Şeytan Karakterli İnsanlar Kuran'ın Berrak Üslubunu Değil Karanlık ve Anlaşılmaz Bir Üslubu Kullanır

 

Sayın Adnan Oktar'ın 10 Ocak 2016 tarihli sohbetinden şeytan karakterli insanların karanlık üslubu ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Ahir zamanda” diyor Peygamberimiz (s.a.v.) “iblis” yani şeytan “kişinin annesi ve babası suretinde karşısına gelir, ona Müslümanlar’dan ayrılmasını, İslam’dan ayrılmasını, Kuran’dan ayrılmasını söyler” diyor “sakın kanmayın” diyor, ahir zamanda. İblisle mücadele sabır gerektirir, irade gerektirir, akıl gerektirir. Çünkü iblis zekidir, inatçıdır, kahpedir, ince oyuncudur. Müslüman da çok zeki, ince oyuncu ve sabırlı olacak. Yani pes etmez iblis. Mesela şu İngiliz derin devletini yakaladık, değil mi? Pes etmez. Baktım her yerde iblisin ordusu harekete geçti her yerde. Oradan buradan bakıyorum kuyruk acısıyla hoplamaya başlamışlar. Sabırlı olarak yani bir anda ölmez deccaliyet. İblis bir anda ölmez. Çok sabırlı bir şekilde teker teker her yaptığı oyunun yok edilmesi gerekiyor. Şu an deccalın en çok arzı endam ettiği yer internettir. Basın ikinci dereceye düştü, birinci derecede internet var. Deccalla Mehdi (a.s)’nin savaşı internet üzerinden oluyor şu an. Benim gördüğüm öyle.

İblis Allah’ı anmak istemez. Kuran’dan nefret eder bir kere, Kuran ayetlerinden, imani sözlerden nefret eder. Nerede pislik böyle felsefi, çakalca böyle her yöne çekilebilecek şeytanın ruhunu ifade eden kelimelerin üstünde çok durur iblis. Ve iblisun ve iblisat ona uyan kadın ve erkek iblisler. Mesela bakıyorum “umudun devam etsin” diyor “bir gün gizlice ortaya çıkacaksın hayat bittiği yerde birden başlayacak” diyor mesela. Tam iblisçe bir ifade yani Kuran ruhuna tamamen zıt, sarihlikten uzak şeytani sinsiliğin bir dili. Böyle iblis ve haysiyetsiz tipler sarih hikmetli açık kalbi ferahlandıran değil de nerede pislik böyle karanlık şey varsa onun peşinde olur, o cümlelerin. Mesela aydınlık güzel bir binadan hoşlanmaz, nerede böyle mezbelelik gibi esrar içilen, pislik yapılan rezil yerler varsa onların peşinde olur. Mesela onların resimleri onu ilgilendirir, o mekanlara gitmek onu ilgilendirir. Mesela böyle gizlice esrar içilebilen pislik yapılabilen, işte uyuşturucu kullanılabilen melanet yerler onlar için daha caziptir. Bilinçaltında oralara hayranlık duyar. Dikkat edin bakın hep öyle aydınlık bir şey içerisinde olmaz onlar. Hep böyle şizofren, böyle hep pislik cinsi sapıkların, haysiyetsizlerin toplandığı yerler onlar için cazip olur. Konuşmalarına bakın, aldıkları cümlelere bakın hep böyle pislik ruhu, hep sinsilik ruhunu ifade eder. Hiç, sarih Kuran’ın hikmete dayalı açık üslubuna yanaşmazlar. Halbuki Kuran’da Allah “dürüst olun” diyor, değil mi çok açık.

“Eğer dünyada iyi olursanız ahirette de iyi olacaksınız” diyor çok açık. Ama şeytan iblis öyle değildir. Yani şeytani iblisat ruhu öyle değildir. Romanlarda da bunu görebiliriz. Öyle bir konuşma yapıyor ki anlayabilene helal olsun. İşte “bir gün ruhun karanlık doruklarında gezerken bir mum gördüm” diyor “yaklaştım o muma birden onu söndürdüler” diyor “ve uçsuz bucaksız denizin karanlıklarında ilerlerken” diyor “ruhum bir umuda doğru gidiyordu” falan diyor. Tam böyle sapık ifadeleri. Ve bundan çok hoşlanıyor adam. Halbuki müminin ruhu berrak ve temiz olur. Kafası dimağı da temiz olur böyle karmakarışık olmaz. Şeytanlık yapabilmek için böyle egzersizlere de ihtiyaçları oluyor. Onun için iblis ruhluları üsluplarından tanımak mümkün oluyor, hayat şekillerinden de tanımak mümkün oluyor, yüzünden de tanımak mümkün. Her şeyinden anlamak mümkün olur. Yani o kadar çapraşık ve zor değildir. Ama tabii gelenekçi Ortodoks sistemle şeytanla baş etmek mümkün değil. Çünkü şeytan zaten onun sistemini kullanıyor. Yani gelenekçi Ortodoks sistem şeytan için çok müsait bir sistem ama alabildiğine müsait bir sistem. Çünkü kadın düşmanlığı var, sevgisizlik var, merhametsizlik var, saldırı var, kan var, sinsilik var, acımasızlık var hepsi var.

CAN DAĞTEKİN: Şeytandan Allah’a sığınırım: “Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa bilsin ki gerçekten o şeytan çirkin utanmazlıkları ve kötülüğü emreder” diye bildiriyor Yüce Allah.

ADNAN OKTAR: Bir daha.

CAN DAĞTEKİN: Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım: “Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa bilsin ki gerçekten o şeytan çirkin utanmazlıkları ve kötülüğü emreder.”

ADNAN OKTAR: Yalnız şeytana uyanlar o kadar avanak olmuyorlar. Çok ince sinsilik yaparlar. Mesela o romanlarda belli olur şeytanın ruhu yani şeytana kendini teslim etmiş adamların romanlarında o karanlık o şizofren, o anlaşılmaz çapraşık ruh kendini gösterir yani cinsi sapık ruhu. O şeytanda da vardır, mesela manyak gibi şeytan. Diyor ki hem “ben Allah’ı seviyorum korkuyorum, ama inkar da ediyorum, dediklerini yapmayacağım” diyor. Yani manyak ruhu bambaşkadır. Şeytanın ruhunun yahut şeytanın felsefesinin tabii ayrı bir kitap haline getirilmesi lazım yani Müslümanlar’ın kolay yakalayabilmesi için. Böyle tipler çocukluğundan itibaren şeytana teslim olmuş oluyor. Züppe, karaktersiz, oyuncu, sinsi böyle insanların aleyhine entrika çevirmekten zevk alan, sürekli pislik peşinde olan, karanlık dünyasındaki sinsi o politikaları da zeka zanneden bir ahmak. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “şeytanı dessas, desiseci şeytan” ruhu olur.

Muhammed Suresi 25, şeytandan Allah’a sığınırım: “Şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra,” yani imani konuları tam kavrayıp-anlamış, Allah’ın varlığını birliğini net kavramış “gerisin geri (küfre) dönenleri,” küfre dönüyor, aklı küfürde kalmış küfre dönüyor “şeytan kışkırtmış” bak kışkırtan kim? Şeytan “ve uzun emellere kaptırmıştır.” Yani baya pislik yapmak için ince ince oyunlar yapıyor. Bir orada sahtekarlık yapıyor, bir burada bir oyun oynuyor, bir burada oyun oynuyor. O kendi ahmak zekasını denemeye çalışıyor. Allah’ın onu izlediğini görmüyor. Halbuki kutunun içindeki küçük bir maymun gibi o oynarken Allah onu izliyor onun farkında değil. Müminlerin de bunu görebileceğini hiç tahmin etmiyor. O kutunun içindeki bir böcek gibi habire dönüp duruyor. Şeytan uzun emellere kaptırıyor. Yani uzun emel; bir amaç, uzun amaçlar yani şeytani amaçlar. Onun için uğraşıyor didiniyor bir şeyler yapıyor.

Şeytandan Allah’a sığınırım: “Şeytan onları sarıp-kuşatmıştır; böylelikle onlara Allah'ın zikrini unutturmuştur.” (Mücadele Suresi/ 19) Mesela bu tipler Allah’ı anmaktan, Müslümanlar’ın Allah ile ilgili sözlerini ifade etmekten kaçınırlar. Mesela bakın internette orada burada yapmak istemez. Ama şeytani olan izahları ısrarla yaymak ister. Mesela herhangi bir dinsizin bir sözü, bir sapkın felsefecinin sözü, ne idüğü belli olmayan garip sözler, böyle şeytani felsefeyi ifade eden kelimeler cümleler bunlara çok düşkün olurlar. Üsluplarında bu açık açık görülür. Konuşurken de bu görülür. Sarih, açık, samimi, hikmetli konuşma olmaz buradan anlıyoruz. Hep oyun peşindedir hep oyun. Bir de çok arsızdır şeytanın taraftarları yenildikçe yeni bir kapıya daha gider, yenildikçe yeni bir kapıya daha gider. Diyor ayette “kalpleri parçalanmadıkça o haysiyetsizlikten vazgeçmez” diyor Allah. Yani “ o ahlaksızlığından vazgeçmez” diyor kalpleri parçalanmadıkça.  

Bak şeytan diyor ki, Cenab-ı Allah Kuran ayetlerinde, şeytandan Allah’a sığınıyorum: “Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı” diyor şeytan “onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım." [Araf Suresi, 16] Yani Mehdilik yolunda, Hz. İsa Mesih (a.s)’ın, Hz. Mehdi (a.s)’ın talebelerinin yoluna, Peygamberin (s.a.v.) yoluna pusu kurup oturacağım diyor. Pusu, casusluk yapacağım, pislik yapacağım, oyun oynayacağım diyor, kahpelik yapacağını söylüyor. "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım.” Bak tam bir istihbaratçı üslubu görüyor musun? Tam bir casus üslubu, çaktırmadan bak sinsice “önlerinden arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım.” Casusluğun felsefesi işte bu şeytanın üslubu. “Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." [Araf Suresi, 17] Yani birçok insanı saptıracağım diyor.