Furkan Suresi, 12-13, 17-33 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 5 Nisan 2015 tarihli röportajından Furkan Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Furkan Suresi 25. “Göğün bulutlarla parçalanacağı ve meleklerin”, şeytandan Allah'a sığınırım. “bir indirilme ile indirileceği gün.” Gündüz gökyüzü mavi görünüyor değil mi? Atmosfer parçalanıyor, gökyüzü siyah görünüyor o parçalandığı yer. Yıldızlar görünüyor. Melekler de, kanatlı melekler açıkça alenen, süzülme tarzında o parçalanan bölümlerden aşağı iniyorlar. Yeryüzüne iniyorlar. Yani bu kıyametin açık alametlerinden.

26-“İşte o gün gerçek mülk Rahman olan Allah'ındır.” Bütün mülk paramparça oluyor. Her şey Allah'a ait. “İnkar edenler için oldukça zorlu bir gündür” diyor. Ama bak sırf inkar edenlere. Müminler için değil. Zorlu demek çok-çok ızdırap çektikleri, çok korktukları, çok sıkıldıkları bir gün.

27-“O gün zulmeden ellerini hınçla ısırarak şöyle der: “Ah keşke elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım.” Keşke peygambere uysaydım. Keşke müminlere uysaydım. Yani bu olayın böyle olacağını hiç tahmin etmezdim. Yahu ediyordum ama yapmadım. Böyle bir netice olacağını bilmiyordum diyor. Biliyor ama bilmiyor yani. Kendine göre. Yoksa önceden bildiriliyor zaten.

28-“Vah yazıklar bana ne olurdu da falan dost edilmeseydim.” Darwinist, materyalist adamları. Dinle kendince alay edenleri. O lakaytları. Avami bir üslupla dinden insanları uzaklaştıranları. Keşke onlara dost edilmeseydim. Kimi dost edilseydi? Müslümanları. Değil mi? Müslümandan adam fellik-fellik kaçıyor. Ama küfrü gördün mü? İç-içe, kucak kucağına.

30-“Ve elçi dedi ki; “Rabbim gerçekten benim kavmim bu Kur'an'ı terk edilmiş bir kitap olarak bıraktılar.” Peygamberimizin tek şikayeti yani Kur'an'ın terk edilmesi dünyanın en büyük fitnesidir. İslam aleminin en büyük fitnesi, en büyük acısı, en büyük felaket budur. Kur'an'ı terk etmesi insanların. Yani gelmiş geçmiş en büyük felaket. Bunun sonucu işte bu olaylar, son zamanlarda gördüğünüz felaketler oluyor. Gökalp sen Kur'an'dan oku ben zaman zaman durduracağım seni.

GÖKALP BARLAN: Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırız. 12-13.“Ateş onları uzak bir yerden gördüğünde onun gazaplı öfkesine ve uğultusuna işitirler. Elleri boyunlarına bağlı olarak sıkışık bir yerine atıldıkları zaman orada yok oluşup isteyip çağırırlar.”

ADNAN OKTAR: Demek ki, küfür cehennemde en çok istediği şey yok olmak. Ama yok olamıyor. Olamaz yani. İstese de olamaz. Sıkışık yerde yani insanlar dar yerlerden sıkılır ya. Allah öyle yaratmıştır. Cennet de uçsuz bucaksız geniş ve ferah. Ama küfür için çok dar küçük odalar var. Sıkışık. Özel, küçük odalar var. Sıkışık, özel yapılmış odalar. O onlara ızdırap vermek için. Kur'an o hususu belirtiyor.

GÖKALP BARLAN: 17-18.“Onları ve Allah'tan başka taptıklarını bir araya getirip toplayacağı ve “şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa kendilerini de yoldan saptılar” diyeceği gün derler ki; “Sen yücesin, senin dışında başka veliler edinmemiz bize yakışmaz.” Ancak onlara ve atalarına meta verip yararlandırdın. Öyle ki, senin zikrini unuttular ve böylece yıkıma uğrayan bir kavim oldular.”

ADNAN OKTAR: Dünyaya kafayı takıyor. Ya dünyada bir şey yok. Bak bin bir türlü hastalık veriyorlar, dertler veriyor. Ama illa kafayı dünyaya takıyor. Ve arkadaş seçerken de Allah'tan uzaklaştıracak arkadaş seçiyor. “Allah'a yaklaştıracak arkadaştan kaçıyor. Kur'an bunu ısrarla belirtiyor yani. Allah'ı sevenlerden kaçarlar. Allah'tan uzaklaştıranlara da yakın gelirler.” Buna çok pişman olacaklar diyor Allah. Evet.

GÖKALP BARLAN: 19. “İşte söylediklerinizi yalanladılar. Bundan böyle azabı ne geri çevirmeye gücü yetebilir ne de bir yardıma. Sizden kim zulmederse ona büyük bir azap tattırırız.”

ADNAN OKTAR: “Söyledikleriniz yalanlar.” Diyor ki, biz diyoruz ki Darwinizm yalandır. Sizi Allah yarattı diyoruz. Kur'an doğrudur diyoruz. Dediğimizi adam yalanlıyor. Allah da diyor ki, bak; “dediklerinizi yalanladılar” diyor. Evet.

GÖKALP BARLAN: 20.“Senden önce gönderdiklerimizden gerçekten yemek yiyen ve pazarlarda gezen elçilerden başkasını göndermiş değiliz. Biz kiminizi kimi için deneme için fitne konusu yaptık. Sabredecek misiniz? Senin Rabbin görendir.”

ADNAN OKTAR: “Birbirinize sizi deniyorum” diyor Allah. Birbirine üzülecek laflar edebilir, sıkıntı verecek laflar edebilir, tahammül edecek Müslüman. Kızıp sinirlenmeyecek. Üzülecek bir laf edebilir, üzülmeyecek. Pazarlarda gezme de, peygamberlerde normal insan görünümünde oluyor. Yiyor, içiyor, başı ağrıyor, dişi ağrıyor. Yani böyle insana benzemeyen bir görüntüde değil. Her yönüne insana benzeyen bir görüntüde oluyorlar. Bak mesela biz İsa Mesihi göreceğiz, inşaAllah. Göreceksiniz. Normal bir mümin olduğunu göreceğiz. Bir muttaki, temiz Müslüman. Onun da başı ağrıyacak. Onu da dizi ağrır, yorulur, grip olur, nezle olur, üşür. Kur'an'ın belirtmek istediği o. Yani “insan üstü bir varlık olmuyorlar” diyor Allah. “Onlar da sizin gibi normal insan” diyor Allah.

GÖKALP BARLAN: 21.“Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki, “bize meleklerin indirilmesi ya da Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi? Andolsun.”

ADNAN OKTAR: Cüppeli diyor ya, şeytandan Allah'a sığınırım. Melekler diyor göreceğiz. Mehdi'yi bize söyleyecekler diyor. Bunu olması mümkün değil Kur'an'a göre. O melekler geliyor fakat melekler birbirini görüyor orada. İnsanlar görmüyor. Melekler de insanlar görür hale geldi mi zaten kıyamet kopuyor.

GÖKALP BARLAN: 21.“Andolsun onlar kendi nefislerinde büyüklüğe kapıldılar ve büyük bir azgınlıkla baş kaldırdılar.”

ADNAN OKTAR: Hep enaniyete diyor küfür dikkat ederseniz. Hep başkaldırır, isyan eder, terör çıkarır, kavga çıkarır, anarşi çıkarır. Başkaldırırlar. Hep enaniyete de küfür dikkat edersiniz. Hep başkaldırır. İsyan eder. Terör çıkarır. Kavga çıkarır. Anarşi çıkarır. Başkaldırırlar dediği o. Mesela PKK başkaldırıyor şu an yaptıkları. Kalkışma. Adı üstünde kalkışma. Terörle, şiddetle kalkışıyor. Kur'an da ona işaret ediyor.

GÖKALP BARLAN: 22.“Melekleri görecekleri gün suçlu günahkarlara bir müjde yoktur.”

ADNAN OKTAR: Artık kıyamet kopmuş. Melekleri gördüklerinde zaten felaket gelmiş oluyor. Evet. Görünür hale geldiğinde. Cübbeli'nin dediği gibi değil. Cübbeli diyor ki, “meleği göreceğiz o da bize Mehdi'yi söyleyecek” diyor. E zaten o zaman mecbursun sen inanmaya. Bir de melek onu söylüyorsa zaten o vahiy olmuş olur. Sen de vahiy alan adam konumunda olmuş oluyorsun. Olacak iş mi bu? Kur'an'a uygun mu bu? Uygun olmadığı halde işine gelmediği için sırf Mehdiyet’i açmaza sokmak için kendince böyle bir uslu geliştiriyor.

BÜLENT SEZGİN: Mehdi'yi tarif ederken insan üstü bir varlık gibi gösteriyor.

ADNAN OKTAR: Tabii öyleyi gösterecek ki, Mehdiyet’i engellesin kendi kafasıyla.

GÖKALP BARLAN: 22-24.“Ve o gün melekler onlara derler ki; “sizin sevinçli haber yasaktır, yasak.” Yaptıkları her işin önüne geçtik. Böylece onu savrulmuş toz derelere kılı verdik. O gün cennet halkının kalacakları yer daha hayırlı. Dinlenecekleri yer çok daha güzeldir.”

ADNAN OKTAR: Dinlenme, cennette dinlenme yok da. Dinlenme içgüdüsü olacak bizde. Adam geziyor cennette yorulmadığı halde diyor ben biraz dinleneyim diyor. Ya koltuğa oturma falan ihtiyacı yok ama alışmış. Dünyada. Bir koltuk yürüyor. Aman diyor aman diyor bir koltuğa otursaydım ben. Halbuki havada da durur. Bağdaş kuru oturur ya havada. Hiç ihtiyacı yok. Ama dünyada alıştığı için hep mesela geniş döşekler, çadır. Ya şu çadıra bir gireyim diyor. Hemen şu döşeğe bir uzanayım. Alışmış yani. O dünyadaki zorluklardan kaynaklanan bir içgüdü. Cennette devam ediyor. Evet.

GÖKALP BARLAN: 25-29.“Göğün bulutlarla parçalanacağı ve meleklerin bir indirilmeyle indirileceği gün, işte o gün gerçek mülk, Rahman olan Allah'ındır. İnkar edenler için oldukça zorlu bir gündür. O gün zulmeden ellerini hınçla ısırarak şöyle der; “Ah keşke elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım. Vah yazıklar bana. Ne olurdu da filanı dost edinmeseydim. Çünkü o gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden, Kur'an'dan saptırmış oldu. Şeytan da insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakandır.”

ADNAN OKTAR: Tabii. Şeytan diyor, “ben sizi çağırmadım. Sadece söyledim, siz de geldiniz diyor. Ben Allah'tan korkarım” diyor. Yani onu duyunca daha da dehşete düşüyorlar cehennemde. Yani daha da yalnızlığın acısını çekmiş oluyor. Oyuna gelmiş olmanın, aptal konumuna gelmiş olmanın acısını da çekiyorlar. Evet.

GÖKALP BARLAN: 30-31.“Ve elçi dedi ki, Rabbim gerçekten benim kavmim bu Kur'an'ı terk edilmiş bir kitap olarak bıraktılar.” İşte böyle biz her peygambere suçlu günahkarlardan bir düşman kıldık. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.”

ADNAN OKTAR: İslam aleminin en büyük felaketidir Kur'an'ın terk edilmesi. Yani 1400 yıllık İslam hayatı düşün, Müslüman hayatını düşün. Gelmiş geçmiş en büyük felaket, Kur'an'ın terk edilmesi.

GÖKALP BARLAN: 32.“İnkarcılar dediler ki: “Kur'an ona tek bir defada toplu olarak indirilmeli değil miydi?” Biz onunla kalbini sağlamlaştırıp pekiştirmek için böyle ve böyle ayet-ayet indirdik ve onu belli bir okuma düzeniyle tertip edip düzene koyduk, okuduk.”

ADNAN OKTAR: Yani tek-tek açıklıyor peygamber ve hayata uyguluyor. Topluca anlatıldığında adamın kafası almaz, birçok kişinin. Almayabilir. Ama parça-parça okutulduğunda, hayata geçirerek uygulandığında çok iyi kavramış oluyorlar. Yoksa Cenab-ı Allah için son derece kolay. Upuzun ayetleri, sureleri indiriyor Peygambere. İstese hepsini indirir Cenab-ı Allah.

GÖKALP BARLAN: 33.“Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, biz ona karşı sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını getirmiş olmayalım.” İnşaAllah.

ADNAN OKTAR: Tabi Kur'an ayetleriyle en mükemmel açıklama yapıyor ama konuşurken de Peygamber çok mükemmel, çok etkileyici, tam oturacak tarzda konuşuyor. MaşaAllah. Yani tam iptal ediyor karşı tarafı. Her seferinde yeniyor.

 


Furkan Suresi, 2, 7, 25-28, 30-31, 33, 41, 52 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 14 Nisan 2011 tarihli röportajından Furkan Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Furkan Suresi 2, şeytandan Allah’a sığınırım; “Göklerin ve yerin mülkü O'nundur, çocuk edinmemiştir. O'na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş (düzgünlük, simetri, altın oran), belli bir ölçüyle takdir etmiştir”. Her şeyde matematik düzgünlük vardır, altın oran vardır ve simetri vardır. Allah ona dikkat çekiyor. Cübbeli iyi duysun.

Furkan Suresi 7; “Dediler ki: ‘Bu elçiye ne oluyor (bu Mehdi’(a.s.)’a ne oluyor)? Yemek yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? Ona, kendisiyle birlikte uyarıcı olacak bir melek indirilmesi gerekmez miydi?’"“Başının üstünde melek olsun” diyorlar. Cübbeli ne diyor? “Mehdi (a.s)’ın başının üzerinde bir melek olsun görelim” diyor. Müşrikler, kafirler bunu söylüyor. Cübbeli Allah’a sığınsın, aklını başına alsın.

Furkan Suresi 30; “Ve elçi”, o devrin Mehdi (a.s.)’ı; “dedi ki: ‘Rabbim gerçekten benim kavmim (benim arkadaşlarım, benim toplumum, benim milletim) bu Kur'an'ı terk edilmiş (bir Kitap) olarak bıraktılar". Bu ahir zamanda olacak bir olaydır, aynı zamanda. Hz. Mehdi (a.s) devrine bakan bir ayet, çok açık. Kuran ilk defa terk edilmiştir. 1300 sene Kuran bırakılmamış ama 1400. senede İslam aleminde Kuran terk edilmiştir. Türk milleti de Kuran’ın bayraktarıdır, inşaAllah. “İşte böyle; Biz, her peygambere” her Mehdi (a.s)’a, suçlu-günahkarlardan bir düşman” deccal “kıldık. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter”. Mutlaka her peygamberin zıttı bir deccal oluyor. 31. ayet ona bakıyor.

25. ayet; “Göğün bulutlarla parçalanacağı”, bulutlar paramparça açılıyor, uzayı göreceğiz. Gökyüzündeki o mavi tabaka ayrılıyor, direkt uzay görülüyor. “ve meleklerin bir indirilme ile indirileceği gün”, ne zaman melekler görülüyormuş? Kıyamet günü. Cübbeli ne diyor? “Kıyametten önce görünecek” diyor. Allah; “kıyamette görünecek” diyor. İmtihan kalkmış oluyor çünkü. “İşte o gün, gerçek mülk, Rahman (olan Allah)ındır. İnkar edenler için oldukça zorlu bir gündür” diyor, Allah. Allah çok büyük acılar çekeceklerini hatta acının şiddetinden saçlarının bembeyaz olacağını söylüyor, Allah. “Sen onları sarhoş zannedersin, halbuki sarhoş değillerdir”. Ama ayakta duracak halleri yok ne konuştuklarından haberleri yok. “O kadar şiddetli korkacaklar” diyor, Cenab-ı Allah.

“O gün, zulmeden, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der: ‘Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım" "(keşke Mehdi (a.s)’a uysaydım) diyecekler" diyor. Hangi Peygamberse o. “’Vah yazıklar bana, ne olurdu da falanı dost edinmeseydim’ diyecekler” diyor, Allah. “Arkadaşlarına uydukları için bin pişman olacaklar” diyor, Allah. “Seni gördükleri zaman, seni yalnızca alay konusu edinmektedirler”. Her Mehdi (a.s.)’da, her Peygamber’de bunu yapıyorlar. "Allah'ın, elçi olarak gönderdiği bu mu, nedir bunun özelliği?” Aynı şekilde Mehdi (a.s)’a da bunu yapacaklar. “Allah’ın Mehdi (a.s) olarak gönderdiği bu mu” diyecekler, bazı gafiller, inşaAllah.

“Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, Biz (ona karşı) sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını getirmiş olmayalım”, 33. ayette yine Mehdi (a.s.)’a bakan bir ayet. Çok mükemmel ciğerine ciğerine oturtacaktır Hz. Mehdi (a.s). Ayet ne diyor; “Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki”, Darwinizm, materyalizm her türlü örneklere karşı. “Biz (ona karşı) sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını getirmiş olmayalım.” Mükemmel cevap vereceksin diyor Cenab-ı Allah. Peygamberimize hitap ediyor. Tabi, Mehdi'ye işaret ediyor.

52. ayet Furkan Suresi. “Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara Kur'an'la büyük bir cihat ver.” Tebliğ yap, İslam'ı yay ve büyük bir hareket başlat diyor. 1979, Hicri 1400 yılında Mehdi'nin çıktığı tarihe veriyor. Bak “öyleyse kafirlere itaat etme.” Deccaliyete itaat etme. “Ve onlara Kur'an'la büyük bir cihat ver.” Dünya çapında bir cihat ver. MaşaAllah. Tam hicri 1400 tarihini veriyor. 1979 tarihini veriyor. MaşaAllah. Bakabilirler.


Furkan Suresi, 21, 28-30 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar’ın 19 Ağustos 2013 tarihli sohbetinden Furkan Suresi ile ilgili açıklamalar. 

 

ADNAN OKTAR: Bismillah. Açıyorum, Furkan Suresi. Şeytandan Allah’a sığınırım. Diyor ki; "Vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim. Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu.” Kuran dışına çıkarttı. İslam aleminin şu an başına gelen belanın sebebi ne? Kuran’ın dışına çıkmaları, uydurma hadislere göre hareket etmeleri. “Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız" bırakandır" diyor. “Yapayalnız ve yardımcısız bırakan” Müslümanları şu an ne yapıyor şeytan “yapayalnız ve yardımcısız” bırakıyor, birbirleriyle bağlarını koparıyor. Her İslam ülkesi yapayalnız ve yardımcısız.“Ve elçi dedi ki:” Hz. Mehdi (a.s), "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kuran'ı terk edilmiş (bir Kitap) olarak bıraktılar." Peygamberimiz (s.a.v)’in bir tane şikayeti var; ümmetin Kuran’ı terk edeceğini söylüyor. Hadisi bırakacaklar demiyor “Kuran’ı bırakacaklar” diyor. “Uydurma hadislere sarılacaklar, Kuran’ı bırakacaklar” bir tane şikayeti var. Diyor ki “Bize kavuşmayı ummayanlar, dediler ki: "Bize meleklerin indirilmesi ya da Rabbimiz'i görmemiz gerekmez miydi?" Mucize istiyorlar. “Andolsun, onlar kendi nefislerinde büyüklüğe kapıldılar.” İslam ülkelerinin liderlerinin birçoğu büyüklüğe kapılmış durumda, enaniyet yapıyorlar, kendilerini en büyük görüyorlar. Bakın İlam ülkelerinin liderlerine, büyük bölümünde muazzam bir enaniyet var, “ve büyük bir azgınlıkla baş kaldırdılar.” Azgınlık yoluna giriyorlar. Sevgi yoluna değil, şefkat, merhamet yoluna değil.