Sayın Adnan Oktar'ın 23 Ağustos 2010 tarihli röportajından Cum'a Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bak ayette diyor ki; “bir ticaret ya da bir eğlence gördükleri zaman, (hemen) ona sökün ettiler ve seni ayakta bıraktılar.” Mesela bu anormal bir harekettir. “...bir ticaret”, biraz kazanç. Kene ne yapar; gider domuzun en çirkin yerine yapışır. Ne istiyorsun, dersen keneye; kan emmek için. E dersin böyle rezil bir yerde niye yaşıyorsun? Kan var da onun için yaşıyorum. Tek amacı odur onun, onun ticareti de odur. En pis ortamda en rezil ortamda bile o oradan bir şeyler kazanmak ister. “... ya da bir eğlence” işte diskoteğe gitsin, dağıtsın, eğlensin, uyuşturucu kullansın. “...(hemen) ona sökün ettiler ve seni ayakta bıraktılar.” Yani cehd etmeyi, tebliği, Allah yolunda mücadele etmeyi bıraktılar, diyor. Bak, “sökün ettiler”, münafığın özelliği hep kaçmak ve kalleşlik etmek üzerine kuruludur. Niye kaçıyorsun, dersin; kalleş, dersin. Ticaret var, çıkar var, eğlence var onun için kaçıyorum. E burada niye durmuyorsun? Orada tehlike var, diyor; ölüm var, diyor. Saldırı var, diyor; hakarete uğrayabilirim. E peki, diyorsun; cehennemde sonsuza kadar kalacaksın o zaman, diyorsun. Zaten inanmıyorum ki diyor; cehenneme, diyor. Ne malum cehennem, diyor. Allah da "biraz beklesinler", diyor; az bir şey az bir süre, diyor. "Sırtlarına vurularak canları alınırken," diyor; zaten Cenabı Allah anlayacaklarını söylüyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 16 Eylül 2010 tarihli röportajından Cum'a Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Benim kızım münafıklardan acayip nefret ediyor. Acayip güzel maşaAllah. Bu iman alametidir. Çünkü münafık dünyanın en aşağılık mahluğudur. Mesela kafir dürüstçe söylüyor kafir olduğunu, merttir o yönüyle açıkça söylüyor “ben inanmıyorum” diyor. Saygı duyarsın. Münafık çok kahpedir. Yani üstelik de takva görünür. Yani alabildiğine takva görünür. Ve beğenmez, Müslümanları da beğenmez. Münafığın ana özelliği odur. Beğendiği Müslüman yoktur münafığın. Bir tek kendini beğenir. Yani usulen beğenir. Mesela falancasını beğenir. Bakarsın onu da beğenmiyordur. Ondan da daha büyüktür. En büyük o. Aslında Peygamber (s.a.v.)’den de daha büyük olduğuna inanır. Biraz daha da zorlarsan Allah’tan da daha büyük olduğuna inandığını anlarsın, haşa. Öyle inat eder. İnatçı ve ahlaksız bir karakteri vardır. Tamam, bir ayet söyle ben şerh edeyim Oktar Hocam, inşaAllah.
OKTAR BABUNA: İnşaAllah. Şeytandan Allah’a sığınırım.
“Oysa onlar (kendilerini tümüyle Allah'a ve İslam'a teslim etmeyenler) bir ticaret ya da bir eğlence gördükleri zaman, (hemen) ona sökün ettiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki: ‘Allah'ın Katında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır’”, Cuma Suresi 11, Hocam.
ADNAN OKTAR: Şimdi burada tabii yapılan anormal bir hareket. Ama onun içinde Müslüman olanlar da var. Cahilliğinden yapanlar da var. Münafıklar da var. Kalbinde hastalık olanlar da var. Ama biz münafıklar yönünden bakarsak, münafıklar için ticaret, hayati konular çok önemlidir. Yani sosyal konular çok önemlidir. Bütün dikkatini ona verir o. İş bulsun, çalışsın, para kazansın, evlensin, işine gücüne baksın, arada da namazını kılsın o kadar. Başka bir şeye gerek yoktur. İslam ahlakı dünyaya hakim olacakmış, İttihat-ı İslam zaten öyle bir konusu olmaz. Yani stil ve yöntem olarak ticaret yani gelir getirecek hayat, evliliği, yemesi, içmesi, yatması, uyuması bütün mesele budur. Onun için hep Kuran’da “oturun oturanlarla beraber” diyor, ayet. Hep oturma, hep oturma geçer. Yani münafık evi çok sever. Ev yani onun derdi günü odur. Aman bir eve girse, hatta hayvan gibi, Allah onu işaret ediyor Kuran’da “mağaraya da razıdır” diyor Allah, mağara. Yani böyle uyuz köpek gibi, yeter ki Müslümanlardan kaçsın. Mağarada olsa oraya girsin, orada yalnız yaşasın. Böyle uzleti isterler yani Müslüman istemez münafıklar. Yalnızlıktan hoşlanırlar, çünkü sevdiği kimse yok ki. Bir tek kendini sever münafık, dolayısıyla hiç kimseyle arkadaş, ahbap olamaz. Sahtedir arkadaşlıkları, çıkara dayalı olur. Mesela şen, şakrak eğleniyor zannedersin, hepsi birbirinden nefret ederler. Ayrıldıktan sonra gider dedikodunu yapar. O onun dedikodusunu yapar, o onun dedikodusunu yapar. Münafıklarda derin bir nefret vardır birbirlerine karşı.
Sayın Adnan Oktar'ın 18 Eylül 2010 tarihli röportajından Cum'a Suresi ile ilgili açıklamalar.
ERDEM ERTÜZÜN: “Oysa onlar kendilerini tümüyle Allah’a ve İslam’a teslim etmeyenler, bir ticaret yada bir eğlence gördükleri zaman hemen ona sökün ettiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki: ‘Allah’ın Katında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Cuma Suresi, 11’inci ayet Hocam.
ADNAN OKTAR: Münafık çıkarın peşinde olduğu için, önce mal mülk kazanmak, para kazanmak onu hedefler. Paraya giden, çıkara giden her yolu koruyup kollar. Parayı ve çıkarı engelleyeceğini düşündüğü her şeyden de kaçar. Mesela Müslümanların yanında düşünür, "bu paraya, pula geleceğe, yiyeceğe, içeceğe falan, bu ortam bana zarar verir" der. "Bunlara bir şey olabilir, operasyon olur, şu olur, bu olur, ben buradan kaçayım" der. Nereye kaçayım? Bir ev tutayım, bir mağara olsun. Allah diyor; “bir hayvan özelliği gösterdikten sonra, mağaraya da razıdırlar. Bir baraka, toprağın altında herhangi bir yer, illa ki kaçmak isterler” diyor. Ama orada da geleceğini planlıyor. Yani işte üresin, malı mülkü olsun. “Mallara ve oğullara” diyor Allah, değil mi ayette? Malları olsun, oğulları olsun, zenginleşsin. Allah da diyor bak; “malları ve oğulları sakın seni imrendirmesin” diyor Allah ayette. Münafıklar onunla da etkileyeceğini düşünüyorlar. “Seni imrendirmesin, Allah onların canları ızdırap içinde çıkası için onlara bu imkanı veriyor” diyor Allah. Acı içinde canlarının çıkması için inşaAllah. Onun için münafık mesela annesini çok, sever miras için. Babasını çok sever, miras için. Dedesini çok sever, miras için. Kardeşini çok sever, mal mülk gelmesi için. Bunun dışında mesela farz edelim, dedesi var felçli perişan, bir bakar; eğer ondan para çıkmayacaksa onu düşkünler evine göndermek için, Kuran’dan sana bir delil bulmaya çalışır, hadisten delil bulmaya çalışır. Yoksa da dilini eğip büker, mutlaka o sahtekar ona bir yol bulur. Mesela der ki; “ben ona çok iyi bakamam, çok mükemmel bakamam. Acıyorum, acıdığım için, ona iyi bakılacağı için onu düşkünler evine gönderdim” der. Peki para imkan niye tanımıyorsun? “Ben parayı kendi yiyeceğim içeceğim var, giyeceğim var önce ben kendimi düşünmek durumundayım, sonra onu düşünmek durumundayım. Ona mutlaka devlet zaten bakacaktır, benim böyle bir şeye girmem mümkün değil” der. Yani münafıkta abidik, gubidik olaylar acayip gelişmiştir. Ama dürüst görünümde, efendi görünümde.
Enaniyet ve gurur çok önemli olduğu için, münafık rezil olmaktan çok kaçınır. Onun için gurur esas olduğu için, enaniyet esas olduğu için, Müslümanların yanından kaçmak istemesinin sebebi de odur, sebeplerinden bir tanesi de odur. Enaniyetine zarar gelmesinden çok çekinir. Onun için münafığın en ızdırap duyduğu şey aşağılanmasıdır. Allah da Kuran’da onları çok aşağılıyor. Sürekli aşağılanırlar münafıklar. Onlar kaçtıkça, Allah da onları sürekli aşağılar. Ahirette de onların aşağılanmasının üstünde duruyor Cenab-ı Allah. Mesela yerde sürüklenerek götürülüyorlar, sırf aşağılanmaları için. Mesela yüzü arkaya çevriliyor. Mesela insanların yüzü böyl...
Oysa onlar (kendilerini tümüyle Allah'a ve İslam'a teslim etmeyenler) bir ticaret ya da bir eğlence gördükleri zaman, (hemen) ona sökün ettiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın katında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır." (Cum'a Suresi, 11)
Münafık çıkarın peşinde. Önce mal mülk para kazanmayı hedefler, bu yolları koruyup kollar. Engelleyecek her şeyden kaçar. Müslümanların yanında düşünür, "bu ortam bana zarar verir" der. "Ben buradan kaçayım" der. Bir mağara, bir ev olsun, toprağın altında herhangi bir yer, illa ki kaçmak istiyor orada da geleceğini planlıyor.
Münafık malları olsun, oğulları olsun zenginleşsin istiyor. Onların malı mülkü seni imrendirmesin canları acı içinde çıksın diye veriliyor bunlar diyor Allah. Münafık annesini sever miras için, babasını sever miras için, dedesini sever miras için, kardeşini sever mal mülk için. Bakalım dedesine bakar, mal çıkmayacaksa onu düşkünler evine göndermek için bir yol bulur, Kuran'dan delil arar.