Sayın Adnan Oktar'ın 28 Ağustos 2010 tarihli röportajından Hadid Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Hadid Suresi 14. “(Münafıklar) Onlara seslenirler: ‘Biz sizlerle birlikte değil miydik?’” Münafık yüzünde teneke çakılmıştır. Yani bakarsın, senle dosttur, seni koruyor mesela, “Ya” diyor, “falanca sana kötülük edecek” diyor, “sakın dikkatli olun” diyor. “Yemeğine dikkat ediyor musun, kilona falan?” diyor. Yani böyle bir mikroptur, değişiktir yani. “Biz sizlerle birlikte değil miydik?” Bak yüzünde eşekler tepişmiş, utanma yok. “Derler ki: ‘Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz’”, birbirlerini suçluyorlar münafıklar. Yani onu elde ettikten sonra, birbirlerine düşüyorlar. “(Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz”. Yani tabii, münafıklar onlara sesleniyorlar, “Biz sizlerle birlikte değil miydik?” diyorlar, Müslümanlara sesleniyorlar. Müslümanlar diyorlar ki: “Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz”. Yani münafıklığın içine girdiniz siz diyor, onlara açıklıyorlar. Ve, “(Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz”. Acılar nedir? Tutuklanmaları, parçalanmaları, hasta olmaları, saldırıya uğramaları ve yıkım, ekonomik yönden yıkımları, maddi yıkımları, hapsedilmeleri gibi her şey. “Gözetip beklediniz”. Gözetiyor bir de bekliyor. Yani bir çıkar gibi görüyor bunu. “(Allah’a ve İslam’a karşı) kuşkulara kapıldınız”.
Sayın Adnan Oktar'ın 4 Ocak 2010 tarihli röportajından Hadid Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Evet, ahir zamanda, Mehdi (a.s.) devrinde münafıklar olacak. Mehdi (a.s.)’nin cemaatine, arkadaşlarına karşı mücadele eden, o cemaat içersinden çıkan, Müslümanlar içerisinden çıkan münafıklar olacaklardır. Kendilerini Müslüman gibi tanıtacaklardır. Hatta Medine sarsılır diyor Peygamber Efendimiz (sav). Münafıklar toplu olarak bazen, 2 ve 3 kere ayrılacaklardır diyor Mehdi (a.s.) cemaatinden. Ve işleri güçleri Mehdi (a.s.)’ye ve cemaatine zarar verdirmek üzere bir faaliyet olacaktır. Mesela gece-gündüz o, Allah’ın onlara verdiği o ilhamla, sürekli o öfkeyi yaşayacaklardır. Ahirzamanın münafıkları, gelmiş-geçmiş münafıkların en şiddetlilerindendir, yani Mehdi (a.s.) cemaatinin münafıkları. Resulullah (sav) diyor, Mehdi (a.s.) cemaatine bu münafıkların musallat olacağını, hatta buğdaya musallat olan kurt gibi olacaklar diyor. Buğdayı temizleyecek diyor Mehdi (a.s.), temizlenecek, yine musallat olacak kurt diyor, yine temizleyecek, yine musallat olacak, bu böyle uzun süre devam edecek diyor. En sonunda 313 tane saf, temiz, hakiki mümin kalacak diyor ve böylece de münafıkların etkisi kalmayacak diyor. Hakikaten münafık çok büyük bir fitne ve beladır. Müslüman şefkat gösterir, merhamet gösterir, sevgi gösterir, dost zaneder alır, barındırmaya çalışır, ona yardımcı olur, maddi destek sağlar, manevi fayda sağlamaya çalışır. Fakat münafığa bakarsın ki bir gün bir kahpelik etmiş, küfürle, dinsizlerle ittifak etmiş ve Müslümanların nerede ne yaptıkları ile ilgili onlara bilgi vererek, onların ani baskın yapmasına, ani atak yapmasını sağlayacak işbirliği içinde olacaklarını Kuran ayette belirtiyor. Yani sizi diyor, felaketlerin sarmasını beklerler diyor değil mi, Cenab-ı Allah bu şekilde belirtiyor. Şeytandan Allah’a sığınırım, “Kötü felaket onları sarsın.” diyor Allah. Bu ne demektir? Şimdi Allah, böyle bir duayı, Allah böyle söylediyse, “kötü felaket onları sarsın” dediyse, ne demektir? Ben onları mahvedeceğim demek istiyor Allah. Yani dünyada mahfedeceğim demektir. Nasıl oluyor? Manevi azapla, ve bütün münafıklarda bir azap vardır ruhlarında. Ruhları Cehenneme döner. Yani kaçınılmaz olarak gece-gündüz bir acı duyarlar, rahatsız olurlar. Ama münafığın rahatlamak içinde tek istediği şey, Müslümanların cemaatinin dağılması, Müslümanların yok olmasıdır. Onlar dünyada olduğu müddetçe, dünyada tek bir Müslüman kaldığı müddetçe, münafık asla rahat edemez, canı yanar. Onun için, bu azaptan kurtulmak için, mesela Peygamber Efendimiz(sav) zamanında, ayrı bir cami yapıyorlar, ayrı bir bina yapıyorlar. Bir de utanmadan Peygamber (sav)’i oraya çağırıyorlar, gel burada namaz kıl diyorlar. Peygamber (sav)’in zaten mescidi var, orada Müslümanlar namaz kılıyor, yani niye oraya gitsin ki sizin yanınıza değil mi? Cenab-ı Allah diyor, hiçbir şekilde onların yanına gitme diyor. Başlangıçta olan mescidde namazını kıl diyor. Onların diyor, kalpleri parçalanmadıkça, yani ölmedikçe onlar diyor, asla bu ahlaksızlıklarından vazgeçmezler diyor. Değil mi, sonsuza kadar vazgeçmiyorlar. İnşaAllah. Mehdi (a.s.) devrinde de münafıklar küfür ile işbirliği yapacaklardır. Müslümanları, kendi kafalarına göre ihbar edeceklerdir, onların hakkında, aleyhinde şahitlik edeceklerdir, onları köşeye sıkıştırmaya çalışacaklardır, onların hakkında dedikodular...
Sayın Adnan Oktar'ın 7 Şubat 2010 tarihli röportajından Hadid Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Hadid Suresi 14. “(Münafıklar) Onlara seslenirler: ‘Biz sizlerle birlikte değil miydik?’” Münafık yüzünde teneke çakılmıştır. Yani bakarsın, senle dosttur, seni koruyor mesela, “Ya” diyor, “falanca sana kötülük edecek” diyor, “sakın dikkatli olun” diyor. “Yemeğine dikkat ediyor musun, kilona falan?” diyor. Yani böyle bir mikroptur, değişiktir yani. “Biz sizlerle birlikte değil miydik?” Bak yüzünde eşekler tepişmiş, utanma yok. “Derler ki: ‘Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz’”, birbirlerini suçluyorlar münafıklar. Yani onu elde ettikten sonra, birbirlerine düşüyorlar. “(Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz”. Yani tabii, münafıklar onlara sesleniyorlar, “Biz sizlerle birlikte değil miydik?” diyorlar, Müslümanlara sesleniyorlar. Müslümanlar diyorlar ki: “Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz”. Yani münafıklığın içine girdiniz siz diyor, onlara açıklıyorlar. Ve, “(Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz”. Acılar nedir? Tutuklanmaları, parçalanmaları, hasta olmaları, saldırıya uğramaları ve yıkım, ekonomik yönden yıkımları, maddi yıkımları, hapsedilmeleri gibi her şey. “Gözetip beklediniz”. Gözetiyor bir de bekliyor. Yani bir çıkar gibi görüyor bunu. “(Allah’a ve İslam’a karşı) kuşkulara kapıldınız”.
Sayın Adnan Oktar'ın 13 Ağustos 2010 tarihli röportajından Hadid Suresi ile ilgili açıklamalar.
OKTAR BABUNA: “(Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki: "Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz, (Allah'a ve İslam'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp-aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldaltıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca sizden görünerek) aldatmış oldu."
ADNAN OKTAR: Şimdi ayeti parça parça bana söyle.
OKTAR BABUNA: İnşaAllah. “(Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?"
ADNAN OKTAR: Şimdi münafıklar Ahirete gittiklerinde bu avanaklar, bir kısım bilgiyi unutuyorlar. Bunların kafa o kadar şey yapmıyor veyahut anlamazdan geliyorlar. Hakikaten Müslümanlarla birlikte oldukları bir dönem var. Ama Müslümanlara karşı yaptıkları savaşı, verdikleri mücadeleyi ve küfürle işbirliklerini bir kenara koyuyorlar. “Sizinle birlikte değil miydik?” diyorlar. Her münafığın belirli bir Müslümanlarla kontakt dönemi vardır. Bağlantı dönemi vardır yani onlarla konuşur, birlikte olur, yer, içer, sezdirmez yani böyle sayfa arasına girmiş at sineği gibidir. Fark edilmez o anlaşıldı mı? Evet, devam et.
OKTAR BABUNA: “Derler ki; ‘evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz’”.
ADNAN OKTAR: Müminler diyorlar; “siz kendinizi fitneye düşürdünüz”, çünkü normalde bir şey yok fakat kendisi iblis ruhuyla baktığı için kendi kendine şeytani bir modun içerisine sokuyor. Şeytani bir karakterin içerisine sokuyor. Evet.
OKTAR BABUNA: “Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını gözetip-beklediniz”.
ADNAN OKTAR: Bak bu çok önemli, “Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını beklediniz”, nereden bekliyor? Dışarıya çıkıyorlar. İt gibi kaçmalarının, uyuz it gibi kaçmalarının sebebi budur. Uyuz it de mesela bir yerde gürültü falan hissederse hayvan kaçar. Kulaklarını dikerek değil mi? Kuyruğunu da kıstırır. Uzaktan dehşet içinde bakar olay yerine doğru. Hem uzaklaşır hem de kaçar. Münafıklar da böyle. Uyuz it gibidir yani. Hem böyle kuyruğunu kıstırır uzaktan bakarak kaçar. Müslümanları acıların sarmasını bekliyorlar. Acı nedir? Hapsedilmek, dövülmek, sövülmek, hakarete uğramak, ekonomik yönden açmaza girmek, çökmesi inşaAllah. Bunun için neye ihtiyaç vardır? Münafığın neye ihtiyacı vardır. Bir kere en üst noktaya çok önem verir münafık, imam, lider, baştaki kişi kim. Ahir zamanda kime odaklanacak Mehdi (a.s.)’ye. Yani birinci hedefi odur. İkinci hedef nedir? Mehdi (a.s.)’nin çevresindeki has talebeleri. Üçüncü hedefleri biraz daha onun altı. Ve en zayıf gördükleri. Bakın iki uç noktaya saldırır. Mehdiyete üstten, en zayıf gördüklerine de kendine çekmek için alttan saldırır. Yani tabanda, tabanda bunları görür. Tabandan saldırı da odur. Zayıf gördükleridir. Mehdi (a.s.)’ye de üstten saldırmaya çalışır. Acıların ve felaketlerin sarmasını beklemesi bu yani her türlü kötülüğün onları saracağını düşünür. Kendilerinin zaten korkmasının nedeni o. Onlar hep bir korku ve bela korkusu içerisindeler. Yani bir gün ...
Sayın Adnan Oktar'ın 28 Ağustos 2010 tarihli röportajından Hadid Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Hadid Suresi, 14. “(Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Münafık yüzünde teneke çakılmıştır.
OKTAR BABUNA: İnşaAllah, evet.
ADNAN OKTAR: Yani bakarsın, sen veya dosttur ya seni koruyor mesela. Ya diyor, “falanca sana kötülük edecek”, diyor. “Sakın dikkatli olun ya”, diyor. “Yemeğine dikkat ediyor musun, kilona falan”, diyor. Yani böyle bir mikroptur, değişiktir yani. Bak “biz sizlere birlikte değil miydik?” Bak yüzünde eşek tepişmiş. “Derler ki evet ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz.” Birbirlerini suçluyorlar. Evet, münafıklar yani bu onu elde ettikten sonra birbirlerini suçluyorlar. “Müslümanları, acıların ve yıkımların sarmasını gözetip beklediniz.” Yani tabii. Münafıklar onlara süsleniyor. Müslümanlara “biz sizleri birlikte değil miydik?”, diyorlar. Müslümanlara sesleniyorlar. Müslümanlar diyorlar ki; “Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz”. Yani münafıklığın içine girdiniz siz diyor, onlara açıklıyor. Ve Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını göz edip beklediniz. Acılar nedir? İşte tutuklanmaları, parçalanmaları, hasta olmaları, saldırıya uğramaları ve yıkım ekonomik yönden yıkımları, maddi yıkımları, hapsedilmeleri. “Gözetip beklediniz”, gözetiyor, bir de bekliyor. Yani bir çıkar gibi görüyor onu. Allah'a ve İslam'a karşı kuşkulara kapıldınız.