Fetih Suresi, 1-10 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 24 Mart 2010 tarihli röportajından Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım, Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla; “Şüphesiz Biz sana apaçık bir fetih verdik”. Şimdi apaçık ayrı bir şeydir. Bir fetih vardır ama, flu olur yani netleşmez. Yani  sistem oturmamıştır sosyal, siyasi, iktisadi her yönden oluşmamıştır ama bir fetihtir. Ama apaçık fetih, net fetih anlamına gelen bir kelime. “Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin”. Şimdi bu ayetin ebcedi 1979 tarihini veriyor. Hicri 1400 nedir hatırlatıyorum sana.

SUNUCU 2: Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkışı değil mi Hocam?

ADNAN OKTAR: Evet, evet. Bak “mü'minlerin kalplerine, imanlarına iman katıp-arttırsınlar” bak demek ki imanı var iman katıp arttırıyor. Demek ki imanı artabiliyor müminin aynı kalmıyor. “Arttırsınlar diye, 'güven duygusu ve huzur' indiren O'dur”. Müminin neye ihtiyacı varmış demek ki, en çok güven duygusuna ihtiyacı var. Güven, bulunduğu ortam, mesela bulunduğu şehir güvenli olacak, devlet güvenli olacak, devletin kurumları güvenli olacak, bölge güvenli olacak, dünya güvenli olacak. Mesela şimdi bir yabancı ülkeye gitmeye insan çekinir. Çünkü güven yok ne yapacaklarını bilmiyoruz. Güven duygusu ve huzur, şimdi güven vardır da bir de insanın içinde huzur olması gerekir. Yani güvenli olması bir şey değil ki. Adamın içinde huzur yoksa güven de etki etmez ona. Güven ile huzurun ikisinin bir arada olması gerekiyor. Kuran buna işaret ediyor. Bak “’güven duygusu ve huzur' indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır”. Göklerin yani bütün melekler ve cinler göklerin ordusunu oluşturuyor. “Ve yerin orduları” yani “bütün dünyadaki askeri ordular tamamı Benim” diyor Allah. “Benim kontrolümde”. Yani “dünyanın hangi ordusu olursa olsun Bana ait” diyor Allah. “Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir”. Burada tabii ayet Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e bakmakla beraber birinci anlamı, alenen ve açıkca Mehdi (a.s.)’a baktığını görüyoruz. “Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın”, çünkü bir nimetin tamamlanması, mesela İslam ahlakı dünyaya tam hakim olmadıysa nimet tamamlanmamıştır. Tam hakim olduğunda nimet tamamlanmış olur.  “Ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin”. Yani Allah sana hidayet versin en doğru yola yöneltsin. “Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin”. Şimdi üstün bir zafer, onurlu bir zafer, mesela zafer vardır da, onurlu olmayabilir, üstün olmayabilir. Yani vasattır, ama üstün ve onurlu bir zafer ancak dünya hakimiyetiyle oluşur tam anlamıyla. Ki bu da Hz. İsa (a.s.)’a ve Hz. Mehdi (a.s.)’a bakıyor ama özellikle Hz. Mehdi (a.s.)’a baktığını görüyoruz. Zaten ebcedi de 1979 tarihini veriyor, bu çok manidar. Hicri 1400 tarihini veriyor.

 


Fetih Suresi, 6. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 15 Ağustos 2010 tarihli röportajından Fetih Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR:  “Allah’ın lanetlemesi,” bak, Allah münafıkları lanetliyor. Bu çok müthiş bir şey. Tabii Allah’ın lanetini almışlar. Şeytan’dan Allah’a sığınırım. “Bir de; kötü bir zan ile zanda bulunan,” münafıklar hep kötü zanda bulunurlar, hiç hayra yormazlar, özellikleri budur. Yani Müslümanlara, küfre hep güzel zanla bakarlar. Bakın bu çok önemlidir. Mesela pislik adamlara çok güzel zanla bakarlar. Müslümanlara kötü bir zanla bakarlar. Mesela, dedim ya daha önce, domuz kenesi gibi gider, onun pis yerine yapışır, kanını emer. Kanını emdiğini eleştirmez, ona dokunmaz çünkü kanını emiyor. O pis yerde yaşıyor ya, ona dokunmaz, küfrü ellemez, pis adamalara dokunmaz. Onun derdi günü Müslümanlardır, tertemiz Müslümanlardır, tabii tertemiz Müslümanlar. Onlara arar, Kuran ayetleriyle bahane bulmaya çalışır, hadislerden bir bahane bulmaya çalışır. “Dil eğip bükme” olarak belirtiyor Allah Kuran’da bunu. Ve münafığın en dikkat ettiği şeylerden biri nedir biliyor musun? Alabildiğine dürüst olmaya çalışır güya. Yani kendini alabildiğine dürüst göstermeye çalışır, münafığın özelliğidir o. Bak çok hayret edecek bir şeydir bu. Yani son derece şefkatli, iyi niyetli, koruyucu olduğunu gösterir. Mesela diyor ki;  “evim açıkta, kardeşlerimi düşünüyorum, ailemi, dedemi düşünüyorum” diyor. “Yani siz cihadı düşünüyorsunuz ama, dini yaymayı, İslam’ı yaymayı, bütün dünya Müsülmanlarını kurtarmayı düşünüyorsunuz ama, ben de ailemi kurtarmayı düşünüyorum. Benimki daha kutsal, daha güzel” diyor. Peki be hey ahmak, eğer o çalışma yapılmazsa senin korumaya çalıştığın adamlarda yok olacak, değil mi? Ve Peygamber (s,a.v.) onu bilmiyor mu? Peygamber’den daha dürüst, daha ince düşündüğünü düşünür münafıklar, özelliği budur. “Münafık erkeklerle münafık kadınları,” münafikun ve münafıkat, Kuran’da öyle geçer münafıkat münafık kadın, münafikun münafık erkekler. “Ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları,” müşrikin ve müşrikat, “azaplandırması için. O kötülük çemberi, tepelerine insin.” Bak, “Onlar bir kötülük çemberi hazırlıyor” diyor Cenab-ı Allah. Allah onlara dua ediyor. Yani bu ne demektir biliyor musun? Tepelerine inecek demektir. Çünkü Müslümanın duasında, Allah isterse indirir. Ama Allah dediğinde, mutlaka iner. Yani “Ben bunu yapacağım” anlamında diyor Allah zaten, inşaAllah. “Kötülük çemberi,” münafıklar çok detaylı bir kötülük çemberi hazırlarlar, Müslümanların başına geçmesi için. Müslümanlara etkili olması içinde en önemli silahları hep dürüstlüktür. Müslümanlar o yüzden münafıkların atağından pek etkilenmezler, farkedemezler, yani dürüst gösterdikleri için. “Ya adam baksana,” diyor. Bütün Müslümanlar hazırlanmışlar tebliğe çıkacaklar, dini yayacaklar, "mübarek Peygamber’im (s.a.v.) bir durum var, hava çok sıcak. Hani çok zor olur, çıkmasak nasıl olur acaba?” diyor. Be hey ahmak, sen....