Sayın Adnan Oktar'ın 11 Eylül 2011 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Diyor ki Cenab-ı Allah, Rum Suresi, 29’da; “Hayır, zulmedenler, hiçbir bilgiye dayanmaksızın,” bilgi nedir? Kuran, Kuran’a dayanmaksızın, “kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır.” Müşriklerin, yobazların uydurmalarına uymuşlardır. “Allah'ın saptırdığını kim hidayete erdirebilir? Onların hiçbir yardımcıları yoktur.” “Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına,” Kuran’a, “çevir ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur).” Kuran’ın anlattığı din. “Ancak insanların çoğu bilmezler.” Bak, buyur, yobazlar şu an bilmiyorlar işte. Allah, “insanların çoğu bilmezler” diyor. “'Gönülden katıksız bağlılar' olarak,” katıksız, Kuran’a ilave yapmadan, “O'na yönelin” Allah’a yönelin. “ve O'ndan korkup-sakının, dosdoğru namazı kılın,” Dosdoğru namazı kılın, müşriklerin anlattığı gibi değil, “ve müşriklerden olmayın.” Adam, “yok ya benden bahsetmiyor” diyor. Senden bahsediyor işte. Sen Kuran’a ilave yaparsan, putlara uyarsan, “falanca müşrik, falanca put bana Kuran’a karşı bunu dedi” dersen, sen müşrik olmuş oluyorsun zaten. “(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış,” adam, “bana demiyor” diyor. Sana diyor işte. “Ve kendileri de parça parça olmuşlardır;” kimden bahsediyor? “Bizden bahsetmiyor” diyor. Senden bahsediyor işte. “Ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” “En iyi benim, ehli nejad, fırkayı naciye benim, ben kurtuldum” diyor. Bak, Allah çok açık anlatıyor. “ve kendileri de parça parça olmuşlardır;” kimden bahsediyor? “Bizden bahsetmiyor” diyor, senden bahsediyor işte. “Ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” “‘En iyi biziz’ derler” diyor Allah. “Bana demiyor” diyor adam. Sana diyor işte ayette.
Demin açtım, o gözle bir baktım, direkt karşıma çıktı. Kuran’ın yetersizliğini iddia etmek Allah’a savaş açmaktır. Kuran’ın yetersizliğini söylemek Kuran’a karşı haşa hakarettir; Allah’a, dine karşı bir savaştır. Kuran’ın yetersizliğini adam ufak tefek bir suç olarak görüyor. Allah onunla ilgili, Kuran’da çok fazla tehdit ediyor. Kuran’ın yeterli olduğunu, her şeyi anlattığını, bütün detayları anlattığını ve dikkat edin, ayette ne diyor; “sadece siz Kuran’dan sorulacaksınız” diyor. “Başka hiçbir şeyden sorulmayacaksınız” diyor. Müşriklerin uydurma olan hurafelerinden sorgulanma yok, sadece Kuran’dan sorgulama var. Adam, “bir de müşriklerin hurafelerinden sorgulanacağız” diyor. Putlardan sorgulanma yok. Putların dediğinden dolayı sorgulama yok, Kuran’dan sorgulama var. Buna inanmıyorsa adam biz ne diyelim? Allah çok açık, net; “sadece Kuran’dan sorgulanacaksınız” diyor. Açık değil mi bu ifade? Başka bir kitaptan bahsetmiyor Allah. Peygamberimiz (s.a.v) nasıl tefsir ettiyse o şekilde, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 25 Aralık 2010 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik.”Cenab-ı Allah onu bir nimet olarak veriyor, Süleyman (a.s)’ı. “O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip-dönen biriydi.” Devrinin Mehdi (a.s)’ı Hz. Süleyman (a.s). Ki Peygamberimiz (s.a.v) diyor, “Hz. Zülkarneyn (a.s.) ve Süleyman (a.s.) gibi evlatlarımdan Mehdi (a.s) dünyaya hakim olacak” diyor. “Hani ona akşama yakın”bak, çok manidardır, “akşama yakın” bunu sonra bunun hikmetini açıklarız, inşaAllah. “Bir ayağını tırnağı üstüne diken, öbür üç ayağıyla toprağı kazıyan, yağız atlar sunulmuştu. O da demişti ki: "Gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim." Allah için seviyorum bitkileri, hayvanları, malı, sarayları, hepsinin üstünde insanları. Müthiş bir kadın sevgisi vardı Hz. Süleyman (a.s.)’da biliyorsunuz. "’Gerçekten ben, mal sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim.’ Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar. ‘Onları bana geri getirin’ (dedi).” Bakın hayvan sevgisini Allah burada vurguluyor. “Sonra (onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.” Bakmayla gözü doymadığı için dokunmak istiyor, dokunduğunda ruhu rahatlıyor. Bacaklarını okşadığında, boynunu okşadığında atların rahatlıyor. “Andolsun, Biz Süleyman'ı imtihan ettik, tahtının üstünde bir ceset bıraktık. Sonra (eski durumuna) döndü.” Sonra bunu yine açıklarız, bu da çok hikmetli ve çok önemli bir konuya bakıyor. “Sonra (eski durumuna) döndü. Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et.” Küfürden hiç kimseye hakim olmayan, yoksa Müslümanların mülkün hakimi olmasını ister, çünkü Mehdi (a.s) çıkacak Mehdi (a.s) zamanında bütün dünyaya İslam hakim oluyor ve görülmemiş bir mülk olacaktır. “Şüphesiz Sen, karşılıksız armağan edensin."
Sayın Adnan Oktar'ın 4 Kasım 2010 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Rum Suresi inşaAllah. Şeytandan Allah’a sığınırım. 29’uncu Ayet. “Hayır, zulmedenler” yani münafıklar, müşrikler, üçkağıtçı sahtekarlar, “hiçbir bilgiye dayanmaksızın” yani Kuran’a dayanmaksızın, Allah’ın hükmüne, vahye dayanmaksızın, “kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır.” Kendi uydurdukları hurafelere uymuşlardır. “Allah'ın saptırdığını kim hidayete erdirebilir? Onların hiçbir yardımcıları yoktur. Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur.” Yani Allah’ın şeriatı, Allah’ın yarattığı fıtratta değişiklik olmuyor, inşaAllah. “İşte dimdik ayakta duran din (budur).” Yani İslam Dini ana yapısıyla değişmiyor. Hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Bazı detaylarda değişiklik olur.
“(O münafıklar, o müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmışlar” bölümlere ayırmışlar “ve kendileri de parça parça olmuşlardır” kendi aralarında da bölünmüşler, tek başına kalmışlar; her biri ayrıdır münafıkların, “ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” Doğru yolda olduğunu iddia ediyorlar ayrı ayrı.
Sayın Adnan Oktar'ın 19 Ekim 2010 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bak, mesela diyor ki; Rum Suresi, 32; “(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır.” Münafıkların özelliği müşriklik göstererek saldırıyorlar, şirk koşarak. Bak, “Kendi dinlerini fırkalara ayırmış.” Birçok bölümlere ayırıyor dini. Halbuki bir tane din var. “Ve kendileri de parça parça olmuşlardır.” Ayrıca “kendi aralarında da bölündüler” diyor Allah. Bak, "fırkalara ayırıyor," bir de “kendi aralarında da bölündüler” diyor. “Ve her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” “En uygun olan, en iyi olan biziz” diyor. “En mükemmel olan biziz” diyor. Kardeşim, tek bir tane din yok mu? Sen ne yapıyorsun? Fırkalara ayırmışsın, o fırkalar içinde bir daha bölünüp yeniden fırkalara ayrılmışsın. Rum Suresi 32’de Allah onları kınıyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 9 Kasım 2010 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Rum suresi 32; “(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış...” bak parçalara ayırmış kendi dinlerini ayrı ayrı gruplara ayırmış. “Ve kendileri de parça parça olmuşlardır;” kendileri de kendi içlerinde ayrıca parçalanmışlardır, diyor Allah. “Ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” Yani en iyi kurtuluş yolunda olan, en doğru yolda olan biziz derler, diyor Allah. Halbuki hiçbiri doğru yolda değil, diyor Allah.
Sayın Adnan Oktar'ın 14 Şubat 2011 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur”. Rum Suresi, 30: “(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır”. “En doğru yolda biziz” diyorlar. Onun için Allah “birlik ve beraberlik içinde olun” diyor inşaAllah.
ADNAN OKTAR’IN A9 TV’DEKİ CANLI SOHBETİ (3 KASIM 2011; 20:00)
ADNAN OKTAR: Rum Suresi, 32.
“O müşrikler ki”, Allah bunlara müşrik diyor yobaz takımına,
“kendi dinlerini fırkalara ayırmış”, bakın hak olan tek dini fırkalara ayırmış, bölümlere ayırmış, mezheplere, cemaatlere ayırmış,
“ve kendileri de parça parça olmuşlardır”, kendi aralarında da bölünmüşlerdir,
“ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır”, biz ehli necatız, fırkayı naciyeyiz, kurtulan grup biziz diye övünmektedirler diyor Allah. Allah tek bir din istiyor, tek bir topluluk, tek bir ümmet. Kuran’ın hitap ettiği zaten, bütün Müslümanlar yani Amerikalı Müslüman’a ayrı Türkiyeli Müslüman’a ayrı hitap etmiyor Allah. Hitap ettiğinde, “Ya eyyuhel müminin” dendiğinde bütün Müslümanlardır, hepsidir. Adamlar diyorlar ki; fırkayı naciye biziz. Kaç tane fırkayı naciye var kardeşim? Ahir zamanda fırkayı naciye Mehdiyet’tir, başka fırkayı naciye yok Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadislerine göre. Allah bölünmeyi istemiyor ama şu an tabii zaruri olduğu için, mezhepler var. Fakat biz bunu severek ve isteyerek yapmıyoruz, mecbur olduğumuz için, Hz. Mehdi (a.s.) çıkıncaya kadar kabul ediyoruz. Hz. Mehdi (a.s.) çıktığında zaten fitnedir bu. Din mezheplere bölünemez. Zaruri olduğu için, şu an kabul ediyoruz. Yoksa Hz. Mehdi (a.s.) çıktığında, bütün mezhepler kalkıyor, tek inşaAllah.
ADNAN OKTAR’IN A9 TV’DEKİ CANLI SOHBETİ (12 ARALIK 2011; 22:00)
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Rum Suresi, 32.
“Kendi dinlerini fırkalara ayırmış” ne demek? Mezhepler, bölümler.
“ve kendileri de parça parça olmuşlardır” cemaatlere, gruplara ayrılmışlardır,
“ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” En büyük müctehid, en büyük müceddid biziz, kurtuluşa erenler biziz, asrın kutbu benim, biziz, diğerleri dalalette diyorlar. Ümmet bu hale gelmedi mi şu an, epey bir bölümü? Geldi.
Sayın Adnan Oktar'ın 28 Mayıs 2015 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: "O müşrikler ki" diyor Cenab-ı Allah, şeytandan Allah'a sığınırım, "kendi dinlerini fırkalara ayırmışlar," mezheplere, bölümlere ayırmış. "Ve kendileri de parça parça olmuşlardır. Her grup, ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır." Yani "baya mükemmel bir yoldayız, en iyi biziz derler", diyor, Allah.
Sayın Adnan Oktar'ın 14 Mayıs 2015 tarihli röportajından Rum Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Kendi dinlerini” bak “fırkaları ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır ki,” işte bak bunu yapmışsın, mezhepleri ayırmışsın, Sünni, Şafii, Vahabini ayırmışsın, Sünniyi de bak ayırmış ve “kendileri de parça parça olmuşlardır”, diyor bak. O ayrı parçalar kendi aralarında yeniden parçalanmışlardır diyor. Onları da Hanefi, Hanbeli, Maliki ve Şafi olarak ayırıyorsun. Onları da yine ayrıca bir daha parçalıyorsun kendi içerisinde. Mesela Ebu Yusuf'a göre ayrı. Yani mezhep içerisinde. Ebu Hanefe'nin talebeleri var. Onlar bizim kavlimize göre böyle değil diyorlar. Ebu Hanefe'nin yanlış söylediğini söylüyor. Talebesi.
Bak, “ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinc duymaktadır.” “Allah'a çok şükür ki”, diyor “Ehl-i Sünnet vel Cemaat fırkayı Naciye'ye mensubuz”, diyor. “Allah bizi kurtardı. Bütün fırkayı Naciye dışındakileri batırdı”, diyor. 73 fırkaya ayrılacak diyor. Bir fırka kurulacak diyor. 72 fırka diyor şu an cehennemde. Yani Şiiler, Vahabiler, Bektaşiler. Efendim hepsi yani. Ve sadece Ehl-i Sünnet ve Cemaat cennette diyor. Bize çocukluğumuzda da öğretiyorlardı. Biz baya sevinirdik işin doğrusu. Bilmezdik yani. Halbuki çok yanlış bir şey. La ilahe illallah Muhammeden Resulullah diyen herkes Müslümandır. Ne alakası var ya? Nereden çıkarıyorsun yani?