Nur Suresi, 62-64 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 16 Ekim 2010 tarihli röportajından Nur Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Mü'minler o kimselerdir ki,...” şeytandan Allah’a sığınırım, 62’nci ayet; “Allah ve Resûlü’ne iman edenler, onunla birlikte toplu(mu ilgilendiren) bir iş üzerinde iken, ondan izin alıncaya kadar bırakıp-gitmeyenlerdir.” Mesela münasebetsizlik yapanlar var, Peygamber (s.a.v.)’den, imamdan izin almadan paldır küldür gidiyor adam. “İzin almandan gidilmez” diyor, Cenabı Allah. “Gerçekten, senden izin alanlar, işte onlar Allah'a ve elçisine iman edenlerdir. Böylelikle, senden kendi bazı işleri için izin istedikleri zaman, dilediklerine izin ver.” Yani saygı ve Kuran’ın Ruhu bunu gerektiriyor. “Ve onlar için Allah'tan bağışlanma dile. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.”

“Elçinin çağırmasını, kendi aranızda kiminizin kimini çağırması gibi saymayın.” “Elçi çağırdığı vakit, mutlaka icabet edin...” diyor. Halkın çağırması gibi; “buraya gel” diyor, adam; “yok gelmiyorum” diyor ama Elçi dediğinde, imam dediğinde mutlaka itaat edilmesi lazım. Öbür türlü çok büyük bir saygısızlık, anormallik olur ve harama girer. “Allah, sizden bir diğerinizi siper ederek kaçanları gerçekten bilir.” Münafıklar güya sezdirmediklerini zannediyorlar. Münafıkların pis bir elektriği vardır. Pis bir mücadele metotları vardır ve pis bir stilleri vardır. Güya sezdirmiyor. Peygamberimiz (s.a.v.)’in meclisinde adamlar. Peygamberimiz (s.a.v.)’e yönelik böyle içinde öfke dolu adamın, böyle hasetlik, kıskançlık dolu ve kahpe tıynetli. Nasıl pislik yapsın, rezillik yapsın? Yapamıyor. En sonunda bir Müslüman oradan çıkarken, o da ona siper olarak onunla beraber çıkıyor. Güya sezdirmiyor. Bak, ahmaklığa bak. Bütün milletin içerisinde, herkesin içerisinde çıkıyor; ama ona sorsan sezdirmediği kanaatinde. Burada o çakalın vermek istediği şey şu; bir kere, “Peygamber (s.a.v.) bak bunun farkına varmadı” diyor, “siz farkına varıyorsunuz ama o farkına varmıyor” diyor. “Ben bak, ona nasıl sezdirmeden çıkıyorum?” diyor. “Ben böyle kurnazım” diyor, güya, kendince. Ve terbiyesizlik yapıyor, ahmaklığını ortaya koyuyor. Münafıklarda çok ucuz ve aşağılık kurnazlık kafası vardır. Kendilerini çok kurnaz zanneder. Hakikaten kurnazlardır ama hayvan kurnazlığı vardır. Yani ahmakçasınadır kurnazlıkları. Hakikaten galibiyetleri vardır ama hayvanın galibiyeti gibidir ve mutlaka mağlup olurlar sonunda. Kuran bu aptallıklarına dikkat çekiyor.

“Böylece onun emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir fitnenin isabet etmesinden veya onlara bir acı azabın çarpmasından sakınsınlar.” Allah; “belanızı veririm” diyor. Yani “Mehdi (a.s.)’yle uğraşırsanız, Peygamber (s.a.v.)’yle uğraşırsanız, Allah’ın sevdiğiyle uğraşırsanız, belanızı veririm” diyor. Nasıl açıklıyor Allah? “Kendilerine bir fitnenin isabet etmesinden veya onlara acı bir azabın çarpmasından sakınsınlar.” Demek ki, Peygamberlerle mücadele eden mutlaka bir belaya uğrar. Aynı şekilde Mehdiyetle de, Mehdi (a.s.)’yle de mücadele edenler, aynı şekilde Allah’tan bela bulurlar. Kuran buna işaret ediyor.

“Dikkatli olun...” diyor bak Allah. Dikkatli olmak farz. Bak, “...dikkatli olun.” Dikkati kapalı olmayacak Müslüman’ın. “Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır.” Ne var, ne yoksa, bütün mal mülk hepsi Allah’ındır. “O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir.” Yani, “şu an neredeyseniz sizi bilir” diyor Allah. “Ve O'na döndürülecekleri gün, yaptıklarını kendilerine haber verecektir.” “Ne yaptıysa, ne konuştuysa, ne hareket ettiyse hepsini haber vereceğim” diyor Allah. “Allah, her şeyi bilendir.” Bakın, her yerde, mesela bu sayfayı açtık, buram buram Mehdiyet ve deccaliyet var. Hem deccaliyetten bahsediyor Kuran, deccalların vasfını anlatıyor; hem de Mehdiyetin karşı atağını anlatıyor. Adam da soruyor; “niye bize Mehdiyetten bahsediyorsun?” Mehdiyetin olmadığı bir yer göster bana, herhangi bir, mesela; “şurada yok” de. Her yerde vardır Mehdiyet.

 


Nur Suresi, 62-63 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 14 Mayıs 2015 tarihli Hoş Sohbetler programından Nur Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Cenab-ı Allah peygambere de, diğer insanlara da insanlar saygıda kusur ediyorlar. Çok münasebetsiz adamlar var, halen askerimizde de varlar. Dangalak adam yani, peygamberle konuşmayı bilmiyor, ona saygıyı bilmiyor, bir kısmı nezakette hata yapıyor. Bunlar tabi çok hayat kalitesini bozan, rahatsız eden şeyler. Onun için Kur'an bu konulara da çok dikkat çekmiş.

“Müminler o kimselerdir” diyor Cenab-ı Hak. Şeytandan Allah'a sığınırım. 62. ayet. “Allah'a ve Resulüne iman edenler, onunla birlikte toplumu ilgilenen bir iş üzerindeyken onların izini alıncaya kadar bırakıp gitmeyenlerdir.” Ya yanında peygamber var sen, langur lungur nasıl gidersin ya? Yani nasıl senin mühim bir işin olabilir ki, peygamberi bırakıp gidiyorsun. Peygamberin ehemmiyetini anlamamışsın. Sen güzelliğini derinliğini anlamamışsın ve sevgiyi bilmiyorsun.

“Gerçekten senden izin alanlar ise işte onlar Allah'a ve elçisine iman edenlerdir”. Demek ki, sevgi böyle tecelli ediyor. Sevgi varsa iman oluyor. Yani oradaki nezaket sevgi alameti oluyor. Sevgi de imandan kaynaklanıyor. Ne diyor ayet bak? “Senden izin alanlar işte onlar Allah'a ve elçisine iman edenlerdir.” Gerçek iman alamet. “Böylelikle senden kendi bazı işler için izin istedikleri zaman dilediklerine izin ver ve onlar için Allah'tan bağışlanma dile.” Peygamberin bağışlanma dilemesi geçerli oluyor. Ama zaten onu da bir güzel ahlak görüyor peygamber. Allah bağışlanma diletiyor. Allah affedecek oluyor, peygambere bağışlanma diletiyor. Peygamber bağışlanma dilediği için değil. Allah bağışlanmayı, bağışlamayı istediği için peygamberi vesile ediyor. Dinlediklerine izin ver. Herkese izin verecek diye bir şey yok. Yani müsait görürse izin verir. Müsait görmüyorsa izin vermez. İzin vermedi diye de adam bozuluyorsa, e bu da bir anormallik. Bu da sevgi noksanlığı.

“Şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” Ne güzel Allah'ın bağışlayıcı olması. Bak, mesela o devirdeki anormalliklere bak ya. Şeytandan Allah'a sığınırım, “elçinin çağırmasını, peygamberin çağırmasını kendi aranızda kiminizin kiminin sizi çağırması gibi saymayın.” Sanki adalede bir insan onu çağırıyormuş gibi. Anlamıyorlar. Yani her devirde bu kabalık vardır. Her devirde.

“Allah sizden bir diğerinizi siperi ederek kaçanları gerçekten bilir.” Ya ne kadar büyük terbiyesizlik. Kimden gizleniyorsun? Salak, Allah görüyor seni orada. Ya bu kadar akılsızlık olur mu ya? Gizleniyor güya. Bir de peygamberin dikkati çok keskin. Sahabelerin dikkati keskin. Yani kimden gizleniyorsun ya deve kuşu gibi? Olacak hiçbir iş mi yani. Ne kadar münasebetsizlik.

“Böylece onun emrine aykırı davrananlar kendilerine bir fitnenin isabet etmesinden veya onlara acı bir azabın çarpmasından sakınsınlar.” Bela hemen geliyor. Bu bir mucizedir. İşte Kur'an mucizesi. Yani süratle bela geliyor. Peygambere adam münasebetsizlik yapıyor. Allah belasını veriyor. Dinle uğraşıyor. Allah belasını veriyor. İslam’la uğraşıyor. Allah belasını veriyor. Mücahit Allah'a hizmet eden bir insandan uğraşmaya kalkıyor. Allah belasını veriyor. Bakın, inceleyin görürsünüz. Hangi evliya, hangi Allah yolunda mücadele eden insanla kim uğraşırsa bakarsın ki, Allah belasını vermiş.

 


Nur Suresi, 55, 64 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 19 Ocak 2013 tarihli sohbetinden Nur Suresi ile ilgili açıklamaları.

 

ADNAN OKTAR: Cenab-ı Allah diyor ki Nur Suresi 64. ayette; “Dikkatli olun;” diyor Allah. Dikkatli olun deyince dikkatli olmak farz olur. Bütün Müslümanlar dikkatli olacaklar. “göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır.” Bütün topraklar, mallar, eşya hepsi Allah’ındır. “O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir. Ve O'na döndürülecekleri gün, yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah, her şeyi bilendir.” Ölüm anında bak, öldükleri gün diyor Allah. “yaptıklarını kendilerine haber verecektir.” Yani hepsini haber vereceğiz diyor Cenab-ı Allah o gün, öldükleri gün.


Nur Suresi, 55. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir.” Ebcedi 2019. Bak, “İçinizden iman edenlere” diyor Allah. Ama gerçekten iman edenlere. Ben iman ettim demeyle iman olmaz, gerçekten iman edenlere. “Ve salih amellerde bulunanlara” Yani gerçekten samimi olacaksın. Salih demek samimi. Yani hayatı samimi geçenlere “va'detmiştir.” İman ve samimiyet bu oldu mu diyor Cenab-ı Allah vadediyorum diyor. Şimdi Allah’ın vaadini dinliyoruz; “Hiç şüphesiz” diyor Allah, yani “hiç şüpheniz olmasın” diyor. “onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa,” Kim o zaman öncekiler, güç ve iktidar sahibi olanlar? Kuran’a baktığımızda görüyoruz. Hz. Zülkarneyn (a.s) ve Hz. Süleyman (a.s). Cenab-ı Allah detaya girmiyor. Bakın ve görün anlamında bu. Kuran’dan görüyoruz; Zülkarneyn ve Süleyman (a.s). “onları da” Hz. Zülkarneyn (a.s) ve Hz. Süleyman (a.s)’dan sonra başka bir dünya hakimiyeti olmadı.

Kuran’da va’dedilen ve olmuş olan iki olay var. Biri Hz. Zülkarneyn (a.s), biri Hz. Süleyman (a.s). Üçüncü bir dünya hakimiyeti olmamış, üçün dünya hakimiyeti yok. Ama Allah üçüncü bir dünya hakimiyetinden bahsediyor. Son bir hakimiyetten bahsediyor. “onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa,” şimdi üçüncü bir iktidar, dünya hakimiyeti. “onları da” Kim bu ‘onlar?’ İşte bu ‘onlar’; Mehdi (a.s) ve talebeleri. “onları da yeryüzünde” Yeryüzü demek? Dünyanın her tarafı. “'güç ve iktidar sahibi' kılacak,” Bu da 2013 tarihini veriyor. Demek ki bu sene baya bir tırmanma olacak, inşaAllah. Bak Cenab-ı Allah devam ediyor; “kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak” Demek ki Hz. Zülkarneyn (a.s) zamanında da ne olmuş? Allah kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştırmış. Din tam yaşanmış. Ne zaman? Hz. Zülkarneyn (a.s) ve Hz. Süleyman (a.s) zamanında. “ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir.” Hz.Süleyman (a.s)’dan önce korku hakimdi. Hz. Zülkarneyn (a.s)’dan önce korku hakimdi. Zaten söylüyorlar; “Yecüc ve Mecüc burada fitne fesat çıkarıyor” diyorlar halk. Bizar olmuş insanlar.

Müthiş bir anarşi var. Ne yapacaklarını şaşırmışlar. “Bize yardım et” diyorlar Hz. Zülkarneyn (a.s)’a. Ondan sonra dünya hakimi oluyor. Bak ne diyor? “onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir.” Şimdi korku her yerde, değil mi? Bütün İslam aleminde korku hakim. Kan, barut, gözyaşı olarak tabir edilen her türlü acı. Şuan her yerde var. Açlık, hayat pahalılığı. “onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir.” Güvenlik, son derece sakin, anarşi yok, terör yok, kavga yok, hiçbir şey yok. Ekonomi çok mükemmel, zenginlik var. Şimdi bak ne diyor Cenab-ı Allah; “Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler” şirk yok, müşriklik yok, yobazlık yok. “ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar.” Sadece Kuran’a göre. “Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır.”diyor Allah. “Açıklıyorum” diyor Allah. “İnkar ederlerse fasıktırlar”, diyor. Bu ayeti eğer inkar ederse insan, aynı zamanda bu ayete de bakıyor, “fasık” diyor Allah, “Benim bu hükmümü bu vaadimi inkar ederse.” Şimdi iki hakimiyet olmuş. Üçüncü hâkimiyet olmamış. Bu ayetin olması gerekiyor. Diyorlar ki; “Mehdiyet’le ilgili ayet yok”. Üçüncü bir dünya hakimiyetinden bahsediyor Allah. İki tanesinden bahsetmiş, “üçüncüsünü de yapacağım” diyor. Geldik dünyanın sonuna. Başka da vakit yok, son 100 yıl. Hz. Mehdi(a.s)’dan başka kim yapacak? 55. ayet bu yüzyıl tahakkuk ediyor, Allah’ın izniyle.

 


Nur Suresi, 64. Ayetinin Tefsiri

(Ahirette karşılaşacaklarımızı anlayabilmemiz için Kuran bilgisi çok önemlidir)

 

Adnan Oktar'ın 26 Şubat 2011 Kahramanmaraş Aksu Tv ve Gaziantep Olay Tv'deki Canlı Sohbetinden

ADNAN OKTAR: Nur Suresi, Şeytandan Allah’a sığınırım. “Dikkatli olun, göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır.” Demek ki şahsa ait bir mal yok. “O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir ve O’na döndürülecekleri gün yaptıklarını kendilerine haber verilecektir. Allah her şeyi bilendir.” Bize belki küçük bir kristal parçası gibi bir şey verilecek, bir hafıza. Bütün hayatımızı içine alan bir hafıza. Bütün konuşmalarımızı, bütün görüntülerimizi içine alan bir hafıza. Orada bizim bütün yapıp-ettiklerimiz bize gösterilecek, o kanalla. İman edenler sağ ellerine alıyorlar, iman etmeyenlerin sol ellerine veriliyor. Eğer sağ elindeyse, o rahat edebilir. Onun için Kuran kültürü çok önemlidir, Kuran bilgisi. Kuran’ı iyi bilen, ahirette de o yönüyle çok rahat eder. Çünkü mesela sağ eline veriliyor bilgileri ile ilgili o küçük kitap; kitap diyorum artık anlayın diye söylüyorum, bilgi hazinesi. O insan mutlaka cennete gidecek demektir. Mesela ön tarafında ışık varsa ve sağ tarafında da ışık varsa mutlaka cennete gidecek demektir. Allah; “kuvvetle ümit ederler” umut ederler, diyor. Ve hiçbir şekilde sıkıntı duymaz mümin ahirette. İnsan zannediyor ki, ölürken canı yanar veyahut korkar. Hiçbir şey olmuyor, onların hiçbirini hissettirmiyor Allah. Çünkü imtihanı bittiği için, imtihan bittikten sonra sıkıntı ve çilenin anlamı olmadığı için Allah durduruyor artık. Ahirette de öyle, imtihanı bitmiş, orada da herhangi bir korku, ürperti, tedirginlik yaşaması mevzu bahis olmuyor. Ama küfürün her anı bir acı ve azaptır, her anı. Canının alınması ayrı bir acıdır, ahirete gidişi ayrı bir acıdır, cehennemin kenarına oturtulmaları ayrı bir acıdır, sürüklenerek götürülmeleri ayrı bir acıdır. Sürekli aşağılanacaklar.

 


Nur Suresi, 64. Ayetinin Tefsiri

(Ahirette bütün hayatımız elimizde olacak)

 

ADNAN OKTAR'IN A9 TV VE SAMSUN AKS TV'DEKİ CANLI SOHBETİ (14 NİSAN 2011; 00:30)

ADNAN OKTAR: Nur Suresi 64. Ayet. “Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir. Ve O'na döndürülecekleri gün, yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah, her şeyi bilendir”. Bir kristal gibi veya buna benzer bir şey bizim elimizde olacak ahirette. Bütün hayatımız herşey onun içinde olacak. Hatta Cenab-ı Allah; “şaşıracaklar” diyor. “Bu nasıl bir şey ki herşeyi içine almış” diyorlar. Bütün hayatımız var bunun içinde” diyecekler. “Şaşıracaklar” diyor, Cenab-ı Allah. Yani video kaset gibi bir şey.

 


Nur Suresi, 64. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 2 Kasım 2010 tarihli röportajından Nur Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınıyoruz. “Dikkatli olun” diyor Allah. “Dikkatli olun” farz, keskin bir dikkat. Muhkem hüküm bak, “dikkatli olun” diyor Allah, Müslüman dikkatli olacak. Kafa şeytanın büyüsüyle dağılmayacak. Mehdi (a.s.)’yi de deccalin büyüsü vuracaktır, bütün Müslümanları vuracaktır. Mehdi (a.s.) ve veliler, irade ve dikkatle o büyüden kurtulmuş oluyorlar, yoksa etkisi altına girerler. Deccalin etkisi altına girerler ama etki etmiyor Allah’ın izniyle. Şeytanın etkisinden keskin bir dikkatle kurtuluyorlar, inşaAllah. Dikkat, deccalin o oyununu bozar işte, çünkü dikkati dağıtmaya çalışıyor. Dikkati de keskin bir iradeyle Müslüman ayakta tutacak. İsa Mesih (a.s.) zamanında deccalin büyüsü tamamen bozulacak inşaAllah. Şeytan’dan Allah’a sığınırım. “Dikkatli olun, göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir ve ona döndürülecekleri gün yaptıklarını kendilerine haber verilecektir. Allah her şeyi bilendir.” “Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır.” Göklerde olan İsa Mesih (a.s.), yerde olan Mehdi (a.s.). Ve Melekler, inşaAllah. “Hepsi Allah’ındır. O üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir ve O’na döndürülecekleri gün yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah her şeyi bilendir.” Yani “vefat ettiklerinde Allah her şeyi bildireceğim” diyor.

 


Nur Suresi, 64. Ayetinin Tefsiri 

 

Sayın Adnan Oktar'ın 12 Temmuz 2013 tarihli sohbetinden Nur Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Nur Suresi, 64, sonuncu ayet Nur Suresi’nin. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Dikkatli olun;” diyor bak, bir kere Cenab-ı Allah, dikkate önem veriyor. Müslüman dikkatli olacak. Yani keskin bir dikkat, en yüksek dikkat. “Dikkatli olun” dedin mi, en fazla dikkatli olun anlamına gelir, “göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır.” O zaman adam “benim” diyemez. Allah “Benim” diyor, adam da diyor ki “benim” diyor. O zaman bekçisi olabilir. Hiç kimse bir mala sahip değil. Allah’ın malını sahipleniyor, Allah’a ait bir malı.  “O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir. Ve O'na döndürülecekleri gün, yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah, her şeyi bilendir.” Biz, o ilmi çok çok küçük bir cüzünü biliyoruz. Allah sonsuz ilim sahibi. Mesela dünyadaki ilimler bir trilyon ilim çıksın, iki trilyon bilgi çıksın yahut on trilyon, Allah’taki bilginin haddi hesabı yok. Katrilyonla da açıklayamıyorsun. Katrilyon çarpı katrilyon demeyle de açıklayamıyorsun. 

 


Nur Suresi, 64. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 14 Mayıs 2015 tarihli Hoş Sohbetler programından Nur Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Bak dikkatli olun diyor, Cenab-ı Allah. Dikkatli kapalı büyük sorundur. Adam ağız açık böyle geziyor sokakta. Dikkatli kapalı, acayip yaygın bir beladır. Onun için Allah dikkatli olunduğu farz kılmış. Bak dikkatli olun, emrediyor. Dikkatli olmak farz. Adamlar farkında bile değil burada bir farz olduğunun.

“Gökler ve yerde olanlar hepsi Allah'ındır.” Göklerde ve yerde. Adam diyor ki, “benim malım, benim mülküm”, senin malın mülkün yok, hepsi Allah'ın. Allah'ın mülküne bekçi olarak gelmişsin. “O üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir”, nerede oturuyor ne yapıyor ne konuşuyor mesela şu anki konuşmamız, bu konuşmayı Allah yaratıyor, ne zaman yaratmış? Daha dünya yaratılmadı, daha babamın babasının babası yokken konuşma olmuş bitmiş.

“Ona döndürülecekleri gün yaptıkları kendine haber verilecektir.” Küfür içindeyse bir bir bir bir bir hep sayılıyor. Müminse de övülmek için. Sen şuna para vermişsin, şuna şöyle hizmet etmişsin, şöyle İslam'ı tebliğ yapmışsın doğru mu diyorlar. Evet doğru diyor. Onore etmek için. Her duyduğunda zevk alıyor. Hoşuna gitsin de yapıyor Cenab-ı Allah. Şu kadar diyor zekat vermişsin diyor. İslam'ı yaymak için şu kadar kitap dağıtmışsın. Şu kadar konferans vermişsin. Şu kadar saat tebliğ yapmışsın. Şu kadar saat Kur'an okumuşsun. Şu kadar saat namaz kılmışsın. Doğru mu diyor Allah? “Ya Rabbi sen daha bir iyi bilirsin”, diyor müminler. Sen bizde olanı bilirsin diyorlar. Biz sende olanı bilmeyiz. İsa Mesih. Allah sorguluyor. Çok nezaketli bir cevap veriyor. İşte Müslümanın nasıl nezaketli Allah'la konuşacağını Allah Kur'an'da göstertiyor. Konuşma nezaketinde Allah'a nasıl hitap edilir. “Evet doğru”, demiyor “Ya Rabbi sen daha iyi bilirsin.” Yani. Değil mi adam? Çünkü üst perdeden bir ifade. Evet doğru.

“Ama Ya Rabbi sen daha iyi bilirsin.” Sen bende olanı bilirsin. Ama ben sende olanı bilmem. Allah büyüklüğünün ifade edilmesinden hoşnut oluyor. Çünkü büyüklüğü mümine zevk verir. Mutlu olur mümin. Yani büyük ve güçlü bir Allah'ın kontrolünde olduğunu bilmek hoşuna gider. Allah'ın ona ihtiyacı yok ama Allah'ın sevgiyi ister Allah. Yani Allah'ın eğer sevgiyi yeterli görseydi meleklerle iktifa ederdi. Çünkü melekler diyor, “biz varız gece gündüz anıyoruz. Secde diyoruz, rüku ediyoruz, kıyam ediyoruz. Canımızdan çok seviyoruz”, diyorlar. “Niye insanları yarattın?” diyorlar. “Kan dökecek, olay çıkaracak.” Allah diyor, “siz bilmezsiniz ben bilirim”, diyor. Daha makbul insanın iman etmesi. Allah onu beğeniyor. Daha çok beğeniyor. Ama bir avuç insan tam anlamıyla hakkını verecek şekilde Allah'ı seviyor. Peygamberler, evliyalar. Allah istiyor ki, dünyanın tümü o şekilde sevsin. Ama insanoğlu anormal tabii. Ama istersem hepsini iman ettirirdim diyor Allah. Ama değeri olmaz. Yani melek gibi olmuş olurlar o zaman. Yani değeri az olur. Değerli olması için hür vicdanla kendisini sevmelerini istiyor Allah. Yani kendi ruhunun hali gibi adeta. Onu andırır tarzda kendisini sevmelerini istiyor.

BÜLENT SEZGİN: Meleklerin insanların bozgunluk çıkaracağını bilmeleri ilk yaratıldığında nasıl mümkün oluyor?

ADNAN OKTAR: Nasıl biliyorlar?

BÜLENT SEZGİN: Evet.

ADNAN OKTAR: E Allah söylemiştir. “Biz bilmeyiz, sen bilirsin”, diyorlar zaten. Allah'tan öğreniyorlar. Nerden öğrenecek başka türü bilemez. Allah bir konuşma yapmıştır, anlatmıştır. Kan dökecekler, olay çıkaracaklar. Melekler de naz ehli oldukları için istişare mantığında Allah'la konuşuyorlar. Allah'tan daha iyi bilmeyecekleri belli. Ama kurtulamıyor o şeyden yani böyle. İlla ki söylemek ihtiyacın duyuyor. Müminlerin yaptığı hatalar niye söylersin canım? Tamamen unutturuyor Allah, olur mu? Hiçbir şekilde hatırlayamaz. Yani tabii hiçbirini hiç kimse hatırlayamaz. Bir tek o değil hiç kimse hatırlayamaz. O mesela büyük bir güzellik. Ahirete gidiyor. İstisnasız herkesin hafızasından alınmış oluyor. Allah kusur etmiyor. Bilgisayarda falan hata olur. Ama orada hata yok. Herkesin hafızasından o mutlaka alınmış oluyor. İstediği kadar düşünsün aklına gelmez. Sonsuza kadar aklına gelmiyor. Ama Allah'ın hıfzında kalır. Yani hiçbir şey kaybolmaz. Allah'ın hıfzında kalır.

ENDER DABAN: Hatta kötülüklerinizi iyiliye çevirecek.

ADNAN OKTAR: Tabii “onu iyiliye çeviririm”, diyor Allah.