Münafikun Suresi, 1-6 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 2 Temmuz 2010 tarihli röportajından Münafikun Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla; “Münafıklar sana geldikleri zaman, ‘biz gerçekten şahadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah’ın elçisisin’ dediler. Allah’da bilir ki, sen elbette Allah’ın elçisisin. Allah şüphesiz münafıkların yalan söylediklerine şahidlik eder.”  (Münafıkun Suresi, 1-3) Münafıklar hep takva görünümünde ortaya çıkarlar, bu çok önemli bak. Münafıkların ana özelliği, daha iyi dini yaşama iddiasıdır. Daha mükemmel dini yaşadığı iddiasıyla ortaya çıkar. Yani siz bilmezsiniz, ben daha iyisini bilirim der. Mesela bunun en keskin, en şiddetli, en çirkin şekliyle Peygamber efendimiz (s.a.v) zamanında münafıklar göstermiştir. Dırar Mescidi diye ayrı daha süslü, daha konforlu bir mescid yapmışlardır. Ve Peygamberimiz (s.a.v.)’e dediler ki; “biz burada dini daha güzel yaşıyoruz, İslam’ı daha güzel yaşıyoruz.  İstersen sen de gelebilirsin, ama asıl orada ki Müslümanlar gelsinler.” dediler. Gelsinler de burada namaz kılsınlar diyorlar. Peygamberi (s.a.v.) de beğenmiyorlar (haşa), oradaki Müslümanları da beğenmiyorlar, biz daha güzelini yapıyoruz diyorlar. Bütün münafıklar kahpe, kalleş, haysiyetsiz ve şerefsizdir. Ve çıkarlarını takva adı altında Müslümanlara ilka etmeye, ikna etmeye çalışırlar, bir oyundur bu. Daha güzel  ibadet yaptıklarını, daha mükemmel ibadet yaptıkları iddiasıyla, Müslümanları sapkınlıkla suçlayarak hareket ederler. Ama gönülleri bomboş oluyor, Allah’a, Kuran’a karşı içlerinde bir sevgi olmuyor. Nitekim gittiklerinde münafıklar, ya küfre hizmet ederler, ya kendi nefislerine hizmet ederler. İslam’ı, Kuran’ı yaymak diye bir şey yok, usulen o münafıkların,  Peygamber Efendimiz (s.a.v) zamanında yaptıkları gibi, usulen namazlarını kılarlar, usulen dini anlatırlar, sırf vicdani bir baskı yaşamamak için. Yani dışarıdan insanlar desinler diye, kısmen kendilerini Müslüman gibi gösterirler, yani rahatlarını kaçırmayacak kadar. Mesela belki gider kitap verir, belki gider bir Kuran ayeti anlatır, ama asıl isteği dünyayı yaşamaktır onun. Çünkü gerçekten niyeti olmuş olsa, bütün varlığıyla İslam’a kendini hibe eder. Etmez o, kısmen, münafığın özelliği insanların göreceği kadar, kendi vicdanında kendini kandıracağı kadar, dine hizmet ediyor gibi gösterir. Bunu Dırar Mescidi’nde çok açık gördük biz. “Onlar, yeminlerini bir siper edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Doğrusu ne kötü şey yapıyorlar.” Bir de bunlar, bak hep yemin ederek konuşuyorlar Allah adına, sanki hep Allah’tan yanaymış gibi. “Fakat Allah yolundan alıkoydular, doğrusu ne kötü bir şey yapıyorlar.” Asıl niyetleri İslam’ın yaşanmamasıdır münafıkların, ama doğrudan ben İslam’a karşıyım demez. İstemeye istemeye namaz kılmaya devam eder, istemeye istemeye oruç tutmaya yine devam eder, istemeye istemeye dini anlatır, ama nihayi hedefi Müslümanların dağılması, İslam’ın gücünü kaybetmesidir. Çünkü o zaman münafık rahatlayacaktır. Çünkü bak;  “sizin de kendileri olmanızı isterler. “ diyor Allah ayette. Bakın Cenab-ı Allah açıklıyor, diyor ki; şeytandan Allah’a sığınırım, “Bu, onların iman etmeleri.” Önce iman etmeleri, “sonra inkar etmeleri.” bak önce iman ediyor, sonra inkar ediyor, “dolayısıyla bö...

 


Münafikun Suresi, 1. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 5 Eylül 2010 tarihli röportajından Münafikun Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Münafıklar sana geldikleri zaman: "Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah'ın elçisisin" dediler.” Yani bayağı belli diyorlar. İnanıyoruz biz diyorlar. Halbuki kesinlikle inanmıyorlar. Ne Allah’a, ne Peygamber (s.a.v.)’e, ne Mehdi (a.s.)’ye, ne Hz. İsa (a.s.)’a; hepsine karşı kinlidirler. “Allah da bilir ki sen elbette O'nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylediklerine şahidlik eder.” Onun için bak, “Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah'ın elçisisin" dediler.” Münafığın “Allah birdir” demesinin dışında hiçbir şeyine inanmayacaksın. Yani Allah birdir, bir de Peygamber (s.a.v.) Allah’ın Resulüdür dediğini. Yani düz ayet okursa sadece ona inanırsın. Ondan geri hep sahtekarlık yapar, elinde değil. İblisin kucağına oturduğu için sürekli sahtekarlık yapacaktır.