Sad Suresi, 50-54, 56-58 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 31 Ağustos 2011 tarihli röportajından Sad Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Bakın, Sad Suresi’nde, şeytandan Allah’a sığınırım,

50;“Adn cennetleri; kapılar onlara açılmıştır.” Allah, inşaAllah cennet kapılarını bizlere de açar.

51; “İçinde yaslanıp-dayanmışlardır;” mesela bak, yaslanıp dayanmak bizim için bir nimet oluyor. Ama cennette niye nimet oluyor? Çünkü dünyada o aczi tattık ya, hep böyle yorgunluk çektiğimiz için, hep yaslandığımızda hoşumuza gider, sırtımızı yaslayacak bir yer olmasa rahatsız oluruz biz. Ama yaslanma bir nimet oluyor. Sonsuza kadar o nimeti unutamayacağız. O yüzden hep böyle içimizde o istek olacak, hep yaslanıp bir yere dayanıp konuşmak isteyeceğiz cennette. Halbuki cennette hiç ihtiyaç yok, çünkü yorgunluk yok. Dimdik dururuz, hiçbir şey olmaz; ayakta sabahtan akşama kadar dursan, milyonlarca sene ayakta dursan yorulmazsın. Ama yaslanma hissi var, yani yaslanmayı bir nimet olarak bileceğiz cennette. Bunu dünyada öğreniyoruz.“Orada birçok meyve ve şarap istemektedirler.” Cennet şarabı, güzel kadehlerde; inşaAllah kadehleri tokuşturarak içeceğiz cennet şarabını. Öyle metil alkol, şu bu falan, abuk subuk şeyler yok içinde. Tadı nefis, görünümü çok güzel; kadehler çok şık, cennet kadehleri çok şık, inşaAllah. Bir yudum ondan, biraz meyveden, biraz cennet yemeklerinden yiyeceğiz, öyle hemen anında doyma da yok, inşaAllah. Burada mesela çocuklarla beraber yemek yiyoruz, sofra oluyor, hemen doyuyoruz.

Orada saatlerce, günlerce yersen doymazsın, senelerce yersen doymazsın. Sürekli; meyveden alırsın, ondan alırsın; kuş eti, böyle güzel pişmiş, ızgara yapar yersin, inşaAllah. Birbirinden nefis yemekler var, çok zengin sofralar oluyor, fakat doymuyorsun. Dünyada acz olarak Allah özellikle doyma hissini veriyor ve doyuyorsun. Cennette dünyadaki nimetlerin asıllarını göreceğiz, inşaAllah. Burada anlayalım gibisinden küçük eşantiyon mahiyetindedir adeta, yani tanıma amaçlıdır. Meyveler de tanıma amaçlıdır. Asıl cennet meyveleridir. Meyve yerken hemen anlarsınız, dersiniz; “keşke bu biraz daha tatlı olsa.” Mesela hiç tam istediğimiz gibi üzüm bulabiliyor muyuz? Bulamıyoruz. Tam istediğimiz gibi şeftali bulamayız. Cennette asılları var, inşaAllah. Şimdi bak, yemekleri yedik, cennet şarabı içtik;

52; “Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş yaşıt kadınlar vardır” diyor. Çok büyük bir nimet olarak, en büyük nimettir cennette. Ama bakın, dikkat edin; “bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş.” Ana delil olarak onu söylüyor. Bir kadının, mümin bir kadının sevdiğine, eşine tutkuyla bakması en büyük nimettir, çok etkileyicidir. Yürekte, ruhta çok sarsıcı etki yapar. Bütün benliğini kaplar insanın. Hakkıyla bakarsa, hakkıyla severse, hakkıyla böyle teslim olarak tam bir coşkuyla, aşkla eşine bakarsa nefesini keser. Çok etkileyici olur. İşte o nimet ahirette, cennette tam anlamıyla tahakkuk ediyor. İnşaAllah, eşimiz bize baktığında içimiz eriyecek, ruhumuz eriyecek böyle, zevkten adeta biteceğiz. Öyle tabir edeyim, inşaAllah. Kıskanç mı olacağız? Allah, işte bak ona kolaylık getirmiş; “sadece eşlerine bakıyor” diyor. Etkilenmiyor başka kimseden kadın. Helali olan kadın sadece eşinden etkileniyor, sevdiğinden etkileniyor. Allah öyle yaratmış. Sadece onda o zevki alabiliyor. Yapamıyor yani, olmuyor. Allah almış onu. Başka kimseden o yönde etkilenmiyor, sadece eşinden ondan etkileniyor. “Yalnızca eşlerine çevirmiş,” Allah o şekilde terbiye etmiş. Dünyada zaten öğreniyorlar onu. Ama baksa da etkilenmiyor. Sadece eşinden etkileniyor. “Yaşıt kadınlar,” herkes genç. 33 yaş deniyor ama genç işte. Tarif edilemeyecek bir gençlik. Klasik kafamızdaki genç kavramı neyse o. 17 yaşa da genç deniyor ama 30 yaşında da genç deniliyor; tam, hoş gençlik. Hepsi genç, eşi de genç kendisi de genç, hep öyledir. Yaşlılık özel verilir, mucizedir. Yavaş yavaş Allah bir çizgi yaratır, bir çizgi daha yaratır. Saçta önce on tane beyaz yaratır, sonra onu otuz yapar Allah, sonra altmış yapar. Her saç köküne emir verilir ayrı ayrı. “Beyaz ol” der Allah, beyaz olur. “Sen de beyaz ol” der. Sayıları artar artar, süt beyaza kadar gider. “Hepiniz beyaz olun” dedi mi Allah, hepsi beyaz olur saçların. Her saç teli Allah’ın emri altındadır; hangi saç ne zaman dökülecek, hangi saç ne zaman çıkacak, hepsi Allah’ın emriyle çıkar. Saç teli diyoruz ama, bir de saç telinin içindeki aleme bir sor bakalım. Onlar için o dev sütunlar halindedir. Koskoca gökdelen gibi gelir onun içinde olan için, bir saç teli. Bir gökdelenin yıkılması gibi olur o saç telinin gitmesi. İzafidir.

53; “İşte hesap günü size va’dedilenn budur.”

54; “Şüphesiz bu, Bizim (ihsan ettiğimiz) rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok” diyor Allah. Ne doymada tükenme var, doymuyoruz; ne de yiyecekte tükenme var. Daldan koparırsın elmayı yersin, bakarsın yine dalda duruyor. Koparmanla dalda olması bir oluyor, anında. Şaşılacak bir durum, hayret edilecek bir durum. Fakat normal olan da budur. Elma, armut, portakal, hepsinin orijinalleri vardır. Allah, “bir de, hiç görmedikleriniz olacak” diyor. “hiç tatmadığınız şeyler, sürpriz yapacağım size“ diyor Cenab-ı Allah. Tabii aynı bu şekilde söylemiyor da buna benzer bir ayet var.

Cehennem için de Allah diyor ki; 56; “Cehennem; onlar oraya girecekler; ne kötü yataktır o.

57; “İşte bu; tatsınlar onu: Kaynar su ve irin.” İnsanın kaynar suyu içmek çok çekindiği bir şeydir. Çok rahatsız olacağı bir şeydir. Allah, en rahatsız olacağı şeyleri yaratacağını belirtiyor. Mesela irin, insanların en iğrendiği bir şeydir, tedirgin olduğu bir şeydir. Yani görmek istemez. “En iğrendiğiniz, en hoşlanmadığınız şeyleri cehennemde yaratacağım” diyor. Bu ayetin anlamı budur.

58; “Ve onun şeklinden başka, çift çift olan daha beter azaplar vardır.” Tahayyül etmediğiniz, bilmediğiniz azaplar vardır. Cehennemle Allah bizi korkuyor ki normal davranalım. Ama bir mümin, aklı başında bir mümin samimi bir mümin hiçbir şekilde cehenneme girmez. “Hatta” diyor Allah ayette, “uğultusunu dahi duymaz.” Uğultu bile duymak yok. Bu ne demek, uğultu duymayacak demek? “Mümin iseniz, en ufak bir tedirginlik, acı, korku size hissettirmeyeceğim” diyor Allah. Cehennemden uzaktır ama yine de kalbinde bir tedirginlik olur. “Onu da yapmayacağım. Sadece size neşe ve sevinç vereceğim” diyor Allah. Müminler için bu vardır. Ölümünden itibaren bu sürekli hayatında olacak olandır. Küfür ölümünden itibaren sürekli azap çeker. Mümin ölümünden itibaren sürekli mutludur.