Ankebut Suresi, 41, 43-48 Ayetlerinin Tefsiri

(Müslümanlar alim olmaya gayret etmeliler)

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Ankebut Suresi 43. “İşte bu örnekler, biz bunları insanlara vermekteyiz.” Bu örnekleri vermekteyiz. “Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdiremez.” Demek ki Müslümanlar alim olmaya gayret edecekler, bilgili olmaya gayret edecekler. Biyoloji olsun, tıp olsun, her konuda çok geniş araştırma yapacaklar. Mesela bak, Allah örnek olarak diyor ki; şeytandan Allah’a sığınırım; Ankebut Suresi, 41; “Allah'ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi. Allah, Kendi dışında hangi şeye taptıklarını şüphesiz bilir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. İşte bu örnekler; Biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdirmez.” Şimdi, örümceğin hayatını bilmesi lazım, örümceğin yuvasının yapısını bilmesi lazım, araştırması lazım. O zaman bir genel kültüre sahip olmuş oluyor; derin bir bilgiye, kavrayışa sahip olmuş oluyor. “Allah gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Şüphesiz bunda iman edenler için bir ayet vardır.” “Gökleri ve yeri de inceleyin” diyor Allah.

“Sana Kitap'tan vahyedileni oku,” yani Kuran’ı oku ve Kuran’a göre hareket et. Kuran’ın dışında hurafelere girme, “ve namazı dosdoğru kıl.” Yani beş vakit tadil-i erkanla, sahib-i tertip olarak, güzelce, sünnete uygun namazlarını kıl. “Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan,” yani gayri meşru her şeyden, ”ve kötülüklerden alıkoyar.” Yani haram olan her türlü, eylemden alıkoyar. “Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir.” “İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin.” Yani “Hıristiyan ve Musevilerle en güzel bir tarzın dışında bir tebliğ çalışmanız olmasın. Çok güzel ve nezaketli, yakışır bir üslup kullanın.”

“Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik;” yani “Tevrat’a, İncil’e, Kuran’a iman ettik.” “Bizim İlahımız da, sizin İlahınız da birdir.” Yani, “sizin Allah’ınız da bizim Allah’ımız da aynı. Tek Allah’a inanıyoruz.” “Ve biz O’na teslim olmuşuz.” “Bundan önce sen hiç kitap okuyan değildin ve onu sağ elinle de yazmıyordun.” Yani “ümmiydin” diyor Cenab-ı Allah. Hz. Mehdi (a.s) da ümmidir, biliyorsunuz. O da Arapça okuyup, yazmayı bilmez. “Böyle olsaydı, batıla dalanlar, batılda olanlar kuşkuya kapılırlardı.” Yani biliyor olsaydın “batıla kapılanlar kuşkuya kapılırlardı ama bilmemen senin için bir avantaj” diyor Cenab-ı Allah. Yani “özel bir gerekçeyle Ben onu yarattım” diyor. “Ki, senin vahyi almanda, Kuran’ı anlatmanda hiçbir müdahale olmadığını anlamaları için.” İnşaAllah.

 


Ankebut Suresi, 46. Ayetinin Tefsiri 

 

Sayın Adnan Oktar'ın 13 Ocak 2011 tarihli röportajından Ankebut Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin."” Bakıyoruz Cübbeli'ye, bambaşka bir şey diyor adam bize. Şimdi Cübbeli'ye mi inanacağız, Allah'a mı? Tabii ki Allah'a inanacağız. Bak, “İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik;"” Kuran'a da, İncil'e de iman ettik. “Bizim İlahımız da, sizin İlahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz.” (Ankebut Suresi, 46) “Bunu söyleyin” diyor Allah, değil mi? Adam, “Allah bir” dediğinde, Allah’a dostluğunu ilan etmiş oluyor. Bu ayeti söyledim diye, bu ayetin uygulamasını yaptım diye adam beni mürtet ilan etti. Mürtet, hayat hakkı yok mürtedin. Yani katli vaciptir mürtedin. Fetva veriyor adam. Zaten fetva emini gibi şu an. Bütün Türkiye'nin fetva emini gibi adam, padişah gibi. Kafasına göre, kendi dünyasında.

Peki, Cenab-ı Allah ne diyor? “İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin.” Yani Hıristiyan ve Musevilerle. “Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik."” Yani İncil'e, Kuran'a, Tevrat'a iman ettik. “Bizim İlahımız da, sizin İlahınız da birdir.” Aynı Allah'a inanıyoruz. “Ve biz O'na teslim olmuşuz” “Bunu söyleyin” diyor, Allah, “tebliğ yapın” diyor. Adam bunun sonucunda da “La ilahe illAllah” diyor. Kuran'daki emri yerine getiriyor. Bu nedir? Bu boş bir şey mi? Değil. Allah'a dostluğunu ilan ediyor. Allah’a dost adam. Kendi ifadesine göre öyle. Allah kabul eder, etmez, o ayrı. Bizim de ibadetlerimizi kabul edip, etmediğini bilmiyoruz ki Allah’ın.

 


Ankebut Suresi, 46. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 23 Ocak 2010 tarihli röportajından Ankebut Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

OKTAR BABUNA: İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim İlahımız da, sizin İlahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz."

ADNAN OKTAR: Değil mi? Mesela İsrailli çocuklar, kadınlar, mazlum yaşlılar falan, bunlar ne yapıyorlar? Hayır İsrail’de anormallik yapan adam var. Ahlaksızlık yapan adam var yani her ülkede vardır bu, her yerde var. Türkiye’de yok mu? Her yerde var. Bunun ayrımının iyi yapılması lazım. Dindar, kendi halinde mazlum İsrailli kardeşlerimize niye zulüm yapılsın, niye psikopat hareketler yapılsın? Çocukların ne suçu var, genç kızların ne suçu var, yaşlı annelerin ne suçu var? Kim zulüm yaptıysa onunla muhatap ol. Onu da Kuran ölçüleri içerisinde olur o da. Yani şahsıyla Kuran ölçüleri içerisinde olur. Kuran’a göre hareket olur yani şahsi, kendi kafasına göre hareket edemez. Yani durumdan vazife çıkaramaz. Kuran’da her şeyin bir usulü, adabı vardır, bir yöntemi vardır inşaAllah.

 


Ankebut Suresi, 46. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 22 Ocak 2010 tarihli röportajından Ankebut Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

OKTAR BABUNA: “İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim İlahımız da, sizin İlahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz." Elhamdülillah.

ADNAN OKTAR: Biz de ne dedik onlara? MaşaAllah. Tek Allah’a inanıyoruz dedik. Nasıl öyle şey söylersin diyor. Ee kardeşim tabii tek Allah’a inanıyoruz yani Musevilerin Allah’ı da bir, Hıristiyanların Allah’ı da bir, Müslümanların Allah’ı da bir. Teslis inancını, o ayrı kendi günahı o. Şirke giriyor. Ama tek Allah’a inanan çok fazla Hıristiyan var. Değil mi mezhepler var? Türkiye’de çok çok fazla var. Evet devam et.