Sayın Adnan Oktar'ın 10 Ocak 2010 tarihli röportajından Kamer Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bakın Kamer Suresi’nde Cenab-ı Allah diyor ki; “Gözleri 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak',” zillet yani, yüzlerini zillet bürümüş ve dehşetten gözleri artık açılmış. “’olarak’ sanki 'yayılan' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.” Birden topluca çıkacaklar diyor, hepsi, insanlar. “Boyunlarını çağırana doğru uzatmış”, çağırıcı, “buraya gelin” diyor, uzaktan bir insan, “boyunlarını çağırana doğru uzatmış olarak koşarlarken, kafirler derler ki: "Bu, zorlu bir gün." Çok zorlu bir gün diyorlar. Hepsi topluca o tarafa doğru koşmaya başlıyorlar. “Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böylece kulumuz (Nuh)u yalanladılar ve: "Delidir" dediler.” Akıl hastası bu, diyorlar. Bütün peygamberlere, aşağı yukarı hepsine deli diyorlar. Bizim Peygamberimiz (sav)’e de deli demişlerdir. Said Nursi Hazretleri’ne de deli dediler, biliyorsunuz. “…ve 'baskı altına alınıp engellenmişti.'” Tutukluyorlar, hapsediyorlar, iftira ediyorlar, tarassut altında tutuyorlar, faaliyetlerini durduruyorlar, ekonomik yönden, maddi yönden çökertmeye çalışıyorlar ve “delidir” diyorlar. “... o baskı altına alınıp engellenmişti.” Evet, 50. ayet, Kamer Suresi, 50. “Bizim emrimiz, bir göz kırpma gibi yalnızca 'bir keredir.'” Hani evrim vardı? Biz bir kere emrederiz diyor, “Ol” dedim mi hemen olur diyor Allah. “Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler.” Böyle sular, cennet nehirlerinin kenarlarındalar. Suya karşı Allah bir muhabbet yaratmıştır insanın kalbinde.