Enbiya Suresi, 73, 79-81 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 15 Ekim 2010 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınıyoruz. “Ve onları, Kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık.” Bana diyorlar ki adamlar; “kardeşim gece gündüz Mehdi (a.s.)’den bahsediyorsun.” Kuran’ın her yerini açıyorum, her yerden Mehdi (a.s.) çıkıyor, Mehdi (a.s.) konusu çıkıyor, bakın buyurun. Şeytandan Allah’a sığınırız. “Ve onları...” yani mücahitleri, Allah yolunda gayret eden Mehdi (a.s.) talebelerini. “Kendi emrimizle hidayete yönelten.” Hidayete yöneltmek ne demektir? Mehdiyet’tir. Evet, Mehdiyet’tir. “Önderler kıldık.” Önder ne demektir? Lider. “Ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar Bize ibadet edenlerdi.” Bakın, “Ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik.” Bu ayet mesela ebcedi 1984 yılını veriyor. Çok net, inşaAllah. Mesela bak Hz. Süleyman (a.s.)’dan bahsediyor. Hz. Süleyman (a.s.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ne diyor; “Mehdi (a.s.) aynı Süleyman (a.s.) ve Zulkarneyn (a.s.) gibi dünyaya hakim olacak” diyor. Süleyman (a.s.) kıssası baştan sona Mehdiyet’tir zaten.

Şeytandan Allah’a sığınırım. 79. ayet, ki 1979’a da bakıyor inşaAllah. “Biz bunu (hükmü) Süleyman’a kavrattık, her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar Biz idik.” Biz yapıyoruz, diyor.  Şimdi dağlarda, İstanbul dağlardan oluşuyor. Bütün dağlarda, biz Allah’tan bahsettiğimizde, bizim sesimiz her yerde duyuluyor mu şu an? Duyuluyor. Fransa’da, Avrupa’da, dünyanın her yerinde dağlarda duyuluyor mu seslerimiz? Duyuluyor. Kuran ne diyor? Ona işaret ediyor işte. “Ve sizin için ona, zorlu-savaşınızda,” bak “zorlu savaşınızda.” Bizde şu an deccaliyetle zorlu bir savaş içerisindeyiz.

“Sizi korusun diye,...” demek ki Müslüman korunmaya dikkat edecek. Kendini koruyacak, zırha önem verecek. “Giyim-sanatını' ona öğrettik. Buna rağmen siz şükredenler misiniz?” Yani giyim-sanatını siz öğrenmediniz, Ben öğrettim diyor, Allah. Siz yapmadınız, ben yaptım diyor. “Süleyman için de, fırtına biçiminde esen rüzgara (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi bilenleriz.” Şimdi fırtına gibi uçaklar gökyüzünde uçuyor mu? Rüzgar gücünü kullanarak uçuyor uçaklar. Allah rüzgarı Müslümanların emrine vermiş oluyor. Evet, uçağın özelliği nedir? Uçak rüzgarı kullanan bir alettir. Yani rüzgarı iyi kullandığı için uçabiliyor. Tabii rüzgar meydana getiriyor, o rüzgarı kullanıyor, o şekilde uçuyor.

 


Enbiya Suresi, 73, 79 Ayetlerinin Tefsiri 

 

Sayın Adnan Oktar'ın 1 Aralık 2010 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Ve onları kendi emrimizle hidayete yönelten (Mehdi’lik yapan) önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan fiilleri- namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi”, 1984 yapıyor ebcedi. Mehdi (a.s.)’nin tarihini veriyor inşaAllah.

“Biz bunu (hükmü) Süleyman’a kavrattık, her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar Biz idik” diyor Allah. 1979 Mehdi (a.s.)’nin zuhuru. “Biz bunu (hükmü) Süleymana kavrattık”, yani “hüküm verme gücünü, anlatma gücünü Ben ona verdim” diyor Cenab-ı Allah. Mehdi (a.s.)’ye de o gücü veren Allah’tır. Mehdi (a.s.)’nin müstakil bir gücü yoktur.  “Her birine hüküm ve ilim verdik”, hükmetme yani adaletle karar verme ve ilim. İlimi kim veriyor? Allah veriyor. Mehdi (a.s.) herhangi bir okulda eğitim almış olmayacak, tarikata da bağlı değil. İlm-i vehbi, çünkü bak diyor ki; “ilmi ben verdim” diyor Allah. Bütün ilimleri Allah öğretir, ona işaret var.

“Davut ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) yapanlar Biz idik.” Şimdi bütün İstanbul’un dağlarında, bütün Türkiye’nin dağlarında, ki İstanbul 7 tepe üzerinde, bütün evlerinde olanlar şu an beni dinliyorlar mı?  Dinliyorlar. Bütün dağlarda Allah’ı hep beraber tesbih ediyor muyuz şu an? Çünkü ben burada Allah’ı tesbih ediyorum ama İstanbul’un 7 tepesinde de tesbih ediyorum aynı anda ve Türkiye’nin bütün bölgelerinde; Tokat’ta, Turhal’da, Adıyaman’da, Siirt’te, Muş’ta, Bitlis’de, İzmir’de, Edirne’de, Samsun’da, Karadeniz’de, İç Anadolu’da, her yerde tesbih ediyorum. Ve bütün Türki devletlerde Amerika’da aynı anda tesbih ediyorum. Kuran’ın bu işareti şu an tahakkuk etti işte. Mehdi (a.s.) öncüsü olarak bak bu bende böyle oluyor. Mehdi (a.s.) de çok daha kapsamlı inşaAllah.

 


Enbiya Suresi, 79-82, 86-90, 96-97 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 8 Şubat 2010 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Biz bunu”, 79. ayet, “biz bunu hükmü Süleyman'a kavrattık. Her birine hüküm ve ilim verdik.” Yani Mehdi nasıl hakimlik görevi yapacaksa, Hz. Süleyman da o zaman hakim, hüküm veriyor. Ve ilim var. Ledün ilmi var, batın ilmi var, vehbi ilim var, ilim sahibi. “Davut ile birlikte tespih etsinler diye dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. Bunları yapanlar bizdik.” Şimdi biz burada Allah'ı tespih ediyoruz. Şu anda dağlarda tespih ediyor mu?

ALTUĞ BERKER: Ediyor tabii.

ADNAN OKTAR: Nasıl ediyor?

ALTUĞ BERKER: Varlıklarıyla.

ADNAN OKTAR: Dağlardaki evlerde, bu televizyonlarda bütün yedi tepe bütün dağların üstü ev dolu değil mi İstanbul'da? Binlerce yüz binlerce ev yok mu? Yüz binlerce televizyon yok mu? Yüz binlerce radyo yok mu? Biz Allah deyince bütün dağlarda Allah diyor mu dağlar?

ALTUĞ BERKER: Aynen dediğiniz gibi evet, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Diyorlar değil mi? Her yerde Allah diyor mu şu an dağlar? Her yer? İşte Kur'an buna işaret ediyor. İnşaAllah. “Davut ile birlikte tespih etsinler diye”, bizden beraber aynı anda televizyonlar tespih ediyor mu Allah'ı?

ALTUĞ BERKER: Ediyor inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Biz de Davut'un evlatlarındayız. İnşaAllah. Müslümanların hepsi Davut evladıdır. “Dağları ve kuşlara boyun eğdirdik. Bunları yapanlar biz idik diyor.” Allah ben yaptım diyor. Yani bu bütün konuşmaları, onun konuşmasında, dağlardaki konuşmaları da, kuşların Allah'a zikrinde ben yaptırıyorum diyor Allah. Onlar yapamaz diyor Allah. “Ve sizin için ona zorlu savaşınızda sizi korusun diye madeni giyim sanatını öğrettik. Buna rağmen siz şükredenler misiniz?” Mesela bütün Mehmetçikler, askerler şu an kurşun geçirmez yelekler yapıyorlar. Değil mi? Bunu diyor ben öğrettim diyor Allah. İnşaAllah. Ben size bildiriyorum bunu diyor. Hakim olarak Allah. Her şeye hakim olarak.

“Süleyman için de fırtına biçiminde esen rüzgara boyun eğdirdik ki kendi emriyle içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi bilenleriz.” Rüzgarı kullanarak şu an hangi gök vasıtaları yapılıyor?

ALTUĞ BERKER: Uçaklar, planörler, helikopterler.

ADNAN OKTAR: Dolayısıyla ahir zamana bakıyor ayet. İnşaAllah. Süleyman devrinde de kullanılıyordu. Planör tarzı uçaklar kullanılıyordu. İnşaAllah. Ama devrimizde bu en geniş bir şekliyle. İnşaAllah. “Onun için de denizde dalgıçlık yapan ve bundan başka işler de gören şeytanlardan kimseleri de emrine verdik. Biz onların koruyucuları idik.” Hz. Süleyman'a bütün duvarcı ustaları emrine giriyorlar. Bir masonik tablo vardı. Orada Hz. Süleyman bütün masonların lideri. İnşaAllah. Şimdi onlar Adonay'ı bekliyorlar. Adon'u. Ahir zamanda bizim başımıza geçeceklerini bekliyorlar. İnşaAllah. Mehdi bütün şeytanları İslam'ın hizmetine kullanacak. Ve masonları da etkisi altına alıp onları da İslam'ın hizmetinde kullanacak. İnşaAllah. Ve onların dediği de olacak. Masonların dediği. Adonay gelecek. Adon. Adon dedikleri Mehdi'dir. İnşaAllah. Adon'un emrine gireceğiz biz diyorlar. Mason tablosu var. Ve Adon onların karşısında yüksek bir tepede Mason kıtaları böyle Mason kıyafetleri giymişler. Yağlı boya tablo var. Adon da onları yönlendiriyor. İnşaAllah. Ahir zamanda Mehdi hem Masonlara, hem şeytanlara, hem cinlere, hepsine hakim olacak. İnşaAllah. Senin açtığın sayfanın arka sayfasına geçtim. Enbiya suresi devam ediyoruz.

86. Cenab-ı Allah onları rahmetime aldım diyor. “Şüphesiz onlar salih kimselerdi”, samimi, temiz insanlardı diyor. Bu da İslam'ın en şaşalı, en muhteşem yıllarını veriyor, 2066. MaşaAllah, elhamdülillah. Binalarıyla, bahçeleriyle, ekonomik rahatlığıyla en muhteşem yıllardır 2066. İnşaAllah. Mehdi'nin genç yaşlı dönemleridir. İnşaAllah. “Balık sahibi Yunus'u da, hani o kızmış vaziyette gitmişti ki bundan dolayı kendisine sıkıntıya düşürmeyeceğimi sanmıştı.” Hazreti Yunus tebliğ yapıyor bir şehre. Adamlar dinlemiyorlar. Yıllarca yapıyor dinlemiyor. O da kızıyor. Bırakıp gidiyor. Bu bir zelledir. Yani peygamberler öyle bir hata benzeri bir şey yaptığında ona zelle denir.

“Karanlıklar içinden senden başka ilah yoktur. Sen yücesin. Gerçekten ben zulmedenlerden oldum diye çağrıda bulunmuştu”. Balina gibi büyük bir balık Hazreti Yunus'u yutuyor. Akıl almaz bir korku duyuyor. Midesine gizliyor. Şiddetle Allah'a tesbih ediyor. Hayvan yeniden onu bir kıyıya kenara götürüp ağzından dışarıya atıyor. Tarih içerisinde öyle balık balığın yuttuğu ve bir sürü balık karnında kalan insanlar balinaların yuttuğu. 3 vaka var hatırlayabildiğim kadarıyla. 2-3 tane vaka var. Bir tanesinde balığın asitlerinden cildi beyazlaşmış adamın yani mide özsularından dolayı. Biraz kaldığı için. Yanmış. Yanmış yani.

“Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onun üzüntüden kurtardık. İşte biz iman edenleri böyle kurtarırız”. Bakın artık balığın karnında %100 ölmüş gibi görünüyor değil mi? Bitmiş gibi görünüyor. Allah orada da kurtarıyorum diyor. İnşaAllah. Yani en ümitsiz vakalarda da kurtarabiliyor Allah.

“Zekeriya'da hani Rabbine çağrıdan bulunmuştu: “Rabbim beni yalnız başıma bırakma. Sen mirasçıların en hayırlısısın. Onun duasına icabet ettik. Kendisine Yahya'ya armağan ettik”. İnşaAllah. Mehdi de yalnız başına değildir. İnşaAllah Cenab-ı Allah ona Hazreti İsa'yı gönderecek. Vezir olarak. İnşaAllah.

Bak 96. Ayette, “Yecuc ve Mecuc (un sedleri) açıldığında onları her bir tepeden akın ederler”. Bu birinci dünya ve ikinci dünya harbini işaret ediyor. Tepelerden Alman orduları, faşist İtalyan orduları, komünist orduları her tepelerden motosikletlerle, kariyerlerle, tanklarla açtılar. Değil mi? Bak diyor ki, “onlar her bir tepiden akın ederler”. Onlar da bunu yaptılar. “Gerçek olan vaat yaklaşmıştır”. Kıyamet yaklaşmıştır. Mehdi'nin çıkışı yaklaşmıştır. İsa'nın inişi yaklaşmıştır. “İşte o zaman inkar edenlerin gözleri yuvalarından fırlayacak”, böyle. Fincan gibi. “Eyvahlar bize, biz bunlardan tam bir gaflet içindeydik. Hayır biz zalim kimselerdik diyecekler”, diyor Allah.