Sayın Adnan Oktar'ın 13 Şubat 2012 tarihli röportajından Ahzab Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bak şimdi Ali kardeş. Herhangi bir sayfa açıyorum bak; Bismillahirrahmanirrahim. Ahzap Suresi. Şeytandan Allah’a sığınırım. 23. ayet;
“Mü'minlerden öyle erkek-adamlar vardır ki- Allah ile yaptıkları ahide sadakat gösterdiler” Allah ne söylerse yaptılar “böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirdi” şehit oldu, “kimi beklemektedir.” Şehit olmayı bekliyor. “Onlar hiçbir değiştirme ile (sözlerini) değiştirmediler.” Niçin şehit oluyor? Allah’ın dinini yaymak için, Allah yolunda, İttihad-ı İslam için.
24-“Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükafaatlandıracak, münafıkları da dilerse azaplandıracak veya tevbe (nasib edip tevbe)lerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.”
25-“Allah, inkar edenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir hayra varamadılar. Allah yolunda mücadele de Allah (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü'minlere yetti.” Zafer, neyin zaferi? İttihad-ı İslam zaferi. Dini yayıyor Müslümanlar. Allah onlara yetti. “Allah çok güçlü ve galip olandır.”
26-“Kitap ehlinden onlara arka çıkanları da” o üç kağıtçılar var; İttihad-ı İslam’ı istemiyorlar, hocamı tenzih ediyorum, Kitap ehlinden Yahudi ve Hıristiyanlardan da arka çıkıyorlar İttihad-ı İslam’ı istemeyen ekibe. “Çıkanları da kalelerinden indirdi” Yani bulundukları yerden çıkardı. “onların kalplerine korku düşürdü.” ‘Allah korkuttu onları’ diyor. “Siz onlardan bir kısmını etkisiz hale getiriyordunuz. Bir kısmını da esir alıyordunuz” diyor Allah.
27-“Ve size onların yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı.” ‘Sizi Allah hakim etti’ diyor. Bakın İttihad-ı İslam ayeti. “Allah her şeye güç yetirendir.”
28-Ey Peygamber, eşlerine söyle: “Eğer siz dünya hayatını ve onun süslü çekiciliğini istiyorsanız” yemek, içmek, çoluk çocuk, gezmek neyse. “gelin sizi yararlandırayım.” Para vereyim, imkan vereyim “ve güzel bir tarzda size salıvereyim.” Boşayayım sizi göndereyim diyor. Bakın Peygamber hanımları bunlar. Gördünüz mü Allah vermesin. Nefsi emareye insan düşerse, Allah rızasını gütmezsen evliliğin amacını anlamazsa, dengesi kayıyor. Evlilik niçin oluyormuş?
Bakın şimdi açıklıyor Allah, şeytandan Allah’a sığınırım;
29-“Eğer siz Allah’ı, Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız” Ne demek? Kuran’ın bütününü yaşamak istiyorsanız, İttihad-ı İslam’ı istiyorsanız, Resulün sünnetine uymak istiyorsanız, ahiret yurdunu istiyorsanız yani amacınız sadece Allah’ın rızası ve ahret ise “hiç şüphesiz Allah, içinizden güzellikte bulunanlar için büyük bir ecir hazırlamıştır." Çok güzel karşılık alacaksınız diyor Allah.
30-“Ey Peygamberin kadınları, sizden kim açık bir çirkin utanmazlıkta bulunursa” Peygamber hanımları ayrı oluyor onların hükmü. “onun azabı iki kat olarak artırılır.” ‘İki kat azap veririm’ diyor. “Bu Allah’a göre pek kolaydır” açık çirkin bir utanmazlıkta bulunursa. Bakın tehdit ediyor Allah.
31-“Ama sizden kim Allah’a ve Resulüne gönülden itaat eder” tam teslim olur. Gönülden itaat etmek ne demek? Canı gönülden itaat eder “ve salih amelde bulunursa” samimi davranırsa “ona ecrini iki kat veririz” diyor Allah. “ Biz ona üstün bir rızık da hazırlamışız.”
32-“Ey Peygamberin kadınları, siz kadınlardan her hangi bir gibi değilsiniz” Yani onlar gibi rahat ve özgür değilsiniz. ‘Onlar gibi yaşayamazsınız. Halktan olan, Peygamber hanımı olmayan hanımların konumu ayrıdır’ diyor. Onlar size göre daha rahat yaşayabilirler, daha rahat tavır gösterebilirler. Sosyal hayat içinde bulunabilirler. “Ey Peygamberin kadınları, siz kadınlardan her hangi bir gibi değilsiniz” Yani onlar gibi rahat ve özgür değilsiniz. Eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki” yani etkileyici tarzda söylemeyin ki, “sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder.” Sözü maruf bir tarzda söyleyin, yani ağır başlı ve anlamı tam olarak söyleyin. Kuran-i tarzda söyleyin. Yoksa öbür türlü ne diyor Cenab-ı Allah; “sonra kalbinde hastalık kimse tamah eder.” Allah vermesin. Onun için, ayetin sonunda Cenab-ı Allah; ‘Peygamberin hanımları sizin annelerinizdir’ diyor Cenab-ı Allah. Hepsi annemiz oldular. Ondan sonrası size nikah size haramdır diyor Cenab-ı Allah. Öyle bir şey yok çünkü anneniz onlar sizin.
33-“Evlerinizde vakarla oturun.” Sırf Peygamber hanımlarına mahsus, diğer hanımlar ayrı. Onlar çıkabiliyor, peygamber hanımı ayrı “İlk cahiliye kadınlarının süsünü açığa vurması gibi, siz de süslerinizi açığa vurmayın;” ‘Sizinki gizli olacak’ diyor. “Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah’a ve elçisine itaat edin.” Peygambere itaat edin. “Ey Ehl-i Beyt” Peygamber (s.a.v.)’in ailesi, “gerçekten Allah sizden kiri, günah ve çirkinliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.”
34-“Evlerinizde okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve hikmetini hatırlayın.” Aklınıza getirin ayetleri. “Şüphesiz Allah, latiftir, habirdir.” Haberi olandır.
35-“Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, gönülden (Allah'a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah'a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar” bakın sadık olmak, "saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar,” bakın doğrudan korkan değil, saygıyla korkan. Allah’tan saygıyla korkacak. Bazı çakallar çıkıyor ben hocayım, alimim diye dinle haşa kendince eğlence ortamı meydana getirmeye çalışıyor. Kuran’ın hükümleri ile Peygamberimizle haşa. “Sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar,” Allah rızası için para veren, imkanları neyse artık. “oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar,” yani gayri meşru cinsel ilişkiye girmeyenler. “Allah’ı çokça zikreden eden erkekler ve Allah’ı çokça zikreden kadınlar” Bu sürekli Allah Allah demek değil. Kuran okumak, tebliğ yapmak, Allah’ı sürekli kalbinde tutmak, İslam’ı Dünya’ya hakim etmek için çalışmak, budur. Bazıları sadece Allah Allah deyinde olacak zannediyor, sabaha kadar Allah diyor, o arada da Müslümanları kıtır kıtır doğruyorlar. O değil. Müslümanları kurtarıp, İttihad-ı İslam’ı sağlayacak şekilde faaliyettir. Allah’ı sürekli kalpte zikretmek. “İşte bunlar için Allah bir bağışlanma ve bir ecir hazırlamıştır” diyor Cenab-ı Allah.