Sayın Adnan Oktar'ın 11 Mart 2013 tarihli sohbetinden Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Enbiya Suresi 86. ayet; “Onları rahmetimize aldık, şüphesiz onlar salih kimselerdi.” 2066 tarihini veriyor. 86. ayet. 1986’da demek ki, bir şeyler olacak. Kim bilir ne var. 1986’ya işaret var.
Enbiya Suresi 93. ayet; “Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar (dinlerinde bölünmeler -mezhepler- yaptılar); hepsi Bize döneceklerdir” diyor Allah. Bölünmeyi haram kılmış Allah.
Enbiya Suresi 96. ayet: “Yecuc ve Mecuc (un sedleri) açıldığında, onlar her bir tepeden akın ederler;”
Enbiya Suresi 97. ayet; Şeytandan Allah’a sığınırım: “Gerçek olan va'd yaklaşmıştır.” Yani Hz. Mehdi (a.s)’ın zuhuru, kıyamet ve Hz. İsa Mesih (a.s)’ın nüzulü, “ işte o zaman, inkar edenlerin gözleri yuvalarından fırlayacak: ‘Eyvahlar bize, biz bundan tam bir gaflet içindeydik, hayır, bizler zalim kimselerdik’ (diyecekler)” diyor Cenab-ı Allah.
Enbiya Suresi 105. ayet; “Andolsun, Biz zikirden (Tevrat’tan) sonra Zebur'da da: ‘Şüphesiz Arz'a salih kullarım varisçi (hakim) olacaktır’ diye yazdık” diyor Allah. 2051. MaşaAllah.
Sayın Adnan Oktar’ın 18 Ağustos 2013 tarihli sohbetinden Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “(İffetini) Irzını koruyan (Meryem); biz ona kendi ruhumuzdan üfledik,” diyor Cenab-ı Allah, “onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık.” (Enbiya Suresi / 91) Bir süs, bir güzellik örnek insan. Hz. İsa Mesih (a.s), örnek insan olarak yaratıldı. Ve Cenab-ı Allah, örnek bir insanı dünyaya gönderiyor. Adamlar muhatap dahi olmuyorlar. Hz. Meryem övgüyle anlatılması gereken örnek bir Müslüman hanımdır, hiç ağızlarına dahi almıyorlar.
Şeytandan Allah’a sığınırım. Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar (dinlerinde bölünmeler yaptılar);” Mezheplere, itikatta bölümlere ayrıldılar. “..hepsi bize döneceklerdir.” (Enbiya Suresi / 93) Diyor Allah, “intikam alacağım” diyor. “Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar (dinlerinde bölünmeler yaptılar); hepsi bize döneceklerdir.” Mezheplere, tarikatlara şuna buna ayrıldılar. “Her biri kendi gücüyle övünür” diyor Allah. “Her biri kendini üstün görür” diyor.
“Yecuc ve Mecuc (un sedleri) açıldığında, onlar her bir tepeden akın ederler;” (Enbiya Suresi / 96) “Gerçek olan va'd yaklaşmıştır,” (Enbiya Suresi / 97)
Ahir zamanda, yecüc ve mecüc zuhuru kıyamet alameti. Bakın, “Gerçek olan va'd yaklaşmıştır,” yecüc mecüc. Diyorlar ki: ‘Kıyamet alameti yoktur.’ Bakın, işte Allah diyor. Yecüc mecücü kıyamet alameti olarak söylüyor. Ne diyor: “Gerçek olan va'd yaklaşmıştır,” Önce yecüc mecüc çıkıyor, sonra olaylar. Şu anda da kan gövdeyi götürüyor dünyada.
Sayın Adnan Oktar'ın 25 Eylül 2010 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım, Enbiya Suresi, 93:“Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana ibadet ediniz. Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar (dinlerinde bölünmeler yaptılar); hepsi Bize döneceklerdir.” Bak ne diyor Cenab-ı Allah, “Onlar işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar”, “İttihad-ı İslam’dan çıktılar, İttihad-ı İslam’a yanaşmadılar, İttihad-ı İslam’ın zıttı hareket yaptılar, dinlerinde bölünmeler yaptılar”, Allah tehdit ediyor, diyor ki “hepsi Bize döneceklerdir”. “Yecüc ve Mecüc (ün sedleri) açıldığında onlar her bir tepeden akın ederler.” Ne oldu Birinci Dünya Harbi’nde, İkinci Dünya Harbi’nde? Tanklarla, kariyerlerle, askeri araçlarla, tepelerden akınlar ettiler, değil mi? Piyade olarak da akınlar ettiler, dünya çapında Yecüc Mecüc dünyayı hercü merc etti. Birinci Dünya Harbi ve İkinci Dünya Harbi. Bak ayet, bu ayetin hemen devamında diyor ki: “Gerçek olan va’d yaklaşmıştır”. Kıyamet alameti, Birinci Dünya Harbi, İkinci Dünya Harbi daha yeni bitti, değil mi? Ve hemen arkasından Kıyamet alametleri başladı ve Mehdi (a.s.)’nin zuhuru ortaya çıktı. Kuran’da bu işaret de tam yerine gelmiş oldu.
Sayın Adnan Oktar'ın 8 Şubat 2010 tarihli röportajından Enbiya Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Biz bunu”, 79. ayet, “biz bunu hükmü Süleyman'a kavrattık. Her birine hüküm ve ilim verdik.” Yani Mehdi nasıl hakimlik görevi yapacaksa, Hz. Süleyman da o zaman hakim, hüküm veriyor. Ve ilim var. Ledün ilmi var, batın ilmi var, vehbi ilim var, ilim sahibi. “Davut ile birlikte tespih etsinler diye dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. Bunları yapanlar bizdik.” Şimdi biz burada Allah'ı tespih ediyoruz. Şu anda dağlarda tespih ediyor mu?
ALTUĞ BERKER: Ediyor tabii.
ADNAN OKTAR: Nasıl ediyor?
ALTUĞ BERKER: Varlıklarıyla.
ADNAN OKTAR: Dağlardaki evlerde, bu televizyonlarda bütün yedi tepe bütün dağların üstü ev dolu değil mi İstanbul'da? Binlerce yüz binlerce ev yok mu? Yüz binlerce televizyon yok mu? Yüz binlerce radyo yok mu? Biz Allah deyince bütün dağlarda Allah diyor mu dağlar?
ALTUĞ BERKER: Aynen dediğiniz gibi evet, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Diyorlar değil mi? Her yerde Allah diyor mu şu an dağlar? Her yer? İşte Kur'an buna işaret ediyor. İnşaAllah. “Davut ile birlikte tespih etsinler diye”, bizden beraber aynı anda televizyonlar tespih ediyor mu Allah'ı?
ALTUĞ BERKER: Ediyor inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Biz de Davut'un evlatlarındayız. İnşaAllah. Müslümanların hepsi Davut evladıdır. “Dağları ve kuşlara boyun eğdirdik. Bunları yapanlar biz idik diyor.” Allah ben yaptım diyor. Yani bu bütün konuşmaları, onun konuşmasında, dağlardaki konuşmaları da, kuşların Allah'a zikrinde ben yaptırıyorum diyor Allah. Onlar yapamaz diyor Allah. “Ve sizin için ona zorlu savaşınızda sizi korusun diye madeni giyim sanatını öğrettik. Buna rağmen siz şükredenler misiniz?” Mesela bütün Mehmetçikler, askerler şu an kurşun geçirmez yelekler yapıyorlar. Değil mi? Bunu diyor ben öğrettim diyor Allah. İnşaAllah. Ben size bildiriyorum bunu diyor. Hakim olarak Allah. Her şeye hakim olarak.
“Süleyman için de fırtına biçiminde esen rüzgara boyun eğdirdik ki kendi emriyle içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi bilenleriz.” Rüzgarı kullanarak şu an hangi gök vasıtaları yapılıyor?
ALTUĞ BERKER: Uçaklar, planörler, helikopterler.
ADNAN OKTAR: Dolayısıyla ahir zamana bakıyor ayet. İnşaAllah. Süleyman devrinde de kullanılıyordu. Planör tarzı uçaklar kullanılıyordu. İnşaAllah. Ama devrimizde bu en geniş bir şekliyle. İnşaAllah. “Onun için de denizde dalgıçlık yapan ve bundan başka işler de gören şeytanlardan kimseleri de emrine verdik. Biz onların koruyucuları idik.” Hz. Süleyman'a bütün duvarcı ustaları emrine giriyorlar. Bir masonik tablo vardı. Orada Hz. Süleyman bütün masonların lideri. İnşaAllah. Şimdi onlar Adonay'ı bekliyorlar. Adon'u. Ahir zamanda bizim başımıza geçeceklerini bekliyorlar. İnşaAllah. Mehdi bütün şeytanları İslam'ın hizmetine kullanacak. Ve masonları da etkisi altına alıp onları da İslam'ın hizmetinde kullanacak. İnşaAllah. Ve onların dediği de olacak. Masonların dediği. Adonay gelecek. Adon. Adon dedikleri Mehdi'dir. İnşaAllah. Adon'un emrine gireceğiz biz diyorlar. Mason tablosu var. Ve Adon onların karşısında yüksek bir tepede Mason kıtaları böyle Mason kıyafetleri giymişler. Yağlı boya tablo var. Adon da onları yönlendiriyor. İnşaAllah. Ahir zamanda Mehdi hem Masonlara, hem şeytanlara, hem cinlere, hepsine hakim olacak. İnşaAllah. Senin açtığın sayfanın arka sayfasına geçtim. Enbiya suresi devam ediyoruz.
86. Cenab-ı Allah onları rahmetime aldım diyor. “Şüphesiz onlar salih kimselerdi”, samimi, temiz insanlardı diyor. Bu da İslam'ın en şaşalı, en muhteşem yıllarını veriyor, 2066. MaşaAllah, elhamdülillah. Binalarıyla, bahçeleriyle, ekonomik rahatlığıyla en muhteşem yıllardır 2066. İnşaAllah. Mehdi'nin genç yaşlı dönemleridir. İnşaAllah. “Balık sahibi Yunus'u da, hani o kızmış vaziyette gitmişti ki bundan dolayı kendisine sıkıntıya düşürmeyeceğimi sanmıştı.” Hazreti Yunus tebliğ yapıyor bir şehre. Adamlar dinlemiyorlar. Yıllarca yapıyor dinlemiyor. O da kızıyor. Bırakıp gidiyor. Bu bir zelledir. Yani peygamberler öyle bir hata benzeri bir şey yaptığında ona zelle denir.
“Karanlıklar içinden senden başka ilah yoktur. Sen yücesin. Gerçekten ben zulmedenlerden oldum diye çağrıda bulunmuştu”. Balina gibi büyük bir balık Hazreti Yunus'u yutuyor. Akıl almaz bir korku duyuyor. Midesine gizliyor. Şiddetle Allah'a tesbih ediyor. Hayvan yeniden onu bir kıyıya kenara götürüp ağzından dışarıya atıyor. Tarih içerisinde öyle balık balığın yuttuğu ve bir sürü balık karnında kalan insanlar balinaların yuttuğu. 3 vaka var hatırlayabildiğim kadarıyla. 2-3 tane vaka var. Bir tanesinde balığın asitlerinden cildi beyazlaşmış adamın yani mide özsularından dolayı. Biraz kaldığı için. Yanmış. Yanmış yani.
“Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onun üzüntüden kurtardık. İşte biz iman edenleri böyle kurtarırız”. Bakın artık balığın karnında %100 ölmüş gibi görünüyor değil mi? Bitmiş gibi görünüyor. Allah orada da kurtarıyorum diyor. İnşaAllah. Yani en ümitsiz vakalarda da kurtarabiliyor Allah.
“Zekeriya'da hani Rabbine çağrıdan bulunmuştu: “Rabbim beni yalnız başıma bırakma. Sen mirasçıların en hayırlısısın. Onun duasına icabet ettik. Kendisine Yahya'ya armağan ettik”. İnşaAllah. Mehdi de yalnız başına değildir. İnşaAllah Cenab-ı Allah ona Hazreti İsa'yı gönderecek. Vezir olarak. İnşaAllah.
Bak 96. Ayette, “Yecuc ve Mecuc (un sedleri) açıldığında onları her bir tepeden akın ederler”. Bu birinci dünya ve ikinci dünya harbini işaret ediyor. Tepelerden Alman orduları, faşist İtalyan orduları, komünist orduları her tepelerden motosikletlerle, kariyerlerle, tanklarla açtılar. Değil mi? Bak diyor ki, “onlar her bir tepiden akın ederler”. Onlar da bunu yaptılar. “Gerçek olan vaat yaklaşmıştır”. Kıyamet yaklaşmıştır. Mehdi'nin çıkışı yaklaşmıştır. İsa'nın inişi yaklaşmıştır. “İşte o zaman inkar edenlerin gözleri yuvalarından fırlayacak”, böyle. Fincan gibi. “Eyvahlar bize, biz bunlardan tam bir gaflet içindeydik. Hayır biz zalim kimselerdik diyecekler”, diyor Allah.