Sağ elindekini atıver,” “at” diyor Allah. “onların yaptıklarını yutacaktır;” Bizim sağ elimizdeki 7 kiloluk falan bir kitap inşaAllah.
“Çünkü onların yaptıkları yalnızca bir büyücü hilesidir. Büyücü ise nereye varsa kurtulamaz. Bunun üzerine büyücüler, secdeye kapandılar: "Harun'un ve Musa'nın Rabbine iman ettik" dediler."
Sayın Adnan Oktar'ın 18 Nisan 2012 tarihli röportajından imtihanın sırrı ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bakın diyor ki Hz. Musa (a.s), Kasas Suresi, 33. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Dedi ki: ‘Rabbim, gerçekten onlardan bir kişi öldürdüm, beni öldürmelerinden korkuyorum. 34-Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum’" diyor Hz. Musa (a.s).
Taha Suresi, 45- “Dediler ki: ‘Rabbimiz, gerçekten, onun’” Firavun’un “bize karşı 'taşkın bir tutum takınmasından” çünkü deccal olduğu için, iddia edilen Ergenekon terör örgütü nasıl zalim, onlar da zalim, “ya da 'azgın davranmasından' korkuyoruz." İkisi birden söylüyor; “’korkuyoruz’.
66- Dedi ki: ‘Hayır, siz atın.’ Sonra hemen (ne görsün), sihirlerinden dolayı, onların ipleri ve asaları kendisine gerçekten koşuyormuş gibi göründü.” Hz. Musa (a.s)’ın gözüne öyle göründü, hipnoz yapıyorlar orada veyahut büyü yapıyorlar.
67- “Musa, bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı.” Daha önce kendi attığı asa yılana döndüğü halde, “bununla git” dediği halde Allah, aklın ihtiyarı kalkmadığı için ne diyor Allah; “kendi içinde bir tür korku duymaya başladı.”
Neml Suresi, 10-"’Asanı bırak;’ (Bıraktı ve) onun çevik bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, geriye doğru kaçtı ve arkasına bakmadı. ‘Ey Musa, korkma; şüphesiz Ben(im); Benim yanımda gönderilen (elçiler) korkmaz.’" Haram kılıyor Allah korkmayı.
Şuara Suresi, 21-"Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra Rabbim bana hüküm (ve hikmet) verdi ve beni gönderilen (elçilerden) kıldı."
Kasas Suresi, 18-“Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek çıkıp gitti” diyor Hz. Musa (a.s) için "Rabbim, zalimler topluluğundan beni kurtar" dedi. İmtihanın gereğidir bunlar. Ve aklın ihtiyarının kalkmadığının net delili olan ayetler işte. Aklın ihtiyarı kalksa korkmaz, inşaAllah.