Sayın Adnan Oktar'ın 19 Ekim 2010 tarihli röportajından Casiye Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Açtım, Casiye Suresi çıktı. 16. ayet Cenab-ı Allah diyor ki, “Andolsun...” diyor Allah. Bak yemin ediyor. “Biz İsrailoğulları'na kitap, hüküm ve peygamberlik verdik” bak, “Kitap, hüküm ve peygamberlik verdik. Onları temiz ve güzel şeylerle rızıklandırdık ve onları alemlere üstün kıldık.” O devirde üstünler, her türlü nimet var. “Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik.” Bak, açık belge. Kapalı değil, açık hüküm. Uydurma hurafeler değil, açık belge. Allah’ın verdiği vahiy. “Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'hakka tecavüz ve azgınlıktan' dolayı ihtilafa düştüler.” “Belalarını aradılar” diyor Allah. “Allah’ın kitabına uymadılar” diyor. Herhangi bir sayfa açtım, görüyor musun? Özel açmadım. Demin anlattığım konu çıktı. “Şüphesiz Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeylerde...” mezheplere ayrıldılar. Apayrı düşünlere girdiler. Bak, “İhtilafa düştükleri şeyde, kıyamet günü aralarında hüküm verecektir”. Bu ne demektir? “Allah intikam alacağım” diyor ihtilafa düştükleri için. Kardeşim Tevrat’a uysana, Allah’ın Kitabına uysana, o devirde uymuyorlar. Hz. Musa (a.s.) diyor ki; “Rabbiniz bir inek kesmenizi istiyor”. “Nasıl bir inek?” Sana ne? Al kes işte bir tane. Acayip uzatıyorlar. Allah diyor; “Neredeyse yapmayacaklardı” diyor. İlla ki yobaz kafası olacak. İşte merak ediyor kardeşimiz, yobaz işte böyledir. Allah’ın hükmüne bir türlü içi tatmin olmaz, rahatlamaz. Yobazın özelliği budur. İlave ister. Resulullah (s.a.v.)’ı da haşa kendilerince etkilemeye çalışıyorlar. “Eğer...” diyor Cenab-ı Allah, “Az da olsa onlara meyletseydin...” diyor, “Ahiretin de dünyanın da azabını sana tattırırlardı” diyor. “Senin şah damarını koparırdı” diyor Allah.
Allah’ın dilemesiyle, “Az da olsa onlara meyledecektin” diyor. Adamlar acayip bastırıyor o zamanki yobazlar. İlave istiyorlar. “Tamam, biz namazı kılalım. Hepsini yapalım da yani niye böyle? Şu ilave de olsa, şöyle de olsa. Bak Yahudilerde şu var, Hıristiyanlarda şu var. Biraz ilave yapalım. Geliştirelim” diyorlar. Din sade, yobaz sadeliği kabul etmez. Yobaz karmakarışık yapı ister. Kendi de dinsizliğe girer. Başkasının da dinsiz olmasını ister. Yobazın özelliği budur. Yani Müslümanı karmaşanın içinde boğmak ister. Şimdi sade bir Müslümanlığı bir Müslüman çok rahat yaşıyor. Mesela adama bir insana desen ki, “100 metreyi koşacaksın” desen, “14 saniye de koşacaksın” desen rahatça koşar. Ama “5 saniyede koşacaksın” dedin mi? Adam koşamaz. 9 saniye de dersen, en fazla 9, 8’e kadar indi şimdi bilmiyorum rekor kaç. Adamı o kadar sıkıyor ki, yani adam bakıyor “Bu dini yaşamam mümkün değil” diyor adam. Mahvediyor adamı. Adam bunalıma giriyor. Hem imanını yaşamak istiyor ama imkansız anlatılan dini de yaşaması, mümkün değil. İşte yobaz böyle bir oyunla Müslümanı mahveder. Gerçi imanı olan orada anlar. Bir şeytanın oyunu olduğunu, Kuran’ın sadeliğini anlar. Ben şeytanın oyununa gelmeyeyim, Hakk’a teslim olayım der, açmazın içine girmez. Kardeşim öyle bir din anlatıyor ki adam yani bu sahtekarlar bu anlattıkları dini isterseniz yemin edeyim gerçekten yaşayamazlar. İsterseniz o adamlardan bir tanesini, var ya televizyon programında yapıyorlar ya böyle bir eve alıyorlar, kamerayla gösteriyorlar. Milleti evin içine dolduruyorlar. Öyle programlar var değişik, ilginç. Öyle tiplerden bir tanesini mesela herifi alalım, sarığıyla cübbesiyle alıp koyalım. Kameralarla. Anlattığı kitapları da yanımıza koyalım. “Hadi başla bakalım” diyelim. Sen ibadet ...
Sayın Adnan Oktar'ın 13 Ocak 2010 tarihli röportajından Casiye Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Casiye. "Ha, Mim." Şeytandan Allah'a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. "Ha, Mim. Kitabın indirilmesi, üstün ve güçlü olan, hüküm ve hikmet sahibi Allah'tandır. Şüphesiz, mü'minler için göklerde ve yerde ayetler vardır." Göklerde Hz. İsa yerde Hz. Mehdi, inşaAllah.
Bir anlamı da budur. Yani tabii ayetin birinci anlamı melekler, diğer varlıklar. "Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır." Bakın, "Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır." Ben kendi yaratılışımı incelemek istiyorum. Ne yapmam gerekir?
OKTAR BABUNA: Bilimle.
ADNAN OKTAR: Bilim, evet. Hangi bilim dallarına ihtiyacım var?
OKTAR BABUNA: Genetik embriyoloji, anatomi, fizyoloji.
ADNAN OKTAR: Bu ayetin oluşması için benim bu bilim dallarına ihtiyacım var değil mi?
OKTAR BABUNA: Evet.
ADNAN OKTAR: O zaman bilim farz?
OKTAR BABUNA: Evet.
ADNAN OKTAR: "türetip-yaydığı canlılarda", diyor. Böcekler, hayvanlar hepsi. Ben bunları nasıl inceleyebilirim?
OKTAR BABUNA: Zooloji, biyoloji, paleontoloji, mikrobiyoloji.
ADNAN OKTAR: Yani böyle zırcahil hocalarla bu hocaların yaptığı doğru değil, demek ki. Demek ki, modern bilimin verdiği bütün veriler Kuran’a göre farz.
OKTAR BABUNA: Evet, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Bakın, "kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır." diyor, Allah. "Andolsun, biz İsrailoğullarına Kitap, hüküm ve peygamberlik verdik, onları temiz ve güzel şeylerle rızıklandırdık." Onlar da aynı İslam dini gibi temiz ve güzel şeyler yemekle mükelleftirler yani haramdır, inşaAllah. Yani kirli kötü şeyler yiyemezler. "Onları alemlere üstün kıldık." Mümin oldukları için o devirde çok üstündüler. Halis Müslüman oldukları için. Ve evet.
"Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'hakka tecavüz ve azgınlıktan' dolayı ihtilafa düştüler." O dönemde bir ihtilaf oluşuyor. "Şüphesiz Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir." Mesela kıyamet, cennet, ahiret olduğu halde reddetmiştir bir kısmı. Ama Museviler benim sevdiğim, tanıdığım bütün Museviler ahirete inanıyorlar, tebrik ediyorum hepsini. Onlar benim canım, ciğerim, inşaAllah. Ama bir kısmı bunu reddetmiştir. Bu ayette kardeşlerimiz bir şeye rastlamışlardır, durduk yere sormazlar. Yani evet vardır.
OKTAR BABUNA: Seyircimizin ismi Asude Cemre'ymiş hocam.
ADNAN OKTAR: Evet ama özellikle dikkatini çeken bir yer olabilir, inşaAllah. "İnkar edenlere gelince; "Size karşı ayetlerim okunduğunda büyüklük taslayan (müstekbir olan)lar ve suçlu-günahkar bir kavim olanlar sizler değil miydiniz?" Ayet okunduğunda büyüklük taslamak olmaz Kuran’a göre bu yasak, inşaAllah. Büyüklük taslayan bakıyorsun aciz, zavallı bir varlık. Yani yıkanmasa perişan olur. Uyku uyumazsa perişan olur. Yemek yemezse perişan olur ama rüzgârda kalsa perişan hatta pencereyi açıyor, cereyan oluyor perişan oluyor, yataklara düşüyor. Evet değil mi? Yürüyemeyecek hale, omuzu tutuluyor, sırtı tutuluyor. Böyle aciz bir varlığın bu kadar enaniyetli ve kendini beğenmesi. Bu kadar büyüklük taslaması çok büyük mucizedir.
Böyle zavallı bir varlığın. Üstelik de beynindeki bir görüntüyle muhatap oluyor. Bak dikkat et. Buna rağmen azgın bir büyüklük hissi vardır, insanların büyük bir bölümünde. Evet bu Allah inanılması için mesela şu bu da yeterli bir delildir. Normalde böyle bir varlığın ya beynin içinde görüntüden muhatap olan bir varlık çöker kalır. Normalde korkudan yani yere çöker kalır, uyuşur korkudan. Ya biter adam. Ve verilen acizliklerin haddi hesabı yok. Günde 8 saat ya 8 saat uymak ne demek? Günün tamamı demek neredeyse, geriye ne kadar kalıyor ki? Zaten 8 saat, bakın 8 saat uyumaya mecbur.
Mesela bir kadının normal hale gelmesi ne kadar vaktini alıyor; saçının yıkıyor, vücudunu yıkıyor, makyaj yapıyor, bilmem şey yapıyor ancak normal hale gelecek hale geliyor. Bir erkek için de aynı şekilde bu. Evet öyle mevzu bahis. Her yerine bir aciz vardır. Gözünde ayrı, burnunda ayrı, kulaklarında ayrı, her yerin temizlenmesi gerekir.
Tek tek işte kulağını temizlemese çok çirkin kirlilik alır hatta tiksindirici olur. Mesela burnu temizlemese kirli, tiksindirici. Mesela ağzının gününde defalarca yıkamak durumunda kalıyor. Vücudunu, ellerini sürekli yıkamak durumunda kalıyor. Acizlikten dolayı. Zaten diğer acizlikleri anlatmama gerek yok. Yani her gün Allah onlara gösteriyor, insanlara, acizine dimi. Her gün banyolardaki halini insanlar biliyorlar ama buna rağmen "büyük dağlar ben yarattım" der gibi azametlik bilmiş ve kendine çok emin oluyorlar. Bu çok büyük bir anormallik.
OKTAR BABUNA: Evet hocam, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Bunu bir iman hakikati olarak insanların görmesi gerekir. Çok harikadır bu.