Adnan Oktar’ın 11 Mart 2011 Kaçkar Tv’deki Canlı Sohbetinden
ADNAN OKTAR: Bismillah. Mü’min Suresi, 4. “Allah'ın ayetleri konusunda inkar edenlerden başkası mücadele etmez.” Bak, “Allah'ın ayetleri konusunda inkar edenlerden başkası mücadele etmez.” Yani; “dine, İslam’a karşı bütün güçleriyle mücadele ederler” diyor Allah, “yazılı olsun, sözlü olsun, fiili olsun yahut cebbarane olsun mücadele ederler” diyor. “Öyleyse onların şehirlerde dönüp dolaşması seni aldatmasın.” Yani; “onların gösteri yürüyüşleri yapması, nümayiş yapması, sokaklarda eylem yapmaları seni aldatmasın” diyor. Bak, Allah diyor ki bak; “öyleyse onların şehirlerde dönüp dolaşması seni aldatmasın.” Toplu yürüyüşler yapmaları veyahut başka türlü. “Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi.” Hz. Mehdi (a.s.)’ın da neden yakalanacağını, neden hapse atılacağını biz buradaki ayetten anlıyoruz. Bak; “kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi” diyor. “Her ümmet mutlaka yaptılar bunu” diyor Allah. “Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla-dayanarak' mücadeleye giriştiler.” Yani Darwinist, materyalist çalışmalar yaptılar yahut ona benzer. “Ben de onları yakaladım. Artık Benim cezalandırmam nasılmış?” diyor. “Görmüş oldular” diyor. 8’inci ayet; ““Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki onlara (bunu) va'dettin; babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları da.”“ Demek ki insanlar eşleriyle cennete gidiyorlar. Bak; “babalarından, eşlerinden”. “Zevcetin” diyor; zevce, zevcetin. “Eşlerinden ve soylarından salih olanları da.” Yani samimi olanları da. ““Gerçekten Sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin.”“ Allah’ın üstün ve güçlü olması müminler için bir nimettir. “Hüküm ve hikmet sahibisin. Ve onları kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet etmişsin. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.” “Sen onları kötülüklerden koru” her türlü zorluktan. “O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet etmişsin. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.” Kıyametten sonra, ölümden sonra Allah’ın vereceği rahatlık, konfor ve huzur Kuran’da nimet olarak belirtilmiş.
“Şüphesiz küfredenlere de (şöyle) seslenilir: “Allah'ın gazaplanması, elbette sizin kendi nefislerinize gazaplanmanızdan daha büyüktür.” Onlar da kendilerinden nefret ediyorlar küfür, yani acayip kızıyorlar sonra kendilerine. “Allah’ın öfkesi” diyor, “daha da büyük” diyor, “sizin kendinize olan öfkenizden” diyor Allah. “Çünkü siz, imana çağrıldığınız zaman inkar ediyordunuz. Dediler ki: “Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin; biz de günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkış için bir yol var mı?” Çıkış için bir yol yok tabii ki. ““Sizin (durumunuz) böyledir. Çünkü bir olan Allah'a çağırıldığınız zaman inkar ettiniz. O'na ortak koşulduğunda inanıp-onayladınız.” Bak; “O'na ortak koşulduğunda inanıp-onayladınız.” Mesela; “Darwinizm’e, materyalizme inandınız” diyor Allah, “onayladınız, kabul ettiniz.” “Artık hüküm, Yüce, büyük olan Allah'ındır.” O, size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten rızık indiriyor. İçten (Allah'a) yönelenden başkası öğüt alıp-düşünmez.” Bakın; “içten (Allah'a) yönelenden başkası öğüt alıp-düşünmez.” “Öğüt alıp düşünmek için içten Allah’a yönelip çok samimi olmak lazım” diyor Allah.
Sayın Adnan Oktar'ın 11 Mart 2011 tarihli röportajından Mü'min Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Mü’min Suresi, 4. “Allah'ın ayetleri konusunda inkar edenlerden başkası mücadele etmez.” Bak, “Allah'ın ayetleri konusunda inkar edenlerden başkası mücadele etmez.” Yani; “dine, İslam’a karşı bütün güçleriyle mücadele ederler” diyor Allah, “yazılı olsun, sözlü olsun, fiili olsun yahut cebbarane olsun mücadele ederler” diyor. “Öyleyse onların şehirlerde dönüp dolaşması seni aldatmasın.” Yani; “onların gösteri yürüyüşleri yapması, nümayiş yapması, sokaklarda eylem yapmaları seni aldatmasın” diyor. Bak, Allah diyor ki bak; “öyleyse onların şehirlerde dönüp dolaşması seni aldatmasın.” Toplu yürüyüşler yapmaları veyahut başka türlü. “Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi.” Hz. Mehdi (a.s.)’ın da neden yakalanacağını, neden hapse atılacağını biz buradaki ayetten anlıyoruz. Bak; “kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi” diyor. “Her ümmet mutlaka yaptılar bunu” diyor Allah. “Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla-dayanarak' mücadeleye giriştiler.” Yani Darwinist, materyalist çalışmalar yaptılar yahut ona benzer. “Ben de onları yakaladım. Artık Benim cezalandırmam nasılmış?” diyor. “Görmüş oldular” diyor. 8’inci ayet; ““Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki onlara (bunu) va'dettin; babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları da.”“ Demek ki insanlar eşleriyle cennete gidiyorlar. Bak; “babalarından, eşlerinden”. “Zevcetin” diyor; zevce, zevcetin. “Eşlerinden ve soylarından salih olanları da.” Yani samimi olanları da. ““Gerçekten Sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin.”“ Allah’ın üstün ve güçlü olması müminler için bir nimettir. “Hüküm ve hikmet sahibisin. Ve onları kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet etmişsin. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.” “Sen onları kötülüklerden koru” her türlü zorluktan. “O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet etmişsin. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.” Kıyametten sonra, ölümden sonra Allah’ın vereceği rahatlık, konfor ve huzur Kuran’da nimet olarak belirtilmiş.
“Şüphesiz küfredenlere de (şöyle) seslenilir: “Allah'ın gazaplanması, elbette sizin kendi nefislerinize gazaplanmanızdan daha büyüktür.”Onlar da kendilerinden nefret ediyorlar küfür, yani acayip kızıyorlar sonra kendilerine. “Allah’ın öfkesi” diyor, “daha da büyük” diyor, “sizin kendinize olan öfkenizden” diyor Allah. “Çünkü siz, imana çağrıldığınız zaman inkar ediyordunuz. Dediler ki: “Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin; biz de günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkış için bir yol var mı?” Çıkış için bir yol yok tabii ki. ““Sizin (durumunuz) böyledir. Çünkü bir olan Allah'a çağırıldığınız zaman inkar ettiniz. O'na ortak koşulduğunda inanıp-onayladınız.” Bak;“O'na ortak koşulduğunda inanıp-onayladınız.” Mesela; “Darwinizm’e, materyalizme inandınız” diyor Allah, “onayladınız, kabul ettiniz.” “Artık hüküm, Yüce, büyük olan Allah'ındır.” O, size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten rızık indiriyor. İçten (Allah'a) yönelenden başkası öğüt alıp-düşünmez.” Bakın; “içten (Allah'a) yönelenden başkası öğüt alıp-düşünmez.” “Öğüt alıp düşünmek için içten Allah’a yönelip çok samimi olmak lazım” diyor Allah.
Sayın Adnan Oktar'ın 3 Mart 2012 tarihli röportajından Mü'min Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Mü’min Suresi, 8. ayet, şeytandan Allah’a sığınırım. "Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki onlara (bunu) va'dettin; babalarından, eşlerinden” kimlerle cennete giriyormuş mümin? Babalarıyla ve eşleriyle. Evlenirken o zaman neye dikkat edeceğiz? Parasına, şöhretine değil, imanına. Çünkü sonsuz hayatta yaşayacağın eşini seçmiş oluyorsun. Burada yirmi yaşında evlense bir hanım, iki on sene sonra kırk yaşına gelir. Ama orada daima genç olarak eşinle, katrilyon çarpı katrilyon trilyonlarca yıl bu çarpımı söylesen, meydana gelen sayı, sıfır hükmünde olmuş oluyor, hiç başlamamış gibi oluyor. O şekilde eşini seçiyorsun. O zaman takva birinci planda olacak. Allah’ın rızasının en çoğunu gözeterek, takvayı gözeterek mümin evlenecek. Adamı sosyal sigortalar kurumu gibi görürse, olmaz. İşte darphane gibi para basar, o da onu ütü saptırdığı, yemek yaptırdığı hizmetçi gibi görürse, bu olmaz. Kadının öyle bir görevi yok. Kadının görevi; kul olarak, ahiret kardeşi olmasıdır. Birlikte Allah’ın rızası için mücadele etmek için yaratılmışlardır, inşaAllah. Tabii ki birbirlerine bir rahatlatıcı yönleri vardır. Ayette; “Karşılıklı rahatlayasınız diye size eşler yarattım.”diyor. Ama bu da derin sevgi ve takvayla olur. Yoksa gerilime düşersin. O yüzden Allah’a inanmayanlar evlendiklerinde, cehenneme döner. Birçok insan biliyorsunuz, eşinden nefret eder. Çok pis laflarla bunu söylerler, karı dırdırından bıktım, yüzünü görmek istemediğini söyler. Adam emekli oluyor, aman eve gelme der diyorlar, nefret ediyorlar, git kahvede otur ne yapıyorsan yap, eve gelme der. Çünkü varlığından rahatsız oluyor. Adamda onları görmek istemiyor zaten. Allah onlarda böyle bir sistem geliştiriyor, acıya ve azaba çeviriyor. Ama mümin de saniye, dakika, bir dakika bile ayrı kalmak istemez, çok sever. Sarılır, sever rahatlık duyar, muhabbet eder rahatlık duyar, sürekli gevşeticidir. Onun için Allah diyor ayette; “Onda 'sükun bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir.” “Size, sizden eşler yarattım. Karşılıklı rahatlayasınız diye” diyor. Öbür türlü ne var? Gerilim meydana getiriyor Allah. Mümin, muttaki olunca da huzur ve sevinç meydana geliyor “ve soylarından salih olanları da.”dedelerimiz, soyumuz. “Gerçekten Sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."
Mü’min Suresi, 9. ayet; "Ve onları kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet etmişsin. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.”
Mü’min Suresi, 10. ayet; “Şüphesiz küfredenlere de (şöyle) seslenilir: "Allah'ın gazablanması, elbette sizin kendi nefislerinize gazablanmanızdan daha büyüktür.” Birbirlerinden nefret ediyorlar ya gazaplanıyorlar, Allah’ın gazabı, çok daha büyüktür diyor, Cenab-ı Allah. “Çünkü siz, imana çağrıldığınız zaman inkar ediyordunuz.”
Mü’min Suresi, 11. ayet; “Dediler ki: "Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin; biz de günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkış için bir yol var mı?"” Reenkarnasyona da inananlar bu ayeti delil olarak gösteriyorlar, yanlış anlıyorlar. Halbuki biz zer aleminde Allah’a söz verdik. Peygamberlerden söz alındı. Allah diyor; “Senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan. Biz onlardan sapasağlam bir söz almıştık” diyor Cenab-ı Allah. "Andolsun size kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız." Bu aynı zamanda Hz. Mehdi (a.s.)’a işaret ediyor, inşaAllah. Çünkü Hz. İsa Mesih gelecek. Hz. Mehdi (a.s.)’a yardım edecek ama bütün Peygamberler, başka Peygamberler geldiğinde, onlara yardım edecekler aynı zamanda buna işaret ediyor ayet. İkinci işari anlamı da, Hz. Mehdi (a.s.) ile ilgili olandır.
Mü’min Suresi, 14. ayet; “Öyleyse, dini yalnızca O'na halis kılanlar olarak Allah'a dua (kulluk) edin; kafirler hoş görmese de.” Darwinistler, materyalistler hoş görmeyebilir, rahatsız olur, sürekli aleyhinde yazı yazar. Münafıklar, üç kağıtçılar, müşrikler sen Kuran yeterli dersin, onlar saldırırlar, abuk, sabuk konuşurlar. Sen “Hz. İsa (a.s) şahıstır” dersin. Onlar “hayır, Hz. İsa (a.s) gelmeyecek” derler. Açık Allah’ın ayetlerini reddederler, bir kısmı cahilliğinden reddeder ayrı mesele.
Mü’min Suresi 4. ayet; “Allah'ın ayetleri konusunda inkar edenlerden başkası mücadele etmez.”Darwinist- materyalistler mücadele ediyor şu an. “Öyleyse onların şehirlerde dönüp dolaşması seni aldatmasın.” Yani konferanslar yapması, kitapçı dükkanları açıp faaliyet yapması, televizyonlarda çalışmalar yapması seni aldatmasın. Onların sen etkisinde kalma diyor Allah. İman hakikatlerinin önemini gösteren bir ayettir aynı zamanda. Yani imanın ana sorun olduğunu gösteren, yüzlerce ayetten birisidir.
Mü’min Suresi, 5. ayet; “Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı” Niye? İman zafiyeti. Yine iman hakikatinin önemi. “ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da.” Yine iman hakikatlerinin önemi. “Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi.” Ne zaman bir Peygamber, bir Mehdi geldiyse, hemen ona muhalefet etmiş insanlar. Mutlaka ona kötülük yapmaya, onu yakalamaya yeltenmişler. Hapsetmeye yeltenmişler. “Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla-dayanarak” Darwinizme-Materyalizme dayanarak, “mücadeleye giriştiler” İslam’a Kuran’a karşı. “Ben de onları yakaladım. Artık Benim cezalandırmam nasılmış?” İlk çektikleri azap ne? Mutsuzluk, neşesizlik. Darwinist, materyalist oluyor, acayip azap çekiyor. Kendinden nefret ediyor, etrafından nefret ediyor. Babasından, anasından nefret ediyor. Arkadaşlarından nefret ediyor. Bakın açın interneti, Facebook’a girin, nasıl nefret dolu ifadeleri göreceksiniz, birçok insanda. İşte Darwinist, materyalist sistemin etkisi o. Kendilerini ne kadar çok aşağıladıklarını göreceksiniz. İki husus dikkat çeker; Facebook, adeta böyle bir hastane laboratuarı gibidir, bakın görürsünüz yani psikiyatri laboratuarı gibidir. İlk önce kendinden nefretini anlatır. Ne kadar aşağılık birisi olduğunu anlatır. Nasıl insanlardan nefret ettiğini anlatır. Sonra insanlara karşı kinini anlatan ifadelerini görürsünüz.