Casiye Suresi, 28-32 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 27 Kasım 2010 tarihli röportajından Casiye Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Efendim Casiye Suresi’ni açmışsın. 28. Ayet. “O gün” kıyamet günü “sen, her ümmeti diz üstü çökmüş (veya toplanmış) olarak görürsün. Her ümmet, kendi kitabına çağrılır.” Tevrat olan Tevrat, İncil olan İncil, Kuran’a uyanlar Kuran’la, başka hiç bir kitap yok ama, kendi kitaplarına "Bugün yaptıklarınızla karşılık göreceksiniz.” İyilik yaptıysan iyilik, kötülük yaptıysan cezasını. “Bu Bizim kitabımızdır; sizin aleyhinizde hak ile konuşuyor. Gerçekten Biz, sizin yaptıklarınızı yazıyorduk." Bu kaderinizdeydi diyor Cenab-ı Allah. “Artık iman edip salih amellerde bulunanlara gelince,” bak iman ediyor ve samimi eylemlerde bulunanlara gelince, ”Rableri onları Kendi rahmetine sokar.” Allah rahmetiyle onları koruyor. “İşte apaçık olan 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur.” Hem mutluluk var hem kurtuluş var. “İnkar edenlere gelince; "Size karşı ayetlerim okunduğunda,” Kuran ayetleri okunduğunda hurafe değil, uydurma ayetler değil. Var ya bazı sehtekarlar; bana ayet geldi, Allah’ın hükmü geldi, diyen böyle sahte ayetler değil yahut yobazların ve münafıkların uydurduğu hurafeler değil, bak Kuran ayetleri. “İnkar edenlere gelince; "Size karşı ayetlerim okunduğunda büyüklük taslayan (müstekbir olan)lar ve suçlu-günahkar bir kavim olanlar sizler değil miydiniz?” Enaniyet yapan büyüklük taslayan siz değil miydiniz, diyor Allah. "Gerçekten Allah'ın va'di haktır, Kıyamet-saatinde hiçbir kuşku yoktur" “Gerçekten Allah’ın va’di haktır” 2031’i veriyor. Mehdi (a.s)’nin hakimiyet yıllarını veriyor bakın, "Gerçekten Allah'ın va'di haktır.” Allah ne dediyse doğru çıkar, 2031. “Kıyamet-saatinde hiçbir kuşku yoktur," Kıyamet alametleri başlıyor ve Kıyamet geliyor. "Denildiği zaman siz Kıyamet-saati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz yalnızca bir zan (ve tahmin)da bulunup zannediyoruz; biz, kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz" demiştiniz.” Şimdi meslea Kıyamet’ten bahsediyoruz bazı tipler çıkıyor diyor ki; Kıyamet önemli değil kardeşim. Ne önemli, diyorsun. Herkesin ölümü zaten Kıyamet’idir, boşver sen Kıyameti, diyor. Peki ayette ne diyor Cenab-ı Allah? Bak “Kıyamet-saati de neymiş?" diyorlar, alay ediyorlar Kıyamet’le, Kıyamet saati de neymiş, önemli görmüyor. “Biz bilmiyoruz; biz yalnızca bir zan (ve tahmin)da bulunup zannediyoruz.” Uzun, Kıyamet’e daha var, 570 yıl var, 1000 yıl var, 5 milyar yıl var, diyor. “Biz, kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz” demiştiniz.” Biz inanmıyoruz arkadaş, kesin bir bilgiyle inanmıyoruz, diyor. Kıyamet önemli, Kıyameti Müslüman gündemde tutacak, Kıyamet’ten çekinecek, Allah’a sığınacak. Herkesin ölümü kendi Kıyamet’idir, Kıyamet’i okumaya  gerek yok, Kıyamet’i anlatmaya gerek yok, Kıyamet alametleri önemsizdir, dersen Allah belanı verir işte böyle gördüğün gibi, inşaAllah.

 


Casiye Suresi, 30, 32 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 16 Eylül 2010 tarihli röportajından Casiye Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Casiye Suresi, 30 ;“Artık iman edip, salih amellerde bulunanlara gelince”, yani samimi olarak iman edenlere gelince, “Rableri onlar kendi rahmetine sokar”, Allah rahmet verir. “İşte apaçık olan büyük mutluluk ve kurtuluş budur”. “Gerçekten Allah’ın vaadi haktır.” 32. Ayet, 2031 tarihini veriyor. Dünya hakimiyeti tarihini veriyor, Müslümanların. Tam 2031. “Gerçekten Allah’ın vaadi haktır”. Mehdi (a.s.)’nin çıkışı, İsa (a.s.)’nın inişi, İslam ahlakının dünya hakimiyeti. Net, bilen baksın.

 


Casiye Suresi, 32, 30 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 1 Kasım 2010 tarihli röportajından Casiye Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Gerçekten Allah'ın va'di haktır”, 2031 veriyor ebceti. Bak; - "Gerçekten Allah'ın va'di haktır”, 2031. Ayet devam ediyor, “Kıyamet-saatinde hiçbir kuşku yoktur. Artık iman edip salih amellerde bulunanlara gelince”, yani iman ediyor, “samimi amellerde bulunanlara gelince; "Rableri onları Kendi rahmetine sokar. İşte apaçık olan 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur”.