Sayın Adnan Oktar'ın 9 Aralık 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Allah; O'ndan başka İlah yoktur. En güzel isimler O'nundur. Sana Musa'nın haberi geldi mi? Hani o bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: "Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum." Kuran’da başka yerde de geçiyor. Bir kere demek ki dikkat eden insan ateşi görebiliyor, bir olayı görebiliyor. Dikkat etmeyen göremiyor. Bak, diğerleri göremiyor. İmanın nuru keskin olduğu için Hz. Musa (a.s.) görüyor. İlk ateşi gören o. Demek ki Mehdiyet’le ilgili ateşi görmek de imanın nuruyla oluyor. Mehdiyetin alametlerini, Ahir zamanın alametlerini de görmek de imanın nuruyla oluyor, sırf Mehdi (a.s.)’yi değil. Mehdi (a.s.)’nin çıkış alametlerini görmek de imanın nuruyla olur. Mesela Kabe’de kan akıtılmasını milyonlarca insan göremedi. Ama Mehdiyet ve Mehdi (a.s.) talebeleri görüyorlar. İmanın nuruyla görüyorlar. Mesela 15 gün arayla Ay ve Güneş tutulmalarını insanlar göremedi. Ama Mehdi (a.s.), Mehdiyet ve Mehdi (a.s.) talebeleri görüyor imanın nuruyla. Fırat’ın suyunun kesilmesini milyonlarca insan göremedi. Ama Mehdi (a.s.), Mehdiyet ve Mehdi (a.s.) talebeleri gördüler. Onun için bütün Mehdiyet alametleri yine imanın nuruyla görülür.
Mehdi (a.s.) neyle görülür? O da imanın nuruyla görülür. İsa (a.s.) neyle görülür? İmanın nuruyla görülür. Deccal neyle görülür? O da imanın nuruyla görülür. Deccalin alametleri neyle görülüyor? İmanın nuruyla. Deccalin alametleri içine girmiş adam, kaynıyor deccaliyet, gevrek gevrek böyle kahvehane sohbeti yapıyor; “Deccal de çıkmamıştır” diyor, “Ahir zaman da gelmemiştir” diyor. Halbuki kendi kitapları, kendi yazdıkları kitaplar da bütün alametleri saymış, tamamı olmuş. Bakın şimdi işin daha da vahimi o alemetleri bizzat kendileri oluşturuyorlar şu an. Bizzat kendileri oluşturuyor Ahir zaman alametlerini. Mesela kendi şeyhleri cinsi sapıkla beraber resim çektirmiş. Cinsi sapıklarla resim çektiriyor. Bu ahir zaman alameti, kendin yapmışsın sen, kendin yapmışsın. Fakat kör gözün görmüyor. Manen kör. Gerçek körler Ahiret’te çok makbuldür makamları. Yani velayet makamı gibidir körlük. Sen namazda mesela bir sevap alırsan, kör olan yedi yüz sevap alır. Çok daha fazladır sevabı inşaAllah.
“Ateşi görmüştü de, ailesine şöyle demişti” hemen bak ailesini, sevdiklerini. Bizim ailemiz ne? İslam. Hemen biz de İslam alemine almeti haber vereceğiz. Hz. Musa (a.s.) ne yapıyor? Görür görmez ateşi hemen alameti haber veriyor, susmuyor. Bizim ailemiz nedir? İslam’dır. İslam ailesine biz de hemen haber veriyoruz. “Şöyle demişti: "Durun” durmak; teyakkuz, dikkatli olun, Müslümanlar şu an deccaliyete karşı dikkatli olmak durumunda. Kuran’da da Allah dikkate bizi teşvik ediyor. Durma nedir, durma ne için yaptırılır? Teyakkuz ve dikkat için yapılır. Demek ki fevkaladelik olduğunda teyakkuz ve dikkat gerekiyor. “Bir ateş gördüm; umulur ki” bak, büyük konuşmuyor, “umulur ki, Allah’tan umuyor “umulur ki, size ondan bir kor getiririm” o ateşten size bir parça getiririm. Faydalanacağınız, istifade edeceğiniz bir parça getiririm. “Veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum.” O ateşin yanındaki yok gösterecek kimdir? İşaret edilen Mehdi (a.s.)’dir, yol gösterici. Mehdi (a.s.)’nin vasfıdır zaten. Mehdi (a.s.)’ye işaret var. Mehdi (a.s.)’nin çıkışı büyük bir ateşin zuhuruyladır. Oradaki ateş, buradaki ateştir aynı zamanda, ona işaret ediyor inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 18 Mart 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Sana Musa'nın haberi geldi mi?” 9. ayet. “Hani bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: "Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum”. Biz de ateşin yanında kimi bulduk Ahir zamanda, bulacağız? Mehdi (a.s.)’ı değil mi? Ateş, büyük bir ateş Mehdi (a.s.)’ın çıkış alametidir. Yol göstericidir Mehdi (a.s.) da.
“Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: Ey Musa. Gerçekten Ben” yine “Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva'dasın”. Kutsal vadi Tuva. Ayakkabılarını çıkarıyor orada. "Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle. Gerçekten Ben, Ben Allah'ım, Benden başka İlah yoktur”. Bakın bu çok manidardır buradaki ifade. “Ben, ben” iki kere tekrarlıyor Allah. “Ben Allah’ım”. “Benden başka İlah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl. Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir”. Madem sen bu kapıyı açtın ben sana söyleyeyim mesela, 15. ayet, Hicri 1545’tir değil mi Kıyametin kopuş tarihi. Hicri 1500’e dikkat çekiyor.
ALTUĞ BERKER: Bir üstteki de Hocam “seçilen” 14. ayet.
ADNAN OKTAR: “Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir”. Bak Kıyamet’e dikkat çekiliyor. “Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim". Kıyametin haberini gizleyeceğim. Kime açıklar Allah gaybı? Peygamberlere açıklıyor. Tabii ki gayb gizli. Ama Peygamberlerine açıklıyor Allah. “Dedi ki: Rabbim, benim göğsümü aç” diyor Hz. Musa (a.s.). Heyecanlı, Allah-u alem hem tansiyonu yükseliyor hem de kalbinde çarpıntı var. Yani taşikardi var Allah-u alem, hem de tansiyonu da yükseliyor olabilir.
“İşimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz”. Çok heyecanlı olduğu için o güzeller güzeli, o aslanlar aslanı, ki çok yapılıydı Hz. Musa (a.s.), acayip yapılı, müthiş kuvvetliydi. “Dilimden düğümü çöz”. Heyecanlandığı için, çok heyecanlı olduğu için konuşamıyor. Dili çözülüyor zaman zaman. Mehdi (a.s.)’ın da özelliği. Çok heyecanlandığında konuşamaz Mehdi (a.s.) de. “Ki söyleyeceklerimi kavrasınlar. Ailemden bana bir yardımcı kıl, Kardeşim Harun'u. Onunla beni kuvvetlendir. Onu işimde ortak kıl. Böylece Seni çok tesbih edelim”. Tek başına gitmiyor bak. Bak; “Böylece Seni çok tesbih edelim”. Berker’im madem bu kapıyı açtın dedim sana değil mi?
ALTUĞ BERKER: İnşaAllah.
ADNAN OKTAR: 33. ayet ne geliyor aklına?
ALTUĞ BERKER: Hz. İsa (a.s.) geliyor inşaAllah.
ADNAN OKTAR: İkinci olarak düşün. Tesbihte kaç defa elhamdülillah diyoruz?
ALTUĞ BERKER: 33 defa.
ADNAN OKTAR: 33 kere sübhanAllah, Allah-u Ekber değil mi? 33. ayettir. “Böylece seni çok tesbih edelim”. 33 kere tesbih edliyor değil mi? Her Allah’ın ismi 33 kere tesbih ediliyor. Toplamda 99. “Ve Seni çok zikredelim. Şüphesiz Sen bizi görüyorsun". Yani şu anda bizi görüyorsun diyor Allah’a. Allah’a öyle sesleniyor. “Dedi ki: Ey Musa istediğin şey sana ihsan edilmiştir. Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk”. Daha öncekini de hatırlatıyor Allah. İlk defa değildi lütfun.
“Hani annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik. Şöyle ki, “onu sandığın içine koy, suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın”. Mehdi nereye girecek? Sahile girecek değil mi? Bir kenara girecek. Su kenarındadır Mehdi'nin faaliyet yeri de. “Onu benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır”. Yani Firavun sistemin Deccali sistemin düşüncenin içinde mücadele edecek diyor. Cenab-ı Allah ona işaret ediyor. “Gözümün önünde yetiştirilmen için kendimle sana bir sevgi yönelttim”. Sevilecek bir insan olacak Hazreti Musa.
“Seni annene geri çevirmiş olduk ki gözü aydın olsun ve üzülmesin.” Demek ki, annesi üzülecek. Bakın Hazreti Musa'nın annesi üzülecek demek ki. Bunu durduk yere söylemez Allah. Bir şey vardır. Bir şey anlatılıyordur. Yani annesi üzülecek birisi vardır. Bir şey anlatılmıştır. “Sonra bir kader üzerine buraya geldin”, diyor Cenab-ı Allah. “Ey Musa”, diyor.