Sayın Adnan Oktar'ın 18 Aralık 2010 tarihli röportajından Taha Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytan’dan Allah’a sığınırım.
“Sana geçmişlerin haberlerinden bir bölümünü böylece aktarıyoruz. Gerçekten, sana Katımız'dan bir zikir verdik.” Yani Kuran. “Kim bundan yüz çevirirse, şüphesiz Kıyamet günü o, bir günah-yükü yüklenecektir.” Yani” Kur’an’ dan kim yüz çevirirse şüphesiz Kıyamet günü o, bir günah-yükü yüklenecektir. O (yükün altı)nda ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür.” Kuran’a uymamanın hükmünü Allah açıklıyor. “Kim bunda yüz çevirirse”, bakın istisnasız herkes için geçerli. “O yükün altında ebedi olarak kalıcıdırlar.” “Kıyamet’te ebedi olarak cehennem karşılığı olur” diyor. “Bu Kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür” diyor cenabı Allah. Kuran’a uymanın farzı yani herkes için o şekilde. “Sur'a üfürüleceği gün, Biz suçlu-günahkarları o gün, (yüzleri kara, gözleri) gömgök (kaskatı ve kör) olarak' toplayacağız.” Gömgök gözleri yani mor renkte oluyor gözlerinin içi.
103.Ayet; “(Dünyada) Yalnızca on (gün) kaldınız" diye kendi aralarında fısıldaşacaklar.” Kendi aralarında ne kadar kaldıklarına tam karar veremiyorlar kalktıklarında. Birisi diyor ki; bir gün kaldık diyor. Biri bir günün bir vakti kadar diyor, bir kısmı da “on gün kaldınız diye fısıldaşacaklar” diyor. Komada kaldıklarını düşünüyorlar, derin bir uykudan hani komadan kalkar ya insanlar, “ben kaç günden beri komadayım” diyor bilmiyorlar. Mesela bazen dört ay komada kalıyor adama desen bir haftadan beri komadasın desen, inanır, bilmez. Onlar da tam kestiremiyorlar tam ne kadar süre kaldıklarını. Halbuki çok uzun süre kalıyorlar ama fark edemiyorlar. On gün kaldığını düşünüyor oda. Şeytan’dan Allah’a sığınırım.“Onların sözünü ettiklerini Biz daha iyi biliyoruz. Tutulan yol bakımından onların daha üst olanları ise: "Siz onlar da yalnızca bir gün kaldınız" derler.” Bak onlar da karar veremiyorlar. Bak; “Tutulan yol bakımından onların daha üst olanları ise,” daha berbat konumda olanlar ise “Siz onlar da yalnızca bir gün kaldınız” derler.
“Aralarında bir tartışma var yani o uykudan kalkmanın ne kadar sürdüğüne dair karar veremiyorlar. “Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak" “kum gibi dağılacak” diyor “Kıyamet vaktinde.” "Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır." Depremin etkisiyle dağlar çökmeye başlıyor, eriyor ve gittikçe yayılıyor arazide ve yerleri bomboş oluyor mesela Ağrı dağı diyelim olduğu yer ova haline geliyor, dümdüz. “Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır. "Orada ne bir eğrilik göreceksin, ne de bir tümsek." Deprem sürekli devam ettiği için eğrilikler de gidiyor. Eğriyse eğrilik varsa arazide depremin etkisiyle o da düz hale geliyor. Tümsek varsa o da depremin etkisiyle düzlenmeye başlıyor. Dolayısıyla yer yüzünde düz ova hakimiyeti oluyor depremin etkisiyle, depremin şiddetiyle. “O gün, kendisinden sapma imkanı olmayan çağırıcıya uyacaklar.” Bu bir melek AllahuAalem, onları çağıran bir Melek. “Rahman (olan Allah)a karşı sesler kısılmıştır;” Cübbeli diyor ya; “kafa tutacağız istediğimiz gibi konuşuruz” gibi saygısızca konuşabileceğini düşünüyor. Kafa tutacağız demiyor ama haşa üslup kafa tutar gibi orada ki konuşması. Allah diyor ki; “Rahman (olan Allah)a karşı sesler kısılmıştır;” “Ben orada da tartışırım” diyor böyle avami bir üslupla tartışabileceğini düşünüyor. Allah ne diyor? “Rahman (olan Allah)a karşı sesler kısılmıştır; artık bir hırıltıdan başka bir şey işitemezsin.” Arazi de sadece hırıltıyı andıran bir ses var bütün dünyada. İnsanlar da çıt yok ses kesiliyor.
“O gün, Rahman (olan Allah)'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz.” Allah’ın izin verdiği, sözünden hoşnut olduğu, konuşmasından hoşnut olduğu kimse şefaatte bulunuyor. “Ya Rabbi” diyor; “şu şu insanlar iyi insanlar” diyor. Şefaatte bulunuyor inşaAllah. Ama Allah izin veriyor ama zaten Allah’ın bildiği bir şey söylüyor. “O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O'nu kavrayıp kuşatamazlar.” Biz çevremizde ne olup bittiğini bilemeyiz. Birçok varlık var. Cinler oluyor, melekler oluyor birçok şeyi göremiyoruz. Veyahut küçük şeyler oluyor göremiyoruz. Cenab-ı Allah diyor ki; “O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O'nu kavrayıp kuşatamazlar.” Bilgi bakımından da kuşatamıyorlar. Yani nasıl bir şeydir, ne özelliği vardır detaylarını da bilmiyor insanlar. “Hem kavrayamazlar hem kuşatamazlar” diyor, her yönden. Çünkü sağından, solundan, önünden, arkasından her yerinden Allah görüyor. İnsan tek cepheden görebiliyor ve belirli bir yönü görebiliyor. Mesela küçük olan şeyleri göremiyor ve görünmez olan şeyleri de göremiyor mesela görünmez varlıkları göremiyor. Cin, melekler, ışıklar, dalgalar birçok şeyi göremiyor.
“Onlar ise, bilgi bakımından O'nu kavrayıp kuşatamazlar.” Kuşatma gücü de yok insanın. Tek cepheli görebiliyor. “(Artık bütün) Yüzler, diri, kaim” Bak diri, insanlar ölüyor ama Allah sürekli diri. “kaim” “güçlü” olanın önünde eğik durmuştur” başları önünde çok saygılılar Allah’a karşı. Öyle kafa tutar gibi haşa küstah bir üslup haşa tahayyül dahi edilemez. Bak; “Yüzler, diri, kaim olanın önünde eğik durmuştur ve zulüm yüklenen ise yok olup gitmiştir.” Zulüm yüklenenler cehenneme gidiyorlar. “Kim de bir mümin olarak, salih olan amellerde bulunursa,” samimi bir çalışmada bulunursa “artık o, ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.” “Zulüm de hakkın eksik tutulması da mümkün değil” diyor Cenab-ı Allah. “Olabilecek en iyi şekilde karşılanacak o” diyor inşaAllah. “Böylece Biz onu, Arapça bir Kuran olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık;” yani “çekinilmesi gereken korkulacak şeyleri her türlü şekilde açıkladım” diyor Allah yani “muğlak bırakmadım” diyor. “umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur.” Düşünmenin önemine Allah dikkat çekiyor. Cübbeli ne diyor? “Öyle fazla düşünmeye gerek yok” diyor ,“kafayı atarsın” diyor. Allah ne diyor; “onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur.” Derin düşünmeye Allah dikkat çekiyor.