Tahrim Suresi, 1-3 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 25 Mart 2010 tarihli röportajından Tahrim Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla, “Ey Peygamber”, şeytandan Allah'a sığınıyorum, “eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek Allah’ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun.” Bak Peygamber (s.a.v.) ne kadar sıkılmış ve zor durumda kalmış ki helal olan bir şeyden vazgeçiyor. Ve bak üstündeki tazyikin şiddetini gösteriyor bu. “Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Allah, yeminlerinizin çözülmesini size farz kıldı.” Bak Peygamber (s.a.v.)’e yemin ettiriyor artık helal olan bir şeyden vazgeçirttiriyor. Hanımlarının, bir kısım hanımlarının baskısı sonucu. “Allah, sizin Mevlanızdır, O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Hani Peygamber eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti”. Eşlerine diyor ki şu bir şey söylüyorum bunu gizli tutun diyor. “Derken o eşlerden biri bunu haber verip” gidip söylüyor. Yani sır olarak söylediği bir şeyi gidip başkasına söylüyor. “Allah da ona bunu açığa vurunca, o da bir kısmını açıklamış bir kısmını söylemekten vazgeçmişti.” Allah bildiriyor, şunları söyledi diyor. Peygamberimiz (s.a.v.)’in hanımının bildirdiği, açıkladığı konunun bir kısmını ona söylüyor. Bak diyor bunları söylemişsin diyor. Bir kısmını söylüyor, bir kısmını söylemiyor. Onu mahsurlu görmüş olabilir. “Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?"” Bakın Peygamber (s.a.v.)’e böyle bir üslup, değil mi? “O da “bana bilen, her şeyden haberdar olan (Allah) haber verdi” demiştir” diyor. Vahiyle zaten Cebrail (a.s.) söylüyor. Peygamber eşi olduğu halde görüyor musunuz durumu? “Eğer sizler, (Peygamberin iki eşi) Allah’a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi” diyor. “Yok, eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız,” yani kadınlarda öyle bir teşkilatlanma vardır, birbirlerini koruyup kollarlar. Ayette de var. “Kadınların fendi büyüktür” diyor, bir kısım kadınlarda bu vardır. Yani hepsini tenzih ederim.

 


Tahrim Suresi, 1-7, 11-12 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 26 Kasım 2010 tarihli röportajından Tahrim Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Tahrim Suresi’ni açmışsınız. Rahman, Rahim olan Allah’ın adıyla, şeytandan Allah’a sığınırım. “Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah'ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” Peygamberimiz (s.a.v.)’i hanımları biraz zora doğru çekiyorlar. Yani zorluğun içine doğru çekiyorlar. Peygamberimiz (s.a.v.) de onlara darılıyor ve Allah’ın helal kıldığı, onun için helal olan, güzel olan bir şeyi kendisine haram kılıyor. “Allah, yeminlerinizin (kefaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin Mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” “Yemin ettin” diyor Peygamber (s.a.v.)’e, “ama yeminini çöz” diyor, “kefaretle çözebilirsin” diyor. Yani hanımların arasında öyle bir sorun çıkmış o zaman. “Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, O da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti.” Cebrail bildiriyor hanımların gizli konuşmasını. İki hanımının arasında gizli konuşma var. Peygamberimiz (s.a.v.) diyor ki; “sakın bunu söyleme, bunu sana sır olarak söylüyorum” diyor. “Kimseye söyleme” diyor. Hanımı da gidip hemen yetiştiriyor, diğer hanımına söylüyor. “Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" dedi. Nereden öğrendin sen” diyor Peygamberimiz (s.a.v.)’ soruyor. “O da: "Bana bilen, (her şeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" diyor Peygamberimiz (s.a.v.), vahiyle bildiriliyor. Tabii, bu çok şaşırtıcı, hanımlarının böyle bir şey yapmaması lazım. Çünkü sürekli Cibril her türlü olayla, gaybla ilgili sürekli haber veriyor, birçok konuyu bildiriyor. Onun da bileceğini bilmeleri lazım ve verilen sözü de, Peygamber (s.a.v.)’e verilen sözü de titizlikle tutması lazım. Burada şunu gösteriyor Kuran, eşler arasında sırlar olur. Eşler sırlara titiz olacak. Çünkü eş eğer sırrı verirse, ona karşı saygısı kalmaz insanın. Çünkü sır, karıyla koca arasındaki sır çok hayatidir. Güven meydana getirir. Yani birbirlerine karşı sevginin imzasıdır adeta. Çok hayatidir. Seviyorsa sevdiğinin sırrını ölünceye kadar saklaması gerekir. Çünkü sır demek, ne demektir? Onun ruhuyla, onun ruhu tam birbirine kenetlenmiş demektir. Yani onun ruhunun içinde yaşıyorsun demektir. O da senin ruhunun içinde yaşıyor demektir. Sır verildi mi, o kapıyı deldin demektir. O evi yıktın demektir. Yani o evin içerisinde gizlice yaşadığın o güzel dünyayı yıktın demektir. Herkesin göreceği hale getirdin demektir. Özelliği ve hususiyeti kalmaz. Özellikle sırdaşlık kalktı mı sevgi de kalkar. Çok zararlı ve tehlikeli olduğu için Cenab-ı Allah bunun ehemmiyetinin dikkat çekecek şekilde ayette evlilikte sırdaşlığın önemine dikkat çekiyor. Eşlerin birbirlerinin sırrını hiçbir şekilde vermemesi gerektiğine Cenab-ı Allah burada önemli şekilde vurgu yapıyor. “Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah’a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi” diyor Allah. Kalplerinde eğrilik gösterdi. “Yok, eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız,” hanımlar böyle teşkilat olmaya çok müsaittir. Özellikle yani bir şey olursa yani, böyle kendi aralarında bir şey yapabilirler bazen, bazı hanımlar. Ne hikmetse öyle. “Artık” bak diyor, “yok, eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız artık Allah, onun Mevlasıdır” Allah onun koruyucusudur. “Cibril” Cebrail (a.s.), “ve mü'minlerin salih olan(lar)ı da,” salih Müslümanlar da onun destekçisidir. “Bunların arkasından Melekler de onun destekçisidirler” diyor Cenab-ı Allah. Melekler de onu destekler, Peygamber (s.a.v.)’i. “Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, mü'min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.” Peygamberimiz (s.a.v.)’e Cenab-ı Allah böyle bir müjde veriyor. “Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü Melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.” Allah Cehennemle tehdit ediyor. Dolayısıyla Peygamber (s.a.v.)’in hanımlarını da tehdit ediyor. “Ey inkar edenler, bugün özür beyan etmeyin. Siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz” diyor. Evet, devam ediyor ayet.

“İmran'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.” (Tahrim Suresi, 12) İmanlı bir kadın dünyanın en güzel varlığıdır. Çok şahane bir varlıktır imanlı bir kadın. Vefasızlık yapmaz, kalleşlik yapmaz, sırdaşlıkta titizdir, şefkati bırakmaz, merhameti çok güçlü olur. Allah ona özel bir elektrik verir, özel bir güzellik verir. Cildi de güzel olur, tavrı da güzel olur, ruhu da güzel olur, hitabeti güzel olur, bakışları güzel olur, her yönden mükemmel olur. Yani Allah ona bir Cennet gücü verir, farkına varmaz onun o yahut farkına varır.

“Allah, iman edenlere de Firavun'un karısını örnek verdi. Hani demişti ki: "Rabbim bana Kendi Katında, cennette bir ev yap."” Bak, dünya hırsı yok. Firavun’un yanında olduğu halde orada zibil gibi ev var, hiçbirini istemiyor. “Beni Firavun'dan ve onun yaptıklarından kurtar."” .” (Tahrim Suresi, 11) Firavun, adam da her şey var, her türlü çevre var. Orada gençler dolaşıyor, eğlence, müzik, içki, yiyecekler, her şey var. Ama istemiyor Müslüman kadın. “Beni Firavun'dan ve onun yaptıklarından kurtar.” Onun çirkin eylemlerinden kurtar. “Ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar” diyor. Ve oradan kaçmıştır, hicret etmiştir annemiz. Fakat bu kahpe ve kalleş Firavun arkasından katil ordusu göndermiştir, suikastçı. Annemizi Hz. Musa (a.s.)’nın yanına gittiğinde orada şehit ettiler, gizlice. Oraya onunla beraber hicret ettiği için, inşaAllah.