Saffat Suresi; 11-24 Ayetlerinin Tefsiri

(Allah Kuran'da Darwinist materyalistlerle tartışmamızı bildirmektedir)

 

Adnan Oktar'ın 28 Ocak 2011 Kaçkar Tv'deki Canlı Sohbetinden 

 Adnan Oktar: “Şimdi onlara sor: Yaratılış bakımından onlar mı daha zorlu, yoksa Bizim yarattıklarımız mı? Doğrusu Biz onları, cıvık-yapışkan bir çamurdan yarattık. Şimdi onlara sor,” Allah tartışmamızı söylüyor bize Kuran’da. Biz de gidip Darwinistlerle, materyalistlerle tartışıyoruz, bak ne diyor Allah? “Yaratılış bakımından onlar mı daha zorlu, yoksa Bizim yarattıklarımız mı?” Bak, biz delilleri ortaya koyuyoruz. Bizim delillerimiz kesin. Ama onların delilleri yok. Güçsüz, gücü hiç yok. Çünkü protein diyoruz, “yok diyorlar, tesadüfen olmaz. Mucize olur” diyor. Ara fosil var mı? “O da yok” diyor. “Peki, ne var?” diyoruz, “yokluk var” diyor, “tesadüf var” diyor. Olmaz, sen tesadüfü ilahlaştırmışsın. “Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar” diyor. Gece-gündüz öğüt veriyoruz, anlatıyoruz. Allah “öğüt almıyorlar” diyor. Haklı olduğumuzu bildikleri halde, vicdanları kabul ettikleri halde, aklen de kabul ettikleri halde kabul etmiyorlar, bu bir mucizedir. “Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar” diyor Allah. Üç yüz elli milyon fosil sunuyoruz adamlara, kendilerince çok kötü esprilerle karşılık veriyorlar. Çok uydurma esprilerle. Üç yüz elli milyon adet sana  biz delil sunuyoruz, sen bir tane delil sunamıyorsun. Nereye eğleniyorsun sen, değil mi? Enseni aç, ensenle eğlen. Yahut kulağının arkasıyla eğlensin. “De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz). İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir.” Yani böyle “çığlık gibi bir ses duyacaksınız” diyor Allah. “Artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.” “Birden ayağa kalkacaklar, çığlık sesinin üzerine” diyor Allah. “Bütün insanlık dirilecek” diyor. 

“Derler ki: "Eyvahlar bize; bu, din günüdür."” Yani hiç ummazken dirileceğini, bir de bakıyor, yerden sanki yataktan kalkar gibi kalkıyor. Dümdüz bir arazi üzerinde kıyamet olduğunu ve ahirette dirildiğini anlıyor. Ne diyorlar? “Eyvahlar bize; bu, din günüdür.” “Doğruymuş” diyorlar. “Bu, sizin yalanladığınız (mü'mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür. Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarını bir araya getirip toplayın.” Eşleri de sapıtık oluyor, onları da, Allah “onların yanına alın” diyor. Taptıklarını da bir araya getiriyor. Mesela Darwinizmle ilgili ne varsa onların kullandıkları malzemeler, materyalizmle ilgili ne varsa, o ilgili kişiler, hepsi bir araya getiriliyor. “Allah'tan başka (taptıklarını); artık onları cehennemin yoluna yöneltip götürün ve onları durdurup-tutuklayın, çünkü sorguya çekileceklerdir.” Aynı dünyadaki gibi sorguya çekiliyorlar. Ama çok uzun, yani yıllarca sorguya çekiliyorlar. Her konuyu tek tek açıklamak durumunda kalıyorlar. Mesela her meyve ayrı sorulacak. Her olay, mesela insan parmak mafsalları, gözün yapısı, burnun yapısı, kulağın yapısı. Mesela “kulağa neden tesadüfen dedin?” diye sorulacak. “Kulağın yapısını sen biliyordun, değil mi? Kulaktaki sesi kim duyuyordu?” Açıklayacak tabii, itiraf etmek zorunda kalacak. Göz, dışarıda ışık var mı? Yok, simsiyah bir alem var. Madde saydam. Peki, sen pırıl pırıl aydınlık ve üç boyutlu olarak beyninin içinde görüntüyü görüyor musun? Görüyorsun. “Kim görüyordu o görüntüyü?” dendiğinde, hangi gözle görüyorsun dendiğinde, başını önüne eğecek tabii mecburen. Çünkü ruhun gördüğü belli. Aksini inkar edemeyeceği için. “İnkar ederse dili konuşacak” diyor Cenab-ı Allah, “derisi konuşacak” diyor, yani yalan söylerse, inşaAllah.

 


Saffat Suresi, 12-22 Ayetlerinin Tefsiri

(İnkarcıların kıyamet günü yaşayacakları, sevgi Allah için olur, bütün övgüler Allah'adır)

 

Adnan Oktar'ın 6 Ocak 2010 tarihli Gaziantep Olay ve Samsun Aks TV röportajından

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım diyor ki Cenab-ı Allah “Hayır sen bu muhteşem yaratılışa” Allah’ın muhteşem yaratışına “ve onların inkârına” İnsanların inkâr etmesine “şaşırdın kaldın” diyor. Yani hayret ediyorsun onların imansızlığına ve Allah’ın yarattığı bu ihtişama da hayret ediyorsun diyor. “Onlar ise alay edip duruyorlar” diyor. “Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar”, diyor Allah. “Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar” yani istediğin mucizeyi göster istediğin şeyi anlat alay küfrün klasik özelliklerindendir, gece gündüz alay eder, “İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar” birden bütün insanlık böyle yerden kalkıp dikilecekler, böyle çıplak çırılçıplak olarak kalkacaklar. Bir mana veremeyecekler ne olduğuna, baygınlık mı geçirdiler, araziyi de tam çıkaramayacaklar. Etrafındaki insanları bu kalabalığı tam kavrayamayacaklar. Ama sonra tek bir noktaya doğru koşmaya başlıyorlar. Dikili bir şeye doğru koşuyorlar, koşacaklar diyor Allah, çağırıcıya uyarlar diyor, çağırıcı. Bak o zaman diyorlar ki, “Derler ki: "Eyvahlar bize; bu, din günüdür."  Kast edilen bu diyorlar, biz öldük dirildik demek ki diyorlar. Ama şüpheliler yani yine de anlayamıyorlar. Yani dirilip dirilmediğini anlayamıyor. "Bu, sizin yalanladığınız (mü'mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür. Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarını biraraya getirip toplayın" diyor Allah.

Eşi niye çünkü adam mesela bir kızcağız mesela diyor adam diyor ki haşa ben dinsizim, imansızım, içerim, rezalet çıkartırım, ağzım da bozuktur diyor ama diyor şöyle güzel özelliklerim var diyor tipim düzgün diyor, zibil gibi param var diyor, evim var, arabam var, yazlıklarım var, kışlık hepsi var diyor. Ya diyor koçum hiç sorun değil diyor kız yani hiç dert değil diyor, yeter ki bu hususta ana hususlara sahipsin zaten ahlaksız olman, ters olman, zalim olman, dinsiz imansız olman hiç onlar sorun değil diyor. Sen asıl yapman gereken kısmı yapmışsın zaten diyor. Ne oldu şimdi diyor, aşık olduğunu söylüyor. Deliler gibi aşık olduğunu yoksa işte bileğini keseceğini yok kafamı uçururum diyor, hap içerim diyor, bilmem ne yaparım, muhabbete başlıyor, deliler gibi sevdiğini söylüyor. Bu işte samimiyetsizlik; sevgi Allah için olur, onun için Allah onu ceza olarak onu da onunla beraber cehenneme koyuyor. Yani bu tarz seçimler için çünkü sevginin kökeni mesela ben seni seviyorum, niçin, mesela çok zevk alıyorum varlığından Allah’ın tecellisi olduğun için. Niye? Elinde, yüzünde nur var, temizlik var, efendilik var, saygı duyulacak bir insansın, değer verilecek bir insansın, o yüzden seviyorum, o yüzden de hoşuma gidiyor. Kimi seviyorum? Allah’ı seviyorum? Allah bana ne gösteriyor? Senin görüntünü beynimde tecelli ettiriyor beynimde. Dışarıda senin görüntün simsiyah, karanlık ve saydamsın sen dışarıda. Atomların yapısından dolayı, tabii, değil mi? Çekirdeğin yapısı, nötron, protonların yapısından dolayı saydamsın. Bütün bilim adamlarının ittifakla kabul ettikleri bir şey bu. Renk de yok. Şimdi pırıl pırıl renkli, cıvıl cıvıl tatlı bir varlık olarak görünüyorsun.

Bu rengi kim veriyor? Allah veriyor. Bu görüntüyü kim veriyor? Allah veriyor. Muhabbeti, kalbime sevgiyi kim veriyor? Allah veriyor. Güzel olabilirsin, etkilenmem. Yani bakarım, duvara bakar gibi bakarım. Muhabbet ve sevginin oluşması ayrı bir mucizedir o. Ete, kemiğe niye olsun ki, niçin etkilensin insan? O zaman kasapta eti gördük mü hipnotize olmamız lazım yani. Kuşbaşı falan, pirzola falan. Ama o kızartma açısından tabii. Şimdi ağzım sulandı deyince. Dolayısıyla bütün övgüler Allah’adır. Tabii, biz seni övdük mü, doğrudan Allah övülür. Çünkü yaratan O, sevdiren O, görüntüyü meydana getiren O, maddeyi meydana getiren O, beynimizi de yaratan O. Onun konuşmasını yaratan O. Benim konuşmamı yaratan O. Geri ne kaldı? Geriye bir gölge kalıyor yani. Gölge varlıklar, değil mi, Allah’ın tecellisi. Allah’tan başka hiçbir şey mutlak varlık değildir. Sadece Allah vardır ve Allah’ın tecellileri inşaAllah. Onun için bazen mesela iltifat ettiğim kişiler estağfirullah diyor, işte … Benim oradaki övgüm Allah’a. Allah’a hayranım yani onu bilecek inşaAllah, kendi üstüne alınmayacak onu inşaAllah. Dolayısıyla mesela biz çocukları da gösteriyoruz, çocukların güzelliklerini gösteriyoruz. Hepsi Allah’ın tecellileri. Cennette de Allah tecelli edecek. Adeta hipnotize olacağız aşktan, muhabbetten. Yani beynimiz böyle parçalanacak gibi olacak böyle zevkten, Allah’ın tecellisini gördüğümüzde. Bu nedir? Allah aşkındandır. Allah’ı sevmemizden kaynaklanıyor. Küfrün öyle bir şeyi yok. Ahirette diyorlar; Rabbinize söyleyin diyorlar, size verdiklerinden bize de versin diyorlar, Rabbinize, adamlar yine sapıtık vaziyette yani, denge gitmiş, kafa hasta adamların inşaAllah.

 


Saffat Suresi 12-24 Ayetlerinin Tefsiri

(Allah inkar edenleri ahirette zavallı bir şekilde diriltecek)

 

Adnan Oktar'ın 19 Nisan 2011 A9 Tv ve Olay Tv'deki Canlı Sohbetinden

 

ADNAN OKTAR : Saffat Suresi, 12 Hayır, sen (bu muhteşem yaratılışa ve onların inkarına) şaşırdın kaldın.” Bunlar nasıl inkar ediyor diye Müslümanlar şaşırıyor, değil mi? ‘Bu muhteşem yaratılışa şaşırdın’diyor Allah. ‘Bu ihtişama, kromozomlardaki yapıya, atomun yapısına, hücrenin yapısına, hepsine şaşırdın’diyor. “Ve onların inkarına şaşırdın” diyor. Onlar ise alay edip duruyorlar.‘ Kendi kafalarına göre alay ediyorlar’ diyor Allah Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar. Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.” Bir türlükabul etmiyorlar’ diyor Allah Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir" dediler. "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?"  "Veya önceki atalarımız da mı?" De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz).‘ Hem de zavallı konumda kaldıracağım sizi’diyor Allah.

“İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.diyor. Bir çığlık sesiyle, hayret çığlığı atacaklar inşaAllah, bir çığlık sesi duyulacak, ayetin bir işareti de bu, bir de bakacaklar etrafa, dümdüz bir arazi, ayaktalar. ‘Bakıp duruyorlar’diyor Allah, şaşkın, hayret ediyorlar etrafa ne oldu diye. Dediler ki eyvahlar bize bu din günüdür.” Kastedilen buymuş, hakikaten denilenler doğruymuş diyorlar.

Bu, sizin yalanladığınız (mü'mini kafirden, haklıyıhaksızdan) ayırma günüdür. Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarınıbir araya getirip toplayın" diyor Allah. Çünkü karısıda kendi kafasında oluyor, eşi de veyahut beyi de kendi kafasında oluyor.  Allah diyor ki: “Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarınıbir araya getirip toplayın." Darwin’e mi, Stalin’e mi tapıyor, Marx’a mıtapıyor, neye tapıyorsa, onlarıbir araya getirin diyor Allah, hepsini bir araya getirtiyor.

Allah'tan başka (taptıklarını); artık onları cehennemin yoluna yöneltip götürün." "Ve onları durdurup-tutuklayın, çünkü sorguya çekileceklerdir." Cehennemin yolunda durduruyorlar ve sonra teker teker bitmek tükenmek bilmeyen bir sorguya alınıyorlar. Mesela, sen şu insana şu zulmüniye yaptın, atomun yapısınıgerçekten anlamadın mı, kromozomların yapısınıbildiğin halde neden bilmezden geldin. Bir kirazın Allah tarafından yaratıldığınıgöremedin mi, bir muzun Allah tarafından yaratıldığını göremedin mi? Gözün yapısını fark edemedin mi, beyinde görüntünün meydana gelmesini hissedemedin mi? Hepsinin teker teker cevabını verecekler, süresi çok çok uzun. Hatta hadiste Peygamberimiz (s.a.v.): “Sıkıntının şiddetinden muazzam terleyecekler” diyor. Bu sorgulamanın verdiği sıkıntıdan dolayı, ter akacak üzerlerinden, yerlere akacak diyor. Çünkü anlayamadıklarını tek tek anlatması lazım. Mesela, dünyanın gökyüzünden böyle magmanın üzerinden insanların bu kadar huzurlu yaşamasının tesadüf olduğu kanaatinde miydin, değil mi? Gökyüzünde taşlar var mesela, milyonlarca taşvar gökyüzünde, dünyanın üzerine yağmıyor, duruyor göktaşları, “bu tesadüf mü?”diyecek Allah. Göktaşları yağmur gibi yağıyor, gökte tutuluyor biliyorsunuz. Bunu tesadüf olarak mı gördün diyecek Allah. En kaliteli aletten daha kaliteli ses duyuyor insan beyninde, bu tesadüf müydü, bunu nasıl değerlendirdin denilecek. Hangi birine cevap versin? Portakalın tadı sorulacak, üzümün tadı sorulacak, hepsi sorulacak, yani süre çok çok uzun. Müminlerde çok kısa oluyor sorgu, Müslümanlarda onore etmeye yönelik olacak. 

 


Saffat Suresi, 12, 14-24 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 2 Ocak 2010 tarihli röportajından Saffat Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Mesela Saffat Suresi’nde diyor ki Cenab-ı Allah 12. ayette “Hayır, sen (bu muhteşem yaratışa ve onların inkarına) şaşırdın kaldın;” Allah’ın yaratmasına şaşırdın onların inkarına da şaşırdın, nasıl inkar etiklerine hayret ediyorsun diyor. “Onlar ise alay edip duruyorlar” diyor maymun gibi şempanze gibi heyecanlanıyorlar. “Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar. Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir" dediler” diyor ayet "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz? Veya önceki atalarımız da mı?" yani geçmiş ceddimiz de mi diriltilecek diyor. De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş olarak diyor Allah, boynunuzu da bükeceğim diyor Allah, o şekilde de dirilteceğim diyor. “İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.” Birden ayağa kalkacaklar diyor hepsi yani şaşırıyorlar bizi diyorlar bu yattığımız yerden kim kaldırdı, uyuduklarını zannediyorlar. Yani ölümden kalkışta ölürken dirildiğini anlamıyor o, normal yaşadığını fakat bir uyku, bir baygınlık geçirdiğini zannediyor, onun için durumu anlamaya çalışıyor, burası neresi diyor, bu ne diyor. Bir noktaya doğru bir dikili bir şeye doğru diyor koşmaya başlar diyor Allah, koşarlar diyor yani oradan bir haber, oranın ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar, gittikleri yerin, bir çağrıcıya uyarlar diyor hepsi oraya doğru koşuyorlar, oraya gidince olayı anlıyorlar. Eyvah diyorlar, bu kastedilen din günü bu demek ki diyorlar. Bakın ilk başta anlamıyor, bizi kim kaldırdı burdan diyorlar, şaşırıyorlar, sonra anlıyorlar.

SUNUCU: Öldükleri anda peki biliyorlar mı öldüklerini?

ADNAN OKTAR: Öldüğü anda bilir tabii, öldüğü anda biliyor. Dirilirken anlamıyor evet. Yani baygınlık geçirdiğini zannediyor. Bakın derlerki, eyvahlar bize diyor bu din günüdür. Bakıp duruyorlar sonra durumu anladıktan sonra yani Ahiret’e geldiklerini anlıyorlar. Bakın önce çıkaramıyor onlar bir yere ışınlandıklarını veya dünyanın bir yerine götürüldüklerini, çöl gibi bir yere götürüldüklerini , yani onlara bir şeyler yapıldığını zannediyorlar, durumu kavramaya çalışıyorlar. Eyvahlar bize din günüdür anlıyorlar Ahiret’e geldiklerini. “Bu sizin yalanladığınız ayırma günüdür.” İşte Allah onlara hatırlatıyor ayırma günüdür. “Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarını biraraya getirip toplayın.” Zulmedenleri, eşleri, karıları da beraber, kocası karısı beraber. Çünkü onada yapışmış şekilde geziyor çünkü meraklısı, Allah onu da beraber alıyor. “Ve taptıklarını bir araya getirip toplayın.” Taptıkları da beraber yanlarında. İnşaAllah. Allah’tan başka taptıklarını artık onları Cehennem yoluna yöneltip götürür. Cehennem’in tarafına yönelmeye başlıyorlar bu sefer, Cehhennemi de tanımıyorlar daha önce, sonra Cehennem’le de karşılaşacaklar. Safha safha. Ve onları durdurup tutuklayın çünkü sorguya çekileceklerdir. Ayrıca bir de çökertiliyorlar, diz üstü götürülüyor, yere çökmüş yüzüstü götürülüyorlar. Aşağılamak için, aşağılanmaları için inşaAllah.

 


Saffat Suresi, 12-24 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 19 Nisan 2011 tarihli röportajından Saffat Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Saffat Suresi, 12 “Hayır, sen (bu muhteşem yaratılışa ve onların inkarına) şaşırdın kaldın.” Bunlar nasıl inkar ediyor diye Müslümanlar şaşırıyor, değil mi? ‘Bu muhteşem yaratılışa şaşırdın’ diyor Allah. ‘Bu ihtişama, kromozomlardaki yapıya, atomun yapısına, hücrenin yapısına, hepsine şaşırdın’ diyor. “Ve onların inkarına şaşırdın” diyor. “Onlar ise alay edip duruyorlar.” ‘Kendi kafalarına göre alay ediyorlar’ diyor Allah “Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar. Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.” ‘Bir türlü kabul etmiyorlar’ diyor Allah “Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir" dediler. "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?"  "Veya önceki atalarımız da mı?" De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz).” ‘Hem de zavallı konumda kaldıracağım sizi’ diyor Allah. “İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.” diyor. Bir çığlık sesiyle, hayret çığlığı atacaklar inşaAllah, bir çığlık sesi duyulacak, ayetin bir işareti de bu, bir de bakacaklar etrafa, dümdüz bir arazi, ayaktalar. ‘Bakıp duruyorlar’ diyor Allah, şaşkın, hayret ediyorlar etrafa ne oldu diye. “Dediler ki eyvahlar bize bu din günüdür.” Kastedilen buymuş, hakikaten denilenler doğruymuş diyorlar. “Bu, sizin yalanladığınız (mü'mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür.

Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarını bir araya getirip toplayın" diyor Allah. Çünkü karısı da kendi kafasında oluyor, eşi de veyahut beyi de kendi kafasında oluyor.  Allah diyor ki: “Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarını bir araya getirip toplayın." Darwin’e mi, Stalin’e mi tapıyor, Marx’a mı tapıyor, neye tapıyorsa, onları bir araya getirin diyor Allah, hepsini bir araya getirtiyor. “Allah'tan başka (taptıklarını); artık onları cehennemin yoluna yöneltip götürün." "Ve onları durdurup-tutuklayın, çünkü sorguya çekileceklerdir." Cehennemin yolunda durduruyorlar ve sonra teker teker bitmek tükenmek bilmeyen bir sorguya alınıyorlar. Mesela, sen şu insana şu zulmü niye yaptın, atomun yapısını gerçekten anlamadın mı, kromozomların yapısını bildiğin halde neden bilmezden geldin. Bir kirazın Allah tarafından yaratıldığını hakikaten göremedin mi, bir muzun Allah tarafından yaratıldığını göremedin mi? Gözün yapısını fark edemedin mi, beyinde görüntünün meydana gelmesini hissedemedin mi? Hepsinin teker teker cevabını verecekler, süresi çok çok uzun.

Hatta hadiste Peygamberimiz (s.a.v.): “Sıkıntının şiddetinden muazzam terleyecekler” diyor. Bu sorgulamanın verdiği sıkıntıdan dolayı, ter akacak üzerlerinden, yerlere akacak diyor. Çünkü anlayamadıklarını tek tek anlatması lazım. Mesela, dünyanın gökyüzünde, böyle magmanın üzerinden insanların bu kadar huzurlu yaşamasının tesadüf olduğu kanaatinde miydin, değil mi? Gökyüzünde taşlar var mesela, milyonlarca taş var gökyüzünde, dünyanın üzerine yağmıyor, duruyor göktaşları, “bu tesadüf müydü?” diyecek Allah. Göktaşları yağmur gibi yağıyor, gökte tutuluyor biliyorsunuz. Bunu tesadüf olarak mı gördün diyecek Allah. En kaliteli aletten daha kaliteli ses duyuyor insan beyninde, bu tesadüf müydü, bunu nasıl değerlendirdin denilecek. Hangi birine cevap versin? Portakalın tadı sorulacak, üzümün tadı sorulacak, hepsi sorulacak, yani süre çok çok uzun. Müminlerde çok kısa oluyor sorgu, Müslümanlarda onore etmeye yönelik olacak.

 


Saffat Suresi, 12-22 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 29 Temmuz 2011 tarihli röportajından Saffat Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Saffat Suresi, 12; “Hayır, sen (bu muhteşem yaratışa ve onların inkarına) şaşırdın” diyor Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım, “şaşırdın kaldın; onlar ise alay edip duruyorlar” diyor. Akılsız oldukları için, ahmakça. Ahmağın özelliğidir o. “Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar. Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.” Yani maymun gibi akılsız olduğu için, aklı yetmiyor. Maymunlara da mesela yiyecek gösterdiğinde acayip seslerle güler hayvan, anormal hareketler yapar; kafası çalışmadığı için, hayvan özelliğidir. Bazı avanaklarda da o vardır. “Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.” “Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?” Şeytandan Allah’a sığınırım. “Veya önceki atalarımız da mı?” diye soruyorlar. “De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz).” “Hem de boyun bükmüş olarak dirilteceğim” diyor Allah. “İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.” “Şaşkınca bakıyorlar” diyor Allah. “Derler ki: "Eyvahlar bize; bu, din günüdür."” “İşte kast edilen dirilme günü bugün” diyorlar. “Bu, sizin yalanladığınız (mü'mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür. Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarını bir araya getirip toplayın” diyor Cenab-ı Allah. Evet Hocam, buyurun.

 


Saffat Suresi, 20-21 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 30 Ekim 2010 tarihli röportajından Saffat Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytan’dan Allah’a sığınırım “İşte o yalnızca tek bir çığlıktan ibarettir. Artık kendileri diriltilmiş olarak bakıp duruyorlar” diyor, Cenab-ı Allah. “Birden kalkacaklar” diyor, Allah, yerden. “Derler ki eyvahlar bize, bu din günüdür”, “Kastedilen dirilme demek ki buymuş” diyorlar. “Bu sizin yalanladığınız ayırma günüdür”, hani Allah diyordu, mesela bu olacak, bunlar da reddediyorlar, Allah da diyor bak “bu sizin yalanladığınız"(olmaz dediğiniz) "ayırma günüdür”, “kafirlerle, müminleri ayırma günü” diyor, Allah.

 


Saffat Suresi, 12-13, 19-22 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 6 Ocak 2010 tarihli röportajından Saffat Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Saffat Suresi’ni açmışsın. Şeytandan Allah’a sığınırım diyor ki Cenabı Allah “Hayır sen bu muhteşem yaratılışa” Allah’ın muhteşem yaratışına “ve onların inkârına” İnsanların inkâr etmesine “şaşırdın kaldın” diyor. Yani hayret ediyorsun onların imansızlığına ve Allah’ın yarattığı bu ihtişama da hayret ediyorsun diyor. “Onlar ise alay edip duruyorlar” diyor. “Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar”, diyor Allah. “Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar” yani istediğin mucizeyi göster istediğin şeyi anlat alay küfrün klasik özelliklerindendir, gece gündüz alay eder, “İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar” birden bütün insanlık böyle yerden kalkıp dikilecekler, böyle çıplak çırılçıplak olarak kalkacaklar. Bir mana veremeyecekler yani ne olduğuna baygınlık mı geçirdiler, araziyi de tam çıkaramayacaklar. Etrafındaki insanları bu kalabalığı tam kavrayamayacaklar. Ama sonra tek bir noktaya doğru koşmaya başlıyorlar. Dikili bir şeye doğru koşuyorlar, koşacaklar diyor Allah, çağırıcıya uyarlar diyor, çağırıcı. Bak o zaman diyorlar ki, “Derler ki: "Eyvahlar bize; bu, din günüdür."  Kast edilen bu diyorlar, biz öldük dirildik demek ki diyorlar. Ama şüpheliler yani yine de anlayamıyorlar. Yani dirilip dirilmediğini anlayamıyor. "Bu, sizin yalanladığınız (mü'mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür.

Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarını biraraya getirip toplayın" diyor Allah. Eşi niye çünkü adam mesela bir kızcağız mesela diyor adam diyor ki haşa ben dinsizim, imansızım, içerim, rezalet çıkartırım, ağzım da bozuktur diyor ama diyor şöyle güzel özelliklerim var diyor tipim düzgün diyor, zibil gibi param var diyor, evim var, arabam var, yazlıklarım var, kışlık hepsi var diyor. Ya diyor koçum hiç sorun değil diyor kız yani hiç dert değil diyor, yeter ki bu hususta ana hususlara sahipsin zaten ahlaksız olman, ters olman, zalim olman, dinsiz imansız olman hiç onlar sorun değil diyor. Sen asıl yapman gereken kısmı yapmışsın zaten diyor. Ne oldu şimdi diyor, aşık olduğunu söylüyor. Deliler gibi aşık olduğunu yoksa işte bileğini keseceğini yok kafamı uçururum diyor, hap içerim diyor, bilmem ne yaparım, muhabbete başlıyor, deliler gibi sevdiğini söylüyor. Bu işte samimiyetsizlik, sevgi Allah için olur, onun için Allah onu ceza olarak onu da onunla beraber cehenneme koyuyor. Yani bu tarz seçimler için çünkü sevginin kökeni mesela ben seni seviyorum, niçin, mesela çok zevk alıyorum varlığından Allah’ın tecellisi olduğun için. Niye? Elinde, yüzünde nur var, temizlik var, efendilik var, saygı duyulacak bir insansın, değer verilecek bir insansın, o yüzden seviyorum, o yüzden de hoşuma gidiyor. Kimi seviyorum? Allah’ı seviyorum? Allah bana ne gösteriyor? Senin görüntünü beynimde tecelli ettiriyor beynimde. Dışarıda senin görüntün simsiyah, karanlık ve saydamsın sen dışarıda. Atomların yapısından dolayı, tabii, değil mi? Çekirdeğin yapısı, nötron, protonların yapısından dolayı saydamsın. Bütün bilim adamlarının ittifakla kabul ettikleri bir şey bu. Renk de yok. Şimdi pırıl, pırıl renkli, cıvıl cıvıl tatlı bir varlık olarak görünüyorsun. Bu rengi kim veriyor? Allah veriyor. Bu görüntü...