Sayın Adnan Oktar’ın 21 Mart 2014 tarihli sohbetinden Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Allah Allah, bakın ne diyor Cenab-ı Allah, Fetih Suresi 28, “Ki o elçilerini hidayetle hak din ile” bak Cenab-ı Allah elçilerini, Mehdilerini, peygamberlerini “hidayetle ve hak din ile” hidayet, hidayete vesile olacak olan “hak din ile” bak şimdi burada bir detay var “diğer bütün dinlere üstün kılmak için” tek din İslam kalacak şekilde “gönderdi. Şahit olarak Allah yeter.” Bakın burada çık şaşırtıcı bir şey var “diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için” sözünün ebcedi 2022 ayetin. Demek ki, 2022’de bayağı bir şeyler olacak, bak “diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için” Yani tek İslam dini kalıyor. “Gönderdi elçilerini” diyor bak “hidayetle ve hak din olan hak din ile gönderdi” diyor. “Diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi, şahit olarak Allah yeter.” 2022 iki, iki üç kere iki tekrarlanıyor. İkinin tekrarları Kuran’da çoktur. “Andolsun Allah elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı.” 1958 yılını veriyor oda. Yine oda Mehdiyet’in bir başlangıç yılı olduğu anlaşılıyor 1958. Çünkü Bediüzzaman; “1956 yılını veriyor ayet” diyor, “ebcedi”. “Bilmiyorum bir yeni nuru Kuran mı başlayacak?” “Yani yeni bir Risale-i Nur hareketi gibi büyük esaslı bir hareket mi başlayacak? Yani Mehdiyet mi başlayacak? “Ama” diyor, “münafıkhane sistemin sonu olduğu anlaşılıyor” diyor. 1956 yılı için. “Bilmiyorum” diyor, “belki de yeni bir nuru Kuran zuhur edecek” diyor. Bak Risale-i Nur hareketi gibi yeni bir hareketin başlayacağını söylüyor. 1956 yılında, başlangıcı diyor ama bu, başlangıcı diyor, 1956. “Şüphesiz sana biat edenler ancak Allah’a biat etmişlerdir” Ebcedi; 2025.
Fetih Suresi 10. Fetih Suresi hep böyle ebcetlerle dolu, çok şaşırtıcı, hayret verici. Fetih Suresi 10, “Şüphesiz” Allah diyor bak “Şüphesiz sana biat edenler” Allahualem Hz. Mehdi (a.s)’ a bir biat olacak herhalde 2025’te, bak “sana biat edenler, ancak Allah’a biat etmişlerdir.” Çünkü Allah rızası için biat ediyorlar. “Allah’ın eli, onların ellerinin üzerindedir.” Yani Peygamber (s.a.v.)’e biat ediyorlar, bir şahıs düşünün bir sahabe, Peygamberimiz (s.a.v.)’in elini tutuyor. Peygamber (s.a.v.)’in eli de onun elini tutuyor. Bak ne diyor Cenab-ı Allah? “Allah’ın eli, onların ellerinin üzerindedir” Biat anında Allah diyor “Benim elimde onların üzerinde” diyor. İkisi birbirinin ellerini tuttuğunda, çünkü her iki eli yaratan da Allah. Her iki elin biatını sağlayan da Allah olduğu için “Allah’ın eli onların üzerindedir” diyor. “Şu halde kim ahdini bozarsa, artık o, ancak kendi aleyhine ahdini bozmuş olur.” Mesela Allah yolunda İslam için hizmet edeceğim, Kuran’a hizmet edeceğim diyor sonra verdiği sözü bozuyor. Bozduğunda “kendi aleyhine bozar” diyor Allah, kendine zarar verir diyor. “Kim de Allah’a verdiği ahdine vefa gösterirse,” Ya Rabbi diyor, ben İttihad-ı İslam için çalışacağım, Hz. Mehdi (a.s)’a talebe olacağım, İsa Mesih’e talebe olmak için gayret edeceğim, fütur vermeyeceğim, en zor şartlarda bile gayret edeceğim diyor. “Kim de Allah’a verdiği ahdine vefa gösterirse” vefa, Allah’a “vefa gösterirse artık O da, ona büyük bir ecir verecektir.” Vefa bak Allah’a ahlak olarak bir kere vefa gösteriliyor, sevdiğine vefa gösteriyorsun, dostlarına vefa gösteriyorsun. Vefa çok önemli bir duygudur.
Diğer türlü vefasızlık olur. “Bedevilerden” bedevi demek, biraz işte okuma yazması az olan, kültürü az olan, görgüsü bilgisi az olan, biraz ruhu kütleşmiş olan diyelim bazı kişiler. “bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: “Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti” Bak mallarımız ve ailelerimiz, zaten başka derdi yok adamın. Ne için okuyorsun diyorsun? Evlenmek için diyor, aile kurmak için, zengin olmak için. Allah rızası için desene. Ama bazı bedeviler de iyidir, Kuran’da övülmüştür. Bak “Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti” insanın başını hep belaya sokan olay budur. Mallar, oğullar, ticaret. Halbuki bunlarda da Allah rızası için, malı Allah rızası için, oğlu Allah rızası için, evliliği Allah rızası için, hepsini Allah rızası için yapmaları lazım. Bak “Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile.” Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar” diyor Allah, yalan söylüyorlar diyor. “De ki: “Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek olsa ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah’a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir?” bütün güç Allah’ındır diyor Peygamber (s.a.v.). “Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır.” Habir’dir Allah. Her türlü bilgiye sahip oluyor. “Hayır, siz peygamberin ve müminlerin, ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz;” Peygamber ve müminlerin, peki şimdi nasıl oluyor? Mümin 12 yaşında Peygamberimiz (s.a.v.)’in yanına geliyor. “Bu ailesinin yanına dönmez, annesinden babasından koptu” diyorlar, “bir daha dönmeyecek” diyorlar. Veya bir hanım eşinden ayrılıyor, Peygamber (s.a.v.)’in yanına gidiyor. Veya bir bey hanımından ayrılıyor, Peygamber (s.a.v.)’in yanına gidiyor. “Hayır, siz peygamberin ve müminlerin, ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz; bu, kalplerinize çekici kılındı ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz” Diyorlar, “Peygamber (s.a.v.)’in yanına gidiyor, okulunu bırakıyor, eğitimini bırakıyor, ticareti bırakıyor, Peygamber (s.a.v.)’in yanına gidiyor. “Bir daha da dönmez” diyorlar, “dönmez bunlar, onun için Peygamber (s.a.v.)’in yanına gitmeyin” diyorlar. “Onun yanına gitmeyin, onun yanına giden ailesinden kopuyor, annesinden-babasından kopuyor, eşinden kopuyor.
Onlar Allah rızası için yaşıyoruz diyerek aileleri parçalıyorlar, ailelerinden kopuyorlar” diyorlar o devirde. Bak “Hayır, siz peygamberin ve müminlerin, ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz.” Bunun propagandasını yapıyorlar Peygamber (s.a.v.)’e karşı. “Bu, kalplerinize çekici kılındı” bunu muazzam bir delil gibi buluyorlar. Çünkü aile, çocuk, kazanç bunlar hep kutsal bilindiği için toplumda, peygamberi buradan (haşa) vuracağını zannediyorlar, manen. Bir propaganda unsuru olarak hayati bir noktadan yakaladıklarını zannediyorlar. “Ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz” Peygamber (s.a.v.) için kötü zanlarda bulunuyorlar. “Yıkıma uğramış bir topluluk oldunuz” diyor Allah. Sonra Allah sizi yıktı diyor. Ekonomik çöküntü, sosyal çöküntü, belalar, birbirlerine düşmeler, felaketler “Kim Allah’a ve Resul’üne iman etmezse, (bilsin ki) gerçekten Biz, kafirler için çılgınca yanan bir ateş hazırlamışızdır” Bak Allah istisna söylemiyor “Allah’a ve Resul’üne kim iman etmezse felakete düşer” diyor Allah. “Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır; dilediğine mağfiret eder, dilediğini azaplandırır. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” İşte diyorlar ya Egemen Bağış'ı ’Allah bağışlar mı? Bağışlar tabii, adında da var zaten bağış, Egemen Bağış, Allah bağışlayandır. “Allah çok bağışlayan çok esigeyendir”. MaşaAllah. Bak, Fetih Suresinde Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım, Rahman Rahim Olan Allah’ın Adıyla. “Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik.” Apaçık bir fetih “Öyle ki Allah senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın,” Peygamberimiz (s.a.v.)’in ona mahsus olmak zere geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmıştır. “Üzerindeki nimetini tamamlasın” nimeti nedir?
Zenginlik, bereket, hakimiyet, güzellik “ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana ‘üstün ve onurlu’ bir zaferle yardım etsin.” Ebcedi kaç? Tam 1979, Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkış yılını veriyor. Bir tane ebcedi var, 77 değil, 76 değil, 73 değil, kaç? Tam 1979. Ayet ne diyor? “Ve Allah, sana ‘üstün ve onurlu’ bir zaferle yardım etsin.” Bak,” ‘üstün ve onurlu’ bir zafer” herhangi bir zafer değil bak, “ ‘üstün ve onurlu’ bir zafer” onur var o zaferde ve üstün bir zafer. Ebcedi kaç, 1979. “Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır: Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.” Mesela Çin ordusu, kızıl ordu, Allah diyor ki Hepsi bana ait ordulardır. İsteseler de istemeseler de hepsi Allah’a boyun eğmiş ordulardır. Mesela Kuzey Kore Ordusu, komünist ordu ama Allah o da benim ordum diyor. Çünkü birini biriyle etkisiz hale getiriyor Allah. Birini diğerine düşürüyor etkisiz hale getiriyor. “Hidayet açıkça belli olduktan sonra ‘elçiye karşı gelip zorluk çıkaranlar’ ” Muhammed Suresi, 32 hidayet açıkça belli olmuş, deliller belli, kalbine hidayet ilka olmuş hissediyor, imanı hissediyor ama “elçiye karşı gelip zorluk çıkaranlar” peygamberle oturup tartışıyorlar, zorluk çıkarıyorlar. “Kesin olarak Allah’a hiçbir şeyle zarar veremezler” “ne yaparlarsa yapsınlar, onlar yine kaderlerinde olanı yaparlar” diyor Allah, hiç kimseye zarar veremezler. “kesin olarak Allah’a hiçbir şeyle zarar veremezler.” İslam’a Kuran’a zarar vermeleri mümkün değil. İnsanlara zarar verebilir ama İslam’a zarar veremez. “(Allah) Onların amellerini boşa çıkaracaktır.” “Boş yere uğraşırlar diyor Allah. Tepiniyor uğraşıyor, yıllarca uğraşıyor ama sonunda muhalif oluyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 16 Şubat 2010 tarihli röportajından Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.
OKTAR BABUNA: “Fakat Allah sizin bilmediğinizi bildi. Böylece bundan önce size yakın bir fetih nasib kıldı.” (Fetih Suresi, 27). Allah yakın bir fetih, inşaAllah çok yakın zamanda İslam’ın dünya hakimiyeti olacak ve Allah bunu yakın olarak bildiriyor inşaAllah.
ADNAN OKTAR: İnşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 1 Eylül 2010 tarihli röportajından Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Çok fazla ayette de bildiriyor. Başka gaybı bildirdiğine dair ayetler varsa açıkla.
OKTAR BABUNA: Var Hocam inşaAllah. Mekke’nin fethi var Hocam inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Söyle.
OKTAR BABUNA: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı.” (Fetih Suresi, 27). Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Medine’de iken gördüğü rüyasında, müminlerin güven içinde Mescid-i Haram’a girdiklerini ve Kabe’yi tavaf ettiklerini görmüştü. Bu, aynıyla gerçekleşti Hocam sonra inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Gayb bildiriliyor muymuş?
OKTAR BABUNA: Evet, bildiriliyor Hocam inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Elçisine bildiriyormuş Cenab-ı Allah tarafından. Daha hala bunu anlamayan kardeşlerimizin olması, demek ki daha bize ulaşamadılar tam anlamıyla bir kısmı, ondan oluyor. Ama doğrusu bu şekildedir.
OKTAR BABUNA: Siz defaatle de açıklamıştınız Hocam inşaAllah. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Ahir zamanın 150’den fazla alametini bildiriyor. Aynısıyla da oldu inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Yani şimdi bu çok açık delildir. Bütün olayları sayıyor tek tek, 30 yıl içerisinde bu saydıklarının tamamı oluyor. Bu nasıl oluyor? Allah, seçtiği elçisi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’e gaybı gösteriyor. Zamanı açıyor. Zamanı onun önünde duruyor. Peygamberimiz (s.a.v.) de görüyor. Gördüklerini anlatıyor. Bu, Allah’ın dilemesi ile oluyor inşaAllah.