Sayın Adnan Oktar'ın 30 Ocak 2010 tarihli röportajından Furkan Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Biz seni (diyor Cenab-ı Allah 56. ayette) yalnızca bir müjdeci” müjde vereceksin diyor, İslam’ın hakimiyeti, dünya hakimiyeti, Cennetler, sevinçle, dostlukla, kardeşlikle. “Müjdeci ve uyarıp korkutucu” aman helale, harama dikkat edin, Darwinizm, materyalizme inanmayın, komünizme inanmayın, hakka inanın. “Korkutucu olarak gönderdik” yani eğer hakkı tebliğ etmezseniz, Allah’ın azabı üzerinize gelebilir gibi. 25. Sure, 56. Ayet; 25x56, Hicri 1400’ü veriyor, bir. Ebcedi, harf toplamı 1981 yılını veriyor. Aynı tarihi veriyor, Mehdi’nin çıkış tarihi, Said Nursi’nin tam belirttiği tarih.
Bak diyor ki; “Biz, seni yalnızca bir müjdeci ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik. De ki, ben buna karşılık Rabbine doğru yol tutmayı dileyen insanlar olmanız dışında, sizden bir ücret istemiyorum.” Hiçbir şekilde ne eserlerimden, ne çalışmalarımdan para istemiyorum, sadece Allah’a tam tabi olun yeter diyor. “Sen asla ölmeyen (sonsuza kadar ölmez Allah) ve daima diri olan (mesela biz uyuruz Allah diridir, mesela biz uyurken Allah diri duruyor) Allah’a tevekkül et.” Hiçbir olaydan sen etkilenme diyor Allah, çünkü her olayı ben yaratırım diyor Allah. Her olayı; tutuklanmanı ben yaratırım, hapse atılmanı ben yaratırım, savcılıktaki belgeleri ben yaratırım, mahkemenin kararını ben yazarım diyor Allah. Her mahkeme kararını Allah yazar. Cezaevine giriş kağıdını ben yazarım diyor Allah, cezaevinden çıkış kağıdını ben yazarım diyor. Ben sokarım cezaevine, ben çıkarırım diyor değil mi?
“Allah’a tevekkül et, onu hamd ile tespih et.” “Elhamdülillah” de, diyor Allah, “Kullarının günahlarından onun haberdar olması yeter.” Ben ne yaptıklarını biliyorum diyor Allah, hepsini görüyorum. “O gökleri ve yeri, ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra arşa istiva edendir, Rahmandır, bunu haberi olana sor.” Bu altı gün, tabii Kuran’ın açıklaması izafidir, yani altı zaman dilimi, altı büyük zaman dilimi. Belki altı milyar sene. “Sonra arşa istiva edendir”. Cenab-ı Allah’ın bir arşı var. Biz bunu bilmiyoruz, inşaAllah Ahirette Cenab-ı Allah gösterir. Onu kaplayanım ben diyor, her yerindeyim, istiva eden. “Rahmandır”; Allah Rahman ve Rahim yani koruyucu, sevgi dolu. “Bunu bundan haberi olana sor.” Kim? Cebrail. Kim? Peygamber (s.a.v.), müminler inşaAllah.
“Onlara Rahman’a secde edin denildiği zaman (Allah’a secde edin, namaz kılın denildiği zaman) Rahman da neymiş (Allah neymiş bize anlat diyorlar, haşa) biz senin bize emrettiğine mi secde edecekmişiz derler. Bu onların nefretini artırır.” Daha da kızdırır diyor. Yani dini anlattığınızda Allah’tan korkun, Allah’ın sevin dediğinde, öfkeleri katlanır diyor. Zaten nefret ederler ama daha da artar nefretleri diyor. “O gece ile gündüzü birbiri ardınca kılandır. Öğüt alıp düşünmek isteyenler ya da şükretmek isteyenler için”, gece gündüzün peş peşe olması bize bir güzelliktir, süs oluyor. Çünkü bir canlılık, hayatı Allah dümdüz yaratabilirdi. O monotonluğu kırmış Allah, bir gece, bir gündüz yapıyor. Haftalar yapıyor mesela Cumartesi, Pazar geliyor değil mi? Pazartesi oluyor. Gene yıllar seneler geçiyor, bir canlılık olsun diye yapıyor Allah.
“Rabbimiz Cehennem azabını bizden geri çevir, gerçekten onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç ve sürekli bir acıdır derler.” Şimdi cehennemle ilgili Allah çok fazla tehdit eder ve dünyada çok fazla bela meydana getirir. Depremler oluyor dünyanın birçok yerinde. Ama hikmet de olur tabii o. Hayır var tabii inşaAllah. Ama bazen de tarih içinde bu azap olarak gelmiştir insanlara. Bazen uyarı olarak gelmiştir. Hikmet de gelir inşaAllah. Ama tarihte bu olmuştur. Ama Müslüman olanlar da hep şehadetle sonuçlanır. Şehitlik sebebidir deprem. İnşaAllah. Ama mesela kanser, ülser, hastalıklar, belalar yağmur gibi yağıyor insanlara görüyorsun.
Televizyonu açıyoruz işte bel sırt ağrılarına karşı işte bilmem ne doktor bilmem ne kuşağı var. Bunu takın. İşte baş ağrısına karşı diyor şu ilacı bulduk bunu yapın. Doktor programları oluyor. İşte migrene karşı ne yapabiliriz doktor bey diyor. Onu anlatıyor. Migren ağrısı. Kulak ağrısı. Efendim cinsel hastalıklar. Akciğer hastalıkları, karaciğer hastalıkları, kalp hastalıkları, ona karşı ne yapabilirsiniz, şu yemeği yemeyin. Yani yüzlerce hastalığa, yüzlerce tedavi tavsiyesi var. İşte kuşburnu çayı için gazoz içmeyin bilmem ne falan. Aman şunu içerseniz, şunu fazla içerseniz şundan zarara uğrarsınız yani insanın ne yiyeceğini bilemiyor mesela diyorlar ki, “et yemeyin kolesterolünüz çıkar” diyor ama öbürü de diyor ki, “et yemezsen grip olursun” diyor “ve ölürsün” diyor, değil mi? Mesela diyor ki, “o esansiyel yağlardan almanız gerekir” diyor.
Mesela sırf ondan da beslenirsen vücut dokusu bozulur diyor. Öbür katı yağlardan da alman gerekiyor diyor. Aldığında kolesterol yükseliyor. Yükseliyor. Değil mi? Mesela spor yapın iyi gelir diyor. Bir sefer mafsallarda aşınma oluyor. Spordan dolayı. Rahatsızlık meydana giriyor tabii. Mesela tuz alman gerekiyor diyor. Tuzu alıyor, tansiyonu çıkıyor. Tuz almıyor, tansiyonu düşüyor, yerlere yatmaya başlıyor. Değil mi? Mesela dişini yıkamaya dişleri çürüyor. Mesela vücudun herhangi birinin giremediği hemen o vücut oradan isyan ediyor. Değil mi? Mesela cilt bozuklukları başlıyor. Birçok şey. Yani insanlar sürekli bunlardan boğuşuyorlar. Ama bütün bunlara rağmen Allah'la bağlantıyı bir türlü kabul etmiyorlar. Birçok insan.
İşte dünyadaki azapların kökeninde bu var. Yani Allah'ın ağırına gidiyor bu. Öyle söyleyeyim insanların anlaması için. İnşaAllah. Allah'ı gücendiren bir şey bu. Yani çünkü hem bu kadar nimeti veriyor. Can veriyor, kan veriyor, güzellik veriyor, sağlık, sıhhat veriyor. Adamı bu ilgilendirmiyor. Yani bu bir insan için bile çok kızdırıcı değil mi? Bayağı öfkelendirecek bir şey. Adama sen sofra hazırlıyorsun mesela. Haşa Cenab-ı Allah'a tenzih ederim. Ballar, baklavalar, börekler koyuyorsun. Ev, odayı güzel ısıtıyorsun. Mobilyalar mükemmel. Ev çok şahane.
Manzarasını çok güzel yapıyorsun. Adam geliyor içeriye sığır gibi bacaktan uzatıyor. Yemeği yiyor. Çok özür dilerim. Böyle geğirerek falan çekip gidiyor. Kardeşim diyorsun yolda “sen hiç merak etmedin mi bu evin sahibini?” diyorsun. Bu yiyecekleri kim yaptı? “Yok beni ilgilendirmiyor” diyor. E kardeşim bu belasını bulduğunda hak yerine gelmiş olmuyor mu o zaman? Cenab-ı Allah'ın dediği bu işte yani. Böyle bir zulüm olur mu? Nasıl ilgilendirmez seni yani hiçbir şekilde? Değil mi? Bu olağanüstü yapıyı nasıl göremezsin? İnşaAllah.
“Ancak tövbe eden” diyor Cenab-ı Allah, şeytandan Allah'a sığınırım, “iman eden.” Bak tövbe eden. “Ya Rabbi bir daha yapmayacağım” diyorsun. “İman eden.” Yani Allah'ın varlığına samimi kanaati geliyor. “Ve salih amellerde bulunup davranan,” samimi, candan. Mesela bak sen çok samimi hareketler yapıyorsun. Allah yüzünden çok tatlı bir nur veriyor. Mesela Allah sana karşı bir sevgi kılıyor. Kalplerde bir sevgi meydana getiriyor. O sevgi de senin korunmanı sağlıyor. Allah onu vesile ediyor, inşaAllah.
“İşte onların günahlarını Allah iyiliklere çevirir.” Mesela günah da işlemiş olabilir o insan. Allah “onu iyiliklere çevireceğim” diyor. İnşaAllah. “Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” Allah sonsuz akıllı. Mesela sokağa çıkıyorum binlerce, milyonlarca araba yapmış Allah insanlar için. Binsinler diye. Arabalara klima araba yapmış Allah insanlar için. Binsinler diye. Evet inşallah. Arabalara klima sistemleri yapmış Allah. Mesela tekerlekleri rahat gitsin diye, değil mi? Caddeler yapmış. “Siyah yollar yaptım” diyor Kur'an'da Allah ayette. Arabanın içine ışık koymuş. Önlerine far koymuş. Yolu aydınlatsın diye. Bak Allah bizi bu kadar detaylı düşünmüş. Anlayın diyoruz. Allah'ın düşünmeye ihtiyacı yok da. İnşaAllah. Çünkü an içinde olup bitiyor. Kuşlarda, böceklerde, balıklarda, hücrede, her şeyde muazzam detaya girmiş Allah. Sistemleri.
Tabii, mesela bir proteinin olması için proteine ihtiyaç var dedik. Bakın Darwinist’lerin cahilliğinden bunu bilmiyorlardı. Bunu bizden öğrendiler. Bakın bir proteinin olması için %100 anma bir proteine ihtiyaç var. Bu sıfır, eksi sıfır, eksi sıfır her imkansız demektir. Yani hiçbir şekilde olamaz demektir. Yani Allah'ın yaratması dışında imkansız anlamına giriyor. O hormonların imal edilmesi var vücutta. Diğer protein cinslerinin oluşması var. Kofulları, mitokondrilerin oluşmaları var. Yani nefes kesici. Bu arabalar falan hiç kalır yani. Bilgisayar şu bu falan hiç kalır. Mesela insan beyninin yapısıyla şu bilgisayar akıl almaz ilkel kalır. Çok çok ilkel kalır. Bilgisayarı da yaratan Allah'tır. Beyni yaratan da Allah'tır. Her ikisini de Allah yaratır.
Şimdi “bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor” diyorsa bir adam. Yani ahirette işte cehennemde Müslümanlar onları böyle dolu-dolu orada gördüğünde müminin kalbi rahatlıyor. İnşaAllah. Yani çünkü bu çok büyük bir zulüm bu. Kardeşim görüyorsun sen %100 ispat edilmiş bu. Değil mi? Açıklaması yok bunun. Sırf kalabalığa uymak için. Bir kısmı hakikaten kendi kanaatiyle öyle şey yapıyor. Allah onlara hidayet versin, ıslah etsin. Ama sırf züppelik olsun diye yapan milyonlarca insan var dünyada. Sırf züppelik. Mesela bakıyor arkadaşı satanist. O da züppelik yapıyor. O da satanist oluyor. Mesela arkadaşı ateist. Dine, Allah'a çirkin sözler ediyor haşa. Sırf züppelik olsun diye onlara uyum sağlamak için, onların grubunda dışlanmamak için böyle yalakalık yapıp, sahtekarlık yapıp onlara uymaya çalışıyor.
Bir kısmı da hakikaten Allah aklını almış. Yani aklı yetersiz. Hakikaten kavrayamıyorlar yani. Bir mucize olarak Allah meydana getiriyor. Ama ahir zaman, şu bulunduğumuz dönem Allah'ın Hadi ismin tecelli edeceği bir yüzyıldır. İnşaAllah. Bu yüzyılda küfrün hiç imkanı yoktur. Bakın göreceksiniz buldozer ezer gibi ezilecekler. İnşaAllah. Fikren. Ve yerle bir olacaklar. Hiç kimse bunu durduramayacak. İnşaAllah. Bak bağırıp çağırıp çırpınıyorlar. Minik çekirgeler gibi böyle çıtır çıtır altta ezilip gidiliyor. Şu Darwinist’lerin suskunluğunu görüyor musun Türkiye'de şu an? Nasıl garibanlaştılar. Nasıl zavallılaştılar. Ya kardeşim tek başına bir adamım ben. Akademik eğitim de almadım ben darwinizm konusunda falan. Ama o kadar ilkel bir teori ki. Yani 7 yaşında çocuk bile boğar bu teoriyi yani. O kadar ilkel. Ya kardeşim bir kere olay bak şurada bitiyor. Diyorsun ki bir protein olması için başka bir protein ihtiyaç var. Yani bu darwinizm al rafa koy bitti konu kapandı yani.
OKTAR BABUNA: Bunu bilmiyorlardı siz söylediniz. 300 milyon fosili de kimse bilmiyordu. Siz ortaya çıkardınız, paleontolog da değilsiniz ama.
ADNAN OKTAR: Yani sinirden başlarından buhar çıktı ama yenildiler. Yani. Bazen Habertürk'e çıktıklarında da. Ya kardeşim ne heyecanlıyorsun? Pirokronik hareketler falan böyle anormal. Bilmiyorum gördün mü böyle? Kovboy kasabasına dönüyoruz. Böyle viski içer gibi. Çayı tepesine dikiyor falan. O olan sırrını ben daha hala anlayamadım. Şu hareket nedir böyle? Duruyor duruyor yine böyle yapıyor. Hayır rüzgarlanıyor desek. Yani iki kere niye olsun? Değil mi? Mesela adam bir herhangi bir kağıt parçası alıp muntazam yapar bunu. Yani sırf iki kere yapıyor. Bir tane bilmiyorum bir şey olmuş.