Sayın Adnan Oktar'ın 4 Kasım 2010 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Rum Suresi inşaAllah. Şeytandan Allah’a sığınırım. 29’uncu Ayet. “Hayır, zulmedenler” yani münafıklar, müşrikler, üçkağıtçı sahtekarlar, “hiçbir bilgiye dayanmaksızın” yani Kuran’a dayanmaksızın, Allah’ın hükmüne, vahye dayanmaksızın, “kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır.” Kendi uydurdukları hurafelere uymuşlardır. “Allah'ın saptırdığını kim hidayete erdirebilir? Onların hiçbir yardımcıları yoktur. Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur.” Yani Allah’ın şeriatı, Allah’ın yarattığı fıtratta değişiklik olmuyor, inşaAllah. “İşte dimdik ayakta duran din (budur).” Yani İslam Dini ana yapısıyla değişmiyor. Hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Bazı detaylarda değişiklik olur.
“(O münafıklar, o müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmışlar” bölümlere ayırmışlar “ve kendileri de parça parça olmuşlardır” kendi aralarında da bölünmüşler, tek başına kalmışlar; her biri ayrıdır münafıkların, “ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” Doğru yolda olduğunu iddia ediyorlar ayrı ayrı.
Sayın Adnan Oktar'ın 11 Eylül 2011 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Diyor ki Cenab-ı Allah, Rum Suresi, 29’da; “Hayır, zulmedenler, hiçbir bilgiye dayanmaksızın,” bilgi nedir? Kuran, Kuran’a dayanmaksızın, “kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır.” Müşriklerin, yobazların uydurmalarına uymuşlardır. “Allah'ın saptırdığını kim hidayete erdirebilir? Onların hiçbir yardımcıları yoktur.” “Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına,” Kuran’a, “çevir ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur).” Kuran’ın anlattığı din. “Ancak insanların çoğu bilmezler.” Bak, buyur, yobazlar şu an bilmiyorlar işte. Allah, “insanların çoğu bilmezler” diyor. “'Gönülden katıksız bağlılar' olarak,” katıksız, Kuran’a ilave yapmadan, “O'na yönelin” Allah’a yönelin. “ve O'ndan korkup-sakının, dosdoğru namazı kılın,” Dosdoğru namazı kılın, müşriklerin anlattığı gibi değil, “ve müşriklerden olmayın.” Adam, “yok ya benden bahsetmiyor” diyor. Senden bahsediyor işte. Sen Kuran’a ilave yaparsan, putlara uyarsan, “falanca müşrik, falanca put bana Kuran’a karşı bunu dedi” dersen, sen müşrik olmuş oluyorsun zaten. “(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış,” adam, “bana demiyor” diyor. Sana diyor işte. “Ve kendileri de parça parça olmuşlardır;” kimden bahsediyor? “Bizden bahsetmiyor” diyor. Senden bahsediyor işte. “Ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” “En iyi benim, ehli nejad, fırkayı naciye benim, ben kurtuldum” diyor. Bak, Allah çok açık anlatıyor. “ve kendileri de parça parça olmuşlardır;” kimden bahsediyor? “Bizden bahsetmiyor” diyor, senden bahsediyor işte. “Ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” “‘En iyi biziz’ derler” diyor Allah. “Bana demiyor” diyor adam. Sana diyor işte ayette.
Demin açtım, o gözle bir baktım, direkt karşıma çıktı. Kuran’ın yetersizliğini iddia etmek Allah’a savaş açmaktır. Kuran’ın yetersizliğini söylemek Kuran’a karşı haşa hakarettir; Allah’a, dine karşı bir savaştır. Kuran’ın yetersizliğini adam ufak tefek bir suç olarak görüyor. Allah onunla ilgili, Kuran’da çok fazla tehdit ediyor. Kuran’ın yeterli olduğunu, her şeyi anlattığını, bütün detayları anlattığını ve dikkat edin, ayette ne diyor; “sadece siz Kuran’dan sorulacaksınız” diyor. “Başka hiçbir şeyden sorulmayacaksınız” diyor. Müşriklerin uydurma olan hurafelerinden sorgulanma yok, sadece Kuran’dan sorgulama var. Adam, “bir de müşriklerin hurafelerinden sorgulanacağız” diyor. Putlardan sorgulanma yok. Putların dediğinden dolayı sorgulama yok, Kuran’dan sorgulama var. Buna inanmıyorsa adam biz ne diyelim? Allah çok açık, net; “sadece Kuran’dan sorgulanacaksınız” diyor. Açık değil mi bu ifade? Başka bir kitaptan bahsetmiyor Allah. Peygamberimiz (s.a.v) nasıl tefsir ettiyse o şekilde, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 14 Şubat 2011 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur”. Rum Suresi, 30: “(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır”. “En doğru yolda biziz” diyorlar. Onun için Allah “birlik ve beraberlik içinde olun” diyor inşaAllah.