Sayın Adnan Oktar'ın 25 Mayıs 2015 tarihli sohbetinden Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.
EMRE KUTLU: “Allah, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip- yayılma da böyledir.”
ADNAN OKTAR: İşte düşünün diyor Allah. Düşünün vicdanınıza uyun bir bakın yani kâinata bakın. Kuşlara bakın, çekirgelere bakın efendim, böceklere bakın, tavşanlara bakın. Göğe bakın, yere bakın. Moleküle bakın, atomun yapısına bakın. Kainatın ilk yaratılışına ait delillere bakın. Koful, mitokondri, işte sitoplazma, her şeye bakın. Bunun sonucunda size bir bilgi gelecek diyor Allah, vicdani. Bu bilgiye uyuyor musunuz, uymuyor musunuz? diyor. İncelediğimizde alenen çok muhteşem bir aklım buraya hakim olduğunu görüyoruz. Ya deli olan görmez. Yani çok açık ya adam diyor ki, “ben inkar ediyorum, öyle bir şey yok”, diyor. O zaman Allah onun dediği gibi onu yaratıyor. Evet, tesadüf de nasıl olur? Bir insan tesadüfen olduğunu düşündüğünde ağzı bir yanda olur, sırtı bir yanda olur değil mi? Kafası gözü bir yanda, gözleri görmez, kolu tutmaz, ahirette Allah işte öyle yaratıyor.
Yerde süründürüyor mesela. Çünkü niye iki ayağın üstünde olasın sen? Al sana mutasyon işte, mutasyon sonucunda ayakların gitmiş. Gözleri görmez diyor, Allah. Gözlerin görüyordu daha önce diyor. Ulan görüyordun da kim gösteriyordu sana? “E tesadüfendi”, işte tesadüf isen, o zaman böyle yaptı diyor, Allah. Mutasyon vurdu gözüne bu hale geldin diyor. Mutasyon oldu demiyor mu? Evet e böyle oluyor diyor işte. Mesela bitki olarak çıkıyor, Cehennemde diken yani şey böyle şeytan kafası gibi meyvaları olan, böyle itici zakku. Rahatsız edici bir şey, bitki, çok iğrenç. Zakkum çıkıyor. E bu da diyor işte tesadüfen böyle oldu diyor, yani cenabı Allah’ın onlara vurgulamak istediği gibi oluyor. Senin diyeceğin bir şey kalmıyor. Her yerde ateşler, dumanlar. Tesadüf demiyor muydu? Bunlar tesadüf işte böyle olur diyor cenabı Allah. Ona razı olman lazım.
Öbüründe bir plan var, orada kör olmuyorsun, ayağına bir şey olmuyor. Bitkiler mükemmel, evet dinliyorum.
BÜLENT SEZGİN: Hocam ayette, “rüzgârları biz göndeririz”, diyor, inşallah. Doğal şartlarda tesadüfen kendi başına oluştuğunu düşünüyor insanlar. Ama Allah yarattığını ve gönderdiğini, diyor.
ADNAN OKTAR: Rüzgar niye gitsin, kendi kendine. Rüzgar ancak kafamızın içinde görünüyor.
EMRE KUTLU: “Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah'ındır. Güzel söz O'na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli biz azab vardır. Onların tasarladıkları 'boşa çıkıp bozulur'.”
ADNAN OKTAR: Ya küfürde de hakikaten bir vicdan bozukluğu oluyor, Allah’ın hikmeti. Ya her şey çirkin oluyor, her şey bozuk oluyor, herkes sıkıntılı oluyor. Evet.
EMRE KUTLU: “Allah sizi topraktan yarattı, sonra bir damla sudan. Sonra da sizi çift çift kıldı. O'nun bilgisi olmaksızın, hiç bir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Ömür sürene, ömür verilmesi ve onun ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta (yazılı)dır. Gerçekten bu, Allah'a göre kolaydır.”
ADNAN OKTAR: Şimdi bakın iman hakikatleri anlatılır, düşünmeleri için insanların, inşaAllah evet.
EMRE KUTLU: “İki deniz bir değildir. Şu, tatlı, susuzluğu keser ve içimi kolay; şu da, tuzlu ve acıdır. Ancak her birinden taze et yersiniz ve takınmakta olduğunuz süs eşyalarını çıkarırsınız.”
ADNAN OKTAR: Hep düşünmeyi diyor Allah. Düşünün, bunun samimi sonucunu bana söyleyin diyor Cenabı Allah. Düşünün ama. Bütün delilere bakın diyor. Evet.
EMRE KUTLU: “O'nun fazlından aramanız ve umulur ki şükretmeniz için gemilerin onda (denizde) suları yara yara akıp gittiğini görürsün.”
ADNAN OKTAR: Bak, Allah görürsün diyor. Evet görüyor ama beyninin içinde görüyor. Evet.
EMRE KUTLU: “(Allah) Geceyi gündüze bağlayıp-katar, gündüzü de geceye bağlayıp-katar; güneşi ve ayı emre amade kılmıştır, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedir.”
ADNAN OKTAR: Bak, hep düşünmek için, hep düşünmek için, hep düşünmeye teşvik.
EMRE KUTLU: “İşte bunları (yaratıp düzene koyan) Allah sizin Rabbinizdir; mülk O'nundur. O'ndan başka taptıklarınız ise, 'bir çekirdeğin incecik zarına' bile malik olamazlar.”
ADNAN OKTAR: Maşallah. Bak hep görüyoruz, sürekli düşünmeye teşvik var. Evet hep detaylı bir düşünme üslubu var. Evet şimdi ya çok hızlı okuyorsun. Öyle olmaz. Bir anda okuyup bitirmek amacıyla değil de düşünüp, tefekkür edip oradaki hikmeti görmeyi amaçlayacaksınız, inşaAllah. Çok süratli Kuran okunmasını Allah istemiyor. Kur’an’da onu açıkça söylüyor. Peygambere tertil üstüne, sakin ve anlamını düşürerek. Ayette de yine Peygambere diyor, Ayetin hükmünü aklınızda tutun diyor, Cenabı Allah.
Düşünülmesi, tefekkür edilmesi çok önemlidir. Kavranması çok önemlidir. Hikmetinin görülmesi çok önemlidir. Çünkü Allah “hikmettir”, diyor Kuran. Hikmeti görecek kimdir? Allah’ın dilemesiyle insan. Eğer hikmeti göremezsen, Kuran’dan bir şey anlayamaz. Kur’an bir hikmet kitabı, içi Hikmet dolu. Hikmetin anlaşılması için kafanı kullanılması lazım. Kafayı kullandırtan kimdir? Allah'tır. O zaman Kur'an'ın özüne inebiliriz, inşaAllah. Cenabı Allah ne demek istediğini tam anlayabiliriz. Diyorum ya, camilerde bağıra bağıra Arapça Kur’an okuyor, ne anladığın hiçbir şey anlamamış oluyor. Arapçayı da bilmiyorlar zaten.