Kalem Suresi, 1-5 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar’ın 14 Aralık 2013 tarihli sohbetinden Kalem Suresi ile ilgili ayetlerin açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Kalem Suresi, şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman, Rahim olan Allah’ın adıyla. “Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun. Sen, Rabbi’nin nimetiyle bir mecnun (deli) değilsin. Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir (sevap) vardır. Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin. Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler.” İslam’ın hâkimiyetine işaret eden bir ayet aynı zamanda, Peygamberimiz (s.a.v.)’e hitap etmekle beraber, açık ve aleni olarak ahir zamanda da Mehdiyet’e işaret ediyor. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) kalemle yazmıyordu. Kalemle yazan Hz. Mehdi (a.s)’dır. İnşaAllah. “Nun” diyor bak “Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun. Sen, Rabbinin nimetiyle bir mecnun (deli) değilsin.” Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.)’e de delilik iddiasında bulundular, Hz. Mehdi (a.s)’a da delilik iddiasında bulunacaklar. “Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır.” Sürekli sevap alacaksın. Masumdur Hz. Mehdi (a.s), sürekli sevap alır. “Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin.” Ahlakı çok güzel olacak Hz. Mehdi (a.s)’ın. “Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler.” Yani İslam’ın hâkimiyetini sen de göreceksin, onlar da görecekler. Hz. Mehdi (a.s)’ın zuhurunu da, Hz. İsa Mesih (a.s)’ın zuhurunu da, inşaAllah. 

 


Kalem Suresi, 1-33, 51-52 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 19 Ocak 2013 tarihli sohbetinden Kalem Suresi ile ilgili açıklamaları.

 

ADNAN OKTAR: Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun”. Demek ki ahir zamanda yazı, kitap çok etkili olacak. Ona işaret ediyor. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v) zamanında Kuran yazılı değildi, ezberdeydi. Yani yazılı bir kitap yoktu Peygamberimiz (s.a.v) zamanında. Kuran sonradan kitap haline getirildi. Ama burada, “Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun”. Gerçi o zamanlar derilerin üstüne, kemik parçasının üstüne, kürek kemiklerin üstüne ayetler yazılıyordu. O şekilde muhafaza ediliyordu ama kitap halinde değildi. “Nun”; bence “Nun” harfi Mehdiyete işaret ediyor. “Nun” harfinde öyle bir işaret var diye düşünüyorum. “Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun”. Yine ahir zamanda kitabın ve tebliğin önemine Cenab-ı Allah’ın dikkat çektiğini düşünüyorum ahir zamana bakan yönüyle.

“Sen, Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin”. “Deli değilsin” diyor Cenab-ı Allah. Peygamberimiz (s.a.v)’e hitap olmakla beraber Hz. Mehdi (a.s)’a da böyle bir suçlama, böyle bir iftira atılacağını ayetten anlıyoruz, inşaAllah. “Sen, Rabbinin nimetiyle” nimetle, “Bir mecnun” bir deli, “değilsin”.

“Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır.” Sürekli sevap alacaksın, sürekli tebliğ yapacaksın, dini yayacaksın, ibadet edeceksin. Hep hayır yönünde olduğun için sürekli sevap alacaksın. Peygamberimiz (s.a.v)’e bakan yönü açık ama aynı zamanda Hz. Mehdi (a.s) da bakıyor ayet.

“Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin.” Peygamberimiz (s.a.v)’in ahlakı çok yüksekti biliyorsunuz. En yüksek ahlaka sahipti. Hz. Mehdi (a.s)’ın da Peygamberimiz (s.a.v)’e benzeyeceğini de düşündüğümüzde Hz. Mehdi (a.s)’a işaret ettiğini anlıyoruz.

“Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler.” Beşinci ayet, beşte başlıyor altıda bitiyor. Beş ve altı, yani elli altı. Ayetlerde de işaretler olur. Peş peşe gelmede meydana gelen bir rakam vardır. O yönüyle de birçok şeyi çözebilir kardeşlerimiz, inşaAllah. “Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler”. Demek ki yakında bir fütuhat var. Peygamber efendimiz (s.a.v) zamanına bakmakla beraber Mehdi devrinde de yakında bir fütuhat, bir güzellik Müslümanların lehine bir fereç olacağı anlaşılıyor.

“Sizden, hanginizin 'fitneye tutulup-çıldırdığını.” Demek ki Hz. Mehdi (a.s)’a da fitneye tutulduğu, fitne içinde olduğu ve çıldırdığı, aklını kaybettiği, çizgiden çıktığı, yolunu kaybettiği iddiasında bulunacaklar.

“Elbette senin Rabbin, kimin Kendi yolundan şaşırıp-saptığını daha iyi bilendir”. “Deccal olanın kim olduğunu daha iyi bilir” diyor Allah. “Kimin hidayete erdiğini de daha iyi bilendir”. “Kimin Mehdi olduğunu da daha iyi bilendir” diyor. Hidayete eren mehdi demektir. Hidayete erdiren, vesile olan o da mehdi.

“Şu halde yalanlayanlara itaat etme”. Yani yobaz takımına, Darwinistlere, materyalistlere itaat etme. Ahir zamana bakan yönüyle söylüyorum.

Şeytan’dan Allah’a sığınıyorum. “Onlar, senin kendilerine yaranmanı (uzlaşmanı) arzu ettiler;” yani uzlaşmanı arzu ettiler “o zaman onlar da sana yaranıp-uzlaşacaklardı”. Şimdi Darwinistler ne diyorlar; “Kuran’da da Darwinizm var, gel seninle uzlaşalım” diyorlar. Ben de dedim; “Kuran’da Darwinizm yok”, anlatıyorum. “PKK konusunda uzlaşalım” diyorlar. “Hiçbir şey yapmayacak PKK” diyorlar. O konuda da uzlaşamayız diyorum. “Komünizm konusunda uzlaşalım” diyorlar. O konuda da uzlaşamayız diyoruz...