Sayın Adnan Oktar'ın 27 Mayıs 2010 tarihli röportajından Şuara Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir.” Mümin Allah rızası için gayret ediyor, herhangi bir para karşılığı hareket etmez. Yani para karşılığı İslam’a hizmet olmaz. Buna Kuran’dan delil vermiş Cenab-ı Allah, Kuran ile delil veriyor. Cenab-ı Allah’ın güzel bir tebliği. “Dediler ki: "Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?"” Bak Mehdi (a.s.) cemaatine de aynı suçlamalar olacaktır. Sıradan insanlar, kötü insanlar diyeceklerdir inşaAllah. Bakın aynısını burada görüyorsunuz, Nuh Peygamber (a.s.)’in kavmine söylüyorlar. “Dediler ki: "Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?"” Yani “Boş adamlarsınız” diyor, “siz kimsiniz ki?” diyor. Beğenmiyorlar yani, inşaAllah. Bak diyor ki Hz. Nuh (a.s.); “ve ben mü'min olanları kovacak değilim.” Yani diyorlar ki; “etrafındaki gençleri dağıt, insanları dağıt, bu faaliyete son ver, durdur artık bu faaliyeti” diyorlar. Böyle bir çalışman olmasın diyorlar. Nuh (a.s.) da diyor ki; “ve ben mü'min olanları kovacak değilim.” Yani “Allah’ın kulları onlar” diyor, “Allah rızası için benim yanıma geliyorlar, niye kovayım?” diyor. “Ben, yalnızca apaçık bir uyarıcıyım.” Tebliğciyim. Mehdi (a.s.)’nin talebelerinin dağılması için de uğraşacaklardır. Fakat başarılı olamayacaklardır inşaAllah. Mehdi (a.s.)’ye de öyle baskı olacaktır fakat Mehdi (a.s.) asla kabul etmez tabii inşaAllah.
ALTUĞ BERKER: Siz daha iyi bilirsiniz Hocam inşaAllah, hadis-i şerifte de baskı olunca daha da genişlediğine dair işaret var Mehdi (a.s.)’nin.
ADNAN OKTAR: “Mehdi (a.s.)’nin diyor sırtı dövülür” diyor. Mehdi (a.s.)’nin sırtına vurdukça, “Mehdi (a.s.) gittikçe genişlemeye başlar” diyor, “büyür” diyor. Yani bir insan dövülünce genişlemez. Burada kastedilen müteşabih. Tabii Cübbeli olsa öyle anlar. Müteşabih yani. Ünü, şanı yayılır. Ona basın saldıracak, televizyonlardan saldıracak, radyolardan saldıracaklar, bir kısım insanlar dedikodu yapacak, fitne-fücur çıkaracak. Ama onun üzerine baskı arttıkça, onun ünü şanı ve gücü artacak. Yani onlar istese de, istemese de hizmet etmiş olacaklar Mehdi (a.s.)’ye. Bu anlaşılıyor inşaAllah.
Adnan Oktar'ın 24 Aralık 2009 tarihli Çay TV ve Maraş Aksu TV röportajından
ADNAN OKTAR: Şuara Suresi’ni açmışsın 26. sure.
107. ayette diyor ki Cenab-ı Allah, “gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim”, yani peygamberin diliyle peygambere gelen bir vahiy bu. Güvenilir, Allah’ın dinini tebliğ eden insan bir kere güvenilir olması lazım, samimi olması lazım, samimi olması için ne yapması lazım, dünyadan geçmiş olması lazım, maddi çıkar peşinde olmaması lazım, anlattıklarına karşılık bir ücret talep etmemesi lazım, hiçbir şekilde bundan maddi bir çıkar elde etmemesi ve son derece samimi, candan, içinden gelerek hareket etmesi gerekiyor ki, güvenilir olsun.
108. “Artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin”. En önemli şey Allah’tan korkmak, çünkü Allah’tan korkan ayrıdır, Allah’ı seven ayrıdır. Şimdi Allah’ı sevmekle sadece olmuyor, Allah’ı seviyor ama zulüm yapabiliyor o zaman, terslik yapabiliyor. Ama Allah’tan korkan kılı kırk yarar, çok şefkatli olur, sevecen olur, derin düşünür, zarar vermemeye özen gösterir. Allah korkusu insana binbir çeşit nimet verir, sayamayacağım kadar çok nimet verir ve güzellik verir. Bakın nitekim diyor ki, ‘artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin,” yani beni imam olarak, mürşit olarak görün.
109. ayette “buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum” diyor. Bakın bu çok önemlidir, halk bir menfaat sezdiğinde çok bunalır insanlar, onun samimiyetine bir türlü güvenemezler. Onun için sıfır menfaat olması gerekir, hiç, yani mutlaka dağıtan olması lazım insanın. Bakın, ücretim yanlızca Allah’ın alemlerin Rabbine aittir. Nedir ücreti, Allah’ın rızası. Ya Rabbi diyecek beni sev, benden razı ol, bana yeter, o kadar. Bakın bir daha Allah tekrar ediyor
110. ayette, “artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin”.
111. ayette, “derler ki: Sana sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?” Bakın Müslümanlara biçtikleri rolü görüyor musun? Aşağılık görüyor, iman ettikleri için. Kendi ahlaksızlık yapıyor, uyuşturucu kullanıyor, zulüm yapıyor, adam öldürüyor, hırsızlık yapıyor, gasp yapıyor, her türlü ahlaksızlığı yapıyor, organize ediyor, kendi olmuyor da, sevgiyi, şefkati, merhameti, dostluğu, iyiliği, güzelliği savunan insanlara ne diyor? Sıradan ve aşağılık diyor, sıradan. Çok adi ve sıradan insanlar diyor, aşağılık diyor. “İnsanlar uymuşken inanır mıyız?” Küfrün ağzı bu. İşte Mehdi’nin talebelerine de bu şekilde bir tavır konacak, sıradan görecekler, kötü görecekler, yanlış görecekler. Yani her yönden kötü ve ters görecekler. Dolayısıyla çok az insan iman ediyor. Ahir zamanda böyle olacak inşaAllah.
112. “Dedi ki onların yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur”. Etrafındaki insanları kötülüyorlar O’na ki dağılın diyorlar, etrafındaki, yani etrafında kimse kalmasın gitsin. Yani o kişinin etrafında Allah’ın dinini tebliğ eden kimse kalmasın diyorlar. “Onların hesabı yanlızca Rabbime aittir, eğer şuurundaysanız”, anlarsanız. Allah’a aittir diyor onların hesabı ben insanlar hakkında herhangi bir hüküm veremem. Bakın çok önemli yine ayette bir konu var
114. ayet. “Ve ben mümin olanları kovacak değilim”. Mesela bana da Emniyetteyken dediler, bütün etrafındakileri dağıt, arkadaşlarını dağıt, hiç kimseyle görüşmeyeceksin, herkesi gönder, bir daha görüşme. Bu dedi derin devletin kararı dedi, o zaman Emniyet Müdürü Adil Serdar Saçan. Bakın ayette ne diyor, “ve ben mümin olanları kovacak değilim,” niçin gönderirim etrafımdaki insanları değil mi? “Dediler ki eğer bu söylediklerine bir son vermeyecek olursan” tehdit ediyorlar, “gerçekten taşa tutulup kovulacaksın”. Öldüreceğiz seni diyorlar, taşa tutulma budur. Bir de kovulma ve taşa tutulma.
117. “Dedi ki: Rabbim şüphesiz beni yalanladı”, demek ki yalancılıkla da itham ediliyor Allah’ın dinini anlatan kişiler haksız yere, doğru olduğunu ispat ettiği halde, gösterip delillendirdiği halde yalancılık iddiasında bulunacaklar. Kim bulunacak? Yalancılar. Yalancılar doğruları yalancılıkla itham edecekler.
118. “Bundan böyle benimle onların arasını açık bir hükümle ayır ve benimle birlikte olan müminleri kurtar.” Bir avuç mümin ahir zamanda Mehdi ve talebeleri bütün dünyayı kurtaracaklar inşaAllah.