Fetih Suresi, 1, 10 Ayetlerinin Tefsiri 

 

Sayın Adnan Oktar'ın 15 Ocak 2010 tarihli röportajından Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Fetih Suresi… Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla, şeytandan Allah’a sığınırım. “Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik.” Bir fetih. 1913’te ne oldu? Çanakkale Zaferi. 1913 tarihini veriyor. “...Biz sana apaçık bir fetih verdik.” Fetih, değilmi, bak bir kurtuluştan bahsediyor. Demekki bu Çanakkale çok önemli bir şey ki, Kuran buna işaret ediyor, 1913 tarihini vermiş, inşaAllah. Fetih Suresi yine, “Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah’a biat etmişlerdir.” 2025, Mehdi (a.s) (as)’nin tam hâkimiyet yılları inşaAllah, Hz. Mehdi (a.s)(as)’nin. Fetih Suresi dolu, yani bir tane iki tane değil. 

 


Fetih Suresi, 1, 3 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 16 Şubat 2010 tarihli röportajından Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

OKTAR BABUNA: “Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik, öyle ki Allah senin geçmiş ve gelecek her günahını bağışlasın.”Allah, Hz. Mehdi (a.s)’ye biz sana apaçık bir fetih verdik diyor, dünya hakimiyeti.

ADNAN OKTAR: Şimdi bu ayet tabii Peygamberimiz’e (sav) bakıyor, birinci anlamı. İkinci işari anlamı Mehdi (a.s)’ye bakıyor. Evet, devam et.

OKTAR BABUNA: İnşaAllah. “Öyle ki Allah senin geçmiş ve gelecek her günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah sana üstün ve onurlu bir zaferle yardım etsin.” Allah’ın vaadi olarak İslam’ın dünya hakimiyeti ve üstün ve onurlu bir zafer vaadediyor Allah inşaAllah.

ADNAN OKTAR: İşari manada tabii Kuran’ın bu ayeti olduğu gibi aynı zamanda Mehdi (a.s)’ye bakıyor, tamamı. Bak, “seni dosdoğru bir yola yöneltsin”, Mehdi (a.s)’yi Allah yöneltecektir. Mesela değil mi? Mesela üzerindeki nimetini tamamlayacaktır Mehdi (a.s)’nin. “Ve Allah sana üstün ve onurlu bir zaferle yardım etsin”. Bütün dünyaya hakim edecektir, üstünlük ve onur gelecektir Müslümanlara. Müslümanların onurlarını kırıyorlar şu an, eziyorlar Müslümanları. Bak bir zafer vardır bir de üstün bir zafer vardır, onurlu bir zafer vardır. Bu işte dünya hakimiyetiyle tam olmuş olacaktır. Ayet Peygamber Efendimiz (sav) zamanına bakmakla beraber, Mehdi (a.s)’ye de boydan boya tamamı bakıyor.

Devam edelim.

 


Fetih Suresi, 1. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 16 Şubat 2010 tarihli röportajından Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

OKTAR BABUNA: “Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik, öyle ki Allah senin geçmiş ve gelecek her günahını bağışlasın.”Allah, Hz. Mehdi (a.s)’ye biz sana apaçık bir fetih verdik diyor, dünya hakimiyeti.

ADNAN OKTAR: Şimdi bu ayet tabii Peygamberimiz’e (sav) bakıyor, birinci anlamı. İkinci işari anlamı Mehdi (a.s)’ye bakıyor. Evet, devam et.

OKTAR BABUNA: İnşaAllah. “Öyle ki Allah senin geçmiş ve gelecek her günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah sana üstün ve onurlu bir zaferle yardım etsin.” Allah’ın vaadi olarak İslam’ın dünya hakimiyeti ve üstün ve onurlu bir zafer vaadediyor Allah inşaAllah.

ADNAN OKTAR: İşari manada tabii Kuran’ın bu ayeti olduğu gibi aynı zamanda Mehdi (a.s)’ye bakıyor, tamamı. Bak, “seni dosdoğru bir yola yöneltsin”, Mehdi (a.s)’yi Allah yöneltecektir. Mesela değil mi? Mesela üzerindeki nimetini tamamlayacaktır Mehdi (a.s)’nin. “Ve Allah sana üstün ve onurlu bir zaferle yardım etsin”. Bütün dünyaya hakim edecektir, üstünlük ve onur gelecektir Müslümanlara. Müslümanların onurlarını kırıyorlar şu an, eziyorlar Müslümanları. Bak bir zafer vardır bir de üstün bir zafer vardır, onurlu bir zafer vardır. Bu işte dünya hakimiyetiyle tam olmuş olacaktır. Ayet Peygamber Efendimiz (sav) zamanına bakmakla beraber, Mehdi (a.s)’ye de boydan boya tamamı bakıyor.

 


Fetih Suresi, 1-10 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 24 Mart 2010 tarihli röportajından Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım, Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla; “Şüphesiz Biz sana apaçık bir fetih verdik”. Şimdi apaçık ayrı bir şeydir. Bir fetih vardır ama, flu olur yani netleşmez. Yani  sistem oturmamıştır sosyal, siyasi, iktisadi her yönden oluşmamıştır ama bir fetihtir. Ama apaçık fetih, net fetih anlamına gelen bir kelime. “Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin”. Şimdi bu ayetin ebcedi 1979 tarihini veriyor. Hicri 1400 nedir hatırlatıyorum sana.

SUNUCU 2: Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkışı değil mi Hocam?

ADNAN OKTAR: Evet, evet. Bak “mü'minlerin kalplerine, imanlarına iman katıp-arttırsınlar” bak demek ki imanı var iman katıp arttırıyor. Demek ki imanı artabiliyor müminin aynı kalmıyor. “Arttırsınlar diye, 'güven duygusu ve huzur' indiren O'dur”. Müminin neye ihtiyacı varmış demek ki, en çok güven duygusuna ihtiyacı var. Güven, bulunduğu ortam, mesela bulunduğu şehir güvenli olacak, devlet güvenli olacak, devletin kurumları güvenli olacak, bölge güvenli olacak, dünya güvenli olacak. Mesela şimdi bir yabancı ülkeye gitmeye insan çekinir. Çünkü güven yok ne yapacaklarını bilmiyoruz. Güven duygusu ve huzur, şimdi güven vardır da bir de insanın içinde huzur olması gerekir. Yani güvenli olması bir şey değil ki. Adamın içinde huzur yoksa güven de etki etmez ona. Güven ile huzurun ikisinin bir arada olması gerekiyor. Kuran buna işaret ediyor. Bak “’güven duygusu ve huzur' indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır”. Göklerin yani bütün melekler ve cinler göklerin ordusunu oluşturuyor. “Ve yerin orduları” yani “bütün dünyadaki askeri ordular tamamı Benim” diyor Allah. “Benim kontrolümde”. Yani “dünyanın hangi ordusu olursa olsun Bana ait” diyor Allah. “Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir”. Burada tabii ayet Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e bakmakla beraber birinci anlamı, alenen ve açıkca Mehdi (a.s.)’a baktığını görüyoruz. “Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın”, çünkü bir nimetin tamamlanması, mesela İslam ahlakı dünyaya tam hakim olmadıysa nimet tamamlanmamıştır. Tam hakim olduğunda nimet tamamlanmış olur.  “Ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin”. Yani Allah sana hidayet versin en doğru yola yöneltsin. “Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin”. Şimdi üstün bir zafer, onurlu bir zafer, mesela zafer vardır da, onurlu olmayabilir, üstün olmayabilir. Yani vasattır, ama üstün ve onurlu bir zafer ancak dünya hakimiyetiyle oluşur tam anlamıyla. Ki bu da Hz. İsa (a.s.)’a ve Hz. Mehdi (a.s.)’a bakıyor ama özellikle Hz. Mehdi (a.s.)’a baktığını görüyoruz. Zaten ebcedi de 1979 tarihini veriyor, bu çok manidar. Hicri 1400 tarihini veriyor.

 


Fetih Suresi, 1-3 Ayetlerinin Tefsir

 

Sayın Adnan Oktar'ın 13 Ağustos 2010 tarihli röportajından Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

OKTAR BABUNA: Şeytandan Allah’a sığınırım; “Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.”

ADNAN OKTAR: Bir daha oku.

OKTAR BABUNA: “Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin.”

ADNAN OKTAR: Bak hepsi İslam ahlakının dünya hakimiyetine bakan ayetler. Çok fazla fakat bir kısmını okuduk.

 


Fetih Suresi, 1-3, 7, 10-14, 27-28 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar’ın 21 Mart 2014 tarihli sohbetinden Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Allah Allah, bakın ne diyor Cenab-ı Allah, Fetih Suresi 28, “Ki o elçilerini hidayetle hak din ile” bak Cenab-ı Allah elçilerini, Mehdilerini, peygamberlerini “hidayetle ve hak din ile” hidayet, hidayete vesile olacak olan “hak din ile” bak şimdi burada bir detay var “diğer bütün dinlere üstün kılmak için” tek din İslam kalacak şekilde “gönderdi. Şahit olarak Allah yeter.” Bakın burada çık şaşırtıcı bir şey var “diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için” sözünün ebcedi 2022 ayetin. Demek ki, 2022’de bayağı bir şeyler olacak, bak “diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için” Yani tek İslam dini kalıyor. “Gönderdi elçilerini” diyor bak “hidayetle ve hak din olan hak din ile gönderdi” diyor. “Diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi, şahit olarak Allah yeter.” 2022 iki, iki üç kere iki tekrarlanıyor. İkinin tekrarları Kuran’da çoktur. “Andolsun Allah elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı.” 1958 yılını veriyor oda. Yine oda Mehdiyet’in bir başlangıç yılı olduğu anlaşılıyor 1958. Çünkü Bediüzzaman; “1956 yılını veriyor ayet” diyor, “ebcedi”. “Bilmiyorum bir yeni nuru Kuran mı başlayacak?” “Yani yeni bir Risale-i Nur hareketi gibi büyük esaslı bir hareket mi başlayacak? Yani Mehdiyet mi başlayacak? “Ama” diyor, “münafıkhane sistemin sonu olduğu anlaşılıyor” diyor. 1956 yılı için. “Bilmiyorum” diyor, “belki de yeni bir nuru Kuran zuhur edecek” diyor. Bak Risale-i Nur hareketi gibi yeni bir hareketin başlayacağını söylüyor. 1956 yılında, başlangıcı diyor ama bu, başlangıcı diyor, 1956. “Şüphesiz sana biat edenler ancak Allah’a biat etmişlerdir” Ebcedi; 2025.

Fetih Suresi 10. Fetih Suresi hep böyle ebcetlerle dolu, çok şaşırtıcı, hayret verici. Fetih Suresi 10, “Şüphesiz” Allah diyor bak “Şüphesiz sana biat edenler” Allahualem Hz. Mehdi (a.s)’ a bir biat olacak herhalde 2025’te, bak “sana biat edenler, ancak Allah’a biat etmişlerdir.” Çünkü Allah rızası için biat ediyorlar. “Allah’ın eli, onların ellerinin üzerindedir.” Yani Peygamber (s.a.v.)’e biat ediyorlar, bir şahıs düşünün bir sahabe, Peygamberimiz (s.a.v.)’in elini tutuyor. Peygamber (s.a.v.)’in eli de onun elini tutuyor. Bak ne diyor Cenab-ı Allah? “Allah’ın eli, onların ellerinin üzerindedir” Biat anında Allah diyor “Benim elimde onların üzerinde” diyor. İkisi birbirinin ellerini tuttuğunda, çünkü her iki eli yaratan da Allah. Her iki elin biatını sağlayan da Allah olduğu için “Allah’ın eli onların üzerindedir” diyor.  “Şu halde kim ahdini bozarsa, artık o, ancak kendi aleyhine ahdini bozmuş olur.”  Mesela Allah yolunda İslam için hizmet edeceğim, Kuran’a hizmet edeceğim diyor sonra verdiği sözü bozuyor. Bozduğunda “kendi aleyhine bozar” diyor Allah, kendine zarar verir diyor. “Kim de Allah’a verdiği ahdine vefa gösterirse,” Ya Rabbi diyor, ben İttihad-ı İslam için çalışacağım, Hz. Mehdi (a.s)’a talebe olacağım, İsa Mesih’e talebe olmak için gayret edeceğim, fütur vermeyeceğim, en zor şartlarda bile gayret edeceğim diyor. “Kim de Allah’a verdiği ahdine vefa gösterirse” vefa, Allah’a “vefa gösterirse artık O da, ona büyük bir ecir verecektir.” Vefa bak Allah’a ahlak olarak bir kere vefa gösteriliyor, sevdiğine vefa gösteriyorsun, dostlarına vefa gösteriyorsun. Vefa çok önemli bir duygudur.

Diğer türlü vefasızlık olur. “Bedevilerden” bedevi demek, biraz işte okuma yazması az olan, kültürü az olan, görgüsü bilgisi az olan, biraz ruhu kütleşmiş olan diyelim bazı kişiler. “bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: “Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti” Bak mallarımız ve ailelerimiz, zaten başka derdi yok adamın. Ne için okuyorsun diyorsun? Evlenmek için diyor, aile kurmak için, zengin olmak için. Allah rızası için desene. Ama bazı bedeviler de iyidir, Kuran’da övülmüştür. Bak  “Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti” insanın başını hep belaya sokan olay budur. Mallar, oğullar, ticaret. Halbuki bunlarda da Allah rızası için, malı Allah rızası için, oğlu Allah rızası için, evliliği Allah rızası için, hepsini Allah rızası için yapmaları lazım. Bak  “Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile.” Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar” diyor Allah, yalan söylüyorlar diyor. “De ki: “Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek olsa ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah’a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir?” bütün güç Allah’ındır diyor Peygamber (s.a.v.).  “Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır.” Habir’dir Allah. Her türlü bilgiye sahip oluyor. “Hayır, siz peygamberin ve müminlerin, ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz;” Peygamber ve müminlerin, peki şimdi nasıl oluyor? Mümin 12 yaşında Peygamberimiz (s.a.v.)’in yanına geliyor. “Bu ailesinin yanına dönmez, annesinden babasından koptu” diyorlar, “bir daha dönmeyecek” diyorlar. Veya bir hanım eşinden ayrılıyor, Peygamber (s.a.v.)’in yanına gidiyor. Veya bir bey hanımından ayrılıyor, Peygamber (s.a.v.)’in yanına gidiyor. “Hayır, siz peygamberin ve müminlerin, ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz; bu, kalplerinize çekici kılındı ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz” Diyorlar, “Peygamber (s.a.v.)’in yanına gidiyor, okulunu bırakıyor, eğitimini bırakıyor, ticareti bırakıyor, Peygamber (s.a.v.)’in yanına gidiyor. “Bir daha da dönmez” diyorlar, “dönmez bunlar, onun için Peygamber (s.a.v.)’in yanına gitmeyin” diyorlar. “Onun yanına gitmeyin, onun yanına giden ailesinden kopuyor, annesinden-babasından kopuyor, eşinden kopuyor.

Onlar Allah rızası için yaşıyoruz diyerek aileleri parçalıyorlar, ailelerinden kopuyorlar” diyorlar o devirde. Bak “Hayır, siz peygamberin ve müminlerin, ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz.” Bunun propagandasını yapıyorlar Peygamber (s.a.v.)’e karşı. “Bu, kalplerinize çekici kılındı” bunu muazzam bir delil gibi buluyorlar. Çünkü aile, çocuk, kazanç bunlar hep kutsal bilindiği için toplumda, peygamberi buradan (haşa)  vuracağını zannediyorlar, manen. Bir propaganda unsuru olarak hayati bir noktadan yakaladıklarını zannediyorlar. “Ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz” Peygamber (s.a.v.) için kötü zanlarda bulunuyorlar. “Yıkıma uğramış bir topluluk oldunuz” diyor Allah. Sonra Allah sizi yıktı diyor. Ekonomik çöküntü, sosyal çöküntü, belalar, birbirlerine düşmeler, felaketler “Kim Allah’a ve Resul’üne iman etmezse, (bilsin ki) gerçekten Biz, kafirler için çılgınca yanan bir ateş hazırlamışızdır” Bak Allah istisna söylemiyor “Allah’a ve Resul’üne kim iman etmezse felakete düşer” diyor Allah. “Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır; dilediğine mağfiret eder, dilediğini azaplandırır. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”  İşte diyorlar ya Egemen Bağış'ı ’Allah bağışlar mı? Bağışlar tabii, adında da var zaten bağış, Egemen Bağış, Allah bağışlayandır. “Allah çok bağışlayan çok esigeyendir”. MaşaAllah. Bak, Fetih Suresinde Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım, Rahman Rahim Olan Allah’ın Adıyla. “Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik.” Apaçık bir fetih “Öyle ki Allah senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın,” Peygamberimiz (s.a.v.)’in ona mahsus olmak zere geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmıştır. “Üzerindeki nimetini tamamlasın” nimeti nedir?

Zenginlik, bereket, hakimiyet, güzellik “ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana ‘üstün ve onurlu’ bir zaferle yardım etsin.”  Ebcedi kaç? Tam 1979, Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkış yılını veriyor. Bir tane ebcedi var, 77 değil, 76 değil, 73 değil, kaç? Tam 1979. Ayet ne diyor? “Ve Allah, sana ‘üstün ve onurlu’ bir zaferle yardım etsin.” Bak,” ‘üstün ve onurlu’ bir zafer”  herhangi bir zafer değil bak, “ ‘üstün ve onurlu’ bir zafer” onur var o zaferde ve üstün bir zafer. Ebcedi kaç, 1979. “Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır: Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.”  Mesela Çin ordusu, kızıl ordu,  Allah diyor ki Hepsi bana ait ordulardır. İsteseler de istemeseler de hepsi Allah’a boyun eğmiş ordulardır. Mesela Kuzey Kore Ordusu, komünist ordu ama Allah o da benim ordum diyor. Çünkü birini biriyle etkisiz hale getiriyor Allah. Birini diğerine düşürüyor etkisiz hale getiriyor. “Hidayet açıkça belli olduktan sonra ‘elçiye karşı gelip zorluk çıkaranlar’ ” Muhammed Suresi, 32 hidayet açıkça belli olmuş, deliller belli, kalbine hidayet ilka olmuş hissediyor, imanı hissediyor ama “elçiye karşı gelip zorluk çıkaranlar” peygamberle oturup tartışıyorlar, zorluk çıkarıyorlar. “Kesin olarak Allah’a hiçbir şeyle zarar veremezler” “ne yaparlarsa yapsınlar, onlar yine kaderlerinde olanı yaparlar” diyor Allah, hiç kimseye zarar veremezler. “kesin olarak Allah’a hiçbir şeyle zarar veremezler.” İslam’a Kuran’a zarar vermeleri mümkün değil. İnsanlara zarar verebilir ama İslam’a zarar veremez. “(Allah) Onların amellerini boşa çıkaracaktır.” “Boş yere uğraşırlar diyor Allah. Tepiniyor uğraşıyor, yıllarca uğraşıyor ama sonunda muhalif oluyor.

 


Fetih Suresi, 1-2, 10 Ayetlerinin Tefsiri

(Ahir Zamana İşaret Eden Ayetler Hakkında Adnan Oktar'ın Açıklamaları)

 

Sayın Adnan Oktar'ın 14 Kasım 2012 tarihli sohbetinden Ebcedi Ahirzamana İşaret Eden Ayetlerin Tefsiri ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Allah Allah, ayete bak; Fetih Suresi, 10; şeytandan Allah’a sığınırım; “Şüphesiz” diyor Allah, “sana biat edenler,” bağlananlar, Hz. Mehdi (a.s)’a biat edeceğiz, inşaAllah. Resulullah (s.a.v)’e biat edilmişti, Hz. Mehdi (a.s)’a da biat edeceğiz. “Sana biat edenler ancak Allah'a biat etmişlerdir.” 2025. Bir tane tarihi var, 2025 tarihini veriyor. Bu mucizedir. Ahir zamanla ilgili, hakimiyetle ilgili bütün ayetler tek tarih etrafında toplanıyor, maşaAllah.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. şeytandan Allah’a sığınırım. Fetih Suresi, 1; “Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik.” 1913 Çanakkale zaferinin yakın tarihini veriyor, maşaAllah. Sel gibi kanı aktı aslanlarımızın, koçyiğitlerimizin, efelerimizin Çanakkale’de. “Çanakkale geçilmez” dediler. Fetih Suresi’nin birinci ayeti bir tane tarih veriyor; 1913’ü veriyor. Çanakkale Zaferi’nin. 1913-1915 yaklaşık o tarihleri veriyor. Oyunlar o devirde başladı, 1913’lerde başladı. 1915’te de Çanakkale oldu, inşaAllah.

 “Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin.” Bu dünya hakimiyetidir. Bir tane tarih veriyor; 1979. Bu mucizeleri niçin saklıyorlar? Ahir zaman hadislerini saklıyorlar, bu ebcedleri saklıyorlar; bu çok şaşırtıcı. 73 değil, 60 da değil, 59 da değil, 3918 de değil, kaç? 1979. Dünya hakimiyetine bakan bir ayet. Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkış tarihini veriyor Fetih Suresi.

MaşaAllah; “Gerçekten Allah'ın va'di haktır.” (Casiye Suresi, 32) Allah bir şeye vadettiyse mutlaka yapar. Ebcedi 2031 tarihini veriyor. MaşaAllah. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Bu (Kur'an), insanlar için basiret (nuruyla Allah'a yönelten ayet)lerdir, kesin bilgiyle inanan bir kavim için de bir hidayet ve bir rahmettir.” “Mehdilik görevi yapar Kuran” diyor Cenab-ı Allah. Hz. Mehdi (a.s) da Kuran’la İslam’ı hakim ediyor, inşaAllah.

Diyor ki Cenab-ı Allah Duhan Suresi, 59. ayette; “Öyleyse sen gözleyip-bekle;” Peygamberimiz (sav)’e söylüyor Allah, hakimiyeti. “Elbette onlar da gözleyip-bekliyorlar.” Ama yurdun sonu kimin olacak? Allah onu açıkça söylüyor; “Müminlerindir” diyor, inşaAllah.

Duhan Suresi, Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla; “Ha, Mim.” Kim bilir ne anlama geliyor. “Apaçık Kitab'a andolsun.” Yani kapalı değil. “Anlaşılır, sarih olan Kuran’a andolsun.” “Gerçekten Biz onu mübarek bir gecede indirdik, gerçekten Biz uyaranlarız.” Kuran için söylüyor Cenab-ı Allah. Kadir Gecesi’nde. Peki, ikinci işareti ne? Kimi indiriyor Cenab-ı Allah? Hz. İsa Mesih (a.s), Seyyidina İsa Mesih (a.s), inşaAllah. “Ki onda (o gecede) her hikmetli iş ayrılır. Katımız'dan bir emir ile; doğrusu Biz, (insanlara elçi) gönderenleriz.” Şimdi ayetin devamına baktık mı anlam sarahat kazanıyor. Ne diyor Cenab-ı Allah? “Katımız’dan bir emirle,” “Ben talimat veriyorum” diyor Cenab-ı Allah, “emrediyorum.” “Doğrusu Biz, (insanlara elçi) gönderenleriz.” Hz. İsa Mesih (a.s)’ı, Allah emriyle gönderiyor, inşaAllah. Peygamberimiz (s.a.v)’e bakmakla beraber, Hz. İsa Mesih (a.s)’a açıkça işaret ediyor. “Öyleyse sen, göğün açık bir duman getireceği günü gözle; (Bu duman) insanları sarıp-kuşatır. İşte bu, acı bir azaptır. "Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp-gider; çünkü biz (artık) iman edicileriz." Onlar için öğüt alıp-düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti.” Bir Mehdi. “Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir."” Peygamberimiz (s.a.v)’e bunu söylüyorlardı, Hz. Mehdi (a.s) için de bunu söyleyeceklerdir. “CIA ajanıdır,” “masonların adamıdır,” işte, “siyonistlerin adamıdır,” ona benzer. “Öğretilmiş ve yönlendirilmiş” diyecekler ve deli olduğunu iddia edecekler. Akıl hastası diyecekler. “Biz sizden bu azabı biraz açıp-gidereceğiz; (ama yine) dönecek olanlarsınız siz. Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette Biz intikam alacağız” diyor Allah. Kıyamete işaret ediyor Cenab-ı Allah. Duhan; ekonomik kriz için de kullanılan bir kelime bu. Zaten burada da diyor: “Duman veya kıtlık (ekonomik kriz), açlık ya da savaş, şiddet, sıkıntı; bu anlamda kullanılır” diyor. Anarşi, terör, açlık ve ekonomik krizin tamamına müteveccih bir kelime ‘duhan’ kelimesi. Ahir zamanda bu şu an yaşanıyor. Hem ekonomik kriz var, hem ızdıraplar var, hem savaşlar var, hem şiddet var, hem terör var. Müthiş bir bunaltı bütün dünyayı sarmış durumda; bir duhan. Psikolojik bunalım. Bu anlama geliyor. Klasik duman anlamında değil. Buradaki açıklama o şekilde. Tabii doğrusunu Allah bilir. Klasik duman anlamında da kullanılır ama Arapça’daki kullanım şekli… Kelimenin asıl anlamı; “duman veya kıtlık, açlık, savaş, şiddet, sıkıntı gibi olaylarır içeren bir kelimedir” diyor tefsirinde. Zaten ayetin geliş şeklinden anlaşılıyor.

Bir evvelinde, Zuhruf Suresi’nde; “Şüphesiz o,” Hz. İsa Mesih (a.s), “kıyamet-saati için bir alamettir.” Hani Hz. İsa Mesih (a.s) ile ilgili alamet, delil yoktu? Ne diyor Allah? “Şüphesiz o,” bir tek Hz. İsa Mesih (a.s) için söylüyor Allah bunu; Seyyidina İsa Mesih (a.s), İbni Meryem. “Şüphesiz o (Hz. İsa Mesih (a.s)), kıyamet-saati için bir alamettir.” Yani o geldim mi kıyamet an meselesi. “Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiçbir kuşkuya kapılmayın.” Zaten ebcedi de 2026 tarihini veriyor. Dün de söylemiştim; 2026. “Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve Bana uyun. Dosdoğru yol budur.” “Şeytan,” deccal, “sakın sizi (Allah'ın yolundan) alıkoymasın.” Darwinizm, materyalizm, ateizm. Gerçekten o, sizin için açıkça bir düşmandır.” Şeytan. Tabii ki insan Darwinist, materyalist olurken deccale uyuyorum diye uymuyorlar ama bilmeden uymuş oluyorlar. Deccalin özelliği de çaktırmadan kendini uydurmasıdır. “İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim."” Geldiğinde bunu söyleyecek, zahir olduğunda, inşaAllah. Hikmet ne? Kuran. “Ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de.” Çünkü ihtilafa düşmüşler, ne diyorlar? “Hz. İsa Mesih (a.s) Allah’tır.” Veyahut “teslis vardır,” “çeşitli mezhepler vardır.” Hz. İsa Mesih (a.s) hepsini reddedecek. “Allah birdir” diyecek, “öyle bir şey yok, İncil’in aslı da budur” diyecek. “Öyleyse Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Şüphesiz Allah, O, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; şu halde O'na kulluk edin. Dosdoğru yol budur." Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü.” “Mezheplere ayrıldılar” diyor Allah. “Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara. Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyamet-saatinden başkasını mı gözlüyorlar?” Ahir zamanla ilgili olduğunu buradan anlıyoruz. Kıyamete geçiyorsa olay, direkt ahir zamanla ilgili, inşaAllah. “Ey kullarım, bugün sizin için korku yoktur ve siz mahzun olmayacaksınız.” (Zuhruf Suresi, 68) İslam dünyaya hakim olduğunda insanlarda korku olacak mı? Olmayacak. Ekonomik darlık olmayacak, terör olmayacak, anarşi olmayacak, ağlamayacaksınız, üzülmeyeceksiniz, mahsun olmayacaksınız. Ebcedi 2023 tarihini veriyor. Devletin açıkladığı tarih. Hükümetin açıkladığı tarihi veriyor; 2023.

Zuhruf Suresi, 29 şeytandan Allah’a sığınırım; “Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar yararlandırdım.” Ebcedi 2015 tarihini veriyor. Peygamberimiz (s.a.v)’e bakmakla beraber, alenen Hz. Mehdi (a.s)’a bakıyor. Ebcedi zaten bir tane tarih veriyor; 2015. “Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür."” Büyücü diyorlar. “Doğrusu biz ona (karşı) kafir olanlarız.” Küfür içindeyiz. “Kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür."” Peygamberimiz (s.a.v) gelince onu büyücülükle suçluyorlar. “Doğrusu biz ona (karşı) kafir olanlarız.” “Reddediyoruz, inkar ediyoruz, münkiriz” diyorlar. Ebcedi 1990. Demek ki Mehdiyet’e 1990’larda şiddetli bir saldırı olacak. Yani deli olduğunu iddia edecekler, büyücü olduğunu iddia edecekler. Basında, radyolarda, televizyonlarda öyle bir şey olmuş olabilir o tarihte. Ayetin işareti bir tane çünkü; 1990. Başka tarih vermiyor.