Hadid Suresi, 27-29 Ayetlerinin Tefsiri

(Şefkat ve merhamet Kuran'da hakimdir, İncil'de de hakimdir)

 

Sayın Adnan Oktar'ın 17 Nisan 2011 tarihli röportajından Hadid Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım, Hadid Suresi, 27. Ayet “Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik.” Peygamberler silsile olarak peş peşe geliyorlar. “Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık.”Yani, ‘İncil’e tabi olanların kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık’ diyor Allah. ‘Hıristiyanlığın bir özelliği, şefkat ve merhametin yoğun olmasıdır’ diyor Allah. Bunu bir hüküm olarak belirtmiş Allah. Şefkat ve merhamet; biz de Müslümanlar olarak, şefkat ve merhameti esas almamız lazım, inşaAllah. Kuran’da da hakimdir, şefkat ve merhamet, İncil’de de hakimdir. “(Bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise” yani, uydurdukları, sonradan çıkarttıkları ruhbanlığı ise, “Biz onlara yazmadık (emretmedik).” ‘Ben böyle bir şey söylemedim’ diyor Allah, ‘İncil’de öyle bir emrim yok’ diyor. “Ancak Allah'ın rızasını aramak için (türettiler)”‘Ruhbanlığı türettiler, olmayan bir şeyi söylediler’ diyor, “ama buna da gerektiği gibi uymadılar.”‘Yani İncil’de yazan, ruhbanlığın ortaya çıkarttığı inançlara da gereği gibi uymadılar’ diyor. “Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik,”‘Samimi iman edenlere sevap verdik’ diyor, Allah. “Onlardan birçoğu da fasık olanlardır.”‘Birçoğu da günahkardır’ diyor. 28, “Ey iman edenler, Allah'tan sakınıp-korkun” Allah’tan korkmak, Müslüman’ın en belirgin vasıflarındandır. “Ve O'nun elçisine iman edin” Peygambere iman edin, “size Kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin” iki kat sevap versin. “Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın.” Biz yürürken bir nura ihtiyacımız var, akla ihtiyacımız var, basirete, ferasete ihtiyacımız var. “Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın” yani, hayatta yaşarken, ihtiyacımız olan o güç, Allah’ın verdiği güzel güç, “ve size mağfiret etsin.” Size acısın, bağışlasın. “Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.”“Öyle ki; Kitap ehli, Yahudi ve Hıristiyanlar Allah’ın fazlından hiçbir şeye güç yetirip sahip olmadıklarını” “Allah’ın fazlından hiçbir şeye güç yetirip sahip olmadıklarını”, çünkü her şeye güç yetiren Allah’tır. Kendilerinin müstakil bir gücü olmaz. “Ve fazlının muhakkak Allah’ın elinde olduğunu” yani, bütün gücün Allah’ın elinde olduğunu “Onu dilediğine verdiğini” istediği kimseye üstünlük ve güç verdiğini “bilip öğrensin. Allah büyük fazl, ihsan ve lütuf sahibidir.”

 


Hadid Suresi, 27. Ayetin Tefsiri

(Bağnazlar uydurdukları dine kendileri de uymaz) 

 

Sayın Adnan Oktar'ın 14 Mayıs 2015 tarihli röportajından Hadid Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

KARTAL GÖKTAN: "Onlar kendi uydurdukları dine kendileri de gereği gibi uymadılar" diyor.

ADNAN OKTAR: Tabii “biz”, diyor, “ruhbanı onlara emretmedik, onlar kendileri uydurdular, ona da gereği gibi uymadılar”, diyor Allah. Uymuyorlardı. Mesela bu gelenekçi Ortodoks Müslümanların hiçbiri ama bak hiçbiri istisnasız diyebilirim. İlmihalde anlatılanlara uyamaz. "Ben uyarım" diyen bana gelsin, her türlü iddiaya gelebilirim yani kaç 100.000 liralık diyorsa iddiaya girebilirim. Yapamaz. Yani orada tarif edilen dili uygulayamaz. Zelle Türkariye’ye ait meseleler var. Ya ona göre, Kuranı okuması kıraat etmesi, düzgün namaz kılması imkansız. Bak en başta şuradan başlıyor bir örnek vereyim, oradan anlayın, "Allahu Ekber" derken diyor "Ekber" deyin diyor, "beri, ekberi" şeddeli söylerse diyor, namaz bozulur diyor. O imama uyan kişilerin de namazı bozulur diyor. Bakın, "Allahü Ekber" demeden namaz kılmayan bir tane imam görmedim. Şeddelendirerek söylemeyen bir tane imam görmedim. Varsa söyle göstersene bana. Hatta özellikle yapıyor. "Allahü Ekber" derken böyle önce "b" diyor "Ekber" yani şeddeli söylüyor "Ekberi". Mecburen öyle bir çıkış gerekiyor. "Allahü Ekber" başka türlü diyemezsin ki. Mecburen şeddeli söylüyorsun, şeddeli söylendiğinde namaz bozulur diyor. Yani başka tür diyemez. Ben dikkatlice dinliyordum, hiçbiri diyemiyordu. Ondan sonra mesela Fatiha’da Zelle Türkariye’ye ait meseleler var. Harflerde, vurgularda en ufak bi hatada, namaz gider diyor. Ya avam halk böyle bir şey nasıl yapsın? Alim de yapamaz, Arap olan da yapamaz. Ana dil Arapça olan da yapamaz.